Demirtaş: "Darbeye Karşı Çıkmak, Demokrat Olmak İçin Şart Ama Yeterli Değil"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye'nin, 14 Temmuz Türkiye'si olmadığını, büyük darbe tehlikesi atlatıldığını belirterek, "Hükümet de PKK da mevcut durumu yeniden değerlendirmeli. Çözüm sürecine dönülmeli. Daha cesur bir siyaset, söylem, eylem ortaya koyabilmeli. Bu fırsat kaçmamalı." dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye'nin, 14 Temmuz Türkiye'si olmadığını, büyük darbe tehlikesi atlatıldığını belirterek, "Hükümet de PKK da mevcut durumu yeniden değerlendirmeli. Çözüm sürecine dönülmeli. Daha cesur bir siyaset, söylem, eylem ortaya koyabilmeli. Bu fırsat kaçmamalı." dedi.
Demirtaş, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Askeri cunta girişimini, seçilmiş hükümete, parlamentoya, halka karşı gerçekleştirilmiş vahşi bir katliam olarak nitelendiren Demirtaş, askeri darbe, postmodern darbe veya sivil darbe, adına ne denilirse denilsin, HDP'nin, tereddütsüz, amasız, ancaksız darbelerin karşısında bulunduğunu belirtti.
Demirtaş, 15 Temmuz'da gerçekleştirilen darbe girişimini kınayarak, ilk saatten itibaren meydanlarda, alanlarda cesurca tutum sergileyen vatandaşları kutladı, yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa, halka başsağlığı diledi.
Darbe girişimini araştırmak üzere, TBMM'de kurulacak komisyonun, gerekli soruşturma, araştırmayı yürüterek gerçekleri ortaya çıkarmasını temenni eden Demirtaş, seçilmiş bir parlamento görevdeyken, askerin, ordunun neden yönetime el koymak istediğini, birilerinin neden buna cüret ettiğini iyi analiz etmedikleri takdirde 3 ay, 3 yıl, 5 yıl sonra bu rezaletle bir kez daha karşılaşabileceklerini kaydetti.
"Gelenekçi İslam çizgisinin sahiplerinin mesajı..."
Demirtaş, bugüne kadar ki darbelerle hiçbir zaman gerçek anlamda bir yüzleşme sağlanamamasının, Türkiye'yi 15 Temmuz darbe girişimi sürecine götüren temel hata olduğunu öne sürerek, hükümetin, geçmişten ders çıkarmadığını, sivil siyasetin ve demokrasinin kıymetini anlamadığını, anlayamadığını bildirdi.
AK Parti'nin, devlet içinde güçlendikçe tasfiyelere başladığını ancak milli görüşün yetişmiş kadrosu olmadığını, cemaatin imdada yetiştiğini ifade eden Demirtaş, "Zaten 30 yılda devlet içinde hazırlık yapmış, devletin her kademesinde örgütlenmiş cemaat AKP ile iş yapmaya başladı. AKP ise tasfiye ettiği kadroların yerine, cemaat kadrolarını atamanın fırsat olduğunu düşündü." değerlendirmesinde bulundu.
Selahattin Demirtaş, Anadolu'da siyasi İslam'dan çok daha eski, gelenekçi İslam bulunduğuna işaret ederek, gelenekçi İslam'da meselenin devlet olmadığını anlattı.
Siyasi İslam'ın ise "Devleti biz ele geçireceğiz" dediğini, gelenekçi İslami çizginin sahiplerinin ise suskun, sessiz, mazlum olduğunu öne süren Demirtaş, "Ne zamana kadar sessiz kalacaklar? Buradan çağrı yapıyoruz, özellikle gelenekçi İslam çizgisinin sahipleri, savunucuları tam da bu dönemde İslam'ın işi devleti ele geçirmek değildir mesajını daha güçlü vermeliler." diye konuştu.
"Sızma değil, süzme"
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, "İçeride savaştırdığınız, iç savaşta kullandığınız ordu, günü gelir işte bunu yapar. Cizre'yi, Şırnak'ı tank, topla yıktırdığınız ordu, oraya atadığınız kaymakam, vali, generaller günü gelir işte size bunu yapar. Kürt sorunu, anahtar meseledir. 'Ordu Kürtleri ezsin' diyorsan, buna göz yumuyorsan, ordu tanklarıyla Kızılay, Boğaz köprüsünde her birimizi katletmeye başladığında şaşırmayalım. Çünkü Cizre'de aylardır yaptılar, Şırnak, Nusaybin'de halen yapıyorlar. Darbeye karşı çıkmak, demokrat olmak için şart ama yeterli değil. Darbeye karşı çıkacağız ama darbenin olmaması için eksiksiz demokrasiyi savunacaksak demokrat oluruz." dedi.
Demirtaş, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerde yalnız hale getirilmesinin de darbeyi tetikleyen etkenlerden biri olduğunu iddia etti.
