Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan ortak açıklama"Kıbrıs'ta çözüm ancak Ada'daki gerçekler üzerine inşa...
- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan ortak açıklama "Kıbrıs'ta çözüm ancak Ada'daki gerçekler üzerine inşa edilebilir" "Türkiye'yi ve KKTC'Yİ dışlamaya çalışanların hiçbir zaman başarılı olamayacakların ifade etmek isterim" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz...
- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan ortak açıklama
" Kıbrıs'ta çözüm ancak Ada'daki gerçekler üzerine inşa edilebilir"
" Türkiye'yi ve KKTC'Yİ dışlamaya çalışanların hiçbir zaman başarılı olamayacakların ifade etmek isterim"
LEFKOŞA - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ortak basın açıklaması düzenledi. Yılmaz açıklamasında "Kıbrıs'ta çözüm ancak Ada'daki gerçekler üzerine inşa edilebilir" dedi.
İlk resmi yurt dışı ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile yaptığı ikili görüşme sonrası ortak basın açıklaması düzenledi. KKTC'nin zeminini güçlendirmek ve KKTC'nin yakaladığı bu ivmeyi daha da ileri taşıyabilmek için çalışmalarına aynı anlayışla devam ettiklerini belirten Tatar, "Biz şu anda Kıbrıs'ta yeni bir siyasetin öncüleriyiz. Yıllardır bu ülkede bir federasyon konuşulmuştur. Federal temelde bir anlaşma nasıl olabileceği şeklinde çok büyük çabalar gösterilmiştir. Bu konuda Kıbrıs Türk halkı büyük bir iyi niyet ortaya koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin de desteğiyle her türlü girişimler sonuçsuz kalmıştır. Hep birlikte bir Annan Planı yaşadık. 2017 yılında Crans-Montana toplantıların nasıl çöktüğünü gördük. Bütün bunlar elbette Kıbrıs Türkü'nü başka bir noktaya taşımıştır. Benim Cumhurbaşkanı seçilmemden sonra yeni siyaset artık Kıbrıs'ta iki devletliliğe dayalı bir çözüm olabileceğini, egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün fevkalade önemli olduğunu ancak bunların teyidiyle yeni bir açılım olabileceğini nitekim bu Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı da teyit etmiştir. Dolayısıyla bu yeni siyaseti sürdürürken Kıbrıs'ta artık Kıbrıs Türk halkının egemen, bağımsız kendi devletiyle ileride bir anlaşma olacaksa onun bir parçası olabileceğini dolayısıyla bunun zeminini güçlendirirken ekonomik olarak da bir takım beklentilerin yerine getirilmesi lazım" diye konuştu.
"Bu çağda güneş enerjisinin önünü açmak lazım"
Geçmişe bakıldığında çok büyük başarılar olduğunu dile getiren Tatar, "Bir su projesi. Asrın projesi dediğimiz projeyle şu anda Anadolu suyu her çeşmemizden akmaktadır. Yeşilırmak'tan Dipkarpaz'a kadar konutlarda bu suyu kullanabiliyoruz. Bu büyük bir nimettir. Şu anda da tarımsal anlamda suyun değerlendirilebilmesi için çeşitli projeler gerek Güzelyurt ovasında gerek Mesarya'da devam etmektedir. Kablo ile elektrik yeni bir müjdedir. Yıllardan beridir güneş enerjisinin önünü açmak için bu ülkedeki ekonomik birtakım gelişmeleri gerçekleştirebilmek için daha sürdürülebilir, daha temiz ve maliyeti daha uygun elektriğe ihtiyacımız var. Bu çağda güneş enerjisinin önünü açmak lazım. Onun için çift yönlü kabloyla bütün bunların gerçekleştirilebileceğini görüyoruz.
Ayrıca Tatar, Maraş açılımının büyük bir beklenti olduğunu ve 47 yıl sonra bunun gerçekleştiğini ifade ederek, şu anda 1 milyondan fazla kişinin Maraş'ı ziyaret ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz konuşmasına başlamadan önce ziyaretleri sırasında polis memuru Namık Özkan'ın trafik kazası neticesinde yaralanarak hastaneye kaldırıldığını belirtirken "Çok şükür bilinci açık durumu iyi. Kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum, bugün ilk fırsatta da hastanede kendisini ziyaret edeceğim. Tekrar geçmiş olsun diyorum, şifalar diliyorum" ifadelerine yer verdi.
