DEPREMDE 15 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ DOĞANLAR APARTMANI'YLA İLGİLİ ÇÜRÜK İDDİASI
İZMİR'de, geçen yıl 30 Ekim'de meydana gelen depremde, 15 kişinin öldüğü 12 kişinin de yaralandığı Doğanlar Apartmanı ile ilgili davada 2'si tutuklu 4 sanık hakim karşısına çıktı.
İZMİR'de, geçen yıl 30 Ekim'de meydana gelen depremde, 15 kişinin öldüğü 12 kişinin de yaralandığı Doğanlar Apartmanı ile ilgili davada 2'si tutuklu 4 sanık hakim karşısına çıktı. 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olmak' suçundan haklarında 20'şer yıl hapis cezası istenen sanıklardan, tutuklu yargılanan binanın statik betonarme proje müellifi Mehmet Sedat Boyacı, "Bana apartmanda 2018 yılında tadilat yapıldığı ve kirişlerde delikler açıldığı söylendi. Bu tadilatın fenni mesule bildirilmesi gerekiyordu ancak bildiğim kadarıyla bildirilmemiş. Tadilattan ötürü taşıyıcı elemanların zarar gördüğünü düşünüyorum" dedi. Tanık olarak dinlenen Doğanlar Apartmanı'nda oturan T.Ü. ise tadilat öncesi yaptıkları test sonucu binanın yüksek riskli çıktığını belirterek, "Çıkan raporda bina 5'inci dereceden çürük çıktı" ifadesini kullandı.
Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında, geçen yıl 30 Ekim'de meydana gelen, 115 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde Bayraklı ilçesindeki Doğanlar Apartmanı'nda 15 kişi yaşamını yitirdi, 12 kişi de yaralandı. Depremin ardından başlatılan soruşturma kapsamında 2'si tutuklu 4 kişi hakkında, İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın, bugün görülen ilk duruşmasına tutuklu 2 sanık Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tutuksuz sanık G.U. ile davacılar ve tarafların avukatları salonda hazır bulundu. Tutuksuz sanıklardan firari B.I. ise salonda yer almadı.
'ARADAN 30 SENE GEÇTİ, BU ARADA NELER OLDU ONU BEN BİLEMEM'
Duruşmada ifadesi alınan tutuklu sanık, müteahhit Çetin Doğan, inşaatı 1992 yılında bitirdiğini belirtip, "Her şeyi tam tekmil yaptım. Malzemeyi en iyi şekilde kullandım. Aradan 30 sene geçti, bu arada neler oldu onu ben bilemem. Suçlamayı kabul etmiyorum. O zamanlarda hazır beton yoktu. Biz el usulüyle malzemeyi betoniyere atıp, betonu bu şekilde döküyorduk. Kancalar da o zamanlarda işçiler tarafından elle yapılıyordu. Dönemin imkanları bunlardı" dedi.
'TADİLAT NEDENİYLE TAŞIYICI ELEMANLARIN ZARAR GÖRÜDÜĞÜNÜ DÜŞÜNÜYORUM'
İfadesi alınan bir diğer tutuklu sanık, binanın statik-betonarme proje müellifi Mehmet Sedat Boyacı ise 20 yıldır Afganistan, Irak, Özbekistan gibi ülkelerde çalıştığını ve çoğunlukla İzmir dışında olduğunu belirterek, "2018 yılında apartmanda tadilat yapılmış ve bunda fenni mesulün imzası yok. Bu tadilatın kaçak yapıldığını tahmin ediyorum. Bana, kirişlerde delikler olduğu söylendi. Kolon kesilmese de kirişlerde açılan delikler hoş olmayan sonuçlara yol açar. Tadilat esnasında taşıyıcı elemanların zarar gördüğünü düşünüyorum. Benim hesaplarım ve uygulamalarımda herhangi bir yanlışlık yoktur. Beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
'ASLINDA İŞÇİYİM, İŞTEN ÇIKARILMA KORKUSUYLA SÜRVEYANLIĞI KABUL ETTİM'
Tutuksuz sanıklardan, binanın sürveyanı olarak geçen G.U. da şunları söyledi:
"Askerden geldiğim sene iş arıyordum. Sonra bu inşaat şirketinde işçi olarak başladım. Şirket ekstra maliyet çıkmaması için işlerden birini sürveyan olarak gösterdi. Fenni mesul bana gelerek durumu anlattı ve ben de işten çıkarılma korkusu ile kabul ettim. Fiili olarak hiçbir sorumluluğum yok" dedi.
