CHP, Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nu Anayasa Mahkemesi'ne Taşıdı
CHP, Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nun yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. Partililer, yasanın öğretmenlerin sorunlarını çözmediğini ve eğitim sistemine katkı sağlamadığını ifade etti.
CHP, Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nun yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine (AYM) başvuruda bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, partililerle birlikte başvuruda bulunmasının ardından, Yüksek Mahkeme önünde basın mensuplarına açıklama yaptı.
Günaydın, AYM'nin, özellikle kamuoyunun gündemini meşgul eden konularda hızlı karar almasının son derece önemli olduğunu ifade etti.
AYM'nin aldığı kararların bazen 5-6 ay sonra Resmi Gazete'de yayımlandığına dikkati çeken Günaydın, bunun da kamuoyu vicdanını yaraladığını savundu.
Partisinin, 1 Haziran 2023'ten bu yana 39 yasa ve kararnameye ilişkin AYM'ye başvurduğunu hatırlatan Günaydın, "Bu, CHP'nin arzu ettiği bir şey değildir. Bu, gerek TBMM'de gerekse Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri'yle Anayasa'ya aykırı düzenlemelerin ne kadar sıklıkla yapıldığının bir işaretidir." dedi.
"Kanun, milli eğitim sistemimizi iyileştirmiyor"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş da 18 Ekim 2024'te Resmi Gazete'de yayımlanan kanunun iptaline yönelik başvurudaki gerekçelerine ilişkin açıklama yaptı.
Özçağdaş, kanunda, "öğretmenlerin kullanacağı okul dışı imkanların kapsamının belirsiz olduğunu, hazırlık eğitimine alınacaklar ile sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilecekler hakkında, liyakat yerine siyasi saiklerin gözetilmesine neden olacak biçimde güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasının öngörüldüğünü, hazırlık eğitimi sırasında yapılacak değerlendirmeler yönünden somut ölçüt öngörülmediğini, aday öğretmen yetiştirme programının içeriğinin belirsiz olduğunu" savundu.
Bu yasama döneminin en uzun süre tartışılan ve toplumda en çok karşılık gören kanun teklifini Anayasa Mahkemesi'ne götürdüklerini kaydeden Özçağdaş, şöyle konuştu:
"1,2 milyon öğretmeni, 1 milyon atanmayan öğretmeni ve 19 milyon çocuğu doğrudan, yakınlarıyla birlikte neredeyse Türkiye'nin tamamını ilgilendiren bir kanun teklifini konuşuyoruz. Kanun bu haliyle ne öğretmenlerimizin sorunlarını çözüyor ne yoksulluk seviyesinin altında yaşamalarına bir çözüm getiriyor ne özel sektör öğretmenlerinin kaybettiği hakları tanımlıyor. Yani milli eğitim sistemimizi iyileştirmiyor."