Dede mirası taş baskı yöntemi ile doğal zeytinyağı üretiyorlar
Dede mirası taş baskı yöntemi ile doğal zeytinyağı üretiyorlarKullanımı son derece yaygın olan zeytinyağında, taklit veya tağşiş (bir şeyin içine başka bir madde karıştırma) olaylarının artması üzerine, tüketici doğal ürün arayışına girdi.
Dede mirası taş baskı yöntemi ile doğal zeytinyağı üretiyorlar
Kullanımı son derece yaygın olan zeytinyağında, taklit veya tağşiş (bir şeyin içine başka bir madde karıştırma) olaylarının artması üzerine, tüketici doğal ürün arayışına girdi. Tüketiciye doğal ürün ulaştırmak isteyen Seferihisar'daki bir fabrika, 1950 yılından bu yana teknolojiye meydan okuyarak geleneksel yöntem olan taş baskı ile zeytinyağı üretiyor. Zamanında dedesinin yaptığı işi devralan fabrika sahibi Uğur Ocakoğlu'na (38) göre, taş baskı yöntemi ile zeytinyağı aromasını kaybetmiyor, doğal ve sağlıklı ürün elde ediliyor.
İzmir'de az sayıda bulunan taş baskı yöntemi ile zeytinyağı üreten fabrikalar, teknolojiye meydan okuyor. Geleneksel yöntemlerle elde edilen zeytinyağlarının daha sağlıklı ve doğal olduğunu düşünen Seferihisar ilçesine bağlı Beyler Mahallesi'ndeki fabrika sahibi Uğur Ocakoğlu ve ailesi, 1950 yılında bu yana aynı yöntemle üretim yapıyor. Zamana ve teknolojiye direnen fabrikadaki üretim hayli zahmetli. Küçük bir mahalle olan Beyler'de üretim yapan fabrikada, Ocaoğlu ailesi ile birlikte toplam 7 kişi taş baskı ile lezzetli zeytinyağı elde ediyor. Tarladan toplanan zeytinler fabrikaya getirildikten sonra
önce tartılıyor, yapraklarından ayrıştırıldıktan sonra yıkama makinesinde yıkanıyor. Zeytinler yıkandıktan sonra, taş baskıya giriyor. Yaklaşık 40 dakika boyunca dönen taş, zeytini ezerek hamur haline getiriyor. Hamura dönüşen zeytin, kıl çuvallara dolduruluyor ve 100 tane çuval, yine insan gücü ile baskı makinesine yerleştiriliyor. Yerleştirme işlemi bittikten sonra baskı makinesi çalıştırılıyor, ezilen zeytinin sıkım işlemi başlıyor. Sıkım işleminin ardından kara su yağ ile birlikte tanklara giriyor. Dinlenme tanklarında karasu, yağ ve zeytinin tortusu birbirinden ayrıştırılıyor. Dibindeki tortular, vanalardan çıkarılıyor. Yağ dinlenmeye bırakılıyor. Bir gün boyunca dinlenen yağın daha sonra asitleri ölçülüyor. Böylece zeytinyağı tüketim için hazır hale geliyor.
'KENDİNİZ YAPMIŞ KADAR DOĞAL'
Uğur Ocakoğlu, taş baskı fabrikasını diğer fabrikalardan ayıran en büyük özelliklerden birinin işçi gücü ile eski yöntemler kullanılarak zeytinyağı elde etmeleri olduğunu belirtti. Zeytinlerin taş yardımı ile ezildiği için aromasını kaybetmediğini söyleyen Ocakoğlu, bu yöntem ile elde edilen ürünün doğal ve sağlıklı olduğunu ifade etti. Uğur Ocakoğlu, Evde kendiniz bir miktar zeytini toplayıp yağını sıksanız, burada çıkan yağ ile aynı doğallığa sahip. Bu yöntem diğerlerine göre daha doğal dedi. Bu yöntemin daha zor ve maliyetinin yüksek olduğunu, tüm bunlara rağmen geleneksel yöntemlerden vazgeçmeyeceklerini söyleyen Uğur Ocakoğlu, Fabrikalar işçilik maliyetlerini düşürmek için makineli sıkımı tercih ediyor ama biz bu yöntemi daha sağlıklı buluyoruz. İşimiz gerçekten çok zor. Dikkat, özveri ve ustalık gerektiriyor. Baskıyı herkes bu şekilde üst üste dizemiyor. Aralarda kayma olursa, çuvallar dağılıyor. Dağılınca çuvallar yıkılıyor ve bütün zeytin gidiyor. Bu iş tamamen ustalık işi diye konuştu. Ocakoğlu, Bizim yaptığımız tamamen doğal. Dedelerimizden gördüğümüz yöntemle zeytinyağı elde ediyoruz. Kendi aromasını kaybetmeden sıkılıyor. Yemeye başladığınız zaman, zeytinin tadını ve kokusunu hissedebiliyorsunuz dedi.