CHP'den SGK'nın GSS Prim Borçları Tebligatına Sert Tepki
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer, SGK'nın işsiz ve dar gelirli vatandaşlara Genel Sağlık Sigortası prim borcu tebligatları göndermesine tepki gösterdi. Taşçıer, hükümetin sosyal devlet anlayışından uzaklaştığını ifade ederek, bu durumun ekonomik zorluklar içindeki kesimlere haksızlık olduğunu belirtti.
(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK), Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim borçlarının ödenmesi için işsiz ve dar gelirli milyonlarca kişiye tebligat göndermesine tepki gösterdi. Taşçıer, "Cumhurbaşkanı tarafından 1 Ocak 2024 tarihinde imzalanan kararname ile 31 Aralık 2024 tarihine kadar GSS prim borcu olanların sağlık hizmetlerinden yararlanacağı açıklanmıştı. Fakat milyonlarca kişiye Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim borcu tebligatı gönderilmeye başlanmıştır. Geldiğimiz nokta hükümetin her geçen gün daha da büyük çıkmaza sürüklenen ekonomik beceriksizliğinin ve devlet yönetimine egemen olan lakaytlığın açık göstergesidir" dedi.
Sosyal Güvenlik Kurumu, milyonlarca kişiye gönderdiği mesajda, Genel Sağlık Sigortası prim borçlarının ödenmesini talep etti. Kısa süre içerisinde borçların ödenmemesi halinde yasal takip başlatılacağı belirtilen uyarıda, mevcut borç durumunun e-Devlet üzerinden sorgulanabileceği hatırlatıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer, SGK'nın GSS prim borcunu ödeyemeyen milyonlarca kişiye tebligat göndermesine tepki gösterdi. Taşçıer,yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
"Sosyal devlet, tüm vatandaşlarının temel hak ve ihtiyaçlarını eşitlikçi bir biçimde karşılamakla yükümlü olan, insan onurunu esas alan bir devlettir. Sosyal devlet anlayışı, özellikle gelir seviyesi düşük, işsiz veya dezavantajlı kesimlerin korunmasını hedefler. Bir sosyal devletin öncelikli görevi, işsizinden öğrencisine, emeklisinden engellisine kadar tüm vatandaşlarının yaşamını güvence altına almak, onları çaresizliğe ve borç batağına terk etmemektir. Ancak karşımızda bu anlayıştan hızla uzaklaşan bir şahsım devleti anlayışı bulunmaktadır.
Anımsanacağı üzere Cumhurbaşkanı tarafından 1 Ocak 2024 tarihinde imzalanan kararname ile 31 Aralık 2024 tarihine kadar GSS prim borcu olanların sağlık hizmetlerinden yararlanacağı açıklanmıştı. Fakat milyonlarca kişiye Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim borcu tebligatı gönderilmeye başlanmıştır. Bu tebligatlar; gencinden yaşlısına geniş bir kesimi kapsamaktadır. İşsizler, iş arayanlar ya da belirli dönemlerde işten çıkarılmış yurttaşlarımız ağır bir borç yüküyle karşı karşıya bırakılmıştır. 'Param yok' diyenlere 'Ailen ödesin' denmekte, 'Sağlıklıyım, hastaneye gitmiyorum' diyene ise 'Gitsen de gitmesen de prim ödeyeceksin' denilmektedir. Geldiğimiz nokta hükümetin her geçen gün daha da büyük çıkmaza sürüklenen ekonomik beceriksizliğinin ve devlet yönetimine egemen olan lakaytlığın açık göstergesidir.
"Tam da AKP'ye yakışan vicdansız bir uygulamadır"
Görülüyor ki 'Deli Dumrul Vergisi'ni aratmayan uygulamalarla ülke ekonomisinde her geçen gün derinleşen bütçe açığını kapatmaya çabalayan iktidar, yine halkın cebine el uzatmaktadır. Yurttaşlara gönderilen borç tebligatlarıyla kötü yönetimin faturası yine yoksul ve darda olan milyonlara kesilmektedir. Bir yanda işverenlerin, imtiyazlı şirketlerin, devlete garantili iş yapanların milyar dolarlık vergi borçlarını affetmek, diğer tarafta ise iflasın eşiğine getirdikleri sosyal güvenlik sistemini ayakta tutabilmek için geçim derdindeki vatandaşlardan sağlık sigortası prim borçlarını ödemelerini istemek tam da AKP'ye yakışan vicdansız bir uygulamadır.
Sosyal devlet anlayışını benimsemiş bir hükümetin önceliği, işsiz, dar gelirli ve dezavantajlı kesimleri korumak olmalıdır. Ancak hükümet, bu kesimlerin ekonomik yüklerini hafifletmek yerine, onlardan prim borçlarını tahsil etmeye çalışarak sosyal devletin iflas ettiği açıkça ilan etmiştir. Bugün şahsım devleti ve AKP sosyal devlet ilkesini terk ederek, vatandaşlarını daha fazla borçlandıran ve yük altında bırakan bir politika benimsenmektedir. İş bulamayan, evine ekmek götüremeyen insanlardan bu parayı istemek, devletin vatandaşını koruma sorumluluğunu yerine getirmediğinin açık bir göstergesidir.
"Bu haksız uygulamayı bir an önce durdurmaya çağırıyoruz"
Sosyal devlet, dar gelirli ve zor durumda olan vatandaşlarını bu şekilde bir çıkmaza sokmaz, aksine onlara destek olur. Oysa bugün Türkiye'de ekonomik zorluklar altında ezilen, iş bulamayan ve borçlu hale getirilen geniş kitleler sürekli baskı altında tutularak, iktidara bağımlı hale getirilmek istenmektedir. Bugün bu uygulamaya karşı çıkarak şunu net bir şekilde ifade ediyoruz; bu politika, vatandaşlarımızı daha da fakirleştiren, sosyal adaleti zedeleyen bir yaklaşımdır. Şahsım devletini, işsiz ve dar gelirli vatandaşlara yönelik bu haksız uygulamayı bir an önce durdurmaya çağırıyoruz. Sosyal devlet ilkesine aykırı olan bu uygulamanın karşısında durmaya, halkımızın haklarını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz."