Derslerindeki Belirtilerden Kan Hastası Olduğunu Öğrendi
Düzce'de Hemşirelik Yüksek Okulunda kan hastalıkları dersinde öğrendiği hastalık belirtilerinin kendinde olduğunu fark ederek gittiği kontrolde genetik bir kan hastalığı teşhisi konulan 21 Yaşındaki Şeyda Yılmaz, TÜRKÖK'ten bulunan ilikle hayata tutundu.
Düzce'de Hemşirelik Yüksek Okulunda kan hastalıkları dersinde öğrendiği hastalık belirtilerinin kendinde olduğunu fark ederek gittiği kontrolde genetik bir kan hastalığı teşhisi konulan 21 Yaşındaki Şeyda Yılmaz, TÜRKÖK'ten bulunan ilikle hayata tutundu.
Şeyda Yılmaz adlı genç kız, Düzce Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulunda eğitimine devam ederken geçirdiği hastalıklar birden hayatını değiştirdi. Önce tümörlü olduğu tespit edilen böbreğini aldırmak zorunda kalan Yılmaz, daha sonra ise kan hastalıkları dersinde öğrendiği belirtilerin kendinde de olduğunu fark etti. Şüphe üzerine Ankara'da bir hastaneye giden Yılmaz, yapılan kontrollerinde genetik bir kan hastalığı olan Aplastik Anemi hastası olduğu tespit edildi. Bir türlü hastalıklardan kurtulamayan Yılmaz tam ümitsizliğe kapılırken Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezinden (TÜRKÖK) bulunan uygun ilik haberiyle yeniden umutlandı. Başarılı bir ilik nakli geçiren Yılmaz'ın tek hayali ise hemşire olarak, tedavi sürecinde gördüğü hasta olmanın zorluklarını yaşayan insanlara yardım edebilmek.
"DERSTE ÖĞRENDİĞİM HASTALIK BELİRTİLERİ BENDE DE VARDI"
2014-2015 eğitim öğretim yılında okurken böbreğimde tümör olduğunu tespit edilen Şeyda Yılmaz "Böbreğimde tümör olduğunu öğrendik ve tamamen böbreğimi aldırmak zorunda kaldım. Daha sonrasında ise vücudumda morarmalarla halsizliklerle bir takım semptomlar gelişti. O sırada da ikinci sınıfa başlamıştım. İç hastalıkları dersi alıyordum. Bu derste gördüğüm kan hastalıklarının belirtilerini bende tamamen vardı ve o şekilde farkına vardım. Birazda internet aracığıyla araştırdığınız zaman ortaya çıkıyor. Hastaneye kontrol amaçlı gittim kan değerlerim çok düşüktü. Hastaneye yatmam gerektiği söylendi. ya lösemiydi yada her hangi bir kan hastalığıydı. Ankara'da bir hastaneye gittik. Burada ise benim tanım kondu. Aplastik Anemi teşhisi konuldu. Doğuştan gelen bir şeydi. Zaten böbreğimde o yüzden alınmıştı. Daha sonra tedaviye başladık. Ama tek çarem benim kemik iliği nakliydi. Kemik iliği nakli ya olacak ya olacak, başka çarem yoktu" dedi.
"BİR HAFTA İÇİNDE TÜRKÖK'TEN İLİK BULUNDU"
Bir yandan tedavisi sürerken diğer yandan da ilik nakli verici aramaya başladığını belirten Yılmaz, "Verici olarak ilk aileye bakıldı. Ablamda uyum sağladı bu seferde ablamda da Fankoni Aplastik anemi taşıyıcısı olduğu öğrendik. Eğer bana ilik alınsaydı aynı şey onda ortaya çıkma ihtimalinden dolayı ondanda vaz geçtik. Değer akrabalarda uygun ilik arandı. Bakılabilecek herkese baktık ama maalesef uygun iliği bulamadık. Tabi ümitler tükeniyor ve diyorsunuz ki ilikte bulunmadı tam bu sırada TÜRKÖK var sağ olsun. TÜRKÖK başvurduk ve bir hafta içerisinde ilik bulundu. Vericim 1 hafta içinde kabul etti. İşte tam bundan sonra dönüm noktası o zaman tekrar hayata bağlandığınızın tekrar yaşayabilme umudunuzun size verildiği an. 2017 yılının Nisan ayında kemik iliği nakli oldum. Çünkü hastalığım artık tedavi edilemez durumdaydım, son raddedeydim. Bir ay hastanede yattım. Çok şükür 6 aydır iyiyim" diye konuştu.
