Davutoğlu: Diyanet'i Yuhatlatmak Büyük Edepsizlik
Başbakan Davutoğlu, Demirtaş'ın meydanlarda Diyanet'i yuhalatmasına, "Yapılabilecek en büyük edepsizlik. Maskeleri iniyor." sözleriyle tepki gösterdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, önceki gün gerçekleştirdiği Hatay ve Mersin mitingleri dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Başbakan Davutoğlu, "Ben liderleri meydanlarda yuhalatmıyorum. Biz rakibimiz siyasi liderlere dahi bu hassasiyeti gösterirken Türkiye'de herkesin saygı göstermesi gereken bir kurumun başındaki Diyanet İşleri Başkanımızı halka yuhalatmak yapılabilecek en büyük edepsizliktir. Bu yolla da zaten maskeleri iniyor. Gerçek yüzleri ortaya çıkıyor." ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, "Mitinglerde Doğu ve Güneydoğu'da büyük bir coşku görüyorum. Türkiye'de Türklerin, Kürtlerin, Sünnilerin, Alevilerin ortak değerleri konusunda ülkenin her yerindeki hassasiyet Doğu ve Güneydoğu'da da, Kürt vatandaşlarımız arasında da yoğun şekilde mevcut. HDP, Demirtaş sahici bir siyaset takip etmiyor. Oldukları gibi görünmüyorlar, göründükleri gibi de olmuyorlar." dedi.
"2-3 KİLO VERDİM"
Seçim kampanyası öncesinden bu yana 2-3 kilo kadar verdiğini belirten Başbakan, sesi ile ilgili merak edilenlere de açıklık getirdi:
"Sesimi gündüz yoruyorum, gece dinleniyorum. Herkes mitingde kürsüdeki renkli şeyi merak ediyor. Ballı ıhlamur içiyorum. Ses tellerini rahatlatıyor. En tehlikeli şeyi şu anda sizinle yapıyoruz. Çünkü doktorlar, 'kesinlikle uçakta ve helikopterde konuşmayacaksın' diyor..."
İşte Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
"ÖZEL'İ EVDE ZİYARET ETTİK"
-Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in rahatsızlığı
"Son derece sağlıklı bir iletişimimiz var. Genelkurmay Başkanımız hem demokratik kurallara riayet eden hem de TSK'nın profesyonel kabiliyetini demokratik sistem içinde geliştirmeye özen gösteren bir komutanımız. 8 aydır Başbakan olarak, ondan önce Dışişleri Bakanı olarak beraberdik. Hiçbir zaman TSK'nın demokratik sistem içindeki yerini tartışmaya açacak davranış içinde olmadı. Ve bu 4 yıl içinde taşlar bir anlamda yerine oturdu. MGK'daki oturma düzeninden birçok diğer alanlarda hep siyasi iradeyle ve demokratik kültür içinde son derece tutarlı bir çizgi takip etmiştir. Perşembe günü haftalık olağan görüşmemizde rahatsız olduğunu, hastaneye kaldırılması gerektiğini ifade etti. Perşembe günü mitingden döndükten sonra Sare Hanım ile birlikte evine ziyarete gittik. Sohbet ettik, epeydir de planladığımız şeydi. Hastanede çok başarılı bir operasyon geçirdi. İzin almasının tek gerekçesi sağlıkla ilgili bir konudur. Kendisiyle konuştum. Morali de sağlığı da yerinde. Emekliye ayrılması sözkonusu değil.
"ONLARA GÖRE DİN AFYON"
-Demirtaş'ın dini konulara ilişkin tepki çeken açıklamaları
Mitinglerde Doğu ve Güneydoğu'da büyük bir coşku görüyorum. Türkiye'de Türklerin, Kürtlerin, Sünnilerin, Alevilerin ortak değerleri konusunda ülkenin her yerindeki hassasiyet Doğu ve Güneydoğu'da da, Kürt vatandaşlarımız arasında da yoğun şekilde mevcut. HDP, Demirtaş sahici bir siyaset takip etmiyor. Oldukları gibi görünmüyorlar, göründükleri gibi de olmuyorlar. Doğuda dindar müftüyü aday gösteriyorlar. Ama doğudaki dine saygıyı batıya taşısa, orada hitap ettiği sol, marjinal, Marksist çevrelere yabancılaşacağı için ikili bir dil kullanıyor. Bir de tabi ideolojik köken var. Nihayetinde Marksist-Leninist bir örgütten geliyor. Marksist, Leninist örgütlü yapının dini afyon olarak görüyor. Bir ayağı Marksist, Leninist diğer ayağı ulusalcılık. Dinle hesaplaşamadan bir ulusal kimlik oluşmayacağı kanaati zihinlerinin arkasında hep vardır. Bizden farkı da bu. Biz dini milletin mayası olarak görüyoruz, onlar ise dini temelde bir ulusal kimlik oluşmayacağı kanaatindeler.
-Fransız Kominist Partisi'nin HDP'yi desteklemesi
Çarpıcı bir şeydi. Yakışır doğrusu. Bu hamurdan çıkacak olan ekmek bu.
