Haberler

Darbeyi Kimin Yaptığı Konusunda Kafası Karışıkmış

Abone Ol

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "Çubuk Merkez Mütevelli Heyeti Yapılanması"na yönelik 24'ü tutuklu, 78 kişi hakkında görülen dava sanık savunmalarıyla devam etti.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "Çubuk Merkez Mütevelli Heyeti Yapılanması"na yönelik 24'ü tutuklu, 78 kişi hakkında görülen dava sanık savunmalarıyla devam etti.

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, 2010-2013 yıllarında FETÖ'nün sözde "Çubuk imamı" olduğu iddia edilen Onur Torgaylı savunma yaptı.

Hakkındaki iddiaların somut olgulara dayanmadığını, Çubuk'ta bulunduğu sırada iş yerlerine uğradığı esnafların kulaktan dolma ifadeleri nedeniyle tutuklu olduğunu savundu.

Muhafazakar bir anlayışa sahip olduğunu, bunu bilen çevresindekilerin kimi zaman dini konularda yönelttiği sorularına cevap verdiği için "Onur hoca" olarak da bilindiğini savunan Torgaylı, örgüte gelir sağlamak adına himmet toplantıları düzenlemediğini öne sürdü.

"Sözde terör örgütü" açıklaması

Savcılık sorgusunda silahlı terör örgütü FETÖ için "Sözde terör örgütü" ifadeleri kullandığı hatırlatılması üzerine sanık Torgaylı "Sözde terör örgütü ifadesini, üzerime atılı hiçbir suçu kabul etmemek için kullandım. İfadem alındığı sırada 'Bu darbeyi yapanların Allah belasını versin' demiştim. Bu sözlerimin tutanaklara geçip geçmediğini bilmiyorum. Milletimizin birliğine ve bütünlüğüne yapılmış darbeleri kınıyorum." ifadesini kullandı.

FETÖ'ye ile iltisaklı kurumlarda çalıştığına dair SGK kaydının olmasına rağmen fiili olarak bu iş yerlerinde görev yapmadığı iddialarını kabul etmediğini belirten Torgaylı, Mahkeme Başkanı Sabahattin Sarıdoğan'ın, birlikte çalıştığı birkaç isimi saymasını istemesi üzerine şirketin küçük olduğunu iddia ederek sadece Mahmut isimli bir kişinin ismini verebildi.

Torgaylı, örgütün şifreli yazışma programı "ByLock"u kullanmadığını iddia etmesi üzerine Mahkeme Başkanı Sarıdoğan, sanığın söz konusu program üzerinde yaptığı yazışmaları okudu.

Yazışmaları kabul etmediğini ifade eden Torgaylı, "ByLock kullanıcısı olduğumu reddediyorum, böyle bir şey kullandığımı hatırlamıyorum. ByLock kullanmanın örgüte mensubiyet anlamında olamayacağına dair haberler okudum." dedi.

Mahkeme Başkanı Sarıdoğan'ın "Tanıklar, tanımadıkları bir insan için FETÖ'nün 2013 yılına kadar Çubuk temsilciliğini yaptığını söylesinler ki? İlginç değil mi? Durup dururken neden aleyhinize böyle ifade versinler?" sorusuna sanık Torgaylı, "15 Temmuz'dan sonra halktan bir hassasiyet oluştu. Bazı insanlar mesnetsiz ifadelerde bulundular. Bir iki esnaf ziyaretinde bulunduğum için böyle ifadeler vermiş olabilirler." iddiasında bulundu.

Torgaylı, üniversite yıllarında cemaatle ilişkisinin olup olmadığına yönelik soruya ise "İlla ki bir irtibatımız olmuştur ama doğrudan bir bağım olmamıştır. Burada ifade edecek kadar net hatırlamıyorum." cevabını verdi.

Darbe girişimini "FETÖ yaptı" diyemedi

Sanık Abdullah Kırım da iddianamede FETÖ'ye finans sağladığı belirtilen Baraj Özel Eğitim Kurumları A.Ş'ye yaklaşık 10 yıldır ortak olduğunu beyan etti.

İddianamede yer alan, şirketin hisselerinin bir kısmını 500 bin lira karşılığında almasına rağmen başka bir kurumda asgari ücretle çalıştığı hususunun doğru olduğunu söyleyen Kırım, şirkete ortaklık amacının eğitime destek vererek, "Devlete, millete fayda sağlamak" olduğunu, gelir beklentisinin olmadığını öne sürdü.

