"Demokratik İslam Kongresi" düzenlenecek -
Diyarbakır'da düzenlenecek "Demokratik İslam Kongresi" için oluşturulan çağrıcılar grubu, Türkçe, Kürtçe ve Arapça yaptıkları açıklamada, duyarlı çevreleri birlikte çalışmaya, ortaklaşmaya, konularla ilgili bilgi ve görgülerini, birikim ve tecrübelerini paylaşmaya davet etti.
Diyarbakır'da düzenlenecek "Demokratik İslam Kongresi" için oluşturulan çağrıcılar grubu, Türkçe, Kürtçe ve Arapça yaptıkları açıklamada, duyarlı çevreleri birlikte çalışmaya, ortaklaşmaya, konularla ilgili bilgi ve görgülerini, birikim ve tecrübelerini paylaşmaya davet etti.
Diyarbakır'da 10-11 Mayıs'ta düzenlenecek "Demokratik İslam Kongresi" için oluşturulan ve aralarında yazar, sivil toplum örgütü temsilcisi, din alimi, öğretim üyesi, aktivist ve kanaat önderlerinin bulunduğu çağrıcılar grubu, Sümerpark Konferans Salonunda düzenlenen basın toplantısında bir araya geldi.
Çağrıcılar grubu adına yapılan açıklamayı yazar İhsan Eliaçık Türkçe, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım Kürtçe, din alimi Mehmet Demirtaş Arapça okudu.
Eliaçık, açıklamada, Hz. İbrahim'in şirke karşı verdiği tevhid, adalet ve özgürlük mücadelesinin beşiği olan Mezepotamya havzası ya da modern dönemlerdeki adıyla Ortadoğu coğrafyasının acı, hüzün, şiddet ve kan deryası içinde olduğunu belirtti.
Uygarlıkların beşiği olan coğrafyanın her zamankinden daha çok hakka, adalete, birliğe, eşitliğe ve dayanışmaya ihtiyaç duyduğunu kaydeden Eliaçık, Kur'an'da Allah'la, insanla ve çevreyle barış temelli bir ilişkiyi benimseyenlere "Müslüman" ismi verildiğini söyledi.
Hanif Müslüman modelinin öncüleri olan İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed'in tevhid mesajını tebliğ ettikleri coğrafyada insanlığın fıtri değerleri olan barış, adalet ve özgürlükten eser bulunmadığını ifade eden Eliaçık, şöyle devam etti:
"Sınırlarla birbirinden ayrılan, yetmiyormuş gibi birbirine düşman edilmiş halklar, mezhepler, aşiretler, gruplar. Hz. İbrahim'in Nemrutçulukla mücadelesinden, Hz. Musa'ya vahyedilen on emirden ve Hz. Muhammed'in pratikte gerçekleştirdiği Medine Sözleşmesinden ilham alarak çağımıza ve coğrafyamıza adalet, barış, özgürlük ve çoğulculuk değerlerini yeniden nasıl taşıyabiliriz? Otoriter, totaliter ve emperyalist modern anlayışlara, politikalara, projelere ve müdahalelere karşı demokrasi, barış, adalet, özgürlük, hukuk ve çoğulculuk değerleri temelinde Ortadoğu'yu bu coğrafyanın bütün inançları, kimlikleri, mezhepler ve kültürleri için huzur dolu bir ev haline nasıl getirebiliriz? Bunları konuşmak, tartışmak istiyoruz."
Coğrafyanın bütün ilim, irfan, fikir ve entelektüel birikiminden yararlanmak istediklerini anlatan Eliaçık, alimlerden, ariflerden, kanaat önderlerinden, entelektüellerden, akademisyenlerden, barış fikri için emeğini ve yüreğini ortaya koyan herkesten öğrenecekleri çok şey olduğuna inandıklarını aktardı.
"Coğrafyamızı fıtri bir adalet ve barış yurdu haline getirmek için insan hakları, adalet, barış ve özgürlükten yana olan herkesle bir araya gelmek, yeni bir Ortadoğu'nun inşası için İslami birikimimizin bize ne söylediğini birlikte keşfetmek istiyoruz" diyen Eliaçık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Demokratik İslam Kongresi adıyla gerçekleştirilecek toplantıda, silahların susup fikirlerin konuşması çerçevesinde, her türlü siyasi, mezhebi, etnik mülahazalardan uzak bir şekilde tevhid mesajının aslında ne olduğu, İslam'ın demokrasi, hukuk ve özgürlükle ilişkisi, Medine Sözleşmesi temelinde halkların adil, özgür, çoğulcu ve eşit birlikteliğinin nasıl sağlanabileceği, İslam'da şiddet, savaş ve barışın hükümleri, İslam ve sömürü, İslam ve kadın, İslam ve iktidar, İslam ve ekoloji ve Kürt sorununa ve çözümüne yönelik konuların tartışılması planlanmaktadır."
Konu ile ilgili gönüllü kuruluşların, kanaat önderlerinin ve araştırmacıların bir araya geleceği kongre için tüm duyarlı çevreleri birlikte çalışmaya, ortaklaşmaya, bu konularla ilgili bilgi ve görgülerini, birikim ve tecrübelerini paylaşmaya davet ettiklerini bildiren Eliaçık, kongre sonrasında etkin bir iradenin ortaya çıkması ve çalışmaların yerel platformlarda da sürekli ve yaygın hale gelmesi için ilgili tüm çevreleri sorumluluk üstlenmeye çağırdıklarını sözlerine ekledi.