DHA YURT BÜLTENİ - 1
ULUDAĞ'DA İKİ DAĞCIYI ARAMA ÇALIŞMALARINDA 2 CESET BULUNDU Uludağ'a zirve tırmanışı yaparken 1 Aralık gecesi kaybolan amatör dağcılar Mert Alpaslan (31) ve Efe Sarp'ı (37) arama çalışmaların 17'nci gününde 2 erkek cesedi bulundu.
ULUDAĞ'DA İKİ DAĞCIYI ARAMA ÇALIŞMALARINDA 2 CESET BULUNDU
Uludağ'a zirve tırmanışı yaparken 1 Aralık gecesi kaybolan amatör dağcılar Mert Alpaslan (31) ve Efe Sarp'ı (37) arama çalışmaların 17'nci gününde 2 erkek cesedi bulundu. Daha önce Efe Sarp'a ait montun bulunduğu yerin yaklaşık 1 kilometre uzağında bulunan cesedin kime ait olduğunun tespit çalışmalarının sürdüğü bildirildi. İstanbul'dan 1 Aralık Pazar sabahı gelen amatör dağcılar Mert Alparslan ve Efe Sarp, 34 SK 2280 plakalı otomobillerini Uludağ Jandarma Karakol Komutanlığı'nın önüne park edip, Uludağ'a tırmanışa geçti. İki dağcı bir süre sonra etkili olan siste, hava kararınca yollarını kaybetti. Mert Alparslan ve Efe Sarp'a ulaşamayan aileleri, akşam saatlerinde durumu jandarma ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine saat 23.00 sıralarında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Jandarma Özel Harekat (JÖH), BAKUT, İHH, AKUT ve Nilüfer Arama Kurtarma (NAK) ekipleri, arama- kurtarma çalışması başlattı. Uludağ'ın Yedigöller, Maden, Saitiabat, Çobankaya, Sarıalan ve Alaçam bölgelerinde arama yapıldı. 7'nci günde Küreklidere mevkisinde Efe Sarp'a ait mont ve bere bulan ekipler, çalışmaları bu bölgede yoğunlaştırdı. Küreklidere bölgesini didik didik arayan ekipler, 9'uncu günde de Alparslan ve Sarp'a ait olduğu belirlenen 2 adet baton buldu.CESET BULUNDUUludağ'da kaybolan Efe Sarp ve Mert Alparslan'ın arama çalışmalarında 17'nci gününde ceset bulundu. Efe Sarp'a ait montun bulunduğu yerin yaklaşık 1 kilometre yakınında Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri tarafından bulunan cesetle ilgili kimlik tespit çalışması başlatıldı.VALİLİK AÇIKLAMA YAPTIBursa Valiliği, konuşa ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "01.12.2019 tarihinde Bursa Uludağ'da kaybolduğu belirtilen Mert Alpaslan (31) ve Efe Sarp (37) vatandaşlarımızdan haber alınamadığı ihbarı üzerine Bursa Valiliğimiz tarafından başlatılan arama kurtarma çalışmalarına kamu, sivil toplum ve gönüllüleri katılımı ile karadan ve havadan kesintisiz olarak devam edilmektedir. 11.12.2019 tarihinde kaybolan dağcılardan Efe Sarp'a ait montun Kürekli Deresi bölgesinde bulunması nedeniyle arama faaliyetleri bu bölgede yoğunlaştırılmıştır. 18.12.2019 tarihinde Kürekli Deresi bölgesinde yapılan arama çalışmaları sırasında 11.12.2019 tarihinde bulunan montun yaklaşık 1 kilometre aşağısında bir cansız erkek cesedi tespit edilmiş olup, kimlik tespit çalışmalarına devam edilmektedir. Ayrıca arama faaliyetleri bu bölgede yoğunlaştırılmıştır. Bütün arama kurtarma ekipleri bu bölgeye sevk edilmiştir."'SU İÇERİSİNDE BULUNDU'Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, kayıp amatör dağcılar Mert Alparslan ve Efe Sarp'ı arama çalışmaları sırasında bulunan cesetle ilgili açıklama yaptı. Erkek cesedinin Efe Sarp'a ait montun bulunduğu alana 100 metre mesafede, su içerisinde bulunduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "01/12/2019 tarihinde Uludağ Milli Parklar Bölgesi'nde yürüyüş sırasında kaybolan Efe Sarp ve Mert Alparslan'ın kaybolması olayı ile ilgili olarak yürütülen arama kurtarma çalışmaları sırasında 07/12/2019 tarihinde bulunan monta yakın bir bölgede 18/12/2019 günü saat 12.45 sıralarında Kürekli Deresi mevkinde montun bulunduğu alana 100 metre mesafede su içerisinde bir adet ceset bulunmuştur. Cesedin kimliği henüz tespit edilmediği, ölü muayene ve otopsi işlemlerine katılmak üzere Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı görevlendirildiği ve adli tahkikata devam edildiği hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur.öİKİNCİ CANSIZ BEDEN DE BULUNDUUludağ'da kayıp iki dağcı için yapılan arama kurtarma çalışmalarının 17'nci gününde, ikinci cansız bedene de ulaşıldı. Kürekli Dere yakınlarında bulunan ilk cansız bedenin üzerinden Efe Sarp'a ait kimliğin çıkmasının ardından, buraya 1200 metre mesafede ikinci bir cansız beden daha bulundu. Bursa Valiliği konuyla ilgili olarak olay yerine kriminal jandarma ekiplerin sevk edildiğini, helikopterin bölgedeki uçurumlardan kaynaklı olarak buraya inemediğini ve savcının talimatıyla cansız bedenlerin uygun bir yere taşınmasının ardından helikopter ile nakil edileceğini duyurdu. İkinci cansız bedendeki kimlik tespit çalışmaları devam ediyor.EFE SARP'IN CANSIZ BEDENİ ADLİ TIP KURUMU'NA GETİRİLDİUludağ'da, kayıp 2 dağcı için yürütülen arama kurtarma çalışmalarının 17'nci gününde, iki cansız bedene de ulaşıldı. Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekiplerince, kendisine ait montun yakınında bulunan Efe Sarp'ın cesedinin, taşınma anına ait görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde ekiplerin, zorlu şartlarda cesedi, iple çekerek taşıdığı görülüyor.Efe Sarp'ın cansız bedeni, JAK helikopteriyle, İl Jandarma Komutanlığı'na getirildi. Buradan alınan cansız beden, daha sonra ambulansla Nilüfer ilçesindeki Bursa Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Hayatını kaybeden iki dağcının yakınları da Bursa Adli Tıp Kurumu'na geldi. Otopsi işlemlerinin gece de devam edeceği öğrenilirken, Jandarma ekipleri, Bursa Adli Tıp Kurumu önünde güvenlik önlemleri aldı.BAŞSAVCILIKTAN AÇIKLAMAUludağ'da kayıp 2 dağcı için yürütülen arama kurtarma çalışmalarının 17'nci gününde, ikinci cansız bedene ulaşıldı. Kürekli Dere yakınlarında bulunan ilk cansız bedenin üzerinden Efe Sarp'a ait kimlik çıktı. Buraya 1200 metre mesafede ise ikinci bir cansız beden bulundu.Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: ""01/12/2019 tarihinde Uludağ Milli Parklar Bölgesi'nde yürüyüş sırasında kaybolan Efe Sarp ve Mert Alpaslan'ın kaybolması olayı ile ilgili olarak yürütülen arama kurtarma çalışmaları sırasında 07/12/2019 tarihinde bulunan monta yakın bir bölgede, 18/12/2019 günü saat 12.45 sıralarında Küreklidere mevkinde montun bulunduğu alana 100 metre mesafede, su içerisinde bir adet ceset bulunmuştur. Yapılan çalışmalar sonrasında aynı bölgede ilk cesede 1 kilometre mesafede ikinci bir ceset bulunmuş olup, cesetlerin kaybolan iki şahsa ait olma ihtimali bulunup, henüz kimlikleri tespit edilmemiştir. Her iki cesedin ölü muayene ve otopsi işlemlerine katılmak üzere nöbetçi Cumhuriyet savcısının görevlendirildiği, otopsi yapılmak üzere nakil işlemlerinin başlatıldığı ve adli tahkikata devam edildiği hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur.öGörüntü Dökümü
--------------Efe Sarp'ın cansız bedeninin taşınması-Helikopter ile getirilişi-Arama kurtarma ekibinin cesetlere ulaşması-Adli tıp kurumuna cesetlerin getirilmesi -Genel ve detaylarHaber: Huzeyfe ÖZDEMİR-Berktuğ ÖNCÜ - Kamera: Semih ŞAHİN-Mehmet İNAN-İsmail SEYMEN/BURSA,
================================
KIRAN-8 OPERASYONUNDA PKK'NIN SIĞINAK VE BARINAKLARI İMHA EDİLİYOR
İçişleri Bakanlığı'nca terör örgütü PKK'ya yönelik gerçekleştirilen ve Bitlis ile Siirt arasında bulunanan Sehi Ormanları bölgesini kapsayan 'Kıran-8 Sehi Ormanları' operasyonu sürüyor. Operasyon kapsamında terör örgütü üyelerinin kış üslenmesi için kulandığı veya kullanacağı sığınak ve barınaklar tek tek imha edilirken, her taşın altına da titizlikle bakılıyor. Bitlis Valisi Oktay Çağatay da Van Jandarma Aşayis Kolordu Komutanı Tümgeneral Hacı İlbaş ile birlikte bölgede incelemelerde bulundu.
İçişleri Bakanlığı, PKK'lı teröristlerin kış üslenmelerini engellemek, teröristleri etkisiz hale getirmek, kullanılan sığınak ve barınakları imha etmek amacıyla terör örgütü PKK'ya yönelik, bugün 'Kıran-8 Sehi Ormanları' operasyonunu başlattı. 3 bin 480 personelden oluşan 232 operasyonel timin görev aldığı operasyon, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı tarafından yürütülüyor. Jandarma komando, jandarma özel harekat, polis özel harekat ve güvenlik korucularının katıldığı operasyon kapsamında teröristlerin kış üslenmesi için kulandığı veya kullanacağı sığınak ve barınaklar tek tek imha edilirken, her taşın altına da titizlikle bakılıyor. Kıran-8 Operasyonu, soğuk havaya rağmen kararlılıkla sürerken, Bitlis Valisi Oktay Çağatay da Van Jandarma Aşayis Kolordu Komutanı Tümgeneral Hacı İlbaş, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Nuri Serkant ile birlikte Çeltikli Jandarma Karakol Komutanlığına gelerek incelemelerde bulundu. Bitlis Valisi Çağatay, burada operasyonu yöneten İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Nail İlbey'den operasyon ile ilgili bilgi alıp, açıklamalarda bulundu. Vali Çağatay, yurt içindeki terörün tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen Kıran operasyonlarının kararlılıkla sürdüğünü belirterek, "İnşallah sayenizde burada terörist kalmayacak. Arkadaşların her birine bizden selam söyleyin. Başarılar diliyoruz. Allah yardımcıları olsun" diye konuştu.Görüntü Dökümü
--------------Helikopterin alan gelmesi ve Muhabir anonsu-Helikopterden detay görüntüler-Vali Oktay Çağatay ve Kolordu Komutanı Tuğgeneral Nail İlbaş ile helikopterdeki görüntüleri-Çeltikli karakolundan detay-Vali Oktay Çağatay ve beraberindekilerin Operasyon Komutanı Bitlis İl Jandarma komutanı Tuğgeneral Nail İlbey tarafından karşılanması-Helikoptere eşlik eden Atak helikopterlerinden detay-Karakoldaki operasyon gözlem odasında bilgi verilmesiKarakol Komutanı tarafından Operasyon ile ilgili bilgi verilmesi -Bölgeyi gözetleyen askerlerden detay-Muhabir anonsu-Operasyon ile ilgili asker kamerası görüntüleri-Özel ve genel detaylarHaber: Özcan ÇİRİŞ-Ceren KURTYE/BİTLİS,
===============================
SAMSUN'DA ÖĞRENCİ SERVİS MİNİBÜSÜ DEVRİLDİ: 12 YARALI
Samsun'un Çarşamba ilçesinde kontrolden çıkan bir lisenin öğrenci servis minibüsü devrildi. Kazada minibüste bulunan öğrencilerden 12'si yaralandı. Öğrencilerden 2'sinin durumunun ağır olduğu belirtildi.
Kaza, saat 16.30 sıralarında ilçenin Irmaksırtı mevkisi, Atatürk Bulvarı'nda medya geldi. Samsun'dan Çarşamba ilçesine seyir halinde olan Dursun P. idaresindeki 55 C 6076 öğrenci servis minibüsü, kontrolden çıkıp, devrildi. Kazada, 12 öğrenci yaralandı. Çevredeki sürücülerin ihbarı üzerine, kaza yerine çok sayıda sağlık, jandarma, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Yaralıların bulundukları yerden çıkarılması için ekipler çalışma başlattı. Sağlık ekiplerince ilk müdahalede bulunulan yaralılar, ambulanslarla ilçedeki hastaneye kaldırıldı. Hastanede tedaviye alınan yaralılarından 2'sinin durumunun ağır olduğu belirtildi. Jandarma, kazayla ilgili soruşturma başlattı.BATUHAN KURTARILAMADISamsun'un Çarşamba ilçesinde, kontrolden çıkıp devrilen servis minibüsünde yaralanan 12 öğrenciden Batuhan Yılmaz, kaldırıldığı hastanede, tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Kentteki çeşitli hastanelere kaldırılan 11 yaralının tedavilerinin sürdürüldüğü bildirildi.Görüntü Dökümü
--------------Kaza yeri görüntüleriHABER KAMERA: Tayfur KARA-Zeynep Irmak ÖCAL/ ÇARŞAMBA (Samsun),
================================
AYDINLATMA DİREĞİNE ÇARPAN OTOMOBİLİN SÜRÜCÜSÜ ÖLDÜ
Eskişehir'de otomobilin direksiyon hakimiyetini kaybeden Feyzi Dereli, çarptığı aydınlatma direğinin üzerine devrilmesi sonucu hayatını kaybetti. Kazada otomobilin orta refüjde olan aydınlatma direği beton bloğunu yerinden çıkardığı görüldü.Kaza, saat 21.30 sıralarında Eskişehir-Ankara karayolu otogar yakınlarında meydana geldi. Feyzi Dereli, kullandığı 26 ABP 063 plakalı otomobilin direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüjdeki aydınlatma direğine çarptı. Yan yatarak hurdaya dönen aracın üzerine direk devrilirken, sürücü Dereli, araçta sıkıştı. Kazayı görenlerin ihbarıyla gelen sağlık ve itfaiye ekiplerince sıkıştığı yerden çıkarıldı. Olay yerinde yapılan tüm müdahalelere rağmen sürücü hayatını kaybetti. Otomobil sürücüsü Dereli'nin cesedi polis ve savcılık incelemesinin ardından otopsi için Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna kaldırıldı. Kazada otomobilin orta refüjde olan aydınlatma direği beton bloğunu yerinden çıkardığı görüldü.Kazayı gören sürücülerden Mustafa Yücel, önüne bir anda aydınlatma direğinin düştüğünü belirterek, "Anlamadım ne olduğunu, deprem zannettim. Ne kadar hızla gidiyordu artık, nasıl oldu bilmiyorum. Kazayı görünce hemen durduk. Baktık bir kişi vardı. Camdan fırlayan var mı diye kontrol ettik. Araçta bir kişi vardı, oda hayatını kaybetti" dedi.Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.Görüntü Dökümü
--------------Olay yerinden görüntülerEngin ÖZMEN/ESKİŞEHİR,
================================
EĞLENCE MEKANI ÇIKIŞI SİLAHLI KAVGA: 1'İ AĞIR 4 YARALI
OLAY ANI KAMERADA
Isparta'da bir eğlence mekanının önünde üniversite öğrencisi E.E.'nin tartıştığı kişilere kurşun yağdırdığı ve 1'i ağır 4 kişinin yaralandığı olay, güvenlik kamerasınca anbean kaydedildi. Görüntülerde, eğlence merkezinin önünde bekleyen kalabalık bir gruba yaklaşan E.E.'yi gruptakilerden birinin iteklediği yer aldı. Dengesi bozulan E.E.'nin tabancayı belinden çıkararak tartıştığı kişilere doğru ateş açtığı, ardından hızla olay yerinden uzaklaştığı görüldü.Olay sonrası polis tarafından yakalanan E.E., ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelinin buradaki işlemlerinin sürdüğü belirtildi.TUTUKLANDIIsparta'da, eğlence mekanının önünde tartıştığı kişilere tabancayla ateş ederek, 1'i ağır 4 kişiyi yaralayan üniversite öğrencisi Eray Eryıldırım, işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.Görüntü Dökümü
--------------Güvenlik kamerası görüntüsü-Zanlının tutuklanmasının ardından adliyeden çıkarılması-DetaylarHABER- KAMERA: Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA,
================================
9 YAŞINDAKİ ÇOCUK SERVİS MİNİBÜSÜNÜN ALTINDA KALDI
İzmir'de, 9 yaşındaki U.G., indiği servis minibüsünün önünden geçerken, sürücüsünün harekete ettirmesi sonucu altında kaldı. Çevredekilerin ikazı sonucu sürücü dururken, U.G. yaralandı. Olay anı çevredeki iş yerinin güvenlik kamerası görüntülerine yansıdı.
