Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu Adana'da (3)
'yalancının AMPULÜ DE YATSIYA KADAR YANAR' Ekmeleddin İhsanoğlu, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'ni (ÇGC) ziyaret edip, burada basın toplantısı düzenledi.
'yalancının AMPULÜ DE YATSIYA KADAR YANAR'
Ekmeleddin İhsanoğlu, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'ni (ÇGC) ziyaret edip, burada basın toplantısı düzenledi. İhsanoğlu'nu karşılayan ÇGC Başkanı Cafer Esendemir ve yönetim kurulu üyeleri, ziyaret anısına üzerinde Adana'nın simgesi tarihi Taşköprü ve Büyük Saat Kulesi'nin kabartması bulunan ahşap tablo hediye etti.
İhsanoğlu, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine Cumhurbaşkanı adayı olduktan sonra hakkında çeşitli iddialar iftiralar ortaya atıldığını, ancak bunların tamamının asılsız olduğunu söyledi.
'İroni' yapan İhsanoğlu, "Yeni yapılacak bir iftirayı size söyleyeyim; kolaylık olsun onlara... Ben gizli bir yerde, evde atom bombası yapıyorum. Evin garajında atom bombası yapıyorum. Yakında çıkaracağım, kullanacağım. Yani, çok adi, basit iftiralar yapılıyor. Ben hiçbirisine cevap vermiyorum. Çünkü gerçekten yalancının mumu da, lambası da, ampulü de yatsıya kadar yanar" dedi.
'MÜHİM OLAN EDEPTEN VE AHLAKTAN SINIF GEÇMEKTİR'
İhsanoğlu, rakibi Recep Tayyip Erdoğan'ın 'İstiklal Marşı'nı bilmiyor. Senin Prof'luğuna yazıklar olsun' diye eleştirisine tepki gösterdi.
İhsanoğlu, arife günü şehitliği ve Mehmet Akif Ersoy'un kabrini ziyaret edip, dua ettiğini, şehit yakınlarıyla görüşüp, dertleştiğini anlatıp, şunları söyledi:
"Şehit aileleri benim etrafımda toplandılar ve devletin kendilerinin kapısını hiç çalmadığını söylediler. 'Biz evlatlarımızı vatan uğruna feda ettik, şehit oldular, hiç kimse bizi aramıyor, sormuyor. Başkalarının peşindeler. Bizim evladımızı şehit edenlerin peşindeler. Onlarla meşgul oluyorlar' diye şikayette bulundular. Ben orada 'Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda' beyitini okudum. Şüheda şehidin çoğuludur. İstiklal Harbi'nde yüz binlerce insan öldü. Ama Türkiye tarihinde en yoğun şekilde şehit düşen yer Çanakkale olmuştur. Onun için Akif, 'Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda' dizesini daha çok Çanakkale için söylemiştir. Ben böyle yorumluyorum. Şimdi beni edebiyattan imtihan edenlerin, şunu düşünmeleri lazım; ben bu edebiyatı çok iyi biliyorum. Beni su parası, ekmek parası, baş örtüsü ile imtihan ettiler. Burada da imtihan etmek isteyenlere, İstiklal Marşı, Çanakkale şehitleri, Yahya Kemal'in 'Süleymaniye'de Bayram Namazı', bir de Fuzuli'nin 'Su Sesi'ni söylüyorum. Bu dört seçenekten bir tane seçsinler. Ama edebiyattan ister sınıf geç, ister geçme, hepsinden daha mühim, insanların edepten ve ahlaktan sınıf geçmesidir. Edebiyatla değil, şehitlerin, şühedanın aileleriyle meşgul olsunlar lütfen. Bana monşer dediler, suç... Bana şimdi İstiklal Marşı bilmiyor dediler, suç. Yani helal olsun. Ben yine Sayın Başbakanım diyorum. Çünkü benim devlet terbiyem bunu gerektiriyor. Birileri Sayın Başbakanın eline kağıt veriyorlar. Ben bunların hiçbirine cevap vermiyorum. Ben İstiklal Marşı'nı, Akif'in şiirlerini anamın sütü gibi emdim. Bizim ailemizde Akif vardır. Akif'in emanetine hiçbir zaman ihanet etmem. O şiirdeki bütün kelimelerin altına imzamı atarım. Çünkü ben Türk oğlu Türküm. Benim başka bir pasaportum olmamıştır. Hiç başka bir bayrağım olmamıştır. Hiçbir başka millete tabi olmadım. Bu topraklarda neşret ettim. Gurbette doğdum, ama bugün milyonlarca insanımız gurbette doğuyor. Gurbette doğanlar vatanın manasını herkesten daha iyi bilir."
