CHP'nin İptal Başvurusu Kabul Edildi
Anayasa Mahkemesi, CHP'nin Anayasa Değişikliği Paketinin İptali İçin Yaptığı Başvuruyu Kabul Etti.
Anayasa Mahkemesi, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'na ilişkin dosyada eksiklik bulunmadığından, dosyanın şekil yönünden incelenmesine karar verdi.
MAHKEME ÖNÜNDE EYLEM
Bu arada, Adalet Platformu üyesi olduğunu ifade eden Adem Çevik adlı bir kişi, Anayasa Mahkemesi önüne gelerek eylem yaptı. Üzerinde, "Terör tüccarı cuntayı, insanlıkla savaşan İsrail'i, milli iradeye ambargo koyan Anayasa Mahkemesi'ni, Esfeli Safilinleri lanetliyorum" yazılı döviz açan Çevik, Anayasa Mahkemesi'ni protesto eden sloganlar attı. Çevik, mahkeme önünde maket uçak, tank ve silahlarla yaptığı basın açıklamasında, Anayasa Mahkemesi'nin "bazı kesimlerce" baskı altına alınmaya çalışıldığını iddia etti.
111 MİLLETVEKİLİNİN İPTAL BAŞVURUSU
Anayasa Mahkemesine iptal ve yürürlüğün durdurulması başvurusunu, 97 CHP milletvekilinin yanı sıra 7 bağımsız, 6 DSP'li ve 1 DP'li milletvekilinin imzası yer alıyor. CHP milletvekilleri dışında, DP Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Eskişehir Bağımsız Milletvekili Tayfun İçli, Balıkesir Bağımsız Milletvekili Hüseyin Pazarcı, İzmir Bağımsız Milletvekili Harun Öztürk, İstanbul Bağımsız Milletvekili Ahmet Tan, Ankara Bağımsız Milletvekili Emrehan Halıcı, Manisa Bağımsız Milletvekili Erdoğan Yetenç, DSP İstanbul Milletvekilleri Ayşe Jale Ağırbaş, Hüseyin Mert, Süleyman Yağız, Hasan Macit, DSP Adana Milletvekili Mustafa Vural, DSP Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi de dilekçeye imza koymuştu.
ARINÇ: 'MAHKEME ESAS KONUSUNDA KARAR VERMELİ'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesinin, anayasa değişikliğine ilişkin kanunu şekil yönünden inceleme kararı vermesini değerlendirirken, ''Mahkeme, kesinlikle esasa girmeyecektir, esas konusunda bir karar vermemelidir'' dedi. Arınç, TBMM'de gazetecilerin sorusu üzerine, Anayasa Mahkemesinin, anayasa değişikliğine ilişkin kanunu şekil yönünden incelemesi kararını değerlendirdi. ''Eğer hukuk varsa ve anayasa geçerliyse, anayasada yazılı konuların Anayasa Mahkemesi tarafından da dikkate alınacağını elbette öngörüyor ve kabul ediyoruz'' diyen Arınç, şunları kaydetti:
''Anayasa değişikliğini öngören, 12 Eylülde referanduma götürülecek konuda bir referandum olmadan, milletin evet oylarıyla kabul edilmeden, bu konuda Anayasa Mahkemesinin bir karar vermesinin mümkün olmadığını söylüyorum. Şekil bakımından inceleme yapabileceğini, şeklen noksanlık yoksa bu müracaatı reddedeceğini düşünüyorum. Anayasa Mahkemesi, kesinlikle esasa girmeyecektir, esas konusunda bir karar vermemelidir.''
BAŞVURU DİLEKÇESİ
Bu arada, başvuruda, öncelikli olarak, şekli itirazlar sıralanmıştı. Dilekçede, Anayasa değişikliğinin, tümüyle milletvekili iradesine dayalı bir öneri niteliğini taşımadığı, Başbakan'ın başkanlığında bir "tasarı" gibi hazırlandığı; daha sonra hazırlanan metne sadece AK Parti TBMM Grubundaki milletvekillerinin imzalarının alınması yoluyla bir teklif görünümü kazandırılarak, Anayasaya uygunluğun sağlanmaya çalışıldığı iddia edilmişti.
Başvuruda, "Ancak bu durum, Anayasa değişikliği teklifinin, teklif görünümü verilmiş bir kanun tasarısı olduğu gerçeğini değiştirmeye yetmemektedir. Kaldı ki bizzat Başbakan bile, bu Anayasa değişikliği teklifinden çoğu kez 'tasarı' olarak söz ederek, durumu açıkça ifade etmiş; durum, kamuoyunca da böyle algılanmıştır. Oylama sürecinde AK Parti'nin 3 kez grup toplantısı yapması, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'ya tarih yazarsınız ya tarih bizi siler' açıklaması da değişiklik önerisinin bizzat Başbakanca sahiplenildiğini ortaya koymaktadır" görüşüne yer verilmişti.
Bunun, Anayasanın 175. maddesinin 1. fıkrasına aykırı olduğu belirtilmişti. Başvuruda, bunun, Anayasanın 2. maddesinde belirtilen ve hukuk güvenliği temel unsuru olan hukuk devleti ilkesine de aykırı olduğu da iddia edilerek, "Bu aykırılık, Anayasanın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesinin Anayasa'nın 4. maddesindeki değiştirilmezlik ilkesine aykırı olarak değiştirildiği anlamına gelmektedir. Bu da yasa koyucuya yetki tanınmamış bir husustur ve Anayasanın 2. ve 4. maddelerine aykırıdır" denilmişti.
Değişikliğin TBMM Genel Kurulundaki oylamaları sırasında "oy gizliliğine uyulmadığı" da savunulmuş ve Anayasa değişikliğinin tümünün iptal edilmesi talep edilmişti