Darbeci Kurmay Albaya İfadelerindeki Çelişkiler Soruldu
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davada, savunma yapan sanık eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Kurumsal Dönüşüm Şube Müdürü Kurmay Albay...
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davada, savunma yapan sanık eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Kurumsal Dönüşüm Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Düzenli daha önce verdiği ifadelerini inkar etti.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmanın onuncu celsesinde, "darbenin koordinasyonunu sağladığı" öne sürülen Düzenli savunmasını yaptı.
İddianamede sözü edilen FETÖ/PDY terör örgütünün tanımlandığı bölümde "örgütün liderini kutsal ve insan üstü varlık olarak gördüğü" ifadesinin yer aldığı anımsatılan sanık Düzenli, yaşamının hiçbir döneminde bir kişiyi kutsal ve insan üstü varlık olarak görmediğini, evinde, aracında, iş yerinde yapılan aramalarda kendisinin FETÖ üyesi olduğuna dair hiçbir emareye rastlanmadığını savundu.
Düzenli, "(Devletin kaynaklarını harman savurur, yolsuzluk yapar, menfaat şebekeleriyle iş tutar, illegal işler çevirir, yasa dışı örgüt üyesidir) diye kimse demez, diyemez. Belirli süre dahi olsa herhangi bir örgüt evinde kalmadım, yurtlarında yatıp kalkmadım, okullarında okumadım, bağışta bulunmadım, bağlılıklarımı arz etmedim. Koltuğunun altına Zaman gazetesi alıp da 'Ben de sizdenim' görüntüsü vermedim. Yakın dönemlere kadar onlarla kol kola dolaşmadım, kitaplarından alıntılar yapıp da aidiyet ispatlamak gayretinde bulunmadım. Daha önce bunları yapıp da şu anda kendini aklamaya çalışanlar gibi bunları yapmadım." iddiasında bulundu.
"Yurtta Sulh Konseyi" üyesi olduğu suçlamasını reddeden, bu konseye üye olduğuna dair iddianamede somut delil, bilgi ya da belge bulunmadığı ileri süren Düzenli, "İddialı tamamıyla zanna ve tahmine dayanmaktadır. Şahsıma bu yönde isnat edilen iddia ve suçlamayı kabul etmiyorum. Cumhurbaşkanımız tarafından sıkça vurgu yapılan ilkeyi tekrar ediyorum, müddei, iddiasını ispatla mükelleftir." görüşünü dile getirdi. Düzenli, iddianamede Yurtta Sulh Konyesi'nin kimlerden oluştuğuna dair bilgi ve belgeye de rastlanılmadığına dair ifade yer aldığını savundu.
Sanık Düzenli, Yurtta Sulh Konseyi'nde bulunmasına rağmen darbecilerin atama listesinde herhangi bir göreve getirilmemiş olmasının da kendisinin FETÖ'cü olmadığını kanıtladığını iddia etti.
Darbe teşebbüsünü gerçekleştirenleri "planlayanlar ve kurgulayanlar" ile "tezgaha çekilenler, kumpasa gelenler" şeklinde ikiye ayırdığını ifade eden Düzenli, 15 Temmuz'u planlayanların ve kurgulayanların son 15 senedir Türkiye'nin yönetiminde, bürokraside, medyada, ekonomide etkinliğini kaybeden bazı etnik ve ideolojik "klikler" olduğunu, dış destek olarak da Rusya ve İngiltere'nin bu gruplara ciddi destek verdiğini öne sürdü.
Düzenli, 15 Temmuz günü Genelkurmay Başkanlığında planlanıp, icra edilen terör toplantısının darbe teşebbüsüyle aynı güne denk gelmesi ve AK Parti Milletvekili Şirin Ünal'ın söz konusu gün öğleden sonra karargaha gelerek Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile görüşmesinin bir tesadüf olmadığını iddia etti.
Sanık Düzenli, 15 Temmuz'un ardından TSK'nın nitelikli personelinin tutuklamalar, tasfiyeler, emekliliğe sevklerle görevlerinden uzaklaştırıldığını, 15 Temmuz'da görevine gitmeyen, kendisini saklayan birçok generalin de emekli edildiğini ya da pasif görevlere çekildiğini öne sürerek, "15 Temmuz'a ilişkin anlayamadıklarım şunlardır, MİT Müsteşarı ve Diyanet İşleri Başkanının birlikte yemekte olmalarını, üst düzey bürokratların telefonlara çıkmamalarını, Sayın Hulusi Akar'ın kuvvet komutanlarını göreve davet etmemesini, 15 Temmuz akşamı her üç kuvvet komutanının yüklü bir general kadrosuyla düğünlerde bulunmalarını, planlı ve profesyonel olduğu iddia edilen bir yapının, darbe başarıya ulaştığı belli olmadan atama listeleri yayınlamasını, FETÖ'nün enterne etmeye çalıştığı birçok generalin YAŞ kararlarıyla emekli edilmelerini, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın darbe girişimini önceden haber alanlarca bilgilendirilmemesini anlamıyorum." ifadesini kullandı.
İddianamede kendisine ait olduğu belirtilen kamera görüntülerindeki kişinin kendisi olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi talep eden Düzenli, aleyhinde ifade veren Murat Yakın isimli şahsın mahkeme huzurunda dinlenmesini, Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin son bir yıl içinde birbirleriyle yaptığı telefon, mail görüşmelerinin tespitini istedi. Düzenli, ayrıca bir bankadaki 5 bin Türk lirası hesabı üzerindeki blokenin kaldırılmasını ve yakalandığı sırada üzerinde bulunan ve el konulan 15 liranın talimat iadesini talep etti.
Düzenli, "Şahsıma isnat edilen suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Bilerek ve isteyerek herhangi bir yanlışın içinde olmadım. Şahsımın kurgulanmış bir komplonun içine çekildiğini düşünüyorum." dedi.
Savcılık ve hakimlik ifadesini "işkence altında verdiğini" iddia etti
Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanık Düzenli'ye, savcılık ve tutuklama talebiyle çıkarıldığı mahkemede verdiği ifadesi ile bugün verdiği ifadesindeki çelişkileri sordu. Düzenli, savcılık ve hakimlik ifadesinin "işkence altında alındığını" iddia ederek, geçerli ifadesinin bugün yaptığı savunması olduğunu söyledi.
İlk ifadelerinde Akıncı Üssü'nde, sanık eski kurmay albay Ahmet Özçetin ile görüştüğünü söyleyen Düzenli, bugün yaptığı savunmasında Akıncı Üssü'nde Ahmet Özçetin'i görmediğini kaydetti.
Mahkeme Başkanı Giray, Düzenli'nin savcılık ve tutuklama istemiyle çıkarıldığı mahkemede, "15 Temmuz'dan birkaç gün önce, muhtemelen çarşamba günü Ahmet Özçetin aradı, Akıncı'da sosyal faaliyet düzenlediklerini söyledi. Ben de sivil olarak mesai sonrasında Akıncı Üssü'ne gittim. 143. Filo'da Ahmet Özçetin ile bir odada konuştuk. Bana 'TSK yönetime el koydu, askeri silsile içinde bu karar verildi. Seni de içimizde görmek istiyoruz' dedi. Ben de karşı çıktım. O ana kadar nezaket içinde davranan Özçetin, o andan itibaren 'İster gönüllü olursun, istersen seni de tıkacağız' dedi." şeklinde ifade verdiğini anımsatarak, "Ne oldu, ne değişti?" diye sordu.
İlk ifadelerinin kendisine hatırlatılması üzerine Düzenli, işkence ve kötü muamele altında bu ifadeleri verdiğini yineleyerek, bugün yaptığı savunmasının doğru ve geçerli olduğunu savundu.
Düzenli, "O gün beni arayan kişi Ahmet Özçetin adına aradığını söylemişti. Orada Ahmet Özçetin'i hiç görmedim, orada Ahmet Özçetin ile karşılaşmadım. Saatlerce taşın üzerinde yatırıldıktan sonra o ifadeyi verdim. Tutuklama sırasındaki mahkemede verdiğim ifademe bakarsanız cümleleri toparlayamıyorum, kafa toparlanmadan ifade verdim." diye konuştu.