"Türkiye ve KKTC işbirliği, geçmişten bu yana sürdürülebilir bir yapıya kavuşmuştur ve kardeşlik bağlarımızdan beslenmektedir"
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve ortak gündemdeki meselelere ilişkin değerlendirmelerde bulunduklarını ifade eden Yılmaz, "Kuzey Kıbrıs'ın hakkaniyet mücadelesi ile kalkınma yönünde işbirliğimizin yanı sıra Doğu Akdeniz ve Maraş açılımına dair son gelişmeleri ve önümüzdeki dönemde fikir birliğiyle atacağımız adımları da tekrar ele aldık. Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü'nün Cumhurbaşkanı Yardımcılığı bünyesinde olması çerçevesinde Kıbrıs Türkü için yapılacak her bir çalışmanın, görev ve sorumluluklarımız arasında artık apayrı bir yeri olduğunu belirtmek isterim. Türkiye ve KKTC işbirliği, geçmişten bu yana sürdürülebilir bir yapıya kavuşmuştur ve kardeşlik bağlarımızdan beslenmektedir. Bizler, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs Türkü'nün derdiyle dertlenecek, ihtiyaçlarını milletimizin ihtiyaçlarından ayrı görmeyeceğiz" şeklinde konuştu.
"Ülkemizin destekleriyle yapılan terminal binasının açılması için gerekli süreçleri KKTC makamlarıyla yakından takip edeceğiz"
31 Mart'ta imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması çerçevesinde KKTC'yi imar ve ihya etmek üzere gayretleri hızlandıracaklarını dile getiren Yılmaz, "Dün gelir gelmez Yeni Ercan Havalimanı'na ziyaret gerçekleştirdik, buradaki ilerlemeyi ve tıkanıklıkları değerlendirdik. Ülkemizin destekleriyle yapılan bu yeni terminal binasının en kısa zamanda hizmete açılması için gerekli süreçleri KKTC makamlarıyla birlikte yakından takip edeceğiz. Cumhurbaşkanımız 20 Temmuz'da bu havalimanına inmek istediğini belirtmişti, biz de bütün gayretlerimizle bu takvimi zamanında bütün çalışmaların tamamlanması için işleteceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
"İnanıyorum ki KKTC ve Kıbrıs Türk halkı egemen bir devlet, millet olarak uluslararası sahada da hak ettiği yeri en kısa sürede alacaktır"
İki ülke genel sağlık sigortası sistemlerinin uyumlandırılması, Derinya bölgesinde sosyal konut inşası ve denizin altından kablo ile elektrik temini gibi yeni projeleri, ilgili bakanlarla yapacakları görüşmelerde ele alacaklarını belirten Yılmaz, "Tüm bu projeler Kıbrıs Türkü'nün istikbali ve refahı içindir. Kıbrıs Türkü, Türkiye Yüzyılında yıllardır bu topraklara reva görülen ambargoları birer birer yıkacak, dünyaya açılacaktır. Kıbrıs Türk halkı 50 yıla yakın bir zamandır bu haksız ambargolarla karşı karşıya ama birlikte bütün bu sorunları aşacağız. Belki bir insanın hayatı için uzun olabilir bu süreler ama bir ülkenin, milletin tarihinde aslında çok uzun zamanlar değil. Milli hedeflere ulaşmada gerekirse sabırla bu süreleri hep birlikte atlatacağız. İnanıyorum ki KKTC ve Kıbrıs Türk halkı egemen bir devlet, millet olarak uluslararası sahada da hak ettiği yeri en kısa sürede alacaktır. Bu konuda da zaten hem fikir birliği hem de gönül birliği içerisinde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu çerçevede Türk Devletleri Topluluğu'na gözlemci üyelik de önemli bir adım olmuştur. İki devletli yaklaşımımızın da çok önemli bir göstergesi niteliğindedir" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye olarak elimizden gelen tüm gayretle depremin yaralarını sarmaya çalışıyoruz"
6 Şubat depremleriyle yaşanılan acılara da yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte ortak bir şekilde gönüllerinde hissettiklerini söyleyen Yılmaz, "Deprem bölgesinden buraya akrabalarının yanına gelen depremzede vatandaşlarımıza dayanışma ruhuyla kapılarını açan tüm Kıbrıs Türkü kardeşlerime teşekkür ediyorum. Ağırlıklı olarak Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman'dan gelen vatandaşlarımıza Cumhurbaşkanımız liderliğinde gerekli destekleri sağlamayı sürdüreceğiz. Adıyaman'da vefat eden Kıbrıs Türkü voleybol kafilesi, "Şampiyon Melekler" başta olmak üzere, tüm deprem şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu konuda Türkiye olarak elimizden gelen tüm gayretle depremin yaralarını sarmaya çalışıyoruz ama bir taraftan da ileride olabilecek afetlere karşı riskleri azaltıcı tedbirler alıyoruz" dedi.