Olay, saat 13.30 sıralarında Karabağlar ilçesi Yeşilyurt Mahallesi'nde meydana geldi. İlkokul öğrencisi U.G., servisten indi. Sürücünün minibüsü hareket ettirmesi sonucu önünden geçmeye çalışan U.G. altında kaldı. Olayı gören çevredekiler sürücüyü uyarıp, minibüsü durdurdu. Daha sonra, U.G.'ye yardım etti. İhbar üzerine bölgeye gelen sağlık görevlilerince ilk müdahalesi yapılan U.G., Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ce Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Burada tedaviye alınan U.G.'nin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Ayrıca, U.G.'nin servis minibüsünün altında kaldığı anlar çevredeki iş yerinin güvenlik kameralarına saniye saniye kaydedildi.Görüntü Dökümü
--------------Güvenlik kamerasıHaber - Kamera: Halil İbrahim KARABIYIK/İZMİR,
================================
BURSA'DA KİMLİĞİ BELİRSİZ KİŞİLER APARTMANA KURŞUN YAĞDIRDI
Bursa'nın İnegöl ilçesinde, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce apartmana kurşun yağdırıldı. Mermiler apartmanın duvarlarına ve dairelerin camlarına isabet ederken, saldırıda şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı.
Olay İnegöl'e bağlı Yenice Mahallesi'nde meydana geldi. Araçtaki kimliği belirsiz kişi ya da kişiler, apartmanın önüne gelip, ateş açtı. Silahlı saldırganlar olay yerinden plakası belirlenemeyen araçla uzaklaşırken silah seslerini duyan mahalle sakinleri durumu polis ekiplerine bildirdi. Polis ekiplerinin yaptığı incelemede olay yerinde 7 boş kovan bulundu. Mermiler, 3 katlı apartmanın duvarlarına ve bazı dairelerin camlarına isabet etti. Saldırı sonucunda ölen ya da yaralanan olmadı. Polis ekipleri, silahlı saldırı yapan kişileri yakalamak için çalışma başlattı.Görüntü Dökümü
--------------Olay yerinden detaylar-Saldırı olan apartmandan detaylar-Polis ekiplerinden detaylar-Genel detaylar-Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL, (Bursa),
================================
ALKOLLÜ KİŞİDEN KAÇARKEN İNŞAATTA MERDİVEN BOŞLUĞUNA DÜŞTÜ
Adapazarı'nda, arkadaşlarıyla oynarken iddiaya göre alkollü bir kişinin kovalaması üzerine girdiği inşaatta merdiven boşluğuna düşen 13 yaşındaki Kaan K. yaralandı.
Olay, akşam saatlerinde Adapazarı Yenigün Mahallesi'nde meydana geldi. Arkadaşlarıyla birlikte sokakta gezen Kaan K., iddiaya göre bilinmeyen nedenle kendilerini kovalayan ve alkollü olduğu düşünülen kişiden kaçmak için girdiği inşaatta binanın zemin katında merdiven boşluğuna düştü. Diğer çocukların çevredekilere haber vermesinin ardından polis, olay yerine sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekibince bodrum katına düşen Kaan K., çıkarıldı. Kaan K., sağlık ekibinin ilk müdahalesinin ardından Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı.Polis ekipleri, çocukların kendilerini kovaladığını iddia ettiği alkollü kişiyi yakalamak için çalışma başlattı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.Görüntü Dökümü
--------------Çocuğun düştüğü yerde görüntüsü-112 ekiplerinin alana giderek ilk müdahalesi-Çocuğun ambulansa alınması-DetayHABER-KAMERA : Güven HASBAŞ/ADAPAZARI(Sakarya),
================================
AHIR ALEV ALEV YANDI
Düzce'nin Gümüşova ilçesinde, içerisinde hayvanın bulunmadığı ahır alev alev yandı.
Yangın akşam saatlerinde Gümüşova Selamlar Köyü'nde meydana geldi. Adnan ve Mustafa Dursun kardeşlere ait evin yanında bulunan, boş olan ahırda bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Alevlerin bir anda sardığı ahır alev alev yanarken, köylüler itfaiyeye haber verdi. İtfaiye ekipleri yangını söndürürken, ahır kullanılmaz hale geldi. Yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.Görüntü Dökümü
--------------Yangından görüntüHaber: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,
================================
RESTORANDA DÖVÜLEN GENÇ YAŞANANLARI ANLATTI
Adapazarı'nda, garson olarak çalıştığı restoranda küçük çocuğun babası ve yakınlarının saldırısına uğrayan İbrahim A. (17), ailesine destek olmak için çalıştığını, kendisini darp edenlerle ilgili hukuki mücadelesini sürdüreceğini söyledi.Sakarya Adapazarı Çark Caddesi'nde bulunan bir restoranda 8 Aralık günü meydana gelen olayda, garson olarak çalışan İbrahim A., masanın kenarında bulunan bebek sandalyesine çarpınca masanın yanında bulunan küçük çocuğun düştü. Çocuğun dedesi tepki gösterince, İbrahim A. geri dönüp özür dileyerek sandalyeyi düzeltti. Bu sırada çocuğun babası Erol K., dedesi Dursun Ali K. ve Dilek K., İbrahim A'ya saldırdı. Darp edilen genç restorandan dışarı kaçarken, yaşananlar restoranın güvenlik kameralarına yansıdı. "ÖZÜR DİLEMEYE FİRSAT VERMEDİLER"Olayda saldırıya uğrayan garson İbrahim A. yaşanaları anlattı. Annesi ve babası ayrı olan ve aile bütçesine destek olmak için çalışan İbrahim A., olaydan bir hafta önce işe başladığını ifade ederek, "Olayın olduğu gün ben balkon bölümünde çalışıyordum. Bir nedenden ötürü o bölümdeki arkadaşlarım beni içeride çalışmaya yönlendirdi. Geçerken masanın yanında duran sandalyeye ayağım çarpmış. Ben hiç farkında değilim. Birisi 'dikkat etsene oğlum' diye seslendi, ancak ben çarptığımın farkında değilim. Kafamı çevirdiğimde çocuğun dedesinin bana seslendiğini fark ettim. Döndüm ve bebeği kaldırırken özür dilemeye bile fırsat olmadan yüzümde bir yumruk patladı. Gözüm karardı. Bir korku geldi ve karnımı korumak için kapandım" dedi."KAZA GEÇİRMİŞTİM"4 ay önce motosiklet kazası geçirdiği iç kanama geçirdiğini ve yaşanan arbede sırasında sadece karın bölgesini korumaya çalıştığını ifade eden İbrahim A. "Önce birisi sonrada masadaki diğer kişi vurmaya başladı. Tekmelerle vurdular. Tam aralarından çıktığım esnada kurtulduğumu düşünürken bebeğin babaannesi olduğunu sonradan öğrendiğim kadın geldi ve vurmaya başladı. Gömleğimi falan yırttı. Ondan sonra aşağıya kaçtım. Dükkandan çıktıktan sonra doğrudan caddedeki polisin yanına gittim. Ambulans geldi. Önce hastaneye gitmeye gerek olmadığını söyledim. Sonra polisler beni hastaneye götürdü. 10 gün çalışamaz raporu verdi" diye konuştu."ŞİKAYETÇİ OLDUM"Hastanedeki işlemlerin ardından polisler tarafından Çocuk Şube Müdürlüğüne götürüldüğünü aktaran İbrahim A., "Polislere verdiğim ifadede yaşananları anlattım. Erol K., Dursun Ali K., Dilek K. ve Hasan K.'dan şikayetçi oldum. İstemeden çocuk sandalyesine ayağım takıldı diye darp edildim. Sonuna kadar şikayetçi olacağım. İş arkadaşlarım, patronum herkes yaşananları gördü ve benim bir kusurumun olmadığını gördü" derken İbrahim A.'nın annesi Melike Çakmak ise, "Olayın vahametini görüntüleri izleyene kadar anlamamıştım. Adli süreç başladı. Oğlumun sonuna kadar yanındayım. Şikayetimi geri almam söz konusu bile olamaz. Davamın sonuna kadar arkasındayım" açıklanasında bulundu.Görüntü Dökümü
--------------Güvenlik kamerası görüntüsü-Anne Melike Çakmak ile röp.-Darp Edilen Garson İbrahim Aydın ile röp.HABER-KAMERA Güven HASBAŞADAPAZARI(Sakarya),
================================
KEBAN BARAJI'NDA MAHSUR KALAN BALIKÇILAR KURTARILDI
Elazığ'da, akşam saatlerinde balık tutmak için Keban baraj gölüne açılan 3 balıkçı, tekneleri arızalanınca mahsur kaldı. Balıkçılar, AFAD ekiplerinin 4 saatlik çalışmasıyla kurtardı.
Olay, akşam saatlerinde Keban baraj gölüne meydana geldi. Elazığ'ın Koçkale mevkisinde bulunan Keban baraj gölünde balık tutmak isteyen 3 balıkçının teknesi arızalandı. Bunun üzerine balıkçılar, durumu jandarma ve AFAD ekiplerine bilrdirdi. Olay yerine gelen AFAD ekipleri, botlar yardımıyla balıkçıların mahsur kaldığı yere giderek 4 saatlik çalışmayla 3 kişiyi kurtardı. 3 kişinin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.Görüntü Dökümü
--------------Ekiplerin kurtarma operasyonu -Genel ve detay görüntüHaber: Erkan BAY-Kamera: ELAZIĞ,
================================
TERMİK SANTRALİN DİBİNDEKİ MAHALLE TAŞINMAK İSTİYOR -
Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesindeki Afşin-Elbistan A Termik Santrali'nin bulunduğu Çoğulhan Mahallesi'nin sakinleri taşınmak istiyor. Oğlu kanserden ölen Muhtar Kadir Sönmez, bir zamanlar 10 bini bulan mahalle nüfusunun santral nedeniyle bin 100'e kadar düştüğünü belirterek, İmkanı olan gitti, imkanı olmayan kaldı. Mahallenin taşınmasını istiyoruz dedi.
Afşin'de 1975'te, dönemin başbakanı Süleyman Demirel tarafından temeli atılan Afşin-Elbistan A Termik Santrali'nin inşaatı 9 yıl sürdü. Santral, 21 Ekim 1984'te Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde ilk ünitesinin devreye alınmasıyla enerji üretmeye başladı. Santral, Çelikler Holding'e devredildiği Kasım 2018'e kadar 34 yılda 120 milyar 499 milyon 910 bin kwh saat elektrik üreterek ülke ekonomisine büyük katkı sağladı ancak katkıdan çok kirlilikle gündeme geldi.Baca gazı arıtma tesisi olmayan, kül tutucu filtrelerinin arızalı olduğu santralden en çok etkilenen ise tesisin bulunduğu Çoğulhan Mahallesi sakinleri oldu. Santralden çıkan zehirli gazlar ve etrafa saçılan kül nedeniyle insanların evlerini bırakıp göç etmesiyle mahallenin eski günlerinden eser kalmadı.SÖNMEZ İNSANI MAHVEDEN BACA GAZIMahalle Muhtarı Kadir Sönmez, B Termik Santrali'nin de yapılmasıyla mahallenin yaşanmaz hale geldiğini söyledi. B santrale kömür taşıyan bant yolunun mahallenin içinden geçtiğini, iki santral arasında sıkışıp kaldıklarını ifade eden Sönmez, şunları söylediMahallemizin nüfusu 10 bin civarındaydı, şimdi ise bin 100'e düştü. A ve B Termik Santrali'nin arasında sıkıştığımızdan dolayı hastalıklar çoğaldı bölgemizde. Külden dolayı vatandaşımız göç etti. Bizi iki santral arsında sıkıştık kaldık. Mahallemizin başka bir yere taşınmasını istiyoruz. Kalkacağı sözü verilmişti. Mevcut belediye başkanı da kalkması için uğraşıyor. Birtakım iyileştirmeler de yaptılar ama yine de kül atıyor. Mahallenin taşınmasını istiyoruz çünkü yaşam hakkı kalmadı. Ben, 27 yaşında oğlumu kaybettim kanser hastalığından. Yıllardan beri burası kül atıyor. Yetkililerimizden verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Santral nedeniyle dışarı çıkamıyoruz.KORKMAZ EVİMİZİ, ARAZİMİZİ BIRAKIP GİTTİKMahalle sakinlerinden olan ancak bir süre önce ilçe merkezine taşınan Yusuf Korkmaz ise santralden dolayı kanser hastalığının arttığını söyledi. İki santrale sahip olduklarını ancak mahallenin en büyük sorununun işsizlik olduğunu belirten Korkmaz, Kanserden, hastalıktan ölenin haddi hesabı yok. Ankara'ya gitsen 'Elbistan'dan mı geliyorsun' diyorlar doktorlar. Niye, kanser oluyor. Evi mecbur taşıdım. İki katlı evim, arazim, traktörüm var, hepsini bırakıp gittik. Ne yapalım, ölelim mi dedi.Bir diğer mahalle sakini Nurettin Doğan ise birçok yakınını kansere kurban verdiğini söyledi. Bunun da en büyük nedeninin A Termik Santrali olduğunu belirten Doğan, Ben 2 tane ağabeyimi kanserden kaybettim. Amcamın oğlunu ve yeğenimi de kaybettim. Ağabeyimin biri şu anda tüple yaşam mücadelesi veriyor. Bu külün bize yüzde 100 zararı var. Dışarıya çamaşır seremiyoruz diye konuştu.'DEVLET ÖNLEM ALIYORDU'Ahmet Tatar da santralin yıllardır çevreye zehir kustuğunu ancak özelleşince bunun daha da çok arttığını öne sürdü. Tatar, şöyle konuştuBu son 1 seneden beri daha fazla kül yemeye başladık, daha fazla kül atmaya başladı. Devlet zamanında önlem alınıyordu. En azından tamiri yapılıyor ya da durduruluyordu ama bunlar onu yapmıyor. Mesela yüzde 70 kül atıyorsa, bunlar yüzde 100'e çıkarmaya çalıştılar.Görüntü Dökümü
-------------Mahallenin yanındaki santralın drone görüntüsüDrone ile mahalleden detayA Termik Santrali'nin bacalarından çıkan dumanSantralden detayB'ye giden bant yoluKadir Sönmez ile röp.Vatandaşların taşa sürttükleri ellerinin kara olmasıYusuf Korkmaz ile röp.Mahalleden detayNurettin Doğan ile röp.Mahalleden detayAhmet Tatar ile röp.A ve B Termik yan yanaHABER Ömer KOÇ- Kadir GÜNEŞAFŞİN (Kahramanmaraş),
================================
GÜVENLİK İŞLERİ GENEL MÜDÜRÜ KARALOĞLU, TELABYAD'DA İNCELEMELERDE BULUNDU
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Güvenlik İşleri Genel Müdürü Yusuf Karaloğlu, Barış Pınarı Harekatı ile terör örğütü PKK/YPG tarafından temizlenen Suriye'nin Telabyad kenttinde incelemede bulundu.
