Csu'nun Kalesi Elden Gidiyor
BAVYERA deyince akla; CSU gelir. CSU, Bavyera'da 60 yılı aşkın süredir iktidardadır.
BAVYERA deyince akla; CSU gelir. CSU, Bavyera'da 60 yılı aşkın süredir iktidardadır. Yıllarca tek başına yönetimde söz sahibi olmuştur.
'Kardeş parti' CDU Bavyera'da, CSU da diğer eyaletlerde seçimlere girmediği için, CSU eyalet parlamentosu seçimlerinden hep 'en güçlü parti' olarak çıkmıştır.
*
İşte bu hafta sonu pazar günü Bavyera'da 5 yıl aradan sonra yeniden eyalet parlamentosu seçimleri yapılacak. Ancak yapılan kamuoyu yoklamaları, CSU'nun mutlak çoğunluğu rüyasında bile göremeyeceğini göstermektedir. En son verilere göre, CSU'nun yüzde 33, SPD'nin yüzde 11, Özgür Seçmenler'in (FW) yüzde 11, FDP yüzde 6 oy alması beklenmekte. Yeşiller'in, toplam oyların yüzde 18'ini alarak Bavyera'da 'ikinci güç' olması, bir önceki seçimlerde seçmenlerin ancak yüzde 2.1'inin desteğini alan sağ popülist AfD'nin de yüzde 10 oranında oy toplamasından hareket edilmekte. Sol Parti'nin ise yüzde 4.5'le yüzde 5 barajını aşamayacağından.
Bu veriler ışığında, CSU'nun yine 'en güçlü parti' de olsa iktidar koltuğunu koruması hiç de kolay olmayacaktır. CSU'suz bir hükümet kurulması aritmetik olarak mümkün olacaktır.
Yeşiller'in, FDP'nin, Özgür Seçmenler'in ve SPD'nin bir araya gelerek 'Gökkuşağı Koalisyonu' oluşturması mümkündür. Her ne kadar FDP Genel Başkanı Christian Lindner, böyle bir ortaklık için görüşmelere hazır olduklarını şimdiden ilan etse de bu hiç kolay olmayacaktır. CSU ile Yeşiller'in ortaklık etmesi de kolay olmayacaktır. Çünkü hem CSU hem de Yeşiller en azından şu aşamada böyle bir ortaklığa hazır değildir. Kaldı ki, seçimlerden sonra CSU'da adeta 'kıyamet kopacağı' sinyalleri şimdiden gelmeye başlamıştır. CSU'lu Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder, partisinin destek kaybetmesinin tüm 'suçunu', CDU/CSU ve SPD'nin federal düzeyde oluşturduğu 'büyük koalisyon hükümetine' yüklemektedir. Aynı zamanda da eyalet başbakanlığı koltuğunu elinden aldığı CSU Genel Başkanı olan Federal İçişleri, İmar ve Yurt Bakanı Horst Seehofer'e. 14 Ekim akşamı okların Horst Seehofer'e doğrultulmasına daha şimdiden kesin gözüyle bakılmakta. Hatta istifa baskısının artmasına da. Yani CSU'nun tepesinde kavga kaçınılmaz olacak.
*
Evet, CSU'nun kalesi elden gitmekte. ya CDU?
28 Ekim'de de Hessen'de eyalet parlamentosu seçimleri yapılacak.
CDU'lu Eyalet Başbakanı Volker Bouffier, koltuğunu korumak için mücadele verecek. Ama işi hiç de kolay olmayacak. Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, CDU yüzde 29, SPD yüzde 23, Yeşiller yüzde 18, Sol Parti yüzde 8, FDP yüzde 6 oranında oy alacak. Sağ popülist AfD de seçmenlerin yüzde 13'ünün desteğini alacak. Bu veriler ışığında, Volker Bouffier'ın Yeşiller'le ortaklığı sürdürmesi mümkün olacak gibi gözüküyor. Ancak bu, aynı zamanda CDU'nun 2013 yılındaki eyalet parlamentosu seçimlerine göre yüzde 10'a yakın bir oy kaybı anlamına gelmektedir. Hessen'li CDU'lular da seçmen desteği kaybının 'suçlusu' olarak 'büyük koalisyon hükümetini' görmektedir. Tabii bu aynı zamanda partinin Genel Başkanı ve Almanya'nın Başbakanı Angela Merkel'e de 'suçlu' gözüyle baktıklarını da ortaya koymaktadır. Ancak CDU'da en azından şu aşamada lider Merkel'e karşı bir 'ayaklanma' sinyali yoktur. Her ne kadar aralık ayında Hamburg'da yapılacak kurultayda Jean-Philipp Knoop isimli Berlinli öğrenci ile Hessen'li işadamı Matthias Herdegen, Angela Merkel'e karşı adaylıklarını ilan etseler de kimse CDU'nun tepesinde bir değişiklik beklemiyor. Evet, CSU'nun kalesinin elden gitmesi ve içte ciddi çalkantılar yaşanması beklenirken, CDU'da lidere destek hala devam ediyor. Ama daha ne zamana kadar?