Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki Açıklaması
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "15 Temmuz'un kontrollü bir darbe girişimi olduğu" iddialarına yönelik, "Kemal Bey 1 Nisan'da mı söyledi bunu?
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "15 Temmuz'un kontrollü bir darbe girişimi olduğu" iddialarına yönelik, "Kemal Bey 1 Nisan'da mı söyledi bunu? Herhalde şaka olsun diye, küçük çocukların bile güleceği bir şey olsun, '1 Nisan'da şaka yapayım, bir tebessüm oluşsun' diye söylemiştir. Yoksa bunun ciddiye alınır tarafı yok. İnsan hayatı üzerinde hesap olmaz. İnsan hayatı üzerinde plan yapılmaz." dedi.
Özhaseki, Mogan Gölü kıyısında düzenlediği basın toplantısında, "Mogan Gölü Dip Çamuru Temizliği Projesi" kapsamında yürütülen çalışmalar ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Mogan Gölü'nün Ankara için önemine değinen Özhaseki, göldeki kirliliğin zamanla sıkıntıya dönüştüğünü anlattı.
Gölün dibindeki çamurların temizlenmesi için Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile sözleşme imzaladıklarını belirten Özhaseki, "Çünkü en büyük gemi filosu Ulaştırma Bakanlığımızın ve bu işi yapabilecek müthiş bir kabiliyet ve kapasiteleri var. Şu an burada yapacağımız iş, iç göllerde yerli ekipmanla bu büyüklükte, bu teknolojiyle yapılan tek iş. Avrupa'nın en büyük işi, dünyanın da ikinci büyük işi olarak önümüzde duruyor. Çevre adına hakikaten muhteşem bir iş yapacağız. Bundan da son derece mutluyuz." ifadelerini kullandı.
Temizlik çalışmasının detayları hakkında bilgi veren Özhaseki, şöyle konuştu:
"Gölün yüzeyi 6 kilometrekare. Yüzde 60'ı kirli olarak gözüküyor yapılan incelemelerde. 3,7 kilometrekarelik bir alanda kirlilik var. Bu kirlilik tabii ki tabanda ve 50 santimetre yüksekliğinde bir çamur, bir bataklık oluşturmuş. Bu kirliliği bizim gölün tabanından sıyırıp, ekipmanlarla 2 kilometre kadar taşımamız söz konusu. Orada taşıdığımız çamurları belirli kumaşların içerisinde tutarak süzülmesini sağlıyoruz. Artan çamurlu birikimi de toprakla karıştırıp, rekreasyon alanlarında özellikle bitkisel toprak olarak kullanıyoruz. Yani bu yaptığımız işlerde herhangi bir koku ve görsel kirlilik olmadığı gibi dışarıya da salgılanacak bir kirlilik bulunmamaktadır."
İhaleyi bakanlık olarak kendilerinin aldığını belirten Özhaseki, yapılacak çalışmalarda sazlık alanın, gölün flora ve faunasının da sonuna kadar muhafaza edileceğini vurguladı.
Çalışmalar sırasında çeşitli ekipmanların yer aldığı 4 geminin hazır olduğuna işaret eden Özhaseki, çalışmaların bir yılda bitirileceğini bildirdi. Türkiye'de 16 özel çevre koruma bölgesi olduğuna dikkati çeken Özhaseki, buraların korunması, biyolojik çeşitliliğin yaşatılması için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti.
Özhaseki, "Çevre alanında yapmaya çalıştığımız tek şey korumacılıktır. Sonra dengelerin muhafazasıdır. Çünkü çevreyi biz bir emanet olarak görüyoruz. O emaneti ne kadar güzel korursak, hayatta o kadar mutlu yaşarız diye düşünüyorum." dedi.
Mogan Gölü'nün Ankara için iklimsel önemini anlatan Özhaseki, "Bir sene sonra buradaki bütün bu çamurların temizlenip, oradaki artan miktarın da toprakla karıştırılarak gübre olarak tüm tabiata verildiği, asla kirliliği olmayan bir ortamın doğmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum." şeklinde konuştu.
