Çocuk işçiler, salgın, güvencesiz hayat: Mevsimlik işçiler başka bir dünyada yaşıyor
Günlük yevmiyeleri henüz belirsiz. 65 TL ile 85 TL arasında olabileceğini düşünüyorlar.
Günlük yevmiyeleri henüz belirsiz. 65 TL ile 85 TL arasında olabileceğini düşünüyorlar.
Çocuklar, çok işe yarıyor. Ancak buna rağmen çocuk işçilere yarım yevmiye ödeniyor.
Doktor Selçuk Atalay, bin bir zorlukla gidebiliyor yanlarına. Jandarma, karantina koşulları engel mevsimlik işçilere ulaşmaya. Atalay'ın sordukları, aldıkları yanıtlar tabloyu ortaya koyuyor.
Boylarını aşan otların, soğan sıralarının arasından yere çöküp, ördek yürüyüşü ile yürüyerek geçiyor ve küçük elleriyle saatlerce soğanların yanı başında biten büyük otları yoluyorlar. Hemen ardından sıra soğan hasadına geliyor. Onu da elle kopartmak gerekiyor. Güneşin altında saatlerce bu şekilde yürüyerek soğanlar toplanıyor.
Koronavirüs ile ilgili bütün dünya normalleşme adımlarının erken olup olmadığını, karantinanın sürüp sürmemesi gerektiğini tartışırken, onlar başka seslerin arasında, başka bir dünyada yaşıyorlar. İşleri daha çabuk bitirmeleri isteniyor. Çocuklar, uzaktan eğitime zaten çok uzak. Aileler, küçük çadırlarda bir arada her yıl olduğu gibi. Yine birbirlerine yakın, dünyaya uzaklar.
Ankara'nın çevresinde, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma dönemi geldi. Her yıl olduğu gibi güvencesiz çalışma, çocukların çalıştırılması, herhangi bir sosyal haklarının olmaması yine tartışılıp unutulacak. Bir sonraki yıl, bir ölüm, bir hastalık olana kadar.
Ancak bu yılın bir de salgın özelliği var. Beypazarı, Polatlı, Bala'da mevsimlik tarım işçileri, hangi yolla buraya gelip çalışmaya başladıkları belirsiz, faaliyetlerine başladılar. Elbette çocuk işçiler, güvencesiz çalışma, düşük ücret, sosyal haklarının olmaması yine sürüyor.
Koronavirüs önlemi ise yok. Jandarma, Bala'da, bölgede güçlükle çalışma yapan, işçilerle görüşerek, konuşmalarını kayda alanları engellemek istiyor ilk gidişlerinde. Gerekçe, bölgenin karantinada olması. Ama karantina koşulları yok tarım işçilerinin arasında. Engellenmek istenen aslında bütün bu manzaranın görülmemesi. Bu yüzden konuşanlar da tedirgin. İşlerini kaybetmek istemiyorlar. Çocukların görünmesinden, tanınmasından da endişe ediyorlar. Bu yüzden görüntülerle ilgili önlem alma sözü verilerek konuşma yapılabiliyor.
Atalay'ın bölgede yaptığı çalışmalar sonrasında hazırladığı rapor ise tabloyu net biçimde ortaya koyuyor.