Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Aybet'ten Suriye Değerlendirmesi
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet, 16 Nisan'daki halk oylamasının ardından Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir rüzgar yakalanabileceğini belirterek, Washington'da, terör örgütü DEAŞ sonrası yeni yapılanma anlamında bölgesel aktörlerin, özellikle de Türkiye'nin çok önemli bir...
HAKAN ÇOPUR - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet, 16 Nisan'daki halk oylamasının ardından Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir rüzgar yakalanabileceğini belirterek, Washington'da, terör örgütü DEAŞ sonrası yeni yapılanma anlamında bölgesel aktörlerin, özellikle de Türkiye'nin çok önemli bir rol oynayacağına işaret edildiğini söyledi.
Çeşitli konferanslara katılmak ve temaslarda bulunmak üzere Washington ve New York'u ziyaret eden Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Aybet, Türk-Amerikan ilişkilerini Suriye perspektifinden AA muhabirine değerlendirdi.
Her iki şehirde de Amerikalıların, Türkiye'deki halk oylaması sürecini yakından takip ettiklerini gördüğünü ifade eden Aybet, çıkacak sonucu onların da çok önemsediğini vurguladı. Yaptığı konuşmalarda ve görüşmelerinde 16 Nisan'da oylanacak anayasa değişikliğine ilişkin hususları dile getirdiğini söyleyen Aybet, Türk-Amerikan ilişkilerine dair izlenimlerini paylaştı.
20 Ocak'ta başkanlık görevini devralan Donald Trump ile ekibinin henüz bir geçiş sürecinde olduğuna ve Beyaz Saray da dahil olmak üzere bazı kurumlardaki oluşumların tam olarak tamamlanmadığına dikkati çeken Aybet, "Bu sebeple Suriye konusunda henüz tam kapsamlı bir yaklaşım oluşturulmuş değil. Ancak taktiksel olarak Amerikan yönetimi namına yol alan bir çizgi var. O da DEAŞ'ı bir an önce temizlemek, özellikle Rakka'dan temizlemek. Burada da Pentagon ve CENTCOM ön plana çıkıyor." dedi.
"ABD'nin DEAŞ sonrası sürece ilişkin yol haritası çok net değil"
Terör örgütü DEAŞ'la mücadelenin son merhalesi ve DEAŞ sonrası sürece ilişkin Trump yönetiminin yol haritasının henüz çok net olmadığına vurgu yapan Aybet, "Dolayısıyla ABD'nin tavrı nasıl olacak, Beyaz Saray'ın çizgisi ne olacak onu burada da bekliyorlar." şeklinde konuştu.
ABD temaslarında Obama dönemi ile Trump dönemi arasında doğal olarak kıyaslama yapıldığını ve yeni dönemde Türkiye ile ilişkilerde bir rüzgar yakalanabileceğini anlatan Aybet, şöyle devam etti:
"Buradaki temaslarımızda gördük ki, Obama yönetimine yakın düşünce kuruluşları bile Obama'nın Suriye politikasındaki tutarsızlıkların altını çiziyor. Ayrıca Washington'da, DEAŞ sonrası yeni yapılanma anlamında bölgesel aktörlerin, özellikle de Türkiye'nin çok önemli bir rol oynayacağının altı çiziliyor. 2009 başında göreve geldikten sonra ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye'ye yapan Obama, Türkiye'yi 'stratejik ortak' olarak tanımlamıştı. Ancak o tarihten sonraki gelişmelere baktığımızda bunun sözde kaldığını gördük ve maalesef uygulamasını göremedik. Hele Suriye'de hiç göremedik. Artık Türkiye'nin sözde değil, gerçek bir stratejik ortak olarak neler yapabileceği konuşuluyor."
Özellikle DEAŞ sonrası yapılanma konusunda Türkiye'nin "gerçek bir stratejik bir ortak" olarak nasıl angaje olabileceğine ilişkin tartışmaların yürüdüğünü kaydeden Aybet, "Artık Türkiye'yi daha pozitif bir bölgesel ortak olarak angaje edelim deniliyor, özellikle Suriye'de savaş sonrası altyapı inşa süreçlerinde Türk şirketlerinin çok önemli rol oynayabileceğini düşünüyorlar." ifadelerini kullandı.
"Şu anda Türkiye'de yoğun bir referandum gündemi var. Olumlu bir şekilde neticelenmesinden sonra Türkiye dış politikaya daha fazla ağırlık verebilecektir." diyen Aybet, bölgesel yeni tasarımlarda Türkiye'siz herhangi bir sürecin çok zor olacağı değerlendirmesini yaptı.
"Dünya sistemi bir dönüşümden geçiyor"
ABD'deki temas ve görüşmelerinde mevcut dünya düzeninin geçirdiği değişimlerin ciddi şekilde tartışıldığını gördüğünü dile getiren Aybet, "1945 sonrasında kurulan dünya düzeninin temel ilkelerinde ciddi değişimler oldu ve şu anda dünya sistemi aslında bir dönüşümden geçiyor. Bu sistemin ne pahasına olursa olsun korunması şeklindeki yaklaşımdan şu anda vazgeçiliyor." diye konuştu.
1945 sonrası dünya düzeninin Avrupa üzerine kurulduğunu ancak şu anda bunun değiştiğini ve bir oyuncu olarak Ortadoğu'nun dünya sistemi içinde çok önemli bir noktada durduğunu ifade eden Aybet, "Türkiye'nin bu süreçte nerede durduğu" sorusunun Ankara için en önemli soru olduğunu vurguladı.