"50-60 yıl boyunca kirlilik oluşmayacağını tahmin ediyorum"
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Özhaseki, Mogan Gölü'ne yönelik çalışmaların toplam ihale bedelinin 63 milyon lira olduğunu kaydetti.
Özhaseki, "Daha önce yapılan ihalelerde bundan çok daha yüksek bedeller çıkmıştı. 100 milyon liraya yakın bedeller çıkmıştı. Biz o ihaleleri iptal ettik. Sağ olsun, Ulaştırma Bakanımız çok anlayışlı davrandı bize. 'Maliyet ne giderse onu alalım' dediler. İlk yaptıkları kaba hesapta böyle bir rakam çıktı. Bakanlığımıza gönül rahatlığıyla bir protokolle bunu devrettik." dedi.
Mogan'ın daha sonra kirlenmemesi için göle açılan tüm küçük derelerin de ıslah edildiğini bildiren Özhaseki, kirliliği önleyecek her türlü tedbirin gerek Gölbaşı Belediyesi gerekse bakanlıkça alınacağını vurguladı.
Özhaseki, "15-20 sene önce yapılmış olan kirlilik oluşturan ne varsa bundan sonra hepsi büyük bir titizlikle engelleneceği için 50-60 yıl boyunca burada bir kirlilik oluşmayacağını tahmin ediyorum." ifadesini kullandı.
Bakan Özhaseki, bir başka soru üzerine, işletmelerin bir gram dahi dışarıya kirli su vermesine, kirlilik oluşturmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sözleri
Bakan Özhaseki, bir basın mensubunun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "15 Temmuz'un kontrollü bir darbe girişimi olduğu ve AK Parti içinde ByLockçular bulunduğuna" yönelik iddialarına ilişkin sorusu üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kemal Bey 1 Nisan'da mı söyledi bunu? Herhalde şaka olsun diye, küçük çocukların bile güleceği bir şey olsun, '1 Nisan'da şaka yapayım, bir tebessüm oluşsun' diye söylemiştir. Yoksa bunun ciddiye alınır tarafı yok. İnsan hayatı üzerinde hesap olmaz. İnsan hayatı üzerinde plan yapılmaz. 250 şehidimiz var, 2 bin 200 kişi gazi olmuş ve onlarca uçak havaya yükselmiş, bombalamaya hazır. Meclis bombalanmış. Meclisin bombalanmasının, insan ölümünün şaka tarafı, hesabı, kitabı nedir? Tahmin ediyorum ki 15 Temmuz'da ortaya çıkan irade Kemal Bey'in hoşuna gitmedi. O gün orada millet müthiş bir şekilde iradesini ortaya koydu."
Özhaseki, 1960'lı yıllardan itibaren darbe, muhtıra, ihtilal ortamlarını tahrik edenin hep CHP olduğunu, bu süreçlerden sonra doğan oluşumlarda da CHP tandanslı insanların iktidara geldiğini belirtti.
Bakan Özhaseki, "Herhalde kendilerine iktidar yolu 16 Nisan'dan sonra kapanıyor diye ne yapacaklarını şaşırdılar ve o yüzden de çok tuhaf şeyler söylüyorlar. Özellikle Deniz Baykal'ın 'İzmir'de düşmanı nasıl denize döktüysek öyle sevineceğiz' gibi bir sözü, sonra Konya milletvekilinin düşmanları denize dökmekle eş değer tutan anlamsız sözü, doğrusu çok acı. Bu kendilerini kaybettiklerinin, dengelerinin, düzenlerinin bozulduğunun alameti." diye konuştu.