Şanlıurfa'ya gelen Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Güvenlik İşleri Genel Müdürü Yusuf Karaloğlu, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin ile birlikte Barış Pınarı Harekatı kapsamında terör örgütlerinden temizlenen Akçakale ilçesine komşu olan Suriye'nin Telabyad kenttinde yürütülen kamu ve güvenlik çalışmaları inceledi. Karaloğlu, Telabyad'a sivil giriş çıkışların gerçekleştiği güvenlik noktasında gerçekleştirilen işlemleri yerinde inceledikten sonra Telabyad Yerel Meclisi'ni ziyaret etti. Yerel meclis genel sekreteri ve meclis üyeleri ile bir araya gelen Karaloğlu, daha sonra Telabyad Hastanesi'ne geçerek burada yapılan çalışmaları inceledi. İl Sağlık Müdürü M. Emre Erkuş'tan bilgi alan Karaloğlu ve Vali Erin burada tedavi görmek için bekleyen Suriye halkı ile de sohbet etti. Telabyad'taki temaslarına, terör örgütü PKK/YPG tarafından tahrip edilerek kullanılamaz hale getirilen ilçe trafo merkezinde devam eden heyet, yapılan çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı. Bölgede yapılan çalışmaları değerlendiren Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Telabyad ve Resulayn'da başta sağlık olmak üzere enerji ve diğer kamu hizmetlerinin sağlıklı yürütülmesi için çalışmaların devam ettiğini, terör örgütlerinin tahrip ettiği tesislerin hızla eski haline getirilmesi için çaba sarfettiklerini ve bir çok hizmetin düzenli olarak sunulmaya başladığını söyledi. Telabyad ilçe merkezinde 23 binden fazla insanın yaşadığını, ilçe genelinin nüfusunun 100 bini aştığını, Resulayn'da yaşayan insanlar ile birlikte iki ilçenin toplam nüfusunun 300 bine yakın olduğunu kaydeden Vali Erin, buradaki hizmetlerin yerel meclis kanalıyla yürütülmesi için çalışmalar yaptıklarını ve yakın zamanda yerel polis gücünü de görevlendirerek bölgenin daha güvenli hale gelmesini temin edeceklerini belirtti.Görüntü Dökümü
-------------Telabyad'ta incelemede bulunan heyetBölgede yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alan heyetVali Abdullah Erin açıklama yapmasıGenel ve detay görüntülerHaber: Ali LEYLAK-Kamera: -ŞANLIURFA - DHA
================================
DEFİNECİLER, MADENCİ GİBİ ÇALIŞIP 10 METRELİK ÇUKUR AÇMIŞ
Kütahya'da patlayıcı madde kullanarak define arayan 8 kişi suçüstü yakalandı. Şüphelilerin büyük bir kayanın altını k10 metre kazdığı, çökme yaşanmaması için de madenciler gibi önlem aldığı belirlendi.İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, kent merkezine 50 kilometre uzaklıktaki Lütfiye köyü Çobanlar Yaylası mevkiinde devriye gezerken, patlayıcı madde kullanarak define arayan şüphelileri suçüstü yakaladı. A.N.A., A.D., M.A., F.G., V.E., Y.E., M.A. ve Ş.Ö. gözaltına alındı. Olay yerinde yapılan incelemede kazıda kullanılan jeneratör, 2 hilti, 2 akülü aydınlatma sistemi, kazma, kürek, patlayıcı madde düzenekleri ile çeşitli malzemeler ele geçirildi. Sağlık kontrolünden geçirilen 8 şüpheli, işlemlerinin ardından Jandarma Komutanlığı'nda ifade verdi.Şüphelilere izinsiz ve kaçak kazı yapmak suçundan mahkemece idari para cezası uygulanacağı belirtildi.10 METRE ÇUKUR KAZMIŞLARŞüphelilerin, Lütfiye köyü Çobanlar Yaylası mevkisinde bulunan büyük bir kayanın altında yaklaşık 10 metrelik çukur açtığı, göçük yaşanmaması için de madenciler gibi önlem aldığı tespit edildi. Şüphelilerin ayrıca kazı sırasında yayla mevkiindeki bir çoban evinde kaldıkları saptandı.Köylerinde ilk kez define arandığını ve daha öncesinde böyle bir olay yaşanmadığını ifade eden muhtar Rasim Altıntaş (58), "Köyümüzde bugüne kadar hiç böyle bir olay olmamıştı. Birkaç kez patlama sesi duyduk. Gece jandarmalar devriye zamanı geldiler. Arazide kaçak kazı yaparlarken yakalandılar. Biz böyle bir şey görmedik, jandarma ekiplerimize çok teşekkür ederiz" dedi.'YAKLAŞIK 15 GÜN ÇOBAN EVİNDE KALMIŞLAR'Köy azalarından Recep Can da şüphelilerin büyük bir kayanın altını 10 metre kazarak define aradığını belirtti. Can, "Arkadaşlar burada bir kazı yapmışlar, tahminimizce 15 güne yakın burada çalışmışlar. Jandarma ekipleri devriye görevi yaparken, bu kişileri yakaladı. Olay yerine geldiğimde burada jeneratör, hilti, kazma, kürek, makara vardı. Yaklaşık kayanın altına 10 metreden fazla çukur kazmışlar. Bizim buralarda yani Türkmen Dağı'nda defineci, hazine arayıcısı ya da bulan kimseyi görmedik. Buralarda sadece kızıl geyik bulunur. Bu kazı yapanlar yukarıda çoban evi var, orada kalmışlar" dedi.Görüntü Dökümü
--------------Kazı yapılan alandan görüntüler-Muhtarın röportajı-Drone ve detay görüntüler-Aza Recep Can ile röp.-Definecilerin açtığı çukur-Aldıkları önlemler-Çukurdan detaylar-Çobanevi görüntüsü-Genel görüntülerHaber-Kamera: Oğuzhan KILIÇ/KÜTAHYA,
================================
BEYŞEHİR GÖLÜ'NDE KURAKLIK TEHLİKESİ
Konya'da Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'nde su seviyesi azalıyor. Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Akköz, Beyşehir Gölü'nün kuraklık riskiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, Suyun vahşice kullanılmasının önüne geçilmesi gerekir dedi. Gölün yok olmaması için çalıştay talebinde bulunan Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır da, Gölün yarınını dikkate almak bakımından tabanda ve yüzeyde, yapılacak bir kaynak geliştirme çalışmaları, su kaybının önüne geçme politikalarının belirlenmesini istiyoruz dedi.
