Davutoğlu: "Türkiye'nin İstediği Şey, Eşitlik ve Devletler Arasında Karşılıklı Saygı"
Başbakan Davutoğlu Davos'ta- Davutoğlu: (3)- "AB'ye üyelik sürecimiz bizim stratejik hedefimizdir.
Başbakan Davutoğlu Davos'ta- Davutoğlu: (3)- "AB'ye üyelik sürecimiz bizim stratejik hedefimizdir. AB liderleri ne yaparsa yapsınlar bu, stratejik hedefimiz olmaya devam edecek"- "Bu noktada İslam Avrupa'ya ait bir dinse hiç kimsenin kültürel önyargılar nedeniyle Türkiye'nin AB üyeliğini engellememesi gerekir"- "Biz Suriye rejimiyle sorun yaşıyoruz, oraya hakim olmak istediğimizden değil, eskiden ilişkilerimiz Suriye ile iyiydi"- "Türkiye, hiçbir ülkeye hakim olmak istemiyor. Türkiye'nin istediği şey, eşitlik ve devletler arasında karşılıklı saygı" Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin stratejik hedefi olduğunu belirterek, "AB liderleri ne yaparsa yapsınlar bu, stratejik hedefimiz olmaya devam edecek" dedi.Davutoğlu, İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu'nun (WEF) katılımcısı iş dünyasının yerli ve yabancı üst düzey temsilcileri ile Rixos Hotel'de verilen akşam yemeğinde buluştu. Konukların sorularını yanıtlayan Davutoğlu, "Türkiye Ortadoğu'yu domine etmek ve Osmanlı İmparatorluğu'nu yeniden canlandırmak istiyor mu" sorusuna, "Tarihi bir soru... Tarih geçmişte kalmıştır. Türkiye'nin Ortadoğu veya herhangi bir bölgeyi, Balkanlar olsun veya Kafkasya olsun, eski Osmanlı topraklarını veya başka bir yeri domine etme gibi bir niyeti olmamıştır" yanıtını verdi.Türkiye'nin demokratik ve modern bir ülke olduğunu dile getiren Davutoğlu, Türkiye'nin bölgedeki en küçük bir ülkeyle bile eşit düzeyde ilişkilere sahip olmak istediğini anlattı.Davutoğlu, şöyle devam etti: "Dün burada seçkin Arap entelektüelleriyle bir toplantı yaparak Türkiye'nin Ortadoğu konusunda vizyonunu anlattım. Birincisi, bizim istediğimiz şey bölgedeki siyasi liderlerle üst düzey siyasi diyalog içinde olabilmek. Bütün bölgemizdeki ülkelerle... İkincisi eşitlik temeline dayalı ekonomik bağımlılık, üçüncüsü çok kültürlü birlikte yaşam. Araplar, Türkler, Müslümanlar, Sünniler, Şiiler, Hristiyanlar herkes devletlerinin eşit vatandaşıdır ve bölgede aslında akrabadır. Bizim yapmamız gereken şey, çok kültürlülüğü, birlikte yaşama kültürünü devam ettirmek. Dün bu salonda Arap dostlarımla konuşuyordum ve şunu söyledim: Herhangi birisi 'Basra, Şii bir şehirdir' derse, kendisi ne Basra'yı ne Ortadoğu'yu hiçbir yeri anlamıyordur veya bir kişi çıkıp da 'Musul Sünni bir şehir' derse, 'kültürü ve tarihi bilmiyordur' derim. Bir kişi ortaya çıkıp 'Hristiyanlık bizim bölgemizde geçerli bir din değildir' derse, kendisi bölgemizin tarihi anlamıyor demektir."Sünnilerin, Şiilerin, Müslümanların, Hristiyanların eşit varlıklar olduğunu anlatan Davutoğlu, şunları ifade etti: "Dördüncü ilke ise ortak bir güvenlik çerçevesi oluşturmak. Kısaca şöyle söyleyeyim... Türkiye, hiçbir ülkeye hakim olmak istemiyor. Türkiye'nin istediği şey, eşitlik ve devletler arasında karşılıklı saygı... Herhangi bir ülke başka bir ülkeye hakim olmaya çalışırsa, zaten Türkiye de bunun karşısında olacaktır. Biz Suriye rejimiyle sorun yaşıyoruz, oraya hakim olmak istediğimizden değil, eskiden ilişkilerimiz Suriye ile iyiydi. Suriye kendi halkına barbarca yöntemlerle yaklaştığı zaman biz karşı çıktık. 