CHP'nin "Yargının Bağımsızlığının Araştırılması' Önergesi Reddedildi… CHP'li Zeynel Emre: "Burada Mutlak Bir Kumpas Var, Kaftancıoğlu'nun Yanındayız"
TBMM Genel Kurulu’nda CHP Grubu’nun “yargı bağımsızlığının araştırılması” için verdiği önerge görüşüldü. CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, Yargıtay’ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verdiği kararı eleştirdi. Kaftancıoğlu hakkındaki yargılama sürecindeki usul hatalarını sıralayan Emre, “Burada mutlak bir kumpas var, hukuksuzluk var; biz Sayın Kaftancıoğlu’nun yanındayız” dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda CHP Grubu'nun "yargı bağımsızlığının araştırılması" için verdiği önerge görüşüldü. CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, Yargıtay'ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verdiği kararı eleştirdi. Kaftancıoğlu hakkındaki yargılama sürecindeki usul hatalarını sıralayan Emre, "Burada mutlak bir kumpas var, hukuksuzluk var; biz Sayın Kaftancıoğlu'nun yanındayız" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda CHP Grubu'nun, "Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını olumsuz etkileyen unsurların tespiti ve yargıya güvenin artırılması için gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla" verdiği araştırma önergesinin doğrudan gündeme alınması önerisi görüşüldü. CHP Grubu adına İstanbul Milletvekili Zeynel Emre söz aldı. Emre, şunları söyledi:
"Türkiye'de bağımlı yargının bizlere, ülkemize verdiği zararları her platformda dile getiriyoruz. CHP olarak en son karşılaştığımız çok büyük bir adaletsizlik, çok büyük bir hukuksuzluk, vicdanları kanatan İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu hakkındaki kararla ilgili gerçekten hukuka inanan, pozitif bilime inanan, gerçekten vicdan sahibi olan, duymak isteyen kulaklar duysun, görmek isteyen gözler görsün diye buradan tane tane yaşanan hukuksuzluğu dikkatinize sunacağım.
Sayın İl Başkanımız, il başkan adaylığını açıkladıktan sonra, o zaman parti meclis üyesi, daha öncesinden il başkan yardımcısı olarak görev yapıyor; kendisi hakkında bir araştırma tutanağı düzenleniyor. 15/12/2017 tarihli. Niye? Geçmiş tarihli atmış olduğu 'tweet'ler gerekçe gösterilerek. Bunun hukukta bir karşılığı yok esasında ama böyle bir araştırma tutanağı var dosyada.
"HANGİ KARAR ERDOĞAN'IN İŞİNE YARAR DİYE BEKLİYORLAR"
Bekleniyor, İstanbul İl Başkanı seçildikten sonra Cumhurbaşkanının avukatları tarafından kendisi hakkında şikayet dilekçeleri veriliyor, 2018'in ilk ayından itibaren tartışmalı 'tweet'lerin hepsi dosya içerisine konuluyor ve bir dosya hazırlığı yapılıyor. Bu süreden sonra, acaba hangi karar AKP iktidarının işine yarar, hangi karar Erdoğan'ın işine yarar, hangisi yaramaz diye bekliyorlar değerli arkadaşlar.
"DOSYA HAZIR, DAVAYI AÇMIYORLAR, BEKLETİYORLAR"
Dosya 2018'in 5'inci ayında hazır, zaten iddianame tarihi de o gösteriliyor ama davayı açmıyorlar, davayı bekletiyorlar, aylarca dosya bekliyor, üç ay, beş ay, yedi ay, sekiz ay, on ay. İstanbul seçimlerine gidiliyor, İstanbul seçimlerinde büyük bir seçim başarısı elde ediliyor ve İstanbul örgütü Canan Kaftancıoğlu öncülüğünde, tek bir oyun çalınmasına dahi müsaade etmiyor ve tekrar edilen seçime giderken iddianame ağır ceza mahkemesine sunuluyor. 5'inci ay… Mart ayında, 31 Mart'ta seçim var, haziranda tekrarı, arada dosya sunuluyor.
"TOPU TOPU 3 CELSE, DOKUZ YIL SEKİZ AYLIK KARAR"
Tekrar edilen seçim 24 Haziran 2019 tarihli, beş gün sonrasında duruşma günü, ağır cezada sanık Canan Kaftancıoğlu'na, bilmem yirmi yıla kadar ceza isteniyor ve dosyada terörün 't'siyle alakası olmamasına rağmen, terör örgütü propagandasını gerekçe göstererek ağır ceza mahkemesinde kendisi sanık yapılsın ve bütün şaibeli kararların altında imzası bulunan Akın Gürlek'in önüne gitsin diye, o gezen heyet başkanının önüne gitsin diye ağır ceza mahkemesinde dava açılıyor. Topu topu 3 celse, dokuz yıl sekiz aylık karar.