Gölde incelemede bulunan Prof. Dr. Cengiz Akköz, ülkemizde yaşanan kuraklıktan Beyşehir Gölü'nün de nasibi aldığını belirtti. Göldeki su seviyesinin gün geçtikçe azaldığını ifade eden Akköz, şunları söyledi Göl, 656 kilometrekare gibi büyük bir yüzey alanına sahip. Ne yazık ki gölün derinliği az ve sığ bir göldür. Gölün karstik yapısı da tektonik orijinli ama tabandan düdenlerle su kaçakları söz konusu. Beyşehir Gölü'nün konumu itibariyle de besleyici kaynakları da belli. Birkaç tane dere ve dağlardan gelen kaynak suları besliyor. Gölü besleyen derelerin çağlayarak akması gerekiyor. Ancak ülkede yaşanan kuraklıktan Beyşehir Gölü de nasibini almış durumda. Su seviyemiz şu an da düşük.'SU TAŞINMASAYDI, GÖL KÖTÜ DURUMDA OLABİLİRDİ'Gölü besleyici kaynakların giderek azaldığına dikkat çeken Akköz, Bölge, artık eskiye göre daha az yağış alıyor. Buharlaşmayla ciddi kayıplar var. Ayrıca gölden dışarıya su çıkışları da var. Çarşamba kanalı vasıtasıyla Çumra'ya kadar buradan su taşınıyor. Isparta Hoyran taraflarından da yine kanallarla Beyşehir Gölü üzerinde inşa edilen Isparta Ovası Sulama projesi var. Buralardan su çekildiği zaman doğal olarak gölün rezervi de düşüyor. Son dönemlerde Gembos tüneliyle Derebucak tarafından su taşınarak, su seviyesinin daha iyi korunması sağlandı. Oradan buraya verilen su olmasaydı Beyşehir Gölü şu an daha da kötü durumda olabilirdi. Kaynakların çoğu kurudu ve dereler eskisi gibi akmıyor diye konuştu. BALIK ÇEŞİDİ AZALDI Akköz, göldeki balık çeşidinde de azalma olduğunu kaydederek, Balık çeşidinde diğer yıllara oranla bir azalmanın olduğu bir gerçek. 30 yıl önce 22 çeşit balık türünün yaşadığı gölde, şimdi durum oldukça farklı. Bu sayıyı şimdi 12'ye kadar çıkarabilirsiniz ancak 22 çeşit balık çeşidini burada artık yakalama şansınız yok. Gölden su çekimleri, ekolojik kuraklık, istilacı türler burada etkili olmuştur dedi. Gölün kuraklık tehdidi altında olduğunu belirten Akköz, şöyle konuştu Kuraklık devam ederse diğer göllerde olduğu gibi Beyşehir Gölü sıkıntı yaşayabilir. Ayrıca gölden su kullanımın sınırlandırılması gerekiyor. Suyun vahşice kullanılmasının önüne geçilmesi gerekir. BELEDİYE BAŞKANI GÖLDEKİ SU KAYBININ ÖNÜNE GEÇİLMESİ GEREKİR Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, daha önce de açıkladığı gibi gölün tamamının 26 metre derinliği olduğunun anlaşıldığını belirterek, şunları söylediBeyşehir Gölü ile ilgili birkaç defa yaptığımız açıklamadan sonra, bakanlık bir açıklama yaptı. Bizim anlattığımız derinlik konusu, Beyşehir Gölü'nün Hacı Akif Adası'yla, Toros Dağları arasında kalan bandın derinliğini söylemiştim. Beyşehir Gölü'nün tamamında 26 metreyi bulmamız mümkün değildi zaten. Çünkü Beyşehir'e doğru geldikçe sığlaşan bir göl yapımız var. Derinlik Toros'un eteğinde. Gölün derinliği yer yer değişiyor mu Evet değişebilir. Çünkü, göl tabanında alüvyonlarla gelen dolgunun getirdiği bir sıkıntı var. Suda yükselme yok aslında, zeminde hacimde bir yükselme var. Beyşehir Gölü'ne şu an yapılması gereken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, Konya Valiliğimiz, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğümüz ve üniversitelerimizle beraber, Beyşehir Gölü'nün yarınını dikkate almak bakımından tabanda ve yüzeyde, yapılacak bir kaynak geliştirme çalışmaları, su kaybının önüne geçme politikalarının belirlenmesini istiyoruz. Göldeki balık türünün de azaldığını ifade eden Bayındır, Biz de 15'e yakın balık türü vardı. 'Göle et yiyen balık türü atıldı' dediğim zaman yanlış anlaşılıyor. Bunu biz yapmadık. Endüstriyel balık adı altında, tatlı su balığı levrek türü bir balık, Beyşehir Gölü'nde zamanla et yiyen balık olarak çoğaldığı için diğer nesilleri tüketti. Bunun da yanlış politika olduğunu söylüyorum. Bunun tespitini bilim insanlarımız, kurumlarımız yapsın diye konuştu. 'GÖLÜ, KONYA'NIN DENİZİ OLARAK GÖRELİM' Gölün yok olmaması için önlem alınması gerektiğini ifade eden Bayındır, Bu Beyşehir Gölü hepimizin ortak malı, ülkemizin değeridir. Dünya çapında içilebilir niteliği olan 10 gölden biridir. Beyşehir Gölü'nün kıyısını, sadece göl olarak, içme suyu olarak, sulama suyu olarak görmeyelim. Beyşehir Gölü'nün kendine has bir manzarası var, doğası var. Akdeniz'in balkonu, Konya'nın terası olarak görelim. Konya'nın denizi olarak görelim. Biz Beyşehir ile ilgili bir çalıştay yapılmasını istiyoruz dedi.Görüntü Dökümü
-------------Gölden drone ile detayGölden detayRöportajlarHaber- Kamera İsmail AKKAYA- Hasan DÖNMEZ - Muhammed SIDAL KONYA-
================================
ÇİFTLİK EVİNDEKİ YANGINDA 30 TAVUK TELEF OLMAKTAN KURTARILDI
Bursa'da bir çiftlik evinde meydana gelen yangında kümeste bulunan 30 tavuk itfaiye ekiplerince telef olmaktan son anda kurtarıldı.
Olay, İnegöl'ün kırsal Kurşunlu Mahallesi'ndeki çiftlik evinde meydana geldi. Gece saatlerinde çiftlik evinde henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangın evin yanında bulunan kümese de sıçradı. Yangını fark eden vatandaşlar durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangını kontrol altına almak için çalışma başlatırken, alevlerin sardığı kümeste tavukların olduğunu tespit etti. Kümeste bulunan tavukları kurtarmak için çalışma başlatan ekipler 30 tavuğu alevlerin arasında telef olmaktan son anda kurtardı.Ekipler yangını 1 saatlik çalışması sonucu söndürürken, çiftlik evinde kimsenin bulun bulunmaması olası bir facianın önüne geçti. İtfaiye ekipleri yangının çıkış nedenini araştırıyor.Görüntü Dökümü
--------------İtfaiye ekiplerinin yangına gitmesi-Ekiplerin yangına müdahalesi-Kümesteki tavukların kurtarılması-Genel, detay görüntüHaber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL,(Bursa),
================================
NAZAN'IN CİNAYET ZANLISI SEVGİLİSİNDEN 'İNTİHAR ETTİ' İDDİASI
Balıkesir'in Edremit ilçesinde, Nazan Can'ı (35) öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan Mehmet B. (46), bir süredir birlikte yaşadığı kadının intihar ettiğini ileri sürdü. Mehmet B., intiharı önlemek isterken parmaklarının tüfeğin mekanizmasına sıkıştığını, bu nedenle de yaralandığını iddia etti. Can'ın yakınları ise, "İki yıldır birliktelerdi. Sürekli şiddet uyguluyordu. Kızımız intihar edecek biri değilö dediler.
