Çiller, 28 Şubat Davasında Konuşuyor
"Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan 103 sanığın yargılandığı 28 Şubat davası bugün görülmeye devam ediyor.
"Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan 103 sanığın yargılandığı 28 Şubat davası bugün görülmeye devam ediyor. Duruşmaya mağdur, tanık olarak katılan Tansu Çiller, "28 Şubat koalisyon eliyle icra edilmiş bir darbedir" dedi. 28 Şubat dönemine ilişkin aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan'ın da aralarında bulunduğu 103 sanığın yargılandığı dava bugün devam ediyor. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 89. celse sanık müdafi ve katılan avukatların kimlik tespitiyle başladı. Ardından İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılan Tansu Çiller'in mağdur, tanık olarak beyanı alındı. 28 Şubat'a ilişkin daha öncesinde "bu bir darbedir" dediğini ve bunu tekrar ettiğini belirten Çiller, "28 Şubat bir darbedir. Belki alışılagelmiş bir darbe değildir, post-modern bir darbedir ve bir süreçtir, kesit değil. Bir koalisyon eliyle icra edilmiştir. Bu koalisyonun içerisinde çeşitli toplum kitleleri vardır, kimi medya, silahlı ve silahsız güçler, kimi yargı üyeleri, kimi sendikalar, sivil toplum örgütleri ve kimi dış odaklar vardır. Hükümeti düşürmeye yönelik bir plan çerçevesinde korku, baskı ve şiddetle hükümeti yok etmeye yönelik bir harekettir" ifadelerinde bulundu.
"MİLLETVEKİLLERİNİN İRADELERİNE KELEPÇE VURULMUŞTUR"
293 milletvekili sayısının 243'e indirildiğini, 28 Şubat'ın plan ve amaç çerçevesinde yapıldığını belirten Çiller, "RefahYol Partisi çeşitli zorluklarla karşılaştı. Parti kurulurken 'bu partiyi iktidara getirmeyin' diye baskılar oldu. İktidara yürüyen bir partide oy azalması olmaz. 293 milletvekilinin oyu düşürüldü. Herkes her şeyi söyleyebilir ancak son söz milletindir. Tankla, tüfekle meclise girip milletvekillerinin elinin kelepçelenmesiyle, bunun yapılmasının arasında fark yoktur. Milletvekillerinin kalplerine, iradelerine kelepçe vurulmuştur ve bir başka iradeye teslim olamaları sağlanmıştır. Parti döneminde Kuzey Irak'ta petrol bölgesine askerle girildi, Türkiye OECD'de (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) birinci sıradaydı. Hükümetin kuruluşunu, ülkenin bölünmüşlüğünü gidermede önemli bir fırsat gördüm, ama bu fırsat kaçırıldı" şeklinde konuştu.
Duruşma, Mahkeme Başkanı Mustafa Yiğitsoy ve sanık müdafilerinin sorularıyla devam ediyor.
(/İHA)