Cesur Yürek Dizisindeki 'Gazeteci Sahnesi' İçin Suç Duyurusu
Bir TV kanalında yayına giren ve İstanbul’da yaşayan bir balıkçının kahramanlığa giden yolculuğunu konu alan ‘Cesur Yürek’ isimli dizinin 2’inci bölümünde gazetecilik mesleğine hakaret edildiğini savunan Sinoplu gazeteci Deniz Özen, Sinop Cumhuriyet Savcılığına giderek suç duyurunda bulundu.
Bir TV kanalında yayına giren ve İstanbul'da yaşayan bir balıkçının kahramanlığa giden yolculuğunu konu alan 'Cesur Yürek' isimli dizinin 2'inci bölümünde gazetecilik mesleğine hakaret edildiğini savunan Sinoplu gazeteci Deniz Özen, Sinop Cumhuriyet Savcılığına giderek suç duyurunda bulundu.
Suç duyurusu sonrası açıklama yapan Deniz Özen, "TV ekranlarında yayına giren 'Cesur Yürek' isimli dizinin 2. bölümünde işlenen bir konu beni oldukça rahatsız etmiştir. Dizinin o sahnesinde; mafya oyuncusu birini ziyaret ediyor ve gazeteci mafya karakteri ziyareti fotoğraf çekerek haber yapıyor. Bu habere sinirlenen mafya karakteri hastaneye tedavi amaçlı giden gazetecinin yanına gidiyor ve yaptığı haber için onu cezalandırmak istiyor. Şimdi o sahnede neler yaşandı üzülerek bakalım; mafya karakteri; dosyanı inceledim, doktorlar seni biraz sallarlar, sana detaylı bir tetkik lazım. Gazeteci karakteri; Ahmet Bey haber yüzünden mi? Ben sadece işimi yaptım, üstelik sizi karalayan bir haber değildi. Bir kahramanı ziyaret ettiniz ne var ki bunda? Mafya karakteri; biz de teşekkür ediyoruz, (yanındaki adamına seslenerek) bu arkadaş bizden izin almadan haber yaptığına göre sağlam bir cesaret var. Bu arkadaş bizden izinsiz fotoğraf çekiyorsa ya cesaretli birisi ya da güvendiği birileri var. Arkadaşı bir getirin cesaretine bakalım dedim diyor. Gazeteci karakteri; yalvararak, Allah aşkına iki çocuğum var, yapmayın, Allah aşkına yapmayın, ben hata yaptım, hatamı anladım diyor. Mafya karakteri; bir şey yapmayacağız kardeşim, sen bizim nasıl izinsiz fotoğrafımızı çektin, (elindeki kolonoskopi aleti ile) bir kare fotoğraf alacağız diyor ve zor kullanarak o aleti gazeteciye. Ülkemizin örf ve ananelerinin yanı sıra basın özgürlüğü de göz önünde bulundurulduğunda, üstelik toplum olarak dizilerden etkilenildiğini düşündüğümüzde bu sahnelenen oyun asla kabul edilebilir gibi değil. Son yıllara bakıldığında TV ekranlarında şiddet başta olmak üzere, ihanet gibi toplumu olumsuz etkileyebilen konular işleniyor. Her ne kadar yapımcılar ortaya koydukları projelerden toplumun etkilenmemesi gerektiğini ifade ederek uyarıcı yazılar yayınlasalar da, realitede bunun tam tersi olduğu açıkça görülüyor. Bunun en basit örneği ise dizilerde çalan cep telefonu melodisinin bir anda milyonlarca insanın melodisi olması, giyim kuşam, aksesuarlar ve diğer ürünlerin hızla yayılmasıdır. Bu anlamda, bir gazeteci olarak, cesur yürek isimli dizinin o sahnesinde gazetecilik onurunu ayaklar altına alındığını ve insanların gazeteciler üzerinde olumsuz etki edebileceğini düşünerek, Sinop Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundum. İşlenen bu sahne, toplumun sesi olmak için bütün olumsuz koşullara rağmen çalışan, gazetecilik mesleğine apaçık hakaret değil de nedir? Son zamanlarda ülkemizde ve dünyada meslektaşlarımızın uğradığı saldırılara hepimiz üzülerek şahit oluyoruz. Milyonlarca insanın önünde bu ve buna benzer olumsuz konular işlenmesi ileride istenmeyen sonuçları ortaya çıkartacağı kanaatindeyim. Umarım yapımcılar bu hususu dikkate alır ve gerekli girişimi yaparlar" diye konuştu. - SİNOP