2'nci celsenin çıkışında, Canan Kaftancıoğlu adliyenin çıkısında basın mensuplarına bir şiir okuyor. Bu şiirin şikayetçisi yok, başvuranı yok, bir sonraki duruşmaya gittiğimizde mahkeme diyor ki: 'Sanığın adliye dışına gittikten sonra şiir okuduğu görülmüştür.' Diyoruz ki: 'Kardeşim, size bir başvuru var mı?' 'Yok.' Peki, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 22'nci maddesinin son fıkrası açık değil mi? Bir kimse hem tanık hem yargıç nasıl olur? Bu davadan çekilme sebebi. 'Yok, bizde böyle, biz böyle yapıyoruz.' Kaftancıoğlu, duruşmada diyor ki: 'İl Başkanlığı yapıyorum, kritik bir seçime gidiyoruz, savunma için süre istiyorum, ilk defa süre istiyorum, yasal hakkım.' 'Sanığın savunma için süre isteme talebinin reddine.' E, mecbursun. O zaman reddihakim talebinde buluyoruz. Reddihakim talebini, bunu, karara bağlamadan katılma taleplerini karara bağlıyor; mutlak hukuksuzluk, yapamazsın. Peki, reddihakim talebinde bulunuyoruz, üstünden bir zaman geçiyor, sanığa savunma için süre verilmesi… Bakın, hepsi mahkemede gerçekleşen işler. 62'nci maddenin uygulanmaması; hiçbir gerekçesi yok, örnek bütün Yargıtay kararları sunuldu, takdiri indirim sebebi olarak izah edilemez. Bizim hukukumuzda, sadece usul sayıyorum şu anda, bir sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını uygularsın veya uygulamazsın, sormakla yükümlüsün. Mahkeme sormamış ve buna ilişkin yüzlerce Yargıtay kararı var, hepsini sunduk.
'Bizde böyle, biz bunu yapmıyoruz.' Peki, kardeşim, soruşturmayı sanal devriyeyle yapmışsın. Sanal devriyeyi Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu 6'ncı maddesine ilave edilmiş, Anayasa Mahkemesi iptal etti. 'E, bizde böyle.' Peki, Anayasa'nın 2'nci maddesine göre Türkiye bir hukuk devletidir, eşitlik ilkesi vardır, kanuna aykırı delil kullanılamaz. Sayın Kaftancıoğlu diyor ki: 'Benim, Ermeni soykırımı, 1915, Taksim gibi 'tweet'lerim yok, benzeri tweet'lerim yok, diğer bütün tweet'leri kabul ediyorum. Bunun için bilirkişi incelemesi ve araştırma talep ediyorum.' 'Talebin reddine, biz böyle karar verdik.'
Eşitlik yoksa hukuk yoktur. Diğer iddiaların hepsi düştüğü için ona, onlara bir şey söylemeyeceğim sürem itibarıyla ancak bir hususu özellikle hepinizin vicdanına sunuyorum. Bakın, bugün 'Tayyip Erdoğan hakkında hakaret' diye 35 bin kişi mahküm oldu, 165 bin kişi soruşturma geçirdi. Peki aynı Erdoğan'ın, aynı AKP'lilerin söylediği sözlerden bazıları ve hiçbir şey olmuyor: 'Ulan ahlaksızlar, adiler, cibilliyetsizler, tezek, çamur, mankafa, alçak, affedersin Ermeni, şerefsiz, edepsiz, yalaka, geri zekalı, soysuz, rezil' vesaire vesaire. İçişleri Bakanı: 'Edepsiz, çirkef, sahtekar, düzenbaz, yalancı, şerefsiz, alçak.' Genel Başkanımıza 'Uzaylı yaratığa benziyor.'
Diğer partililerimize yine içinizdeki AKP milletvekilleri ettiği küfürler, bir milletvekilinizin polise yönelik 'Terbiyesiz, şerefsiz!' ifadesi, benzeri ifadelerin hepsinde hiçbir şey olmuyor. Çıkıp da bize burada şunu demeyin: 'Efendim, biz o sözleri de doğru bulmuyoruz.' Burada mutlak bir kumpas var, hukuksuzluk var; biz Sayın Kaftancıoğlu'nun yanındayız, bütün bu adaletsizlerin de Meclis eliyle araştırılmasını talep ediyoruz."
CHP'nin önerisi AKP ve MHP oyları ile reddedildi.