"TEHLİKELİ BİR YARIŞ"
HDP ve CHP Alevi vatandaşlarımızın hassasiyetlerini istismar ederek oy kazanmaya çalışıyorlar. Ve şöyle düşünüyorlar: Alevi oylarını kim kazanırsa o hedefine ulaşacak. Diyanet'e saldırarak acaba Türkiye'deki din karşıtlarını, marjinal grupları, bazı kesimleri etkileyebilir miyiz... Diyanet'ten rahatsız olduğunu düşündükleri Alevilerin oylarına talipler. Ki ben ben Alevi vatandaşlarımızın Diyanet'ten rahatsız olduğu kanaatinde değilim. Bu çok tehlikeli bir yarış. Türkiye'de etnik ve mezhep kimlikleri üzerinden siyaset yapılmamalı.
"GERÇEK YÜZLERİ ANLAŞILDI"
-Meydanlarda Diyanet İşleri Başkanı'nın yuhalatılması
Dikkat ederseniz ben Osmaniye'de Sayın Bahçeli yuhalatıldığında engel oldum. Hatay'da da Mersin'de de liderlerin adı geçtiğinde yuhalatılmasına izin vermedim. Belli hassasiyetleri gözetmemiz lazım. Biz rakibimiz siyasi liderlere dahi bu hassasiyeti gösterirken Türkiye'de herkesin saygı göstermesi gereken bir kurumun başındaki Diyanet İşleri Başkanımızı halka yuhalatmak yapılabilecek en büyük edepsizliktir. Bu yolla da zaten maskeleri iniyor. Gerçek yüzleri ortaya çıkıyor. Doğu-Güneydoğu'da bu çerçevede Diyanet'i sahiplenen her cümlemin arkasından halkın nasıl coşkuyla bir tepki görmekten de büyük mutluluk duydum çünkü, halkta karşılığı olan bir söylem değil bu. Halkta karşılığı olmayan hiçbir şey kalıcı olamaz."
EVET, SURİYE'YE GİRDİK
"Bugün değerli Kara Kuvvetleri Komutanımız ve diğer komutanlarla birlikte Türkiye tarafındaki Eşme'deki kardeşlerimizle kucaklaşıp, Suriye tarafına geçtik. Oradaki kardeşlerimizle de kucaklaştık ve Süleyman Şah'ın huzurunda divan durduk.
Bir CHP'li dedi ki '48 saat içinde Türkiye, Suriye'ye girecek.' Doğru, girdik ama Başbakan olarak Süleyman Şah'ı ziyarete gittik, ziyarete.
Şaşkın bunlar. Başbakan olarak Süleyman Şah'ı ziyaretimiz tarihe geçti ama CHP'nin yalanları, vaatleri de tarihe gömüldü" diye konuştu.
GÖZ GÖZE GELMEK İSTİYORUM
Çoğunlukla günde 3 il olmak üzere yoğun bir miting programı ile Türkiye'nin 75 iline gitmesi planlanan Davutoğlu "Yorulmuyor musunuz?" sorusuna
Eğer karşınızdaki kitleyle aranızda bir etkileşim varsa kitle de siz de yorulmazsınız. Tek taraflı, didaktik konuşan birini dinlemek 15 dakika sonra yorar. Özellikle güvenlik bariyerlerini öne çektiriyorum ki göz göze geleyim. O yormuyor. İbrahim (Karagül) bilir, ben bir günde 2 buçuk saat aralıksız, 5 saat üst üste ders vermiş biriyim. 8-9 saat ders verdiğim anlar oldu. 'Sohbet edeceğiz' diye düşündüğün zaman yorgunluk olmuyor. Ama oraya gidip 'onların kafasına bir şey sokacağım', 'yönlendireceğim' derseniz siz de yorulursunuz, kitle de yorulur. Sohbet üslubu içinde gidiyor, yorulmuyorum.
"2-3 KİLO VERDİM"
Seçim kampanyası öncesinden bu yana 2-3 kilo kadar verdiğini belirten Başbakan, sesi ile ilgili merak edilenlere de açıklık getirdi:
"Sesimi gündüz yoruyorum, gece dinleniyorum. Herkes mitingde kürsüdeki renkli şeyi merak ediyor. Ballı ıhlamur içiyorum. Ses tellerini rahatlatıyor. En tehlikeli şeyi şu anda sizinle yapıyoruz. Çünkü doktorlar, 'kesinlikle uçakta ve helikopterde konuşmayacaksın' diyor..."
"ENGELLİ SOKAKTA, ÇOK MUTLUYUM"
Başbakan Davutoğu'nun her anında yanında olmaya çalışan eşi Sare Davutoğlu ise mitinglerde insanların coşkusu ve muhabbetinin kendilerine tüm yorgunluğu unutturduğunu kaydetti.
"Bizim insanımız çok kadirşinas. İnsanların kayıtsız kalamayacağı en önemli şey bence samimiyet. Samimiyeti hissettiklerinde kimse kayıtsız kalamıyor" diyen Sare Davutoğlu, kendisini en mutlu eden şeyi ise şöyle açıklıyor:
"Engellilerin giderek görünür hale gelişi beni çok etkiliyor. 10 yıl öncesinde engellilerimizi sokakta görmezdik. Yapılan hizmetler sayesinde giderek onları sokakta daha çok görüyoruz. Ve mutlaka mitinglerimize geliyorlar. Bu beni çok etkiliyor. Eskiden herkes engellisini evinde gizliyordu. Sanki utanılacak bir şey! Şimdi onlar daha görünür oldu, çok mutlu oluyorum."(Kaynak: Yeni Şafak)