Çocukluk Çağında Kanser Tedavisi Olan Erkeklerde Kısırlık Riski
Çocukluk çağında kansere yakalanan kişiler hayatlarının ileriki dönemlerinde kanser tedavisinin neden olduğu cinsel sorunlarla karşılaşabilirler.
Çocukluk çağında kansere yakalanan kişiler hayatlarının ileriki dönemlerinde kanser tedavisinin neden olduğu cinsel sorunlarla karşılaşabilirler. Cerrahi operasyonlar, radyasyon, kemoterapi ve tüm bu tedavilerin neden olduğu psikolojik travmalar erişkin hayatta cinselliği olumsuz yönde etkileyebilir. Ancak ileride ortaya çıkabilecek bu sorunlar çocukların kanser tedavisi sırasında genellikle göz ardı edilir.
Bu nedenle çocukluk çağında kanser tedavisi görmüş ve bu hastalıktan tamamen kurtulmuş birçok kişi, hayatlarının geri kalanında cinsel sağlık sorunlarıyla karşı karşıya gelmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar çocukluk çağında kanser tedavisi gören ve bu hastalığı yenen kişilerin yaklaşık üçte birinin en az bir cinsel sağlık sorunu yaşadıklarını göstermektedir. Bu hastalar arasında erken boşalma ve sertleşme bozukluğu en yaygın görülen cinsel işlev bozukluğu olurken, ağrılı ereksiyon ve orgazm zorluklarının da görüldüğü bildirilmektedir.
Kanserden kurtulmuş olan erkeklerde sonraki yıllarda ortaya çıkan cinsel sağlık sorunlarının tam olarak nedeni belli değildir. Ancak kanser tedavisi sırasında testisler radyasyon tedavisi veya kanser ameliyatları sırasında hasar görürse, erkeklik hormonu olan testosteron üretimi bozulur. Bu da erkelerin cinsel sorunlar yaşamasına ve kısırlık problemi ile karşılaşmasına yol açar. Benzer şekilde beyine alınan radyasyon tedavisi de hipofiz bezinin yapısını bozabilir ve testislerdeki testosteron üretimini azaltır.
Kasık bölgesine yapılan kanser ameliyatları sırasında cinsel uyarılmada rol oynayan sinirler ve kan damarlarının tahrip edilmesi de bir erkeğin ereksiyon ve boşalma işlevlerini bozabilir. Bununla birlikte ergenlik döneminde yapılan bu tür ameliyatlar vücutta ömür boyu kalacak yara izlerine yol açar ve bu durum kişinin kendini yaşıtlarından "farklı" hissetmesine, benlik saygısının azalmasına, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlara yok açar. Tüm bu psikolojik problemler de cinsel işlev bozukluğuna yol açabilir. Kanser için uygulanan ilaç tedavilerinin de cinsel istekte azalma, geç boşalma, cinsellikten zevk almama ve sertleşme bozukluğuna neden olabileceği unutulmamalıdır.
Neyse ki günümüzde tüm bu cinsel sorunların bir çoğu için çeşitli tedaviler mevcuttur. Örneğin ağızdan alınan çeşitli ilaçlar, penise uygulanan iğne tedavileri ve şok dalga tedavisi gibi yeni tedaviler kanser tedavisi nedeniyle sertleşme bozukluğu yaşayan erkekler için mevcut tedavi seçenekleri arasındadır. Psikolojik temelli cinsel işlev bozukluğu tedavileri de bu problemlerle başa çıkmak için fayda sağlayabilir.
Kanser için uygulanan cerrahi tedaviler, radyasyon ve kemoterapinin sperm üretimi ve sperm kalitesi üzerinde önemli etkileri mevcuttur. Çocukluk çağında kansere yakalanan erkeklerin yarısından fazlasında sperm üretiminde zorluk olduğu bildirilmiştir. Bu kişilerin erişkin dönemde normal yollarla çocuk sahibi olmaları çoğu zaman mümkün olmayabilir. Her geçen gün gelişen yardımcı üreme teknikleri ve tüp bebek teknolojisi çocukluk çağında kanser tedavisi gören bu erkeklerin çocuk sahibi olmalarına olanak vermektedir. Ancak çocuk kanserlerini tedavi eden hekimlerin hastaları ve onların ailelerini bu konuda uyarması, yaşı elverişli olan erkek çocukların kanser tedavisi öncesi spermlerinin dondurularak muhafaza edilmesi ileride karşılaşılabilecek kısırlık probleminin önüne geçilmesini sağlayacaktır.
arpanetmedya.com'a katkıları için teşekkürler.