Edremit ilçesinde dün saat 22.30'da meydana gelen olayda, Nazan Can, 2 yıldır birlikte yaşadığı Mehmet B.'nin evinde kalbinden vurularak, hayatını kaybetti. Evli ve 1 çocuk babası Mehmet B., polisi arayarak, ihbarda bulundu. Gözaltına alınan Mehmet B., olay anında elinden yaralandığı için hastaneye götürüldü. Ameliyat edileceği öğrenilen Mehmet B.'nin polise verdiği ilk ifadesinde, gönül ilişkisi yaşadığı Nazan Can'ın konuşmak için evine geldiğini ve intihar ettiğini ileri sürdü. Mehmet B., intiharı engellemek isterken, parmaklarının pompalı tüfeğin mekanizmasına sıkıştığını bu nedenle de yaralandığını söyledi.'ÇOCUK DİYE DELİRİYORDU'Nazan Can'ın ablası Nazmiye Efe ise kardeşinin ilişkiyi bitirmek istediğini ancak Mehmet B.'nin bu durumu kabullenmediğini ileri sürdü. Efe, "Kardeşim çocuk istiyordu. Çocuk aldırdığı yönünde iddialar ileri sürülüyor. Çocuk aldırmadı. Hatta küçük kızımı evlatlık almak istiyordu. Keşke bir çocuğu olsaydı. Mehmet B., yalan ifadelerle kurtulmaya çalışıyor. İnşallah kurtulamaz, müebbet yer. Kardeşim en son telefonda bana, 'Beni aldattı, ayrılacağım' dedi. Ancak Mehmet B. peşini bırakmadı. Mehmet B.'nin ilk eşinden çocuğu yoktu, ikinci eşinden çocuğu oldu. Daha önce eşleriyle de ihanetleri nedeniyle kavga etmiş. Kardeşim sürekli şiddet gördüğünü söylüyorduö dedi.'GECE EŞYALARINI KAPININ ÖNÜNÜ KOYDUK'Mehmet B.'nin eski eşiyle görüşmeye başladığını, Nazan Can'ın da onları yakaladığını ileri süren yenge Feray Tan da şunları söyledi: "Nazan yaklaşık iki yıldır Mehmet B. ile birlikte. Kesinlikle intihar edecek biri değil. Karşı çıkmamıza rağmen ilişkisini devam ettiriyordu. Tartışmaları, Mehmet B.'nin ilk eşiyle yeniden görüşmesiyle başladı. Ağlayarak bana geldi. İlişkisinin bittiğini söyledi. Birlikte yaşadıkları evdeki eşyaları topladık. Kapının önüne koyduk. Mehmet gelip, eşyalarını aldı. Ancak gece zorla evine girmiş. Hatta ben evine gitmemesi, bende kalması konusunda ısrar ettim. Dayısı da kilidi değiştirecekti. Mehmet B.'nin evine nasıl gittiklerini bilmiyorum. Tahminim Nazan oraya gidiyor, uygunsuz şeyler görüyor. Kızımız kesinlikle intihar edecek birisi değildi.öNazan Can'ın adını vermek istemeyen yeğeni ise, teyzesinin hamile olduğundan şüphelenip, kendisine geldiğini anlatarak, "Teyzem bana geldi. Hamile olduğundan şüpheleniyordu. Ölmeseydi bugün gebelik testi yapacaktı. Çocuk sahibi olmayı çok istiyorduö dedi.Nazan Can'ın arkadaşları da, Mehmet B. tarafından arkadaşlarına sürekli şiddet ve baskı uygulandığını iddia ettiler. Can'ın zaman zaman vücudunda morluklar ile yanlarına geldiğini söyleyen arkadaşları, "Çok fazla baskı uyguluyordu. Kimseyle görüşmesini istemiyordu. Hatta sosyal medya hesabından da bizleri sildirmişö diye konuştular.Görüntü Dökümü
--------------Nazan Can'ın annesinin evinin bulunduğu sokaktan genel ve detay görüntü-Nazan Can'ın ablası Nazmiye Efe röp-Nazan Can'ın yengesi Feray Tan'ın röp-Nazan Can fotoğrafı-Mehmet Biçer fotoğrafı-Nazan Can'ın evde şarkı söylerken görüntüleriHaber-Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN/EDREMİT(Balıkesir),
================================
20 LİRA KAPORA VERDİ, 2 BİN LİRA DEĞERİNDE ALTIN ÇALDI
İzmir'in Konak ilçesinde, henüz kimliği belirlenemeyen şüpheli, müşteri gibi girdiği kuyumcu dükkanında iki altın kolye ucu ayırtıp 20 lira kapora verdikten sonra, işyeri sahibinin dalgınlığından faydalanarak değeri 2 bin lira olan başka bir kolye ucunu çalarak, kayıplara karıştı. Olay, dükkanın güvenlik kameralarına yansıdı.
Olay, dün 15.00 sıralarında Tarihi Kemeraltı Çarşısı'ndaki bir kuyumcuda meydana geldi. İddiaya göre müşteri gibi dükkana giren kimliği henüz belirlenemeyen bir şüpheli, kuyumcu Mehmet Emin Turan'a (28) kolye ucu almak istediğini söyledi. Turan, kolye uçlarını gösterdikten sonra iki model beğenen şüpheli, 20 lira kapora vererek kolye uçlarını ayırttı. Turan başka müşteriyle ilgilendiği sırada, yaklaşık 2 bin lira değerinde olan başka bir kolye ucunu alıp ceketinin cebine koyan şahıs dükkandan ayrıldı. Bir kolye ucunun eksik olduğunu fark eden Turan, kamera kayıtlarını izleyince soyulduğunu anladı. Bunun üzerine emniyete giden Turan, şikayetçi oldu.HIRSIZLIK ANI KAMERADAÖte yandan yaşanan hırsızlık olayı, dükkanın güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, şahsın kendisine gösterilen kolye uçlarına bakarken, Turan başka bir müşteriyle ilgilendiği sırada kolye ucunu çalıp avucunun içinde aldıktan sonra cebine koyup kuyumcudan ayrıldığı görülüyor.Hırsızlığı kolye ucunun sayımda eksik çıktıktan sonra farkına vardığını söyleyen Turan, "Her akşam dükkanı kapatmadan önce sayım yapıyoruz. Dün akşam sayım yaparken, bir ürünün eksik olduğunu fark edip kamera kayıtlarını izledik ve şahsın kolye ucunu çaldığını fark ettik. Aslında kendisinden de şüphelenmiştim. İki kolye ucu ayırtıp 20 lira kaparo verdikten sonra akşam geleceğini söyledi. Ancak gelen giden olmadı. Ben de hemen şikayetçi oldum. Şahsı daha önce hiç görmedim. Daha önce birkaç kez daha hırsızlık olayı yaşamıştık. Şikayetçi olduktan sonra bulunmuşlardı. Yine bulunacağına inanıyorum" dedi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.Görüntü Dökümü
--------------Mehmet Emin Turan röportaj-Kuyumcudan genel ve detay görüntü-Güvenlik kamera görüntüsüHaber: Tolga TAHÇI -Kamera: Mücahit BEKTAŞ /İZMİR,
================================
ADANA'DA UYUŞTURUCU SATICISI 18 ŞÜPHELİ, ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
Adana'da uyuşturucu satışı yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 18 şüpheli, Adana Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi.
