CHP İstanbul İl Kongresi... Müslim Sarı: "Statükonun Temsilcisi, Parçası Olanlar Değişimin Aktörü Olamazlar"
CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Müslim Sarı, CHP İstanbul İl Kongresi’nde; “Değişim bütüncül, tutarlı, samimi bir iştir. O gün başka şeyleri söyleyip bugün başka şeyleri söylemek değişim olamaz. Statükonun temsilcisi, parçası olanlar değişimin aktörü olamazlar. Yeni bir dünya okuması, Türkiye okuması yapmadan, yeni parti modeli oluşturmadan sadece değişelim, değiştirelimden söz etmek tek bir şey çağrıştırır; değişimden anladığınız şey sadece bir değiş tokuş. 'Genel başkanı değiştirelim. Sayın Kılıçdaroğlu’nu oradan alalım bir kenara koyalım, partinin bütün yapısal sorunları burada kalsın. Elimizde bir sihirli değnek var hepimizin kafasına dokunalım ve parti iktidara gelsin'. Böyle bir dünya yok, kimse aklımızla dalga geçmesin” dedi.
Chp Parti Meclisi (PM) üyesi Müslim Sarı, CHP İstanbul İl Kongresi'nde; " Değişim bütüncül, tutarlı, samimi bir iştir. O gün başka şeyleri söyleyip bugün başka şeyleri söylemek değişim olamaz. Statükonun temsilcisi, parçası olanlar değişimin aktörü olamazlar. Yeni bir dünya okuması, Türkiye okuması yapmadan, yeni parti modeli oluşturmadan sadece değişelim, değiştirelimden söz etmek tek bir şey çağrıştırır; değişimden anladığınız şey sadece bir değiş tokuş. 'Genel başkanı değiştirelim. Sayın Kılıçdaroğlu'nu oradan alalım bir kenara koyalım, partinin bütün yapısal sorunları burada kalsın. Elimizde bir sihirli değnek var hepimizin kafasına dokunalım ve parti iktidara gelsin'. Böyle bir dünya yok, kimse aklımızla dalga geçmesin" dedi.
CHP İstanbul İl Kongresi bugün yapılıyor. Cemal Canpolat ve Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik'in il başkanlığı için aday olduğu kongre devam ediyor. Kongrede söz alan CHP PM üyesi Müslim Sarı, şunları söyledi:
"Yaklaşık 3 aydır devam eden partinin kendi örgütlerini yenileme ve değerlendirme sürecinin İstanbul ayağının sonuna geliyoruz. 4 ve 5 Kasım tarihlerinde CHP kendi 38. Kurultayı'nı gerçekleştirecektir. Bütün örgüt emekçilerine teşekkür etmek istiyorum.
"BİR BÜTÜN OLARAK BU SÜRECE EMEK VEREN HERKES BU SÜRECİN BİR PARÇASI OLDU"
Bir seçim süreci yaşadık 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde. Demiştik ki Cumhuriyet'in 100. yılı giderken 100 yıl sonra bir kere daha yeni bir konsensüs önereceğiz topluma. Türk-Kürt, kadın-erkek, Alevi-Sünni, üretim modeli-çevre arasında yeni bir konsensüs, yeni bir toplum sözleşmesi, yeni bir anayasayla toplumun karşısına çıkmak...Bunun için ittifak sistemleri önermiştik. İttifaklarımız vardı ve toplumun karşısına bütün bu ittifakların Cumhurbaşkanı adayı olarak Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu aday olarak önermiştik. Ama toplumdan onay almadı, istediğimiz sonucu elde edemedik, beklentilerimiz yüksekti büyük bir moral bozukluğuyla karşı karşıya kaldık. Bir bütün olarak bu sürece emek veren herkes bu sürecin bir parçası oldu.
