DESTİCİ: DOĞU TÜRKİSTAN'IN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Doğu Türkistan'da katliam ve zulmün ara vermeden devam ettiğini söyleyerek, 'Doğu Türkistan'ın sesi olmaya devam edeceğiz.
BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Doğu Türkistan'da katliam ve zulmün ara vermeden devam ettiğini söyleyerek, ' Doğu Türkistan'ın sesi olmaya devam edeceğiz. Gücümüz ne kadarına yetiyorsa, o ölçüde kardeşlerimize destek olacağız. Asla vazgeçmeyecek, asla geri adım atmayacağız' dedi.
BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında konuştu. Destici, Doğu Türkistan'da yıllardır süren artık bir soykırım halini alan katliam ve zulmün hiç ara vermeden bugün de devam ettiğini söyleyerek, 'Çin yönetimi, hiçbir kural tanımadan Doğu Türkistan'da Türk kimliğini yok etmek amacıyla Türkleri öldürüyor, hapsediyor, sayıları milyonları bulan Uygur Türkünü, Nazi taklidi toplama kamplarına gönderiyor. Türk ailelerin yanına Çinli erkekler yerleştiriyor. Kadınları Çinlilerle evlenmeye zorluyor, kendince tehdit olarak gördüğü her Türkü ya öldürüyor ya da hapse atıyor. Çin'le hasım olan ülkeler bile asimilasyona, katliama, soykırıma maruz kalanlar Türk ve Müslüman olduğu için yaşananları görmezden geliyorlar. Her gün Türkiye'ye demokrasi dersi vermeye kalkanlar, Çin'le ilişkilerini, Doğu Türkistan'da yaşananlar sanki yokmuş gibi devam ettiriyorlar' diye konuştu.
'ASLA VAZGEÇMEYECEK VE GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'
Doğu Türkistan'ın binlerce yıldır Türklerin yurdu olduğunu ifade eden Destici, ' Doğu Türkistan esasen Çin toprağı da değildir. Doğu Türkistan Türk yurdudur. Elbette Türk yurdu olarak kalmaya devam edecektir. Çin'de yaşananlar 21'inci yüzyılın yüz karasıdır. Rusya'nın ve Çin'in, bölgenin kaynaklarına hakim olma mücadelesinin bedelini, aynı kanı taşıdığımız, aynı dili konuştuğumuz, aynı tarihe sahip olduğumuz, aynı inancı paylaştığımız kardeşlerimiz ödüyorlar. Hiçbir zulme, hiçbir şekilde sessiz kalmayacağız. Onların sesi olmaya devam edeceğiz. Milletimize, tarihimize, inançlarımıza karşı sorumluyuz. Gücümüz ne kadarına yetiyorsa, o ölçüde kardeşlerimize destek olacağız. Asla vazgeçmeyecek, asla geri adım atmayacağız. Doğu Türkistan'daki zulüm devam ederken, Çin'le ilgili dostluk, karşılıklı çıkarlar, bölgesel ve küresel dengeler cümlelerinin yer aldığı hiçbir karara, hiçbir politikaya, hiçbir söze itibar etmeyecek, hiçbirini meşru kabul etmeyeceğiz. 'Yaşasın bağımsız Doğu Türkistan Devleti' diyorum? dedi.
'TÜMÜNÜN HESABINI SORACAĞIZ'
Destici, 29 yıl önce, Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyüne silahlı bir grup terörist tarafından baskın düzenlendiğini, toplam 33 sivil vatandaşın şehit edildiğini anımsatarak, ?
'Başbağlar'da yaşananları bütün yönleriyle aydınlatmak, katliamın faillerini bulup cezalandırmak, Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk Milletine karşı ödemesi gereken borçlarından biridir. Bugün, siyasi geleceklerini, kişisel hayallerini, HDP'nin desteğiyle elde edecekleri bir iktidar umuduna bağlayanlar, her şeyi istismar ettikleri gibi bu kez de Başbağlar'da teröre kurban verdiğimiz şehitlerimizi istismar ediyorlar. 29 yıl boyunca Başbağlar'da yaşanan korkunç katliamı görmezden gelenler, yok sayanlar, bugün PKK'yı, PKK'nın cinayetlerinin siyasetteki ve hapisteki suç ortaklarını masumlaştırmak için, büyük bir gayretle 'Aslında fail derin devlet olabilir' propagandası yürütüyorlar. 'Yaşananlar tüm yönleriyle aydınlatılmalıdır' derken, 'Katliamın faillerini bulup cezalandırmak, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk Milleti'ne karşı ödemesi gereken borçlarından biridir' derken, mazlumların hukukunu korumak kadar, katliamın devlet aleyhine ayrıca bir provokasyona dönüştürülmesinin de endişesini taşıyoruz. PKK'nın katliamları elbette ki Başbağlar'dan ibaret değil. PKK'nın katlettiği masum sivilleri, bebekleri, şehit öğretmenlerimizi, kent merkezlerinde patlatılan bombaların kurbanı vatandaşlarımızı, askerlerimizi, polislerimizi hiçbir zaman unutmayacağız. Tümünün hesabını soracağız ve sorulacaktır. Hatta, kandırarak veya zorla, dağa çıkardıkları, istismar ettikleri, tecavüz ettikleri, sonra ölüme gönderdikleri çocukların hesabını da soracağız. Bir cümle de 6'lı masanın paydaşlarına söylemek istiyorum; 'Allah hiçbir namuslu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını, Kandil'deki PKK sözcülerinin, hapisteki PKK hükümlülerinin destek ve yol gösteren cümlelerinin muhatabı etmesin. Bunların millet nezdinde makul bir zemine oturmadığını da görmekteyiz.' (DHA)