Davutoğlu: Son Oy Oranımız 48-52 Bandında
New York'ta yatırımcılara seslenen Davutoğlu, "Son anketlere göre partimizin oy oranı yüzde 48-52, ana muhalefet partisi yüzde 22-25 oy oranına sahip. Endişe yok." dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, New York temasları kapsamında Goldman Sachs'ın binasında, Goldman Sachs Doğrudan Yatırımcıları'yla öğle yemeğinde bir araya geldi.
Burada yatırımcılara seslenen Başbakan Davutoğlu, "Son anketlere göre partimizin oy oranı yüzde 48-52, bir sonraki sıradaki ana muhalefet partisi ise yüzde 22-25 oy oranına sahip. Dolayısıyla bir endişe yok." dedi.
3 İSİM EŞLİK ETTİ
Türk ve yabancı yatırımcıların hazır bulunduğu toplantıda, Davutoğlu'na Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da eşlik etti.
Goldman Sachs'ın İstanbul'da bir ofis açmasından memnuniyet duyduğunu dile getiren Davutoğlu, ofisin çok aktif olacağına inandığını söyledi.
"KİMSE SİYASİ İSTİKRARIN GELECEĞİNDEN ENDİŞE DUYMUYOR"
Türkiye'nin "istikrar adası" olduğunu belirten Davutoğlu, son 12 yılda üç genel, üç yerel ve iki cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldığını, iki kez de referanduma gidildiğini ifade etti.
Davutoğlu, tüm bu seçimler ve referandumda AK Parti'nin güçlü çoğunlukla kazandığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçen yıl kritik bir yıldı, yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi vardı ve ikisinde de partimiz büyük başarı sağladı. Şimdi de yeni bir seçime gidiyoruz. Ancak bunun öncesinde bir konunun altını çizmek istiyorum, 10 Ağustos'taki cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve partinin liderliğinde değişim oldu. Fakat hükümetin istikrarı konusunda herhangi bir endişe bulunmuyor. Devamlılık söz konusu, yeni politikalar açıklandı, yeni stratejiler açıklandı. Türkiye demokrasisinde ilk defa, iktidardaki parti, hala yönetimdeyken parti başkanını ve başbakanı değiştirdi. İstikrar da olumsuz bir şekilde etkilenmedi."
"OY BANDIMIZ 48-52 BANDINDA"
Gelecek seçimlerin 7 Haziran'da yapılacağını hatırlatan Davutoğlu, "Son anketlere göre partimizin oy oranı yüzde 48-52, bir sonraki sıradaki ana muhalefet partisi ise yüzde 22-25 oy oranına sahip. Dolayısıyla bir endişe yok. Tabii ki demokraside her türlü sürprize hazır olabiliriz ama var olan anketlere göre, Türkiye'de kimse siyasi istikrarın geleceğinden endişe duymuyor" dedi.
"EKONOMİMİZ OECD ORTALAMASINDAN ÇOK BÜYÜK"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye bir istikrar adası, geleceğe dönük vizyona sahip bir ülke ve AB ülkeleri ile OECD'nin ortalamasından çok daha büyük ekonomik büyümeye sahip bir ülke. Ekonomik dinamizm ve siyasi istikrar açısından Türkiye gelecek için umut vadeden bir ülke" dedi.
"İSTANBUL FİNANSAL MERKEZ HALİNE GELECEK"
Davutoğlu, İstanbul'un dünyanın, Afrika ve Avrasya'nın merkezi ve birçok faaliyetin kalbi olduğuna işaret ederek, geçmişten modern zamana kadar hep en büyük ekonomik merkezlerden ve dünyanın en önemli kentlerinden biri olmaya devam ettiğini belirtti. Davutoğlu, "Bugünün küresel ekonomisinde İstanbul öyle bir büyüyor ki önümüzdeki yıl ve on yıllarda finansal merkez haline gelecek. İstanbul'un ulaşım yolları, enerji koridoru ve finans merkezlerinden biri olmasını planlıyoruz" diye konuştu.