'BENİM İÇİN ANKET 10 AĞUSTOS'TUR'
İhsanoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili anketler konusunda ve seçilme şansı ile ilgili de değerlendirmelerde bulunup, şöyle konuştu:
"Bütün gördüğün anketler, ister bizim, ister başkasının olsun, bunların hiçbirisine güvenmiyorum. Benim için anket; 10 Ağustos'ta yapılacak ankettir. Ondan da daha önce söylediğimiz gibi yüzde 60'la çıkacağımızdan eminim. Neden? Çünkü, bu gördüğünüz ilgi nedir Allah aşkına! 30 gün önce ilan edilmiş bir aday etrafında 13 parti ve hınca hınç insanlar, bir ufak haberle geliyorlar, bu kadar sevgi gösterisinde bulunuyorlar. Söyledikleri sözlerden anlıyorsunuz ki, bu millet bir değişim, yeni bir ses, yeni bir nefes istiyor. 12 seneden beri duyduğu sesten farklı bir ses istiyor. İhtiyacı var buna. Bu alternatif, anayasal bir haktır. Cumhurbaşkanlığı hiç kimsenin ihsarında, hiçbir siyasi kadronun ihsarında değil. Ben sokaktan gelmedim, zembille de gökten inmedim. Meclis'te dört parti var, iki parti kendi adaylarını gösterdi. İki parti de bir aday üzerinde anlaştılar. Yanlış bunun neresinde? Niye bir parti kendi adayını gösterirken, yanlış olmuyor da, iki parti kendi aralarında uzlaşarak, sağcısı solcusu, milliyetçisi, muhafazakarı, liberali, sosyalisti, sosyal demokratı, herkes bir tek kişi etrafında toplanıyorsa, bunun manasını idrak etmek lazım. Buna saygı göstermek lazım. Buna saygısızlık gösterenler, millete saygısızlık gösteriyorlar. Buna kötü laf söyleyenler, kendileri kötülüyorlar. Milletin gözünde itibardan düşüyorlar."
'EN BÜYÜK GÜNDEM HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN SARSILMASIDIR'
İhsanoğlu, son süreçte İstanbul'daki polislerin tutuklanması konusunda da değerlendirmeler yaptı. İhsanoğlu, "Türkiye'nin en büyük gündemi, hukukun üstünlüğü kavramının sarsılmış olmasıdır. 'Adalet mülkün temelidir' kavramının sarsılmış olmasıdır. Türkiye'de yargı sistemi büyük darbe aldı. Siyaset yargıya karıştı, yargı siyasete karıştı. Şimdi siyaset, kolluk kuvvetlerine karışıyor. Yani polisimiz böyle bir şeylerin içine girdi ve biz çok üzülüyoruz. Bu Türkiye'nin çok kötü bir manzarasıdır. Yani polisler, kendi meslektaşlarını, amirlerini, kelepçeliyorlar. Bu polislerin içinde hata yapan yok mu? Belki vardır, ben buna hayır demem. Ama ortaya delil konması lazım. İddiaların sağlam olması lazım. Bu insanların teşhir edilmemesi lazım. Hani birkaç ay önce masumiyet karinesinden bahsediyorduk. Ne çabuk unuttuk masumiyet karinesini? Ben biraz hatırlatmak istiyorum, masumiyet karinesini" diye konuştu.
CAMİ ÇIKIŞINDA TEPKİ GÖSTEREN KİŞİ TARTAKLANDI
Basın toplantısının ardından İhsanoğlu, yanında CHP ve MHP'li milletvekilleri, parti yöneticileri ve belediye başkanları ile birlikte Sabancı Merkez Camii'ne gidip, cuma namazı kıldı.
Namaz sonrası İhsanoğlu cami avlusunda vatandaşların arasında ilerlerken adının İsmail Karacan olduğunu söyleyen bir kişi önüne geçti ve "Siz darbe yapmaya geliyorsunuz, siz ancak darbe yaparsınız" diye tepki gösterdi. Bunun üzerine çevredekiler, provokatöryük yapmakla suçladığı bu kişiyi tartaklayarak, uzaklaştırdı. Yaşanan arbede arasında koruma polisleri İhsanoğlu'nu götürdü. İhsanoğlu uzaklaşırken, "İlk başta şaka yaptı zannettim" diye şaşkınlığını dile getirdi.
