Haberler

Erdoğan, Lübnan ve İsrail-Hizbullah Gerginliği Hakkında Açıklamalarda Bulundu

Güncelleme:
Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan’daki patlamalar ve devam eden İsrail-Hizbullah misilleme saldırılarına ilişkin, “Lübnan'a karşı gerçekleştirilen son saldırılar ve İsrail tarafından yapılan açıklamalar savaşı bölgeye yayma çabalarının açık tezahürüdür” dedi.

(ANKARA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan'daki patlamalar ve devam eden İsrail-Hizbullah misilleme saldırılarına ilişkin, "Lübnan'a karşı gerçekleştirilen son saldırılar ve İsrail tarafından yapılan açıklamalar savaşı bölgeye yayma çabalarının açık tezahürüdür" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) tarafından Rockefeller Plaza'da düzenlenen akşam yemeğinde açıklamalarda bulundu. Programa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da katıldı Erdoğan, konuşmasında Türk iş insanlarını ve girişimcileri tebrik ederek, şunları söyledi:

"Birlik ve beraberliğiniz, Türk toplumunun çıkarlarının yerel ve federal düzeyde ilerletilmesi bakımından büyük önem taşıyor. Yurtdışında yaşayan insanlarımızın inanç ve kültür değerlerimize sahip çıkmasının öneminin siz de zaten farkındasınız. Nerede olursa olsun vatandaşlarımıza her fırsatta şunu hatırlatıyorum.

Biz entegrasyona sonuna kadar varız, asimilasyona ise aynı derecede karşıyız. Vatandaşlarımızın her alanda temayüz etmelerini, başarılı olmalarını, içinde yaşadıkları topluma katkı sunmalarını istiyoruz. Ama insanımızın kimliğini, öz değerlerini, inanç değerlerini kaybetmesini de arzu etmiyoruz. Yaşadığınız toplumda var olurken, kendi dilinizi, kendi kültürünüzü, özünüzü hiçbir zaman unutmayın. Bu hususta Türk-Amerikan toplumunun iyi bir konumda olduğunu biliyor, bundan da memnuniyet duyuyorum."

"Mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar sürdüreceğiz"

Türkiye'nin terör konusunda hem sahada hem de masada mücadele verdiğine değinen Erdoğan şunları kaydetti:

"Amerika'daki Türk toplumu olarak, FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelemize vereceğiniz destek çok önemlidir. Terör örgütü mensupları yalnızca ülkemizin menfaatlerini değil, yurt dışındaki vatandaşlarımızı, ticari teşebbüslerini ve sivil toplum kuruluşlarını da doğrudan ya da dolaylı şekilde hedef alıyor.

Amerikalı karar alıcıları ve ticari çevreleri yalana boğarak menfaat sağlamaya çalışan örgüt üyeleri, Türk toplumu içerisinde de bölünme ve ayrışmaları körüklemeye çalışıyor. Türkiye karşıtı her operasyona, gönüllü figüranlık yapan örgüt mensuplarına karşı sizlerden teyakkuz halinde olmanızı bekliyorum. Dün bunların oyunlarına gelmedik. Bundan sonra da çok dikkatli olacağız.

Milletin iradesine darbe yapmaya kalkan, ellerinde vatandaşlarımızın kanı olan, demokrasimize, huzurumuza, birlik ve beraberliğimize kast eden, aslında tek gayesi Türkiye'ye ve Türk milletine zarar vermek olan bu hainlerle mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar sürdüreceğiz."

"Aşırı sağcı akımların hedefinde de göçmenler ve Müslümanlar var"

Avrupa'da yükselen aşırı sağcı akımların hedefinde göçmenlerin ve Müslümanların olduğunu belirten Erdoğan, "Son yıllarda batılı ülkelerde, bilhassa Avrupa'da, İslam ve yabancı düşmanlığı vatandaşlarımızın da huzurunu tehdit eden büyük bir salgına dönüştü." ifadelerini kullandı. Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

"Hemen her gün mescitlerimize, camilerimize, Müslümanlara ait iş yerlerine yönelik bir kundaklama olayı gerçekleşiyor. Aşırı sağcı akımların hedefinde de göçmenler ve Müslümanlar var. Sosyal medya ve kimi siyasetçiler ise, ırkçı nefretin yayılmasını adeta teşvik etmekte, yangına körükle gitmektedir. Türkiye olarak, vatandaşlarımızın yaşadığı ülkelerdeki aşırı sağcı akımları ve nefret söylemlerini yakından takip ediyoruz. Irkçılığın olduğu gibi, İslam düşmanlığının da bir suç olarak tasnif edilmesi ve yasal yaptırıma tabi tutulması gerektiğini savunuyoruz. 15 Mart'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda İslamofobiyle Mücadele uluslararası günü ilan edilmesinde, İslam İşbirliği Teşkilatı ile birlikte öncü rol oynadık.

Avrupa'da Kutsal Kitabımız Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılan menfur saldırılarla ilgili Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Genel Kurulu'nun aldığı kararlara liderlik ettik. Tüm bu girişimler, batılı ülkelerin yasal ve idari düzenlemelerini tadil etme ve aşırı sağla mücadelede yeni stratejiler geliştirmelerinde bir baskı unsuru oldu.