3. HAVALİMANI VE 3. TÜP GEÇİT
İstanbul'da dünyanın en büyük havaalanını inşa ettiklerini bildiren Davutoğlu, projenin ilk aşamasının Türkiye'nin kuruluşunun yıl dönümü olan 29 Ekim 2017 yılında, hepsinin 5 yılda tamamlanacağını söyleyerek, "Bu havaalanı bittiğinde, yılda 150 milyon yolcusuyla dünyanın en büyük havaalanı olacak" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, bugün bile İstanbul'un en hareketli havaalanlarından birine sahip olduğuna ve birçok etkinliklerin merkezi konumunda bulunduğuna dikkati çekerek, İstanbul'da finansal altyapının da büyüdüğünü anlattı.
Davutoğlu, ayrıca, geçen hafta üç katlı Büyük İstanbul Tüneli Projesi'ni açıkladıklarını anımsatarak, Asya ile Avrupa arasında, boğazın altında 6 bin 500 metrelik tünel oluşturulacağını kaydetti.
"TERÖRİZM TEHDİDİYLE YÜZ YÜZEYİZ"
Davutoğlu, küresel ekonomideki durum ve Türkiye'nin bu konulara ilişkin gelecek planlamalarına da değindi.
Uluslararası bağlamda dünya ekonomisi ve politikasında en kritik ve kapsamlı dönüşümlerden birinin yaşandığını belirten Davutoğlu, Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla 1990'larda bir jeopolitik değişim ve "deprem" görüldüğünü anımsatarak, Ukrayna gibi ülkelerde hâlâ bunların etkilerinin devam ettiğini söyledi.
Davutoğlu, "Ukrayna ve Rusya Türkiye'nin iki komşusu. 1990'ların bu jeopolitik zorluğu bugünün de gündeminde hâlâ yerini koruyor. Bu şehirde de (New York) 11 Eylül saldırıları güvenlik perspektifi açısından bir dönüm noktasıydı. Hâlâ uluslararası terörizm tehdidiyle yüz yüzeyiz ve uluslararası terörizmle mücadelede, sadece çevresindeki bölgede değil dünya genelinde barışın kurulması noktasında Türkiye çok önemli bir coğrafi noktada yer alıyor." dedi.
"TÜRKİYE GELECEK İÇİN UMUT VADEDEN ÜLKE"
Davutoğlu, 2008 yılındaki küresel ekonomik krizin etkisinin de hala sürdüğünü ifade ederek, şunları belirtti:
"Dün Portekiz, iki hafta önce Macaristan, ondan önce de Brüksel ve Berlin'deydim. Avrupa ekonomisinde, Türkiye ve dünya ekonomisini de etkileyen durgunluk sorunsalı hâlâ devam ediyor. G20 dönem başkanı olarak Türkiye, küresel ekonominin geleceği için ulusal ve uluslararası ekonomilere yeni dinamizm sağlayacak, durgunlukla nasıl mücadele edileceği, büyüme ve dünya ticaretinin nasıl teşvik edileceği noktasında bir plan ve ajanda hazırladı."
Arap Baharı'nın ardından yeni zorlukların ortaya çıktığını anlatan Davutoğlu, Türkiye'nin etrafında Suriye, Irak, Lübnan, Ukrayna, Yemen ve Libya gibi 6-7 tane kırılgan ülke bulunduğunu ifade etti. Davutoğlu, "Tüm bunlara birlikte baktığımızda, Türkiye bir istikrar adası, geleceğe dönük vizyona sahip bir ülke ve AB ülkeleri ile OECD'nin ortalamasından çok daha büyük ekonomik büyümeye sahip bir ülke" değerlendirmesinde bulundu.
Ekonomik dinamizm ve siyasi istikrar açısından Türkiye'nin gelecek için umut vadeden bir ülke olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Son 12 yılda çevremizdeki birçok soruna rağmen Türk ekonomisi yılda ortalama yüzde 5,5 büyüdü. Gayrisafi milli hasılamız (GSMH) 3,5 kat arttı. İktidara geldiğimiz 2002 yılında GSMH, 230-240 milyar dolar civarındaydı, şimdi 840-850 milyar dolar civarında ve hâlâ da artmaya devam ediyor" dedi.