Cevdet Akay: "2025 Yılı Bütçesinde 3 Bin 423 Adet Araç Alınacak.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, bütçe görüşmelerinde; Tasarruf Tedbirleri Genelgesi ile kamuya üç yıl taşıt alınmayacağını anımsatarak, "2025 yılı bütçesinde 3 bin 423 adet araç alınacak. Geçen yıl bu sayı 3 bin 59'muş, 364 araç daha fazlalaşıyor. Yüzde 11,89 oranında bir artış var. Bir taraftan biz bu araçların satılıp kiralanmasıyla ilgili, giderlerin aşağı çekilmesiyle ilgili tasarruf yapmaya çalışırken bir taraftan da bu araçlar alınıyor" dedi.
NİSANUR YILDIRIM
(ANKARA) - Tbmm Plan Ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, bütçe görüşmelerinde; Tasarruf Tedbirleri Genelgesi ile kamuya üç yıl taşıt alınmayacağını anımsatarak, "2025 yılı bütçesinde 3 bin 423 adet araç alınacak. Geçen yıl bu sayı 3 bin 59'muş, 364 araç daha fazlalaşıyor. Yüzde 11,89 oranında bir artış var. Bir taraftan biz bu araçların satılıp kiralanmasıyla ilgili, giderlerin aşağı çekilmesiyle ilgili tasarruf yapmaya çalışırken bir taraftan da bu araçlar alınıyor" dedi.
AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş'un başkanlığında toplanan Tbmm Plan Ve Bütçe Komisyonu'nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde görüşmeler sürüyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın da katıldığı komisyonda, milletvekilleri bütçenin geneli üzerine konuşuyor.
Bütçenin geneli üzerine söz alan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, araç alımlarının önceki yıla göre yüzde 12 arttığının altını çizerek, artan faiz yüküne dikkat çekti. Akay, şunları söyledi:
"2025 yılı bütçe büyüklüğü 14,7 trilyon. Yine, kamu gelirleri açısından baktığımız zaman da 12,8 trilyonluk bir gelir hedeflenmiş. Baktığımız zaman, bütçede şimdiden 1 trilyon 931 milyarlık bir açık öngörüyoruz. Önceki yıla göre yüzde 10,1 oranında bir düşüş olmasına rağmen yine de bütçe açığı açısından önemli bir büyüklük. Bütçe disipliniyle ilgili bu kontrolü henüz sağlayamadık. Bu bütçe açığının kamu giderlerine oranı yüzde 13, vergi gelirlerine oranı da yüzde 15,08 civarında. Burada da geçen yıllara nazaran tabii ki oransal olarak bir düşüş olmasına rağmen oranlarda ciddi bir büyüklük var. En önemli sorununun faiz giderleri olduğunu görüyoruz; 1 trilyon 950 milyarlık bir faiz gideri var, bu da bütçe büyüklüğüne oranı yüzde 13 civarında, gelirlere oranı da yüzde 15,23 civarında. Borçlanma oranı çok yüksek ve borç ödeme sorunu var.
"Az kazanan da çok kazanan da aynı vergiyi veriyor"
Ülkemize baktığımız zaman da bu sorun ülkemizde de geçerli çünkü bu bütçe; borç, faiz ve kur farkı gideri sarmalına girmiş durumda. Yıllar itibarıyla bu borç yükünün arttığını görüyoruz, bunu beceremediğimizi görüyoruz, önümüzdeki dönem içerisinde de bu ülke ekonomimizi zorlayacak bir şey. 374 milyar 45 milyonluk bir kur farkı gideri var, 2023 yılında bunun 32 milyar 806 milyonu ödenmiş, ama ödenen kısım 2023 yılı içerisinde 32 milyar 806 milyon, bu da toplam iç borç büyüklüğü 2023 yılında, yüzde 11,64'e tekabül ediyor. Kurun baskılandığı bir ortamda bu tutar bu boyuta geldiyse, kur artışında bu borç yükünün çok daha fazla olacağını ve borçlanma oranının ülke olarak daha çok yükseleceği gerçeği var. Dolaylı ve dolaysız vergiler ayrımına baktığımız zaman, yıllar itibarıyla değişen bir şey yok; bu bütçede de dolaylı vergiler yüzde 65, dolaysız vergiler yüzde 35 civarında devam ediyor. Dolayısıyla, az kazanandan az vergi alınması gerekirken, az kazanandan da yüksek vergiler, çok kazanandan da aynı vergileri almış oluyoruz. Dolayısıyla, vergi yükü ücretliler ve dar gelirliler üzerinde devam ediyor.
"Garanti ödemelerinin durdurulması gerekiyor"
2010-2020 yılı arasında sadece KÖİ ve yap-işlet-devret projesi yapan firmaların bir kısmına 128 kez vergi, resim, harç istisna belgesi verilmiş. Bir taraftan bu kurumlar "depreme yardım" diye bağışta bulunuyorlar ama bir taraftan da bir hafta, on gün sonra yatırım teşvik belgesi alıp çok ciddi devlet imkanlarından yararlanıyorlar. Bu KÖİ ve yap-işlet-devret projeleri ülkemiz için kanayan bir yara. 2005 yılından 2024 yılına kadar 79,5 milyar dolar para ödenmiş, 162 milyar dolar bu yıl ödenecek. Bunların vergilerini artıralım dedik, yüzde 25'ten 30'a çıkardık. Sadece 2025 yılında 557 milyonluk bir tahsilat etkisi olacak ama bir taraftan da bu kurumların vergi yükü yüzde 3 ile yüzde 6 arasında değişiyor. Almış oldukları teşviklerden dolayı da yüzde 10 asgari kurumlar vergisi getirilmiş olmasına rağmen fiiliyatta buradan çok az tahsilat yapacağımızı sizler de takdir edersiniz. Bu tahsilatın önlemlerinin de mutlaka alınması gerekiyor. Bu garanti ödemelerinin artık bir yerde durdurulması, kurun sabitlenmesi ve ülkenin bu yükten kurtarılması gerekiyor.
"2025 yılında 3 bin 423 araç daha alınacak"
Üç yıl taşıt alımı yapılmayacağı ifade edilmişti fakat bakıyoruz ki 2025 yılı bütçesinde 3 bin 423 adet araç alınacak. Geçen yıl bu sayı 3 bin 59'muş, 364 araç daha fazlalaşıyor, yüzde 11,89 oranında bir artış var. Bir taraftan biz bu araçların satılıp kiralanmasıyla ilgili, giderlerin aşağı çekilmesiyle ilgili tasarruf yapmaya çalışırken bir taraftan da bu araçlar alınıyor."
"İktidar gelir dağılımındaki bozukluğu gidermek için adım atmıyor"
Bütçede yapılması gereken iyileştirmeler ve atılması gereken adımlar hakkında da konuşan Akay, "Tabii, kayıt dışı ekonominin vergilendirilmesi, gerekli tasarruf tedbirlerinin sağlanması, ücretlilerin vergi yükünün azaltılması, çok kazanandan çok vergi alınması, sermayenin vergilendirilmesi, maden ocakları dahil işletilen bütün bu tesislerdeki vergi yükünün reel seviyeye çekilmesi ve milli firmalarla işletilmesinin sağlanması, esnafın, çiftçinin, KOBİ'nin desteklenmesi, emeklinin, asgari ücretlinin hak ettiği şekliyle ücretlerinin ayarlanması açısından çok çok önlemler almamız gerekiyor. Buradaki, gelir dağılımındaki bozukluğu gidermek için bunların mutlaka hayata geçirilmesi lazım" dedi.