"Kıbrıs'ta çözüm, ancak Ada'daki gerçekler üzerine inşa edilebilir"
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la görüşmelerinde Kıbrıs meselesinin yanı sıra Doğu Akdeniz'deki durumu da ele aldıklarını vurgulayan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması, ülkemizin en önemli önceliklerinden biridir. Bu konudaki fikir ve gönül birliğimizi Cumhurbaşkanı Tatar ile bir kez daha teyit ettik. Kıbrıs'ta çözüm, ancak Ada'daki gerçekler üzerine inşa edilebilir. Böyle bir çözüm, bölgesel istikrar ve refaha da katkıda bulunacaktır. Aslında çözümden herkes kazanacaktır. Çözümsüzlüğü dayatanlar sadece Kıbrıs Türk halkına değil bütün bölgede yaşayan insanlara zarar vermektedir. Türk tarafının sergilediği tüm yapıcılığa, iyi niyete rağmen, Kıbrıs Türklerinin haklarını görmezden gelen, tek taraflı eylemleri ise cevapsız bırakmamız söz konusu olamaz. Rum-Yunan ikilisi gibi bu grubun sözcülüğüne soyunan Avrupa Birliği de, Kıbrıs Türk tarafını azınlık olarak görme gafletinde daha fazla ısrar etmemelidir. Bunun karşısında biz, biliyorsunuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınmasını hedef olarak belirledik ve bu yönde gayretlerimizi sürdürüyoruz."
"Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi ve KKTC'Yİ dışlamaya çalışanların hiçbir zaman başarılı olamayacakların ifade etmek isterim"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci üye olması ve Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi'nde de gözlemci statüsü elde etmesi tanınma yolundaki gidişatın ayak sesleri olduğunun altını çizen Yılmaz, "Kıbrıs Türkü'nün hakkaniyet mücadelesinde egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletli çözüm modelini savunmaya devam edeceğiz. Biz hiçbir zaman çözümde masadan kalkan taraf olmadık ama tavrımızda çok net ve açık; iki devletli bir şekilde çözüme her zaman açık olduğumuzu ifade etmek isterim. Bununla birlikte Doğu Akdeniz'de ülkemiz, hem kendi kıta sahanlığındaki haklarını, hem de Kıbrıs Adasının eşit ve ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin meşru hak ve çıkarlarını korumaya kararlıdır. Sayın Cumhurbaşkanı, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarının hakça ve adil paylaşımına dair tavrınızda yanınızdayız. Burada da bütün halkların ortak bir çıkarı var. Doğu Akdeniz'de yaşayan bütün devletlerin, Türkiye'yi ve KKTC'Yİ dışlamaya çalışanların hiçbir zaman başarılı olamayacaklarını çok açık ve net ifade etmek isterim. Gelin ortak bir şekilde bu menfaatlerimizi savunalım derlerse ona da biz her zaman açığız. Doğu Akdeniz'deki bütün aktörlerle birlikte bütün kaynakları hakkaniyetli bir şekilde paylaşmaya da her zaman açığız" dedi.
Yılmaz, Ayrıca Maraş bölgesinin ekonomi, turizm ve sosyal hayata kazandırılması yönünde, mülk sahiplerinin haklarını gözeterek yürütülen çalışmaları desteklemeyi sürdüreceklerini belirtti.