2 milyon kadar mülteci Türkiye'ye sığındı, bundan önce Türkiye ve Suriye arasında bir gerilim yoktu. Benzer bir şekilde evet İsrail'le bazı sorunlarımız var. Geçmişte İsrail ve Suriye arasında 2008'e kadar arabuluculuk faaliyetlerimizi yürütüyorduk. Fakat İsrail, Gazze'ye saldırıp çocukları öldürdüğünde bir sorun ortaya çıktı. Bunun hakim olmakla ilgisi yok, bunun eşitlik ve adil olmakla ilgisi var. Biz Ortadoğu'da, Balkanlarda, Kafkasya'da, Avrupa'da, Asya'da, Afrika'da dünyanın her tarafında adalet ve eşitlik için çabalarımıza devam edeceğiz. Hakimiyet veya hegemonya için değil."-"Bugün Türkiye 27 faslı açmaya hazır"-Davutoğlu, "Türkiye AB'ye sizce girecek mi" sorusuna karşılık, bu sorunun Brüksel'de AB'ye sorulması gerektiğini söyledi.Türkiye'nin AB'ye katılmak için her şeyi yaptığını, her açıklamalarında da bunu dile getirdiğini kaydeden Davutoğlu, "Ben eskiden dışişleri bakanıydım, şimdi başbakanım ve hep şunu söyledim: AB'ye üyelik sürecimiz bizim stratejik hedefimizdir. AB liderleri ne yaparsa yapsınlar bu, stratejik hedefimiz olmaya devam edecektir" dedi. Geçen hafta Brüksel'de olduğunu ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ve AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile görüştüğünü hatırlatan Davutoğlu, görüşmelerde aynı soruyu sorduğunu belirtti.Davutoğlu, konuşmasında şunlara yer verdi: "Bugün Türkiye 27 faslı açmaya hazır. Eğer siyasi engellemeler olmazsa ve bu fasıllar açılabilirse en az 15'ini kolaylıkla tamamlayabilir, kapatılabilir. Sizi temin ederim ki Türkiye siyasi engeller olmazsa 2 yıl içinde katılım sürecini tamamlar. Ancak Kıbrıs sorunu ve bazı ülkelerin engellemeleri yüzünden ilerleyemiyoruz. Kıbrıs sorunu yüzünden hiç kimse Türkiye'yi suçlayabilir mi? Hayır. 2004'te bütün taraflar Türkiye, Yunanistan, BM, Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar Annan Planı üzerinde anlaştık. Kıbrıslı Türkler bunu kabul etti ancak Rum tarafı reddetti. Ancak ne oldu? AB, izolasyonla Kıbrıslı Türkleri cezalandırmaya devam ediyor ancak Rum tarafına tam üyelik vererek ödüllendirdi. Şimdi de bizim AB üyelik yolumuzu tıkıyorlar. AB'ye katılım süreci teknik bir süreçtir, bunu çok kısa zamanda halledebiliriz. En önemli sorun mantalite."Türk halkının Fransa ile olan dayanışmasını göstermek için Paris'e, ardından Berlin'e gittiğini anımsatan Davutoğlu, Berlin'de ırkçı teröristler tarafından birkaç ay önce yakılan camiyi ziyaret ettiğini, saldırının Türkler camide ibadet ederken gerçekleştiğini kaydetti.Almanya'da son bir yılda 94 caminin saldırıya uğradığını ifade eden Davutoğlu, Başbakan Angela Merkel ile düzenledikleri basın toplantısında, Merkel'in "İslam'ın Avrupa'ya ait