Amerika'da da geçtiğimiz Kasım ayında, İslamofobiye karşı ulusal strateji belgesinin hazırlanmaya başlanması bunun güzel bir örneğini teşkil etti. Bundan sonra da Müslüman düşmanlığına karşı mücadeleye öncülük etmeyi sürdüreceğiz.

"Okul müfredatlarını asılsız iftiralarla dolduruyorlar"

Türkiye aleyhindeki çeşitli çıkar gruplarının kongre üzerinde baskı kurmaya devam ettiklerini görüyoruz. Bu gibi faaliyetlerin Türk-Amerikan kamuoyunda oluşturduğu rahatsızlığı en iyi sizler biliyorsunuz. Okul müfredatlarını asılsız iftiralarla doldurarak çocuklarımızın, gençlerimizin beyinlerini zehirlemeye çalışan bu zihniyete karşı teyakkuzda olmamız sizlerin de bu hasmane faaliyetlere birlik ve eş güdüm içerisinde mukabele etmeniz Amerikalı siyasetçilerin tarihi gerçekleri öğrenmesini sağlayacaktır.

Tarihçilere bırakılması gereken konuların siyasete alet edilmesi ve çeşitli lobilerce istismar edilmesi, ne Türk-Amerikan ilişkilerine ne de Türkiye'nin Ermenistan ile sürdürdüğü normalleşme çalışmalarına katkı yapacak."

"Küresel sistem artık tüm etkinliğini kaybetmeye başladı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna-Rusya arasında 3 yıldır devam eden savaşın küresel ve bölgesel istikrarı tehdit ettiğini belirtti. Erdoğan, "Bölgede kalıcı barış için diplomasinin öncelenmesi gerektiğini ilk günden bu yana vurguluyoruz… Burada şunu da özellikle ifade etmek isterim, küresel sistem artık tüm etkinliğini, tüm inandırıcılığını kaybetmeye başladı. Görevi barış ve güvenliği sağlamak olan kurumlar çok açık bir ahlaki çöküş içerisindedir" dedi.

"İsrail'in katliamlarını engelleyecek hiçbir etkili adım atılmadı"

Erdoğan, Gazze'de gerçekleştirilen katliama, İsrail'in bölgedeki savaşı yayma amacına ve Lübnan'da meydana gelen saldırılara ilişkin de şu açıklamalarda bulundu:

"30 yıl sonra tüm dünyanın gözleri önünde bu sefer Gazze'de son derece vahşi bir soykırım yaşanıyor. Bugüne kadar 1,9 milyon insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. ve bu insanlar hiçbir altyapının olmadığı çok kötü şartlarda ellerinde, avuçlarında ne kaldıysa onunla yetinerek hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Tüm bu acılar yaşanırken bir avuç yürekli insan dışında maalesef yönetimlerden gözle görünür hiçbir tepki yükselmedi. Aynı şekilde küresel kurum ve kuruluşlar Gazze'deki zulmü durduracak, İsrail'in katliamlarını engelleyecek hiçbir etkili adım atmadı. Yaptığı her hukuksuzluk karşısında ödüllendirilen İsrail yönetimi her seferinde daha kanlı, daha insafsız, daha vicdansız saldırılara girişmektedir.

İsrail'in Gazze başta olmak üzere Hristiyan topraklarında uyguladığı soykırım bölgemizin barışını da tehdit etmektedir. Lübnan'a karşı gerçekleştirilen son saldırılar ve İsrail tarafından yapılan son açıklamalar savaşı bölgeye yayma çabalarının açık tezahürüdür. Türkiye olarak bu işgal, istila ve katliam politikasının bir an önce durması için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.

"İsrail'e her mecrada baskıyı artırmamız gerek"

İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'nın kutsiyetine ve tarihi statüsüne yönelik hiçbir saldırıya sessiz kalmadık ve kalmayacağız. Burada liderlerle gerçekleştireceğim tüm temaslarda kalıcı ateşkesin tesisi için Siyonist İsrail'e her mecrada baskıyı artırmamız gerektiğinin altını çizeceğim.

Şunu da özellikle ifade etmek durumundayım. New York sokakları dahil Amerika'nın pek çok farklı eyaletinde vicdan sahibi kesimler Filistinlilerin acılarının dindirilmesi ve Filistin halkının kendi devletlerine kavuşmaları için sokaklara döküldü.

"Müslüman Amerikalılarla ve Amerika'daki farklı kesimlerle iş birliğini artırmanız faydalı olacak"

Sizlerin de Washington'da, New York'ta, Boston ve Chicago'da Müslüman Amerikalılarla gerçekleştirdiğiniz faaliyetleri takdirle takip ettik. Sizden bu konudaki hassasiyetlerinizi sürdürmenizi bekliyorum. Rabbim Filistinli mazlumların sesi olan herkesten razı olsun diyorum.

Müslüman Amerikalılarla ve Amerika'daki farklı kesimlerle temas ve iş birliğini artırmanızın faydalı olacağını vurgulamak isterim. Özellikle böylesi dönemlerde güçlü bir duruş ve dayanışma sergilememiz fevkalade önemlidir."

Kaynak: ANKA / Güncel

Uluslararası İlişkiler Recep Tayyip Erdoğan İnsan Hakları Dış Politika Güncel İsrail Lübnan İnsan Hakları Dış Politika Uluslararası İlişkiler Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title