Çorlu'daki tren kazası mağdurları: tüm sorumlular bulunup, yargılansın (2)
CHP SÖZCÜSÜ ÖZTRAK: CİDDİ BİR İHMALİN OLDUĞU GÖRÜLÜYORDuruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Tekirdağ Milletvekilleri Candan Yüceer, İlhami Özcan Aygun ile birlikte takip etti.
CHP SÖZCÜSÜ ÖZTRAK: CİDDİ BİR İHMALİN OLDUĞU GÖRÜLÜYOR
Duruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Tekirdağ Milletvekilleri Candan Yüceer, İlhami Özcan Aygun ile birlikte takip etti. Duruşmaya verilen arada gazetecilere açıklamada bulunan Öztrak, kazanın meydana geldiği ilk günden bu güne kadar takip ettiklerini belirterek, şunları söyledi:
"Son derece üzücü bir olay. Başından beri takip ediyoruz. Bu olayın sorumlularının bir an önce ortaya çıkarılmasının, bu olayın mağdurlarının da devlet tarafından mağduriyetlerine sahip çıkılmasını istiyoruz. Bugün de geldik, dinledik. Arkadaşlarım bana ilk baştan aktarıyorlardı ifadeleri. Ortada ciddi bir ihmalin olduğu görülüyor. Ama burada ifade veren sanık sıfatıyla oturan 4 kişi. bu ihmallerin kendileri tarafından yapılmadığını söylüyor. Peki bu ihmal kimin tarafından yapıldığı dendiğinde susup kalıyorlar. Mağdurların ifadelerin de şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Hem kaza öncesinde hem de kaza sonrasında ciddi eksiklikler var. Bütün bunların hesabının sorulması lazım. Gerçek yetkililerden sorulması lazım. Bu ülke yetkililerin sorumluluklarını bildiği ülke olmalıdır. Bir an önce bu davanın sonuçlanması ve mağdurlara hakların verilmesi lazım. Gerçek suçluların dava sonucunda ortaya çıkması lazım. Bunu bekliyoruz. Bunu Meclis'te de zorladık. Hemen kaza sonrası yazdığımız raporda da zorladık.O raporda bir tespitimiz vardı. Bunun sorumlusu ne yağmurdur, ne de tabi olaylardır. Aslında olağanüstü nitelikli olmayan meteoroloji raporlarına göre bu yağışlar nedeniyle ortaya çıkan kazanın ortaya çıkmaması için gerekli önlemleri almayan yönetimdir."
MAĞDURLARIN DİNLENMESİ SÜRÜYOR
Kazada annesi Rubize, babası Gani Kartal'ı kaybeden İsmail Kartal, kazayı haber aldıktan sonra olay yerine gittiğini belirterek, "Oraya geldiğimde katliamı gördüm. Kurtarma çalışması adı altında bir kargaşa vardı. Vincin zincirlerini doğru düzgün bağlayamadıkları için halatlar koptu. İnsanlara elimizi uzatmaya çalışıyor. Ekipler ise bizi uzaklaştırmaya çalışıyordu. Kurtarma çalışmalarının doğru düzgün yürütülmediğini düşünüyorum. Devlette liyakatsiz kişiler var. Sarılar köyünün müthiş bir çabası vardı. 44 yıllık babamı tanıyamadım. Tonlarca bir ağırlığın altında kalan birini nasıl tanıyabilirsiniz ki? Onlar ölmediler. Acı çekerek can verdiler. Asıl sorumlular gerçek suçlular ortaya çıkarılıncaya kadar bu yargılamanın yapılmasıdır" dedi.
'A.B.C DİYE AYRILAN TORBALARDA OĞLUM VARDI'
Kazada oğlu Oğuz Arda Sel ile eşi Hakan Sel'i kaybeden Mısra Öz, kazanın ardından 1 yıldır yargılamanın yapılmasını beklediklerini belirterek, olay günü yaşadıklarını anlattı. Olay gecesi oğlu ve eşinin sağ olduklarının kendilerine bildirildiğini, bu yüzden hastane hastane dolaşarak aradıklarını söyleyen Öz, "Gece 23.30 gibi oğlumu kaybettiğimi öğrendim ve baygınlık geçirdim. Bu olayla ilgili hiç kimse beni aramadı. TCDD yetkilisi aramadı. Savcı başsağlığı diledi ve neye dayanarak 25 kişiden daha fazla ölen olduğunu iddia ediyorsunuz dedi. Ben de orada ölü poşetlerinin daha fazla olduğunu anlattım. Bir yıl boyunca bekledik. Bilirkişiler böyle bir katliamda nasıl Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD ile bağı olup da o dosyaya atadılar. Bu iki bilirkişi hakkında şikayetçiyim. Ben bu iddianameyi kabul etmiyorum. Ben 35 yaşında oğlumu kaybetmek için doğurmadım. 25 yaşında doğum yaptım. Ben bir daha evlenmeyeceğim. Bir annenin oğlunu poşet içinde görmesi kadar kötü bir şey yok. 13 nolu A.,B.,C diye ayrılan torbalarda benim çocuğum vardı" dedi.
Mısra Öz, bilirkişi raporunu ve iddianameyi kabul etmediğini ifade ederek, "Utanç duyuyorum, oğlumun hakkını aramak için dönemin bakanı, TCDD'nin en üst yönetiminden başlayarak tüm sorumlularından şikayetçiyim, sorumluların bulunup cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
'HEP İYİ İNSANLAR KAYBEDİYOR'
TCDD Çerkezköy istasyonunda güvenlik görevlisi olan ve kazada ölen Seyfi Ergün'ün hemşire eşi Saliha Ergün, iki çocuğuyla ortada kaldığını gözyaşları dökerek anlattı.Eşinin çok çalışkan bir kişi olduğunu ve davadaki sanıkları tanıdığını belirten Ergün, "Olay günü eşimin cansız bedenini rayların altından aldım. Mahkeme heyetinden adalet bekliyorum. Sizi sıkıştıracaklar biliyorum, hep iyi insanlar kaybediyor. Mahkemeye inanmak istiyorum, adalet istiyorum. Allah'tan sonra size güveniyoruz. Ama sözde olaydan sonra çok oyalandınız. Tüm sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz" diye konuştu. Duruşma, mağdurların anlatımlarıyla sürüyor.