Chp'li Köktürk: "Soner Yalçın'ın Farklı Suçu Ne?"
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e Odatv Davası'nda tahliye edilen şüphelileri hatırlatarak, "Tutuklu kalan Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı'nın, tahliye edilen şüphelilerden faklı olarak"...
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e Odatv Davası'nda tahliye edilen şüphelileri hatırlatarak, "Tutuklu kalan Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı'nın, tahliye edilen şüphelilerden faklı olarak suçları nedir? Onlar 16 Kasım'a dek hangi gerekçeyle içeride tutulacaktır?" diye sordu CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e Odatv Davası'nda tahliye edilen şüphelileri hatırlatarak, "Tutuklu kalan Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı'nın, tahliye edilen şüphelilerden faklı olarak suçları nedir? Onlar 16 Kasım'a dek hangi gerekçeyle içeride tutulacaktır?" diye sordu.
TBMM Başkanlığı'na Bakan Ergin'in yazılı cevaplaması istemiyle bir soru önergesi veren Köktürk, Odatv Davasında Doğan Yurdakul'un ardından Ahmet Şık, Nedim Şener, Sait Çakır, Coşkun Musluk, Müyesser Yıldız, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu bırakıldığını hatırlatarak, "Tutuklu kalan Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı'nın, tahliye edilen şüphelilerden faklı olarak suçları nedir?" diye sordu.
-"İNANDIRICILIĞINI YİTİRMİŞTİR"-
Tutuklu sanıkların 16 Kasım 2012'de yapılacak duruşmaya kadar neden içerde tutulduğunu da soran Köktürk, Bakan Ergin'e "Olay bağımsız mahkemelerde muhakeme ediliyor, biz karışamayız" gerekçesini de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yargıya gerekeni söyledik, onlar gerekeni yapacaklar" sözlerinden dolayı kabul etmeyeceğini belirterek şöyle dedi:
"Bu söylemden sonra inandırıcılığını yitirmiştir. O nedenle, Soner Yalçın, Hanefi Avcı ve benzeri durumdakiler Odatv davasında tahliye edilen şüphelilerle aynı iddianameden yargılandıkları halde niçin tahliye edilmemektedir? Hukukçu olmayanların bile artık ezbere bildiği kimi ilke karineler (Şüphenin sanık lehine yorumlanması kuralı ve masumiyet karinesi) neden inatla Silivri yargılamalarında göz ardı edilmektedir?
Türkiye'de özellikle Silivri yargılamalarında sıkça karşılaşılan çelişkilerin, tutarsızlıkların, akıl almaz hataların, "sehven' dosyaya giren belgelerin, sizce mantıklı açıklaması var mıdır? İktidarın istemediği kararları veren hakim ve savcıların yıldırım hızıyla HSYK soruşturmasına tabi tutulmalarına ve görevden alınmalarına karşın, adil yargılama hakkını ortadan kaldıran bu kadar açık çelişkilerle yapılan yargılamalara ve savunma avukatlarının şikayetlerine yönelik HSYK soruşturması neden gündeme gelmemektedir?
Yatanın niye yattığını, tahliye edilenin niye tahliye edildiğini bilmediği bir ülke yönetim rejimine; demokrasi denebilir mi? Böyle bir rejimde demokrasinin 'D sinden' söz edilebilir mi?" - Ankara