olduğu" sözlerini hatırlattı. -"Türkler Avrupa'nın bir ulusudur"-Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu noktada İslam Avrupa'ya ait bir dinse, hiç kimsenin kültürel önyargılar nedeniyle Türkiye'nin AB üyeliğini engellememesi gerekir. Bir gün kıtamız çok barışçıl bir kıta olacak. Eğer Müslümanlar, Hristiyanlar ve tüm halklar barış içinde hep birlikte yaşayabilirse çok daha güzel bir gelecek olur. Avrupa tarihi Osmanlı arşivlerine başvurulmadan yazılamaz. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz fakat Türkler Avrupa'nın bir ulusudur. Avrupa'da varlık göstermeye devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa'nın farklı devletlerinde yaşayan Türkler olarak, burada önemli olan mantalite ve stratejik vizyon. Türkler olarak AB'nin üyesi olmaya hazırız. Asıl soru AB, Türkiye'yi kabul etmeye hazır mı? AB başkalarına karşı kültürel bağlamda yeterince hoşgörülü mü? AB liderleri kültürel önyargılar olmadan veya Türkler geldiği zaman AB Parlamentosu'nun dörtte biri Türkler ve Müslümanlar tarafından oluşacak önyargıları içermeden acaba Türkiye'yi kabul edebilir mi? İşte biz bu sorularla karşı karşıyayız. Türkiye'nin AB üyeliği yolu stratejik bir hedeftir. Esas önemli olan husus AB buna nasıl tepki verecek? Ben eminim, tarih dinamik bir şekilde devam ederse AB Türkiye'ye ihtiyaç duyacak, Türkiye de AB'ye ihtiyaç duyacak. Daha önceden bazı mazeretler öne sürülüyordu. 'Türkiye, AB için çok yoksul, Türkiye AB'ye bir yük olacak'. Şimdi de aynı kişiler diyor ki, 'Türkiye, AB'ye entegre olmak için çok güçlü'. Hangisi doğru. AB'ye girmek için zayıf mı yoksa güçlü mü olmamız gerekiyor. Bilmiyoruz. Sizi temin ederim ki, onlar kabul etsin etmesin, Türkiye gelecekte de güçlü olmaya devam edecek. Barış, istikrar ve ekonomik dinamizm için güçlü bir Türkiye'ye ihtiyaç duyacaklar. İşte o gün Türkiye, AB'nin üyesi olacak."-"İstanbul'un sokaklarında yürüdüğüm zaman tarihi öğreniyorum"-"Türkiye'ye aileyle tatile gelmek için en güzel zaman nedir" sorusuna ise Davutoğlu, şu yanıtı verdi: "Bu, ebeveyne 'hangi çocuğunuzu daha çok seviyorsunuz' diye sormanıza benziyor. Ben Türkiye'nin Başbakanıyım ve Türkiye'nin bütün şehirlerini yakından tanıyorum. ve size şu an onlarca isim verebilirim. Fakat esas neyi istediğinizi bilmem lazım. Gerçek tarih içeren bir şehir istiyorsanız Mardin'e gitmenizi öneririm. Kıyıda sahilde bir tatil isterseniz size Antalya'yı bahar mevsiminde öneririm. Yazın Bodrum'u öneririm çünkü nemi daha az. Eğer ruhani bir tecrübe yaşamak isterseniz sizi benim memleketim Konya'ya davet ederim. Gerçek Osmanlı'nın izlerini taşıyan bir şehir görmek isterseniz size Bursa'yı öneririm. Dünyadaki en güzel caminin görülmesi için de Edirne'yi, Selimiye Cami'yi öneririm."Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Huzurlu ve doğanın bir parçası olarak tatil geçirmek isterseniz, nehir, dağ ve şehrin bir arada olduğu bir yer görmek isterseniz size Amasya şehrini öneririm. Hem doğal güzellik hem doğanın mucizelerini hem de kültürel tarih, özellikle de Hristiyan tarihini görmek isterseniz sizi Kapadokya'ya davet etmek isterim. Orada çok güzel doğal yapılar var ve yeraltında inşa edilmiş şehirler var. Ancak bunların hepsini birden görmek, bunu bir de tarihi çerçeve içinde yapmak ve doğal güzellikleri de görmek isterseniz İstanbul derim. İstanbul dünyanın en güzel şehri, sadece Türkiye'nin değil" diye konuştu.Konya'da doğduğunu, İstanbul'da yaşadığını dile getiren Davutoğlu, şu anda "Şehirler ve Medeniyetler" adlı kitap hazırladığını, bunları dışişleri bakanlığı görevindeyken dünyayı gezdiği sırada uçağında kaleme aldığını ancak başbakan olduktan sonra daha girişini yazamadığını, kitabı bitirmeyi umduğunu kaydetti.Davutoğlu, şöyle devam etti: "Dünyadaki bütün güzel şehirlere atıfta bulundum, tabii ki Türkiye de çok önemli yer ediyor bu kitapta. Bu soruyu kim sordu bilmiyorum ama kitabımı bitirdiğimde, yayınlandığında, İngilizce'ye çevrildiğinde size hediye olarak yollayacağım. İlkesel olarak bir İstanbulluyum. İstanbul hayalinizin ötesinde olan bir şehir. Geleneksel kültür açısından baktığımızda 4 önemli hayat hususu var, toprak, su, ateş ve hava. İstanbul hepsinin kombinasyonu. Burada 7 tepeden oluşuyor. Havanın aslında bu 7 tepeyle olan etkileşimi görüyorsunuz. Aslında cennetin bu tepelerden yükseldiğini görüyorsunuz ve İstanbul'da en güzel manzarayı güneş doğarken veya batarken yakalayabilirsiniz. Burada aslında ateşin 7 tepelerle dünyaya katıldığını ve boğazda battığını görürsünüz."İstanbul'un, kadın ve erkekleri filozof ve tarihçi yaptığını, gerçek bir insan haline getirdiğini kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi: "Bütün dinlere saygı duyan bir kişi haline getirir. Bir sinagog ve kiliseyi yan yana görürsünüz, bu binalar birbirini selamlar, izole etmez. Ben İstanbul'un her zaman en iyi öğretmenim olduğunu düşünürüm. İstanbul'un bir öğrencisiyim, İstanbul'a baktığım zaman fizik ve metafizik öğreniyorum. İstanbul'un sokaklarında yürüdüğüm zaman tarihi öğreniyorum. İşte bu yüzden İstanbul gerçekten bir usta, İstanbul'dan bir şeyler öğrenmek isteyenler buraya gelmeli. Ama sadece İstanbul ile kalmayın başka şehirlere de gitmelisiniz. Bir rehbere ihtiyacınız olursa size bulurum. Maalesef benim programım çok yoğun size rehberlik edemem ancak ek tavsiye isterseniz lütfen bana telefon açın, size bu konuda tavsiyeler verebilirim. Türkiye'nin tadını nasıl çıkarabilirsiniz, inşallah en kısa zamanda gelirsiniz."Zapsu Danışmanlık Başkanı Cüneyt Zapsu'nun ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, Dünya Ekonomik Forumu Kurucusu ve Başkanı Klaus Schwab, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, FİBA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, Doğan TV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Yandex Türkiye Üst Yöneticisi Mehmet Ali Yalçındağ, Borusan Holding Üst Yöneticisi (CEO) Agah Uğur, Hürriyet gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol da katıldı.(Son) 3