"BÜTÜN SORUMLULUĞUNU SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA YIKMANIN ÇOK BÜYÜK HAKSIZLIK OLDUĞUNA İNANIYORUM"
Şimdi hepimiz bütün ittifaklarla bu modeli topluma önerirken ve istediğimiz sonucu alamazken bu sonucun bütün sorumluluğunu Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na yıkmanın çok büyük haksızlık olduğuna inanıyorum. Evet biz başaramadık, toplumdan genel onayı almadık ama bunun tek sorumlusu sayın genel başkan mı? Ben şimdi soruyorum, ittifak ortaklarımıza soruyorum, buradalar belki. CHP'nin müttefikleri bu sürecin bir parçası değil mi onlar bir özeleştiri yapmayı düşünmüyorlar mı? Biz iktidar olduğumuzda cumhurbaşkanı yardımcısı olacak belediye başkanlarımız bir özeleştiri yapmayı düşünmüyor mu?
"AKP İKTİDARINI GERİLETMEK UĞRUNA CHP'NİN BELEDİYELERİNE HDP'NİN BU KADAR BLOK OY VERECEĞİNİ TAHMİN ETMEMİŞTİM"
Seçimin hemen sonrasında bir değişim tartışması başladı CHP'de, hemen ertesi gün sabah 9'da. Ben Pendik üyesi olarak 31 Mart günü Pendik'te oy kullandım. Ankara'ya yolculuk yapıyorum henüz sandıklar açılmamış. Bir milletvekili arkadaşım yanıma geldi havaalanında, dedi ki; 'Ne bekliyorsunuz?' Dedim ki, 'CHP bazı belediyeleri kazanabilir ama Türkiye'nin siyasal iklimini değiştirecek bir sonuç beklemiyorum.' Evet ben resmi bir ittifakın parçası olmaksızın AKP iktidarını geriletmek uğruna CHP'nin belediyelerine HDP'nin bu kadar blok oy vereceğini tahmin etmemiştim. Sonra bu arkadaşım dedi ki; 'Bu koşullarda CHP iktidar olamıyorsa başta genel başkan olmak üzere bütün kadrolar değişsin.' Ankara'ya gittik sandıklar açıldı CHP; İstanbul'u, Ankara'yı, Mersin'i bizde olmayan belediyelerinin çoğunu kazanmıştı. PM toplandı bir değerlendirme yapıyor havaalanında bunları söyleyen arkadaşımız söz aldı dedi ki 'Sayın genel başkanım bu seçim sonucu bir başarı değildir zaferdir, siz de muzaffer komutanısınız'. Aynı kişi. Bütün bu arkadaşlarımız 'CHP'nin hiçbir sorunu ve problemi yoktur bu tartışmaları bırakalım' dediler. Biz de PM'ye şunu söyledik 'Sayın Genel Başkanımız CHP elbette iktidar olabilir ama CHP'nin iktidarının önündeki en büyük engel bu salondaki ruh hali...'
"CHP'NİN OYU NEDEN ARTMIYOR? GELİN BUNLARI TARTIŞALIM, HATA NEREDE, EKSİK NEREDE"
2014'te Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaptı. 52-48 iktidar muhalefet dengesi oluştu. 2017 referandum yaptık, yüzde 52 evet çıktı. 2018'de Cumhurbaşkanlığı yaptık ve yüzde 52 oy ile seçildi Erdoğan. 31 Mart'ta belediye seçimleri yaptık, o zaman şunu sordum; 'Bütün bu belediyeleri alırken muhalefetin oyu kaç?' 31 Mart günü AKP ve MHP'nin Türkiye genelindeki oyu yine yüzde 52. O gün bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor olsa yüzde 52 oy ile yine Erdoğan kazanacak. Partinin oyu kaç, kendi geleneksel oyu kadar. Şimdi şunu sormak gerekmez mi bu koşullarda ve şartlarda CHP'nin oyu neden artmıyor? Gelin bunları tartışalım, hata nerede, eksik nerede, partinin örgütlenme modelinde bir problem mi var? Gelin hep beraber üstelik kazanmış olduğumuz bir seçimin verdiği öz güvenle, partinin önüne bir yol haritası koyalım dedik. Biz bunları söylediğimizde bugün değişim diyen arkadaşların hiç sesi çıkmıyordu. Biz onları söylediğimizde şu an değişimden bahseden arkadaşlarımız bizi boğmaya çalışıyordu.
"DENİZLERİN, MAHİRLERİN OLDUĞU BİR ORTAMDA BİRİLERİ KALKTI DEDİ Kİ 'TOPRAK İŞLEYECEK SU KULLANANIN, BU DÜZEN DEĞİŞECEK NE EZİLEN NE EZEN İNSANCA, HAKÇA BİR DÜZEN'"
CHP'de değişimin olduğu dönemler oldu. Yaşı müsait olanlar hatırlar. 60'ların dünyası Latin Amerika'da devrimlerin olduğu, ulusların bir bir bağımsızlıklarını kazandığı, Amerika'nın Vietnam'da yenildiği tüm dünyada bir anti-emperyalist bir dalganın olduğu yerde Denizlerin, Mahirlerin olduğu bir ortamda birileri kalktı dedi ki 'Toprak işleyenin su kullananın, bu düzen değişecek ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen' dedi. Süreç sancısız olmadı parti ortasından ikiye bölündü. 1973 ve 77 seçimlerinde bunların sonuçlarını aldık.
"STATÜKONUN TEMSİLCİSİ, PARÇASI OLANLAR DEĞİŞİMİN AKTÖRÜ OLAMAZLAR"
Değişim bütüncül, tutarlı, samimi bir iştir. O gün başka şeyleri söyleyip bugün başka şeyleri söylemek değişim olamaz. Statükonun temsilcisi, parçası olanlar değişimin aktörü olamazlar. Yeni bir dünya okuması, yeni Türkiye okuması yapmadan, yeni parti modeli oluşturmadan sadece değişelim, değiştirelimden söz etmek tek bir şey çağrıştırır; değişimden anladığınız şey sadece bir değiş tokuş. Genel başkanı değiştirelim. Sayın Kılıçdaroğlu'nu oradan alalım bir kenara koyalım, partinin bütün yapısal sorunları burada kalsın. Elimizde bir sihirli değnek var hepimizin kafasına dokunalım ve parti değişsin iktidara gelsin. Böyle bir dünya yok, kimse aklımızla dalga geçmesin.
"NEYİ DEĞİŞTİRMEK İSTİYORSUNUZ, DEĞİŞTİRMEK İSTEDİĞİNİZ ŞEY NEDİR BUNLARI ANLATMADIĞINIZ SÜRECE SADECE VE SADECE KEMAL KILIÇDAROĞLU'NU DEĞİŞTİRMEK İSTEDİĞİNİZ SONUCU ÇIKAR"
CHP'nin değişimini böyle bir dönemde sadece ve sadece kişi değişikliğine indirgemek, kısırlaştırmak CHP'ye yapılan en büyük haksızlık olur. Yerel yönetim seçimleri hepimiz için yaşamsal. Herkes özeleştiri yapacak kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Neyi değiştirmek istiyorsunuz, değiştirmek istediğiniz şey nedir? İçeriği nedir? Yaklaşımınız nedir? Bunları anlatmadığınız sürece sadece ve sadece Kemal Kılıçdaroğlu'nu değiştirmek istediğiniz sonucu çıkar. Bu sürece zarar vermeden, yerel yönetim sürecine zarar vermeden, bakın çok zor koşullarda bu belediyeleri kazandık. Biz bu sürece zarar vermemeliyiz.
"SÖZ ALAN ARKADAŞLARIMIN YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİNE İLİŞKİN DÜŞÜNCELERİNİ, MODELLERİNİ VE FİKİRLERİNİ DUYMAK İSTİYORUM"
5 Kasım'da kurultayımızı yapacağız. 5 Kasım'dan sonra yeni bir parti yönetimi oluşacak 25-26 Kasım'da tüzük değişiklikleri yapılacak onlardan sonra yerel seçimlere odaklanacağız hızlı bir şekilde. İstanbul il kongresinde söz alan arkadaşlarımın yerel yönetim seçimlerine ilişkin düşüncelerini, modellerini ve fikirlerini duymak istiyorum."