Çünkü Bazen Hayat Tekin Değildir!
Sine Ergün'ü okumanın tuhaf bir yanı var: Kendinizi sıra dışı ve cinsiyetsiz bir yazarla tanışmış, farklılaşmış hissediyorsunuz.
Altıyı bir geçe eve yollanırım. Altı elli ikide evin altındaki bakkaldan dört bira alırım. Kedim kapıda karşılar. Biraları koklar, salına salına kabının başına gider, kafasını bana çevirir. Gider mamasını veririm. Üç birayı buzdolabına koyarım, ötekini açarım. Balkona gider otururum, yoldan geçenlere bakarım. İşten dönenler geçer, yorgun, yavaş. Sonra durağanlık. Dışarı çıkanlar geçmeye başlar, hızlı adımlar. Arada kalkar sıradaki birayı alırım. Kedim gelir, bacağıma sürtünür, esner, içeri girer. Hiçbir şey düşünmem.
Zaten tek şey vardır kafamda, başkasına yer açamam. Dördüncü biram on gibi biter. Son yudumlara doğru elim telefona gider. Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor, der kadın, Öldü çünkü, diye bitiririm sözünü. (Aradığınız Kişiye Şu Anda Ulaşılamıyor adlı öyküden…)
Burası Tekin Değil, son yıllarda niteliği giderek artan öykücülüğümüzün en dikkat çekici kitaplarından biri. Sine Ergün, yirmi yedi kısa öyküsünün yer aldığı bu ilk kitabında her türlü gösterişten, süslü anlatım yöntemlerinden uzak kalmayı başarıyor; alabildiğine yalın bir dille yazıyor. Öykülerin güzelliği de bu yalın anlatımın okurda bıraktığı çok özel, buruk duygudan kaynaklanıyor.
Burası Tekin Değil, özellikle kent insanının fotoğrafına bakan, okuduktan sonra uzun süre unutulmayan öykülerden oluşan bir kitap.
Bazen Hayat ise Sine Ergün'ün iki yıl aradan sonra gelen yeni öykü kitabı… Kısa ve yalın öyküleri bir araya getiren bu kitapta da hayatın sıradan görünen yüzüne eğiliyor yazar. Ama insanın içini kemiren, bir kez farkına varıldıktan sonra unutulamayan ayrıntılar yakalıyor orada...
Tiyatro ve sinema alanlarında da çalışmış ve ürün vermiş bir yazar olan Sine Ergün, "ben" kişisiyle başladığı öykülerin tamamında hayatın kendisine odaklıyor okuru; öyküleri okurken yazarın varlığını bile unutuyorsunuz!