KURT HEYKELİ HEDİYE ETTİ
Ekmeleddin İhsanoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı MHP'li Hüseyin Sözlü'yü makamında ziyaret etti. Burada bir konuşma yapan İhsanoğlu, 'kendisine gösterilen ilgiden anladığı kadarıyla Adana'da seçmenin kararını verdiğini ve 10 Ağustos'ta mührü sağlam yere, oy pusulasındaki en sağdaki yere basacağını' söyledi.
MHP'li Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, İhsanoğlu'na bozkurt heykeli ve çeşitli hediyeler verdi.
KADINLARLA KAHKAHA ATTI
İhsanoğlu daha sonra merkez Seyhan İlçesi'ndeki Sular VIP Salonu'nda yaklaşık 600 sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle buluştu. Alkışlarla salona giren İhsanoğlu, katılımcılarla tokalaşıp anı fotoğrafları çektirdi. Etkinlikte, İhsanoğlu ile ilgili hazırlanan slayt gösterisi sunuldu. Etkinlikte Cüneyt Arat adlı görme engelli bir genç yazdığı şiiri okudu.
Katılımcılara seslenen İhsanoğlu, kadınlara seslendiğini belirterek, "Sakın ha kahkaha atmayın, ceza yazarım" deyince salondaki herkes kahkaha attı. Seçimi yüzde 60 oyla kazanacağını belirten İhsanoğlu, şöyle devam etti:
"Sen Türk vatandaşı değilsin, askerlik yapmadın, vesayet rejiminin adamısın, darbecisin diyorlar. Camide namaz kıldım. Camide ibadet yapılır, devlet dairesinde devlet işleri yürütülür, kışlada vatan müdafaası yapılır. Ama camileri siyasi faaliyetlere alet ediyorlar. Bana biri darbeci dedi. Benim gibi sivil, askerliğini yedek subay olarak yapmış, arkamda tugaylar ordular yok. Ben darbe yapacağım. İşte gerçek çağdışılık budur. Bu vatandaşımızı ben mazur görüyorum. O iyi niyetli bir vatandaş. Bu ülkede cumhurbaşkanı olmak sırf başbakanın hakkı mıdır? Başbakanların kariyeri siyasi kariyerdir. Cumhurbaşkanlarının kariyeri siyaset üstüdür. Eskiden Suriye'ye giderken önce Adana'ya gelirdim ve arabayla oraya giderdim. Rejimler farklı olduğu halde halkların arasında büyük bir muhabbet vardı. Suriye halkı Türkiye'yi çok severdi. Şimdi ne hale geldik? Artık sınır kevgir gibi oldu. Niçin biz bunu yaptık? Geçen sene ben Sisi ile birlikte darbe yaptık. Bunu ben yapmışım. Yine bugün darbeci oldum. Böyle bir hayali bir düşman yaratılıyor. Bu doğru mudur? Düşman olarak yarattığın taraf senin cesaret madalyaları aldığın, iyi ilişkiler kurduğun bir taraf. Son yıllarda ticaretimiz kat kat artmıştır. Halka başka şeyler söylüyoruz. Bunun adı siyaset değil. Bizim işimiz 10 Ağustos'ta seçimi sağlıklı bir şekilde yapıp oyları kullanmak. Oylarını kullanamayanları davet etmek. Yaylada, denizde olanlar günü birliğine getirilip oylarını kullanacaklar. Sandıklarda gözlemcilerin avukatların oyların başkalarına gitmemesi, hile yapılmaması için dikkatli olması lazım. Niye vesayetleri kaldırmadınız? Tüm kanunları 2-3 günde çıkarıyorsunuz. Seçim kanunlarını, YÖK'ü RTÜK'ü niye kaldırmadınız. Siz bütün kanunları değiştirdiniz. Yargıyı kolluk güçlerini hallaç pamuğu gibi attınız. Ben vesayeti Sayın Gül'den mi alacağım, Sayın Gül de mi vesayetçiydi? Gelin sevgi ekelim, saygı ekelim, dirlik ekelim, ekmeğimizi büyütelim."