"Depremle Yaşamak" Anadolu'da Konuşuldu
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü tarafından "Depremle Yaşamak" başlıklı panel düzenlendi.
Öğrenci Merkezi Salon 2009'daki panele, Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Öğretim üyeleri Prof.Dr.Galip Berkan Ecevitoğlu ve...
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü tarafından "Depremle Yaşamak" başlıklı panel düzenlendi.
Öğrenci Merkezi Salon 2009'daki panele, Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Öğretim üyeleri Prof. Dr. Galip Berkan Ecevitoğlu ve Prof. Dr. Yücel Güney, Eğitim Fakültesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Erdoğan Kaya ile Doç. Dr. Nazlı Gökçe konuşmacı olarak katıldı. Doç. Dr. Nazlı Gökçe'nin panel başkanlığını yaptığı etkinlik kapsamında Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü tarafından hazırlanan aynı isimli fotoğraf sergisi de katılımcılarla buluştu.
İlk olarak konuşan Panel Başkanı Doç. Dr. Gökçe, panel için küçük bir araştırma yürüttüklerini belirterek, araştırma neticesinde depreme hazırlıklı olunmadığı ve bu konuda yeterince de bilgi sahibi olunmadığı sonucuna ulaştıklarını söyledi.
Deprem ve zemin ilişkisine değinen Prof. Dr. Galip Berkan Ecevitoğlu ise, katılımcılara dünyanın oluşumundan günümüze kadar ki devam eden hareketlilik hakkındaki bilgi verdi. Deprem konusunu ele alabilmek için en önemli noktanın tabiatın nasıl çalıştığını görebilmek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ecevitoğlu, "Sismik faaliyetler ovalara indiğimizde daha da artıyor. Eskişehir için bu önemli bir durum. İlk yerleşimler düz alanlar yerine dağ yamaçlarına ve sert araziler üzerine yapılmış. Tarım ve hayvancılık yapılan arazilere yakın olmak amacıyla konutlaşmayı bu arazilere yapmışız. Bu durum hem deprem yönünden risk taşımamıza hem de tarım arazilerini mahvetmemize neden oluyor" dedi.
"YUMUŞAK KATLI BİNALARDAN KAÇINILMASI LAZIM"
Deprem ve bina ilişkisini ele alan Prof. Dr. Güney de, Eskişehir'de 1999 depreminde bir bina yıkıldığını ve 31 kişinin öldüğünü hatırlattı. Güney, "Ben her depremden sonra o şehirlere gidiyorum, birbirlerinden hiç farkları yok yıkılma nedenleri hep aynı. Binaların depreme karşı dayanıklı olabilmesi için kolon ve kirişlerin birbirleriyle mutlaka bağlanması gerekiyor. Yumuşak katlı binalardan kaçınılması lazım. Kolonla perde duvar arasında bir oran vardır. Kolonun perde olabilmesi için bir kenarının boyutu diğer kenarının 7 katı olmalı, binalarda mutlaka perde olmalı" diye konuştu.
"DOĞAL AFET VE ÇOCUK TOPLUMUN BİR PARÇASIDIR"
Eğitim programları kapsamında okullarda verilen afet ve ilk yardım eğitimlerinin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Kaya, bu programlarda ele alınan konuların ele alınış biçimlerinin de önemli olduğunu aktardı. Kaya, 'Doğal afet ve çocuk toplumun bir parçasıdır' diyerek şöyle devam etti:
"Deprem dünyanın bir gerçeği ve doğa üzerinde önemli etkileri var. İncelediğim programlara bu açıdan baktım. Bu kazanımları nasıl gerçekleştirebiliriz ve bunları nasıl ölçebiliriz? Deprem karşılaşmış ve karşılaşmamış öğrenciler arasında farklar var. Deprem sonrasında hepimiz daha duyarlı hale geliyoruz ve zamanla bu durum ortadan kalkıyor. Önlem sürekli hatırlatıcı güncel bir eğitimle sağlanabilir. Farklı eğitimler olabilir. Neler başımıza gelebilir diyerek programlarda bunlara dönük eğitimler verilebilir. Bizim zeminde, binada ve beyinde bir değişime gitmemiz gerekiyor. Eğitim fakültelerimizde bu konu hakkında ders yok, belki de seçmeli olarak yer alması gerekiyor."
Panel, soru-cevap kısmının ardından son buldu. - ESKİŞEHİR