"SEVDİKLERİME SARILAMADIM"
Hastalık sürecinde evden çıkamadığı zamanlar oldu olduğunu dile getiren Şeyda Yılmaz, "Annenize babanıza sarılamadığınız zaman oluyor. Çünkü enfeksiyon riskim vardı kimseye yaklaşamazsın, dışarı çıkamazsın, onu yiyemezsin, onunla görüşemezsin çünkü kendinizi koruma altına almanız lazım. Çünkü vücudunuz size yetmiyor. İliğiniz yetmiyor kanınız yetmiyor. Sürekli dışarıdan kan almak zorundasınız" şeklinde konuştu.
"VERİCİM BANA TEKRAR HAYATIMI VERDİ"
Tedavisinin ardından kan gurubunun bile değiştiğini belirterek Yılmaz, "Vericim bana sağ olsun bir iliği bağışlayarak bana tekrar hayatımı verdi. Kendisinin kan gurubu A pozitifti, benim ise B pozitifti. Şu anda bende A pozitif oldum kan gurubum değişti. Hayatınız tamamen değişiyor tekrar yaşama bağlanıyorsunuz ufkunuz açılıyor yaşamanın kıymetini değerini anlıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"HEMŞİRELİĞE 4 ELLE SARILMAK İSTİYORUM"
Hastalık sürecinde hastaların neler yaşadığını daha da iyi anladığını söyleyen Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda hemşirelik öğrencisiyim tesadüftü ben bu hastalığı bilmeden hemşirelik okumaya başladım. İsteyerek seçtiğim bir bölümdü ama şimdi daha çok dört elle sarılmak istiyorum çünkü hemşire iken o hastanın ne çektiğini çok iyi anlayamıyorsunuz ama ben yaşayan bir hemşire olarak onların ne hissettiğini çok daha iyi anlayabiliyorum. Sadece hasta olarak bakmamak gerekiyor. Hasta konumuna geçtiğiniz zaman yaşadığınız şeyler size ağır geliyor, taşıyamadığınız yerler oluyor, yeter dediğiniz anlar oluyor, birde insanların size desteği çok önemli. Ben ailemden arkadaşlarımdan o kadar çok destek gördüm ki bitti dediğim her noktada birisi elimden tutmasını bildi. Bende her zaman ayakta kalmayı bildim. Çünkü gerçekten moral çok önemli. Siz kendinizi bıraktığınız zaman beynen vücudunuzda sizi bırakıyor."
"UMUDUMU KAYBETMEDİM, ÇÜNKÜ TÜRKÖK VARDI"
"Her zaman bugün kendim hastaneye gidebilirim diye çıktım evden. Gidemediğim zamanlar oldu, yolda oturup dinlendiğim zamanlar oldu, dönüşte taksiyle dönerim dediğim zamanlar oldu. Her zaman bir adım fazlasını yapmaya çalıştım. Hastalara da bu imkanın verilmesi gerekiyor. Hastaları biraz da kendi hallerine bırakmak gerekiyor. Kıyamıyorlar ama bir insanın kendi işini kendisinin yapması ona bir öz güven katıyor. Enfeksiyon riskim vardı ama hep maske ile gezdim, arkadaşlarımla görüştüm. Umudumu kaybetmedim, çünkü TÜRKÖK vardı. Ben ilik nakli oldum ve başardık. Şu an her şey çok güzel ilerliyor."
"VERİCİMİ ÇOK MERAK EDİYORUM"
"Yasal sürecimiz var bizim 2 yıl vericimle görüşemiyorum kendisi 24 yaşındaymış bir erkek verici. Onu çok merak ediyorum. Size anneniz babanız hayat veriyor birde vericiniz. Her gün hastanede yatarak ömür geçirmek varken tekrar okula dönüp, arkadaşlarınla birlikte olmak, ailenizin yanında olmak, istediğinizi yapabilmek bunun tercihini size o kişi bahşediyor. Bunda vericinin hiçbir kaybı olmuyor 2 tüp kan veriyorsunuz, doku gurubunuza bakılıyor ve eğer ileride uyan birisi olursa size haber veriliyor ve tamamen vericiyi korumak adına bütün önlemler alındıktan sonra kemik iliği alınıyor. O kadar çok hasta var ki, ben çok şanslıydım ki bir hafta içinde bulduk iliği. Aylarca bekleyenler var."
Şeyda Yılmaz yakalandığı iki kanseri birden yendi şimdi ise eğitimine devam erek kendi gibi hasta olanlara şifa vermeyi dört gözle bekliyor.
(Ali Yıldız/İHA)