Kırım, şirkete bağlı eğitim kurumlarının yasal zeminde hareket ettiğini belirterek, "Bilerek ve isteyerek bir suç işlemedim." savunmasını yaptı.

FETÖ'nün talimatıyla faaliyetlerde bulunduğu yönündeki suçlamaları kabul etmediğini dile getiren sanık Kırım, savcılık aşamasında verdiği ifadede, "Darbe girişimini kim yaptı bilmiyorum." sözlerinin farklı algılandığını bildirerek, darbe girişiminde bulunanların cezalandırılmasını istediğini kaydetti.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Sarıdoğan, sanığa "Darbe girişimini kim yaptı?" sorusunu yöneltti. Sanık Kırım, "Halen kafam karmakarışık, o konuda bir fikrim yok ama şu konuda kafam çok net, bu darbeyi kim yaptıysa cezasını bulmasını istiyorum." cevabını verdi.

"Haberim olmadan şirket ortağı yapmışlar"

Tutuksuz sanık Halit Metin Ekici ise 2012'de cemaat üyelerinin kendisini arayarak kurulacak bir eğitim kurumu için oluşturulacak idari heyette yer almasını istediğini, bunun üzerine kedisine verilen evrakları okumadan imzaladığını söyledi.

İlerleyen dönemlerde örgüte ait Baraj Özel Eğitim Kurumları AŞ'ye yüzde 20 hisse oranında ortak olduğunu öğrendiğini belirten Ekici, "Ben bunlara inanmıştım. Sadece idari heyet için imza attım. Çok sonradan beni arayarak şirket yönetim kurulu toplantısı olacağını söylediler. Şaşırdım, neyin toplantısı diye sordum. Araştırınca idari heyet için verdiğim imza ile beni şirket ortağı yapmışlar." diye konuştu.

Daha sonra yine kendisine ulaşan FETÖ'cülerin adına olan hisseleri davanın diğer sanığı Alparslan Küsmez'e devretmesini istediğini anlatan Ekici, şöyle devam etti:

"Buradaki sanıkların hiçbiri beni tanımaz ben de onları tanımam. Çubuk'a ifade vermeye giderken hissedarı olduğum okulu ilk kez gördüm. 2015'te 'bu kurumların devrini acaba devlete mi versek' diye düşündüm. Bana, 'devlet üzerine gelir' dediler ben de hisseleri Küsmez'e devrettim. Hisselerin adıma yapıldığı zaman da bu hisseleri devrettiğim zaman da bir kuruş para vermedim."

Örgütten kurtulduğu için kurban kesmiş

Sözde "Çubuk imamı" olduğu belirlenen firari sanık Ahmet Tavlaşoğlu ile Osman isimli bir cemaat üyesinin daveti üzerine sohbetlere katıldığını anlatan Ekici, "5 ya da 6 yıl boyunca bu sohbetlere düzenli olmamak şartıyla gittim. Adamaların temelinde para varmış, paran yoksa sen de yoksun. Bunun üzerine 2011'de cemaatten tamamen bağlarımı kestim. 'Elhamdülillah kurtuldum' diye bir de kurban kestim." diyerek savunmasını tamamladı.

"Allah belalarını versin"

Sanık Alparslan Küsmez de dini hassasiyetleri gereği maneviyatını zinde tutmak için bir zamanlar cemaatin sohbetlerine gittiğini söyledi.

Ticaretine katkı sağlamak için TUSKON'a üye olduğunu, bu yapının o dönem legal bir çizgide bulunduğunu söyleyen Küsmez, "Cemaatle ilişkim arada bir katıldığım sohbetlerden ibaretti. 17-25 Aralık'tan sonra tamamen irtibatımı kestim. Cemaatin gerçek yüzünü gördüm ve ayrıldım. 15 Temmuz'dan sonra demokrasi nöbetlerine ailemle katıldım. Kim devletimin ve milletimin karşısındaysa ben de ona karşıyım. 15 Temmuz darbesini yapanları lanetliyorum, Allah belalarını versin." ifadelerini kullandı.

Sanıklar Adem Timur, Ali Gürdal ve Cafer Çeçen'in de savunmasının ardından duruşma yarına ertelendi.

Kaynak: AA / Güncel

Abdullah Kırım Cemaat Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title