"Paraleli kontrol edemedik, sızdılar, bu yüzden darbe oldu." denildiğini aktaran Demirtaş, şunları söyledi:
"HDP'ye niye sızamadılar? Türkiye'de paralelin sızmadığı tek kurum neredeyse biziz. Bunun adı sızma değil, süzmedir. Hepsini süze süze kendi elleriyle devlete yerleştirdiler. Bunlar olmamış gibi davranıyorlar, aklımızla alay ediyorlar. Darbenin kokteyl darbe olduğu anlaşılıyor. Tek başına cemaat mi değil mi şüpheli. Dünyada ilk kez askeri darbe girişiminin arkasında siyasi olarak kim var belli değil. Tek şeyden eminiz, darbenin arkasındaki siyasi çizgi biz değiliz, HDP değil, yüzde 100 eminiz. Gerisi belli değil. Genelkurmay Başkanı neden halen görevde? Üstelik parlamentoya geliyor, milletvekilleri ayakta alkışlıyor, ben kabul etmiyorum. Darbe başlamış ruhun duymamış, engelleyememiş, durduramamışsın, neyin kahramanlığını yapıyorsun? Bu kahramanlık değil, ayıptır. Kuvvet komutanları, Genelkurmay Başkanı, ben olsam istifa ederim, takdir onların, Askeri Şura'dan önce onlara düşen şey istifa etmektir. Bizim iddiamız şudur ki iyi soruşturulursa, AK Parti içinden de şu veya bu düzeyde, darbeyi desteklemiş, haberdar olmuş ama uyarmamış, medet umacak siyasi kişiler çıkacaktır. Ama hakikatli soruşturma lazım."
"Barış masasında çözecek erdemi gösterebilmeli"
Demirtaş, sağlıklı bir tartışma sonucunda ortaya çıkaracakları demokrasi yol haritasıyla darbeye karşı mücadele önerisinde bulundu.
İşkencenin, kime yapılırsa yapılsın insanlık suçu olduğunu, işkence yapanlara karşı soruşturma açılması gerektiğini savunan Demirtaş, bugün idam cezası parlamentodan çıksa bile darbecilere uygulanamadığını, kanunların geriye yürüyemeyeceğini kaydetti.
Çözüm önerilerini sıralayan Demirtaş, Kürt sorununun kanayan yara olduğunu, bu yara durdukça ister istemez kaşıyanların olacağını vurguladı.
Demirtaş, çözüm sürecine geri dönülmesi gerektiğini vurgulayarak, "PKK ve hükümete tekrar çağrımızı yineliyoruz. Ortaya yeni durum çıktı. Türkiye, 14 Temmuz Türkiyesi değil, büyük darbe tehlikesi atlatılmış, toplum büyük travma yaşadı. İktidar rotasını demokrasiden yana kırmamış ama toplum demokrasi, barış istiyor. Bir kez daha hükümet de PKK da mevcut durumu yeniden değerlendirmeli diye çağrı yapıyorum. İmralı'daki tecrit derhal son bulmalı. Birinci madde çözüm sürecine dönülmeli. Bu konuda herkes mevcut durumunu yeniden gözden geçirebilmeli, daha cesur bir siyaset, söylem, eylem ortaya koyabilmeli. Bu fırsat kaçmamalı. Biz sorunlarımızı barış masasında çözebilecek erdemi, olgunluğu siyasetçiler olarak gösterebilmeliyiz." diye konuştu.
Liderler toplantısı
Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığının, hükümete bağlanmasını, parlamentonun denetimine açılmasını öneren Demirtaş, bundan sonra atılacak adımları konuşmak üzere parlamentodaki partilerin liderleriyle toplantı davetinde bulundu.
Demirtaş, Cizre, Şırnak, Nusaybin, Sur, Silopi, Yüksekova, İdil'deki vatandaşları, açılacak darbe davalarına müdahil olmaya çağırarak, "Evlerinizi yıkan komutanlar bunlardır. Bunların siyasi, askeri sorumlularına karşı suç duyurusu yapın." dedi.
Parlamentoda 4 partinin de yer alacağı, devletin yeniden yapılandırılması komisyonunun kurulmasını isteyen Demirtaş, "Bütün bunları yapacaksak yeni, sivil, özgürlükçü, demokratik, çoğulcu bir anayasa ile taçlandırmalıyız. Darbeye karşı bu kadar direnmiş halk OHAL'i değil, yepyeni özgürlükçü anayasa hak ediyor. Yeni bir anayasayı nasıl yapacağımızı tartışmaktan başlayarak, zaten olgunlaşmış, çalışma, fikirler de var kimse kendi anayasasını dayatmadan, bir partinin anayasası dayatılmadan, 1921 Anayasa'sı dediğimiz çoğulculuğu da esas alan bir anayasa üzerinden tartışmalar yürütülebilir." ifadesini kullandı.