Deniz Feneri Derneği Protokolünün İptal Edilme Talebi
Şanlıurfa'da Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Şubesi, Aile Sosyal Palitikalar Bakanlığı'nın Deniz Feneri protokolünü iptal etmesi çağrısında bulundu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın korunma ihtiyacı içinde olan çocuklarla ilgili Deniz Feneri Derneği'yle yaptığı protokole tepki gösteren Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Şanlıurfa Şubesi Eş Başkanı İbrahim Halil Aydın, protokolle kişilerin özel bilgilerinin paylaşılacağını söyledi ve protokolün iptal edilmesini istedi.
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Şanlıurfa Şubesi ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Derneği (SES) Şanlıurfa Şubesi, Şanlıurfa Valiliği önünde bir araya gelerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Deniz Feneri Derneği arasında korunma altındaki çocukların sorumluluğu, ailelere yapılacak ayni ve nakdi yardımlarla ilgili yapılan protokole tepki gösterdi.
Burada grup adına basın açıklaması yapan ve protokolün iptal edilmesini isteyen Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Şanlıurfa Şubesi Eş Başkanı İbrahim Halil Aydın, Deniz Feneri Derneğiyle ilgili dava tartışmasının devam ettiğini söyledi ve protokolün şaibeli olduğunu söyledi. Sosyal hizmet alanının ihtiyaç duyan tüm kesimlere eşit bir şekilde hizmet sağlaması gereken bir alan olduğunu belirten Aydın, "İktidarların ideolojilerinden ve oy hesaplarından bağımsız olarak planlanması gereken bir alan olan sosyal hizmetlerde yıllardır izlenen politikalar ve pratik uygulamalar ise AKP'nin sosyal hizmetleri kendi ideolojik bakışı, seçim ve oy hesapları, yani kendi çıkarları için şekillendirdiğini çok açık bir biçimde göstermektedir. Görünen odur ki, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı için önemli olan sosyal hizmete ihtiyaç duyan kesimler değil, AKP iktidarının ihtiyaçlarıdır" dedi.
KORUMA ALTINDAKİ ÇOCUKLARIN SORUMLULUĞU
Yapılan protokolle kişilere ait özel bilgilerin paylaşılacağı endişesini taşıdıklarını belirten Aydın, protokolün önce pilot olarak başlatılacağını daha sonra ise yaygınlaşacağını vurguladı. Aydın, "Bakanlık, yıllardır yolsuzluk ve dolandırıcılıkla gündemde olan ve akıllarda böyle yer eden Deniz Feneri Derneği ile üstelik dernek hakkındaki dava henüz devam ederken bir protokol imzalayarak, korunma ihtiyacı içinde olan çocuklarla ilgili sorumluluklarını Deniz Feneri Derneğine devretmiştir. Yapılan protokole göre sosyal incelemelerle ekonomik yoksunluk yaşadıkları tespit edilen bireylere ve ailelere ayni ve nakdi yardım desteği yapılması görevi Deniz Feneri Derneğine bırakılmaktadır. Maddi desteğe ve diğer etkinliklerden yararlanmaya ihtiyacı olan çocukları ve aileleri il müdürlükleri tespit ederek Deniz Feneri Derneği'ne bildirecektir, yardımı dernek yapacaktır. Çocukların ve ailelerinin bilgileri Deniz Feneri Derneği'ne verilecektir. Her ne kadar protokolde sosyal inceleme raporu ve diğer özel bilgiler dernekle paylaşamayacaktır dense de yardım alacak olanların iletişim bilgileri ve gerekli diğer bilgilerin dernekle paylaşılacağı belirtilmektedir. Maddî yardıma ihtiyacı olma bilgisi zaten özel bir bilgidir ve bu bilgi, kişilerin onayı olmadan dernekte paylaşılacaktır. Ayrıca, bu kişilerin iletişim bilgilerinin daha sonra dernek faaliyetleri için kullanılmayacağının herhangi bir garantisi yoktur ve bu alana dair herhangi bir denetim mekanizması bulunmamaktadır. Dernek, ayni ve nakdi yardımı sağlamanın yanı sıra çocuk evlerinin fiziki koşullarının iyileştirilmesine de katkı sunacak, dernek tarafından çocuklara yönelik 'mesleki hizmet' ve rehberlik de sunulabilecektir. Bu çalışmanın ise önce İstanbul'da başlatılması, sonra yine aynı dernek üzerinden diğer illere yaygınlaştırılması hedeflenmektedir" diye konuştu.
'SORUMLULUĞU OLANLAR İSTİFA ETMELİDİR'
"Bakanlığın, Deniz Feneri gibi şaibeli bir dernekle bir protokol yapması başlı başına bir skandaldır" diyen Aydın, protokolün davadan önce imzalandığını söyledi. Deniz Feneri Derneğiyle ilgili Almanya'daki iddiaları hatırlatan Aydın sözlerini şöyle tamamladı:"Dernekle ilgili yolsuzluk iddiaları önce Almanya'da gündeme gelmiş, Almanya'da yüzyılın bağış yolsuzluğu diye anılan dava sürecinde dernek yöneticileri cezalar almıştır. Türkiye'deki dava süreci ise bir hukuksuzluk örneği olarak derneği aklama sürecine dönüşmüştür. Halkın vicdanında ise bir aklama ve rahatlama söz konusu değildir, dava ve ilgili tartışmalar sürmektedir. Fakat bakanlık, protokolü dava sürecinin bitmesini bile beklemeye gerek görmeden imzalamıştır. Protokol 17 Nisan 2015 tarihinde imzalanmış, davanın sonucu ise 13 Mayıs 2015 tarihinde duyurulmuştur. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu cesareti ve rahatlığı nereden almaktadır? Anlaşılan o ki, bu protokol iktidarın Deniz Feneri Derneğini aklama ve derneği güçlendirme operasyonunun bir parçasıdır. Bakanlığın, iktidarların kirli ilişkileri içinde korunma ihtiyacı içinde olan çocukların geleceğini yolsuzluk ve dolandırıcılıkla bilinen bir derneğe bırakmakta hiç bir tereddüt göstermediği ortadadır. Deniz Feneri Derneği ile yapılan bu protokol derhal iptal edilmelidir. Devlet, kendi sorumluluğunu derneklere havale ederek ve hizmetleri piyasaya açarak sosyal hizmet alanının özelleştirilmesi politikalarından derhal vazgeçmelidir. Bu protokolde sorumluluğu olanlar bir an önce istifa etmelidir." Yapılan basın açıklamasının ardından alkış çalan grup sessiz bir şekilde dağıldı.
(Kaynak: Gazeteipekyol)