Cumhuriyet Gazetesi Yönetici ve Yazarlarına Yönelik Soruşturma
Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında, "PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir oldukları" iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında hakimliğe sevk edilen, aralarında gazetenin genel yayın yönetmeni Murat Sabuncu'nun da bulunduğu 11 şüpheli hakkındaki suçlamalar belli oldu.
Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında, "PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir oldukları" iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında hakimliğe sevk edilen, aralarında gazetenin genel yayın yönetmeni Murat Sabuncu'nun da bulunduğu 11 şüpheli hakkındaki suçlamalar belli oldu.
Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, şüpheliler hakkında hazırlanan sevk yazısında, terör örgütleri FETÖ/PDY ve Pkk'nın Türkiye'deki örgütlenmelerine ilişkin bilgi verilerek, FETÖ'nün 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunduğu anımsatıldı.
Manipülasyonun tanımına yer verilen sevk yazısında, medya aracılığıyla manipülasyon yapıldığı vurgulanarak, "Medyanın görevi bilgi ve haber aktarmaktır. Manipülasyonla gerçeği perdeleyip terör örgütlerinin amacına uygun hareket etmek, iç kargaşa çıkartmak ve ülkeyi yönetilemez hale getirmek gazetecilik değildir." denildi.
Yazıda darbeye teşebbüs etmenin, devletin güvenliğine ilişkin, siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etme ve açıklamanın basın özgürlüğü olmadığı, bizzat "basın özgürlüğü" adı altında psikolojik operasyon olduğu kaydedildi.
Zaman gazetesi ile aynı manşet
"Tüm bu çerçevede Cumhuriyet gazetesinin son 3 yıldır yaptığı manipülasyonla gerçeği perdeleyip, terör örgütleri FETÖ/PDY ve PKK/KCK'nın amacına uygun hareket ederek, iç kargaşa çıkartmaya ve ülkeyi yönetilemez hale getirmeye yönelik haberlere imza attığı" belirtilen sevk yazısında, dosyada delil olarak bulunan haberlerin gazetede yayımlandığı, FETÖ'nün yayın organı Zaman gazetesi ile aynı başlıkları manşet attıklarına işaret edildi.
Cumhuriyet Vakfına ilişkin bilirkişi raporuna da yer verilen yazıda 18 Şubat 2014'te yeterli sayıya ulaşmadan yapılan toplantıda alınan kararla oluşturulan yönetim kurulu üyelerinin seçilmemiş sayıldığı, bu nedenle de vakfın fiil ehliyetini kaybettiği değerlendirilerek, vakfın fiil ehliyetini kazanabilmesi için vakıf senedine göre yeniden toplantı yapılması ve yönetim organının oluşturulması gerektiği aktarıldı.
Sevk yazısında bilirkişi raporuna dayanılarak, "Cumhuriyet Vakfının yönetim kurulunun ele geçirilmeye çalışıldığı" ifade edildi.
Dosyadaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, şüphelilerin silahlı terör örgütleri PKK ve FETÖ'nün hiyerarşik yapılanmalarına dahil olmadıkları ancak son 3 yıllık süreçte darbe girişiminde bulunan FETÖ ve etnik kökene dayalı devlet kurmayı amaçlayan PKK'nın amaçları doğrultusunda yardım ettikleri ve bu örgütlerin propagandasını yaptıkları öne sürüldü.
Sabuncu ve Engin Abant, toplantılarına katılmış
Sevk yazısında, gazetenin genel yayın yönetmeni Murat Sabuncu ile yazar Aydın Engin'in, FETÖ bünyesinde faaliyet gösteren Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının Abant toplantılarına katıldığı vurgulandı.
Şüphelilerden Aydın Engin ve Hikmet Çetinkaya'nın, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Erkan Tufan Aytav ile görüştükleri, görüşme sonrasında "Fuat Avni'nin" yazdıklarını manşetlere taşıdıkları belirtilen sevk yazısında, şüpheli Çetinkaya ve Engin'in köşe yazılarında silahlı terör örgütlerini övücü ve destekleyici ifadelere yer verdikleri kaydedildi.
Çetinkaya'nın Zaman gazetesine verdiği röportajda, "40 yıldır izliyorum, Gülen hareketi terör örgütü değildir. Gülen cemaatine yapılan operasyon baskıcılığın, daha açıkcası faşizmin göstergesidir" şeklinde beyanlarda bulunduğu bildirilen sevk yazısında, aynı soruşturma kapsamında haklarında yakalama kararı bulunan Can Dündar ile Akın Atalay'ın yurt dışında firari olmaları, bu nedenle şüphelilerin de kaçma ihtimali bulunduğu için tutuklanmaları yönünde karar verilmesi talep edildi.
Engin ve Çetinkaya'nın sağlık durumu ve yaşları dikkate alındı
Şüpheliler Murat Sabuncu, Güray Tekin Öz, Ahmet Kadri Gürsel, Hacı Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Turhan Günay, Hakan Karasinir, Önder Çelik ve Bülent Utku'nun, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak" suçundan tutuklanmaları talep edilen sevk yazısında, şüpheliler Engin ve Çetinkaya'nın ise yaşları ve sağlık durumları göz önüne alınarak adli kontrol talebiyle serbest bırakılmaları istendi.