CHP'den Başbakan'a Randevu Tepkisi Geldi
Erdoğan'ın, DYP ve Anavatan Partisi'nden Randevu Almasına Rağmen, Anamuhalefet Partisi Lideri Baykal ile 'Zaman İsrafı' Gerekçesiyle Görüşmeyeceğini Açıklaması CHP'nin Sert Tepkisine Neden Oldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, DYP ve Anavatan Partisi'nden randevu almasına rağmen, Anamuhalefet Partisi Lideri Deniz Baykal ile "zaman israfı" gerekçesiyle görüşmeyeceğini açıklaması CHP'nin sert tepkisine neden oldu. CHP'liler Başbakan Erdoğan'a "Demokrasi kültüründen yoksun, devlet yönetimi anlayışının sığlığını gösteriyor, CHP ipliğini pazara çıkardı" karşılığını verdi.
Başbakan Erdoğan'a tepki gösteren CHP'li milletvekilleri, ANKA'ya şu değerlendirmeleri yaptı:
İPLİĞİNİ PAZARA ÇIKARDI
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen: "CHP olarak randevu istemiyoruz ki, bizim böyle bir talebimiz yok. Talep kendisinden gelecek. Kardeşim, cumhurbaşkanlığı seçiminden önce uzlaşacaksın, uzlaşman gerek. TBMM'deki en büyük muhalefet partisi CHP. DYP ile Anavatan ile görüşse ne olur? Koalisyonu mu hazırlıyorlar? Kendisine yandaş arıyor. Gelecekteki hükümetin programını yapıyor. Kan davası var sanki. CHP, Erdoğan'ın, AKP'nin ipliğini pazara döktü. Dosyaları, yolsuzluklarını ortaya çıkardı. CHP, toplumu harekete geçirdi. CHP olmasaydı, tereyağından kıl çeker gibi, çekip çıkaracaktı. CHP, halkı organize etti. Ama Erdoğan, AKP, CHP'ye karşı kan davası götürüyor. Çünkü CHP, arı kovanına çomak soktu. Başbakan, kin ve nefret dolu. Ancak kişisel bir şey yok, Türkiye'nin geleceği ile ilgileniyoruz, Erdoğan ise, makam istiyor."
ANAVATAN'I OTURUMA KATILMAYA İKNA ETMEYE ÇALIŞIYOR
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan: "Başbakan'ın demokrasiyi içine sindiremediğini gösteriyor. Demokrasiyi sadece araç olarak gördüğünü gösteriyor. Anavatan Partisi ile DYP ile, oy vermezlerse de oturuma katılmaya ikna için görüşüyor. Araçsal demokrasi anlayışı."
DEMOKRASİYİ İÇSELLEŞTİREMEMİŞ
CHP Sivas Milletvekili Nurettin Sözen: "Sorun Başbakan'ın demokrasiyi içselleştirmemesi meselesidir. Demokrasi kültürü, devlet adamlığı meselesidir. Ana muhalefet partisi ile görüşmeyen hükümet başkanının, yarın tarafsız cumhurbaşkanı olmasını beklemek yanlış olacaktır."
BÖYLE GARABET YOK
CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı: "Cumhurbaşkanı olmaya niyetliyse ana muhalefeti yok sayan bir insan nasıl demokrat olabilir? Nasıl hukuka, demokrasiye inanmış olabilir? Baykal kendisini eleştirmiş olabilir ama eleştiriye dayanmayan bir başbakan var karşımızda. Bu tutumu ile ulusu nasıl kucaklayacak? Millet istemediğini belli etti alanlarda. Demokrasilerde görülmeyen skandal yaşanıyor. Adaylık başvuruları başladı, son güne uzatıyor, yok MKYK görüşecek, yok bilmem ne. CHP, ne yapmış, bu millet seni istemiyor dedik. 1 milyon insan söyledi. Bu tutumu ile cumhurbaşkanı olamayacağını gösteriyor. Cumhurbaşkanı olduğu zaman nasıl yanlı davranacağının göstergesi. O da, benzerleri de olmamalı. Dünyada böyle bir garabet yoktur."
CUMHURBAŞKANLIĞINA LAYIK DEĞİL
CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir: "Bir başbakanın muhalefetle mutlaka görüşmesi gerekir. Cumhurbaşkanlığı, parti liderliği değil. Ülkenin başını temsil eden bir makam. Onları kucaklayan bir makam. En yüksek tepede, üstelik TSK'nın da başkomutanı. 70 milyonu ilgilendiren bir seçim yapıyoruz. Başbakan, CHP ile görüşmem diyerek, demokrasiden ne anladığını gösteriyor. Demokrasiyi içine sindirememiş bir başbakanla yönetiliyoruz. Muhalefet liderleri, iktidarları her zaman eleştirmek durumunda. Bu, muhalefetin görevi. Muhalefet, cumhurbaşkanında aranacak nitelikleri her yerde dile getirebilmeli. Bunlardan kimse alınmamalı. Demokrasinin temelinde, eleştirileri içine sindirebilme anlayışı yatar. Anamuhalefet partisini yok saymak, Erdoğan'ın o makama layık olmadığının açık işaretidir."
DEVLET YÖNETİMİ ANLAYIŞI SIĞ
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart: "Başbakan'ın devlet yönetimi anlayışındaki sığlığı, yüzeyselliği ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı seçimindeki gayri samimi tutumunu göstermesi bakımından ibretle üzerinde durulması gereken bir davranış tarzı. Başbakan öteden beri cumhurbaşkanı seçimi konusunda da samimi ve dürüst değil. Gerçek anlamda uzlaşma arayışı içinde değil. Sistemin zafiyetlerinin yarattığı imkanları fırsatçı bir anlayışla kullanma çabası içinde."
(ANKA)