"Üç ay boyunca iftiralarına uğramış birisiyim"
Kendisine yakıştıramadığı için Kılıçdaroğlu'na kötü bir sözle karşılık vermek istemediğini dile getiren Özhaseki, şöyle devam etti:
"Ben Kemal Kılıçdaroğlu konusunda ihtisas yapmış, doktorasını tamamlamış birisiyim. Üç ay boyunca iftiralarına uğramış birisiyim. Gözünü kırpmadan yalan söyler ve iftira eder. Bu sözümden dolayı da çok rahat beni savcılığa verebilir. Çünkü daha önce verdi. Gittim bütün yalanlarını orada tek tek sıraladım, sonra da savcılığa 'Bizim literatürümüzde iftira eden müfteri' dedim. Yalan söyleyene de 'yalancı' derler. Şu yalanları, birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü yalanı, hepsini götürdüm savcılığa verdim. 'Bunlarda en ufacık bir belge ve ihtilaf varsa, suçumu kabul ediyorum' dedim. Savcılık, hiçbir suçumun olmadığına, doğru söylediğime hükmetti. İstiyorsa beni yeniden mahkemeye verebilir Kemal Bey. Yalanlarını da götürür teslim ederim. Alışkın olduğumuz için Kemal Bey'in bu sözlerine, Türk milleti de alıştı."
Özhaseki, "Allah CHP'lilere yardım etsin, böyle bir insana sabrediyorlar." ifadesini kullandı.
"Otopark konusunda çok sert tedbirler geliyor"
Bakan Özhaseki, "binalarda her daire için bir araçlık otopark zorunluluğunun getirilmesi" çalışmasına yönelik soru üzerine de imar yönetmeliklerinin yeniden ele alındığını ve her ilin ayrı bir imar yönetmeliğinin olmasının planlandığını söyledi.
İstanbul ile Siirt'in imar yönetmeliğinin aynı olduğunu ama bunu doğru bulmadıklarını anlatan Özhaseki, "Şimdi biz imarın değişmez kurallarını yazdık, sonra da bütün illere gönderdik. Oradan gelecek özelliklerin de dahil ettikleri detayları alıp her ilin imar yönetmeliğini ayrı çıkaracağız. Ankara'nın, İstanbul'un, Sivas'ın, Artvin'in ayrı olacak. Bu doğru bir karar." dedi.
Eski yönetmeliklerdeki bazı uygulamaların çarpık yapılaşmaya neden olduğunu ve bunları da yeniden düzenlediklerini bildiren Özhaseki, şunları kaydetti:
"Emsal dışı alanlar diye bir kavram var. 50-60 metrelik bir evde, 60 metrelik de balkon yaptığını iddia ederek insanlar bir anda evi 120 metreye çıkarabiliyorlardı. İşte bunlara set geldi. Eskiden 3 daireye bir otopark bulundurma zorunluluğu vardı. Fakat artık birçok evde bir araç olduğu gibi bazı semtlerde iki araç da var. O zaman bizim bunu yeniden düzenlememiz icap ediyor. Zorunluluk olarak bundan sonra 6. ayın 30'undan itibaren başlayacak, her ev, daire için bir otopark zorunluluğu var."
Bu uygulamanın her yerde mümkün olamayacağını vurgulayan Özhaseki, "Bodrumda iki kat daha yapıldığında emsalden saymayacağız. Bahçe mesafelerinin içerisini otopark olarak düzenlediğinde onları emsalden saymayacağız. İki bina birleştiğinde tamamıyla altlarını otopark yaptıklarında emsalden saymayacağız. Yani otopark yapılabilmesi için elimizden gelen her türlü tedbiri alıyoruz ve otopark işinde de çok sıkı bir denetim getiriyoruz." diye konuştu.
Özhaseki, "Belki otoparkı çok zorunlu kılamayacağımız bir iki hal var, istisnadır bunlar. Tarihi eserlerin bulunduğu yerler ya da ön cephesi çok dar olan yerler de olabilir, onlar için özel tedbirler alıyoruz. Bunun dışında otopark konusunda çok sert tedbirler geliyor." dedi.
Toplantı öncesinde basın mensuplarıyla beraber dip çamuru temizliği yapılan bölgeye tekneyle hareket eden Özhaseki, teknede de yapılan temizlik çalışmaları hakkında kısa bilgi verdi.