Uyuşturucuya yönelik çalışmalarını sürdüren Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sokak satıcısı (torbacı) olduğu sürülen 30 şüpheliden 18'ini, dün gerçekleştirdiği şafak operasyonuyla gözaltına aldı. Emniyet Müdürlüğü'nde sorguları tamamlanan 18 şüpheli, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra saban erken saatlerde adliyeye sevk edildi. Halen firari durumda bulunan 12 şüphelinin yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.Görüntü Dökümü
-------------Adli tıp biriminin dış görüntüsü ve tabelasıSağlık kontrolünden geçirilen şüphelilerin, polis nezaretinde adli tıp biriminden çıkartılışıŞüphelilerin polis midibüsüne bindirilmesiHaber - Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA,
================================
MAGANDA KURŞUNUYLA ÖLEN UMUT'UN DAVASINDA YARGITAY'DAN İKİNCİ BOZMA
İzmir'in Karabağlar ilçesinde, 7 yıl önce parkta oynarken maganda kurşunuyla hayatını kaybeden Umut Ceylan (6) davası, Yargıtay tarafından ikinci kez bozuldu. Dava dosyası yerel mahkemeye gönderilirken, sanık Can Kayı'nın (37) üçüncü kez yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak. Ceylan ailesinin avukatı Özge Eşsizhan, "Yargıtay'ın kararını olumlu karşılıyoruz. Tek isteğimiz suçu gerçekten işleyen kişinin en ağır cezayı alması" dedi.
Karabağlar'da, 27 Ağustos 2012 tarihinde, bir parkta oynarken, rastgele açılan ateş sonucu beline isabet eden kurşunla ağır yaralanan Umut Ceylan, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Yapılan balistik incelemede çocuğun ölümüne neden olan kurşunun, Can Kayı'nın tabancasından çıktığı belirlendi. Gözaltına alınan Kayı, tutuklandı. Kayı, hakkında 'Çocuğu ya da beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi öldürmek' suçundan İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, dava açıldı. Dava sürecinde, Kayı, bu suçtan tahliye edildi. Ancak, hakkında 'Öldürmeye teşebbüs' ve 'ruhsatsız silah bulundurmak' suçundan açılmış olan başka bir davadan 7,5 yıl hapis cezası alması nedeniyle Kayı, cezaevinden çıkamadı.Küçük Umut'un ölümüne neden olduğu gerekçesiyle yargılandığı davada ise mahkeme heyeti, 5 yıl önce kararını verip, Kayı'ya önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ardından 'olası kasıt' nedeniyle bu cezası müebbet hapse çevrildi. Mahkeme, küçük Umut'un ölümüne neden olduğu davada daha önce tahliye edilen Kayı'nın tutuklanmasına, silah bulundurması ve sabıkalı olması nedeniyle cezada indirim uygulanmamasına da karar verdi.'BERAAT KARARI ÇIKTI'Gerekçeli kararın çıkmasının ardından, karar duruşmasındaki mütalaasında sanığın beraatini talep eden Cumhuriyet Savcısı ile sanığın avukatı Ersin Gülsoy ve Seyit Ahmet Akyüz, temyiz için Yargıtay'a başvurdu. Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi kararı bozdu. Bu arada Can Kayı, Aydın E Tipi Cezaevi'nde başka suçtan olan cezasını tamamlayıp tahliye oldu. Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi'nin bozma kararının ardından yeniden yapılan yargılamada, duruşma savcısı esasa yönelik verdiği mütalaasında, sanığın cep telefonunun sinyal kayıtlarının incelenmesiyle, cinayet saatinde olay yerinden farklı bir yerde olduğunun tespit edildiğini belirtti. Bunun üzerine üç yıl önce mahkeme, Kayı'nın bu defa beraatine karar verdi.'KOVUŞTURMA YENİDEN BAŞLAYACAK'Bu kez öldürülen Umut Ceylan'ın ailesi kararı temyize gönderdi. Yargıtay'a giden dava, Can Kayı'nın Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan (BTK) istenen cep telefonu sinyal bilgilerinin yetersiz olması nedeniyle 2'nci kez bozuldu. Dava dosyası yerel mahkemeye iade edilirken, Kayı'nın yargılanmasına önümüzdeki günlerde yeniden başlanacak.Ailenin avukatı Özge Eşsizhan Yavuz, Yargıtay'ın 'hassasiyetini' olumlu bulduklarını belirtti. Avukat Yavuz, "Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, daha önce BTK'den alınan sinyal incelemelerinin yetersiz olduğu gerekçesiyle kararı bozdu. Bu sebeple kovuşturma yeniden başlayacak. Olayın olduğu saatlerde Can Kayı'nın telefonları sinyalleri detaylı olarak incelenecek. Yargıtay'ın konuya olan hassasiyetini çok olumlu karşıladık. Böylelikle şüpheden uzak karar verilebilecek. 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nden de aynı hassasiyeti bekliyoruz. Bizim tek isteğimiz, failin ortaya çıkmasıdır. Eğer bu suçu işleyen mevcut şüpheli ise, suça uygun en ağır cezayı almasını talep edeceğiz. Değilse de gerçek failin bulunması için çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.Görüntü Dökümü
--------------Avukat Özge Eşsizhan Yavuz ile röportaj-Genel ve detay görüntülerHaber: Tolga TAHÇI - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR,
================================
KÖPEĞİ OTOMOBİLE BAĞLAYIP, KOŞTURDU
Mersin'in Tarsus ilçesinde kimliği belirsiz kişinin, kullandığı otomobilin arka tamponuna bir köpeği bağlayarak sürükleyip, götürmesi, cep telefonuyla görüntülendi.Olay, Tarsus ilçesine bağlı Kırıklarsırtı Mahallesi Yüzbaşı Yaşar Caddesi üzerinde meydana geldi. Sürücüsü belirlenemeyen 33 NC 006 plakalı otomobilin arka tamponuna bağlanan köpeğin sürüklenerek götürülmesi, cep telefonu ile kayda alındı. Kilometrelerce araç arkasında sürüklenen köpeğin yorgunluktan bitkin düştüğü görüntüler büyük tepki çekti. Sürücünün kimliğinin saptanması için çalışma başlatıldı.6 BİN 572 LİRA PARA CEZASIMersin'in Tarsus ilçesinde, otomobilinin arka tamponuna bağladığı köpeği sürükleyerek götürürken, cep telefonu kamerasıyla görüntülenen U.K., polis tarafından gözaltına alındı. U.K.'ye 'hayvana eziyet etmek' suçundan 6 bin 572 TL para cezası kesildi.Köpek ise ayaklarına da dolanan iple yol kenarındaki bir ağaca bağlı halde bulundu.Görüntü Dökümü
-------------Köpeği sürükleyen şahsın görevlilerle konuşmasıKöpeğin bulunmasıAraca konulmasıŞahsa ceza kesilmesiOtomobilin arkasındaki köpeğin görüntüsü-Köpeğin bağlı olduğu ipi ısırması-Görüntüye çekenin konuşması-Genel ve detayHaber-Kamera: Okan ÇALIŞKAN/TARSUS,(Mersin),
================================
İSVİÇRE'DE YAŞAYAN İŞ İNSANINDAN TUNCELİLİ ÇOCUKLARA KIYAFET YARDIMI
İsviçre'de yaşayan iş insanı Baydar Özcan, memleketi Tunceli'de başlattığı 'Çocuklar üşümesin diye el ele kampanyası' kapmasında 150 öğrenciye mont, bot ve çorap hediye etti.
İsviçre'de yaşayan Tuncelili iş insanı ve yazar Baydar Özcan, çocukların eğitim ve kıyafet ihtiyaçlarını gidermek amacıyla "Çocuklar üşümesin diye el ele kampanyası' başlattı. Baydar, 150 öğrenci için kendi imkanlarıyla satın aldığı mont, bot ve