'BİNA 5'İNCİ DERECEDEN ÇÜRÜK ÇIKTI'
Sanık ifadelerinin ardından tanıkların dinlenmesine geçildi. Duruşmada tanık olarak dinlenenlerden yıkılan Doğanlar Apartmanı'nda oturan T.Ü., apartman merdivenlerine granit döşenmesi konusunun gündeme geldiğinde yönetici M.E. ile görüştüğünü ve kendisine, 'Bu bina granitleri taşıyamaz' dediğini belirtip, "Sonrasında binanın durumuyla ilgili bir test yapıldı ve çıkan raporda bina 5'inci dereceden çürük çıktı. Çabalarımla bir toplantı düzenleyip, apartman sakinlerine durumu anlatıp, neler yapılabileceğini konuşmak istedik. Hatta yanımda inşaat mühendisi tanıdığım C.L.'yi de götürdüm. C.L. de binaya gelip birtakım gözlemlerde bulunmuştu ve mesleğinden ötürü durumun ciddiyetini anlatabilirdi. Ancak toplantıda deyim yerindeyse 'avantacılıkla' suçlandık. Bize, 'Sen ne anlarsın' türünden cümleler kuruldu, daha sonra da sonuç alınamadı" dedi. Tanık inşaat mühendisi C.L. de, T.Ü.'nün anlattıklarını doğruladı.
'DEPREM RİSK ANALİZ RAPORU ÇOK AĞIRDI'
Doğanlar Apartmanı'nın eski yöneticisi M.E. de apartmanda çatıyı yaptırırken ayrık ve yarıklar olduğunu gördüğünü ve sonrasında aldığı deprem risk analiz raporunun çok ağır olduğunu söyledi. M.E.'nin raporu fotokopi çektirip dairelere ilettiğini iddia etmesi üzerine müştekiler itiraz edip, tepki gösterdi. 2 müşteki de yalan ifade verdiği iddiasıyla M.E.'den şikayetçi oldu. M.E., mühendis C.L.'yi kastederek, "Bir mühendisin de katıldığı bir toplantı yaptık. Mühendisin yaptığı inceleme sonrasında 'Sıvılaşma var, beton kalitesi düşük, demirde riskler var' şeklinde tespitler yaptı. Kat maliklerini toplayamadım. Yüzde 60'ı karşı çıktı. Hakaretler edildi. İstifa ettim. 'Apartmanın adını çıkarıyorsun' dediler" ifadelerini kullandı.
Müşteki Seher Perinçek ise, tanığın 42 daireye fotokopi çekip raporu ilettiği ifadesine ilişkin, "Yalan söyledi. Bize iletilen hiçbir rapor yok" dedi.
'BİNANIN YATABİLECEĞİNİ SÖYLEDİM'
Tanık C.L. ise rica üzerine Doğanlar Apartmanı'ndaki toplantıya katıldığını ifade edip, şunları söyledi:
"Apartmanla ilgili yaptığımı gözlemleri toplantıda belirttim. Balkonların eğimli durduğunu gördüm. Küçük bir yer sarsıntısında binanın eğrilen tarafa doğru devrilebileceğini söyledim. 30-35 kişi vardı. Endişelendiğimi söyledim. Kimileri destekledi, kimileri karşı çıktı. Tartışma ortamı oldu. Hem T.Ü.'yü hem de beni mali şeylerle itham ettiler" dedi.
İfadelerin ardından mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verip, duruşmayı erteledi.