MHP'li Yalçın gazeteciler için, "Fitne sokuyorlar" dedi, CHP'den sert tepki geldi
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetiyle ilgili haber ve yorumda bulunan gazetecilerin isimlerini sayarak ''MHP ile AK Parti arasına fitne sokmaya çalışıyorlar'' dedi. CHP Sözcüsü Deniz Yücel ise ''İsimleri geçen gazetecilerin saçlarının teline dahi zarar gelirse bunu Semih Yalçın'dan biliriz.'' ifadelerini kullandı.
Mhp Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, CHP ve bazı gazetecilerle ilgili eleştirilerde bulundu. Yalçın, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetiyle yapılan haberleri kastederek "Marksist basın MHP ile AK Parti arasına fitne sokmaya çalışıyor." ifadelerini kullanmış ve bazı gazetecilerin isimlerini sıraladı.
"2028'DEKİ SEÇİMLERİN YEREL SEÇİMLERE BENZEMEYECEĞİ TAŞKINLIĞA SEVK EDİYOR"
Yalçın "Yıllar içinde; basındaki Marksist/sosyalist çevrelerce tahrik ve teşvik edilerek kemikleşen bu düşmanlık, Türk milliyetçiliğini politika hayatımızda temsil eden MHP'ye yönelmiştir. Solcu basının MHP muarızlığının kökleri, 40'lı yıllardan itibaren CHP'de kodlanan Türklük karşıtı politikalara uzanır." ifadelerinin de yer aldığı uzun bir açıklama yaparak ismini saydığı gazetecilerle ilgili "Marksist/sosyalist basın; CHP'nin Genel Seçimleri kazanmasının, Cumhur İttifakı'nın zayıflamasına ve özellikle MHP'nin yıpranmasına bağlı olduğunun bilinciyle hareket etmektedir." dedi. Yalçın'ın açıklamasından öne çıkan ifadeler şöyle:
"2028'de yapılacak Genel Seçimlerin atmosfer ve şartlarının Yerel Seçimlere benzemeyeceği, Cumhur İttifakının ve MHP'nin o zaman da millet iradesine yön verecek güçte olduğu gerçeği onları taşkınlığa sevk etmektedir. Cumhur İttifakı ve MHP'nin, gelecekteki seçimlerde etkin ve baskın bir rol oynayacağı aşikârdır.
"CUMHUR İTTİFAKI'NIN GÜÇLÜ OLMASI CHP'NİN SEÇİM BAŞARISI ÖNÜNDE ENGEL"
Cumhur İttifakının güçlü ve MHP'nin müessir olması, CHP'nin müstakbel bir seçim başarısının önünde engeldir. Bu olguyu tersine çevirmenin yolunun, MHP ile AK Parti arasına fitne sokup Cumhur İttifakını yıpratmaktan geçtiği düşünülmektedir.
Marksist/sosyalist basın; CHP'nin Genel Seçimleri kazanmasının, Cumhur İttifakı'nın zayıflamasına ve özellikle MHP'nin yıpranmasına bağlı olduğunun bilinciyle hareket etmektedir. Bu yüzden 2028'de yapılacak Genel Seçimler için şimdiden kollar sıvanmış, aleyhimizde algı çalışmalarına hız verilmiştir. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yaptığı her görüşmeden sonra MHP'nin konumu sorgulanmaktadır.
"MENFUR CİNAYETİ BAHANE EDEREK MHP'Yİ VURMA ÇABASINA GİRMİŞLER"
Bütün solcu gazeteciler, önce bir menfur cinayeti bahane ederek, sonra da Sayın Cumhurbaşkanı'nın temasları üzerinden MHP'yi vurma çabasına girmişlerdir. MHP'yle alakası bulunmayan bir cinayet davasına TV ve gazete yorumlarında ısrarla yer verilmesine sözde gerekçe olarak toplumsal vicdanın kanaması gösterilmiştir. Hatta söz konusu cinayet davasının iddianamesinde MHP'lilerin ismi bulunduğu için bizim telaşa kapıldığımız vehmedilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın, muhalefet partileriyle temas kurması ise Cumhur İttifakı'nın bozulacağı ve partimizin saf dışı kalacağının işareti olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Hatta bazı aklıevvel gazeteciler artık MHP'nin siyaset ikliminde yalnız başına kaldığını öne sürmüştür."
"GAZETECİLERİ HEDEF GÖSTERİYOR"
CHP Sözcüsü Yücel, "Sinan Ateş davasıyla ilgili yargı makamlarına mesaj gönderiyor, hem de cinayetin aydınlatılması için çabalayan, kamuoyunu bilgilendiren gazetecileri hedef gösteriyor." sözleriyle Yalçın'a tepki gösterdi.
Sosyal medya hesabından konuyla ilgili paylaşımda bulunan Yücel, Yalçın'a "Bu saldırgan tavrınızla, Sinan Ateş davasından sıyrılacağınızı sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Kaçınılmaz sonda, Sinan Ateş'in katlinde dahli olan herkes adaletten payına düşeni alacak" dedi.
Yücel'in paylaşımında şu ifadeler yer aldı: "MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın, MHP'nin 31 Mart Yerel seçimlerinde yakaladığı üstün başarının verdiği özgüvenle, anlaşılan kariyerine senaryo yazarı olarak devam etmeyi seçmiş. Yakın siyasi tarih de dahil olmak üzere muhalif basının tüm eleştirilerini kişisel algılayan Edip Semih Yalçın, adeta tüm dünya bir olmuş MHP'nin kuyusunu kazıyormuşcasına bir psikolojiye girmiş.
"GAZETECİLERİ HEDEF GÖSTEREREK SİNAN ATEŞ DAVASIYLA İLGİLİ YARGIYA MESAJ GÖNDERİYOR"
Her zamanki kin, nefret ve lümpenlik kokan üslubuyla, 6 ilkesinden biri Milliyetçilik olan partimize Milliyetçilik dersi vermeye kalkan, gazetecilik mesleğini icra etmekten başka derdi olmayan gazetecileri, basını ve medya kuruluşlarını hedef gösteren bu şahıs; aklınca mügalatayla, safsatayla suyu bulandırıp hem Sinan Ateş davasıyla ilgili yargı makamlarına mesaj gönderiyor, hem de cinayetin aydınlatılması için çabalayan, kamuoyunu bilgilendiren gazetecileri hedef gösteriyor. Bunları yaparken de 60'lı 70'li yılların siyasi olaylarını çarpıtarak partimizi itham ediyor. Ailesinden bir başsağlığını bile çok gördüğünüz Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in cinayet şüphelilerinden biri eski milletvekilinizin evinde yakalanıyor ama siz pişkin pişkin hiçbir MHP'linin iddianamede adı yok diyorsunuz.
Darbelerin tamamının karşısında olduğumuzun en net delili 15 Temmuz gecesi Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in TBMM çatısı altında yaptığı konuşmadır. Açsın tekrar izlesin. 15 Temmuz gecesi Genel Başkanımız meclise açılış çağrısı yapıp meclise giderken MHP'nin ne tepki verdiği, meclise ne zaman geldiği ve darbe girişimine karşı gösterilen ortak tavra ne zaman dahil olduğu muammadır. CHP'yi darbe ile aynı cümlede buluşturmaya cüret edenlere hatırlatmak isteriz; 'Cumhur ittifakı 15 Temmuz gecesi kurulmuştur, hep birlikte sokaklara mücadele ettik' güzellemeleriyle Cumhur ittifakını kutsayanların partilerinin resmi internet sitelerinde 'Halkın sokağa daveti, Türk askeriyle muhtemel bir çatışma içine girmesi vahim bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır. Ülkücü hareketin sokaklara çıkarak iç savaş şartlarına hizmet etmesi düşünülemeyecektir' açıklamaları hala yer almaktadır.
"GAZETECİLERİN SAÇLARININ TELİNE ZARAR GELİRSE SEMİH YALÇIN'DAN BİLİRİZ"
Halk TV, TV 100, Sözcü TV gibi kurumların ve onurlu, şerefli ve haysiyetli bir şekilde mesleklerini icra eden gazetecilerin isimlerini vererek, basın mensuplarını ve medya organlarını hedef göstermekten artık vazgeçin! Açıklamada isimleri geçen gazetecilerin saçlarının teline dahi zarar gelirse bunu Semih Yalçın'dan biliriz. Şayet MHP bu konuda bir açıklama yapmaz ise, Semih Yalçın'ın açıklamasını MHP'nin açıklaması olarak kabul ederiz. Semih Yalçın'a göre muhalif herkes vicdansız, ahlakı kanayacak kadar ahlaksız, herkes PKK'lı, herkes terörist, en iyi ihtimalle de müptezel! Edip Semih Yalçın'ın Türk basını üzerindeki linç politikası ve baskıları artık kabak tadı vermeye başladı.
"SİNAN ATEŞ'İN KATLİNDE DAHLİ OLAN HERKES..."
Yerel Seçimlerde alınan sonuçların hala bir şişirme olduğuna kendini inandırmaya çalışan bu şahıs, gerçeklerden kopuk, hayal dünyasında yaşayan bu tavrıyla ancak ve ancak senaryo yazarlığında başarılı olur. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinden, ülkedeki normalleşme yolundaki adımlardan rahatsız olmak, ne devlet adabına, ne siyasetin ağırlığına, ne de ülkücü camianın gönül verdiği MHP'ye yakışmamaktadır. Bu saldırgan tavrınızla, Sinan Ateş davasından sıyrılacağınızı sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Kaçınılmaz sonda, Sinan Ateş'in katlinde dahli olan herkes adaletten payına düşeni alacak, Sinan Ateş'in eşi ve çocukları bir nebze olsun huzura kavuşacak! Tek temennimiz budur, adalete güvenimiz tamdır."
MHP'Lİ YILDIZ DA GAZETECİLERE TEPKİ GÖSTERDİ
Öte yandan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da Halk TV'deki bir programa sosyal medya üzerinden tepki göstererek programdaki gazetecilerin isimlerini belirterek "Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'ye hayasızca saldırmışlar, hakaretler etmişler, iftiralarını peş peşe sıralamışlardır.
Bu hakaret ve iftiralara hiçbir kişi ve kurum ifade özgürlüğü diyemez. Bu müfterilerle kanun önünde hesaplaşacağız. Hangi nam altında olursa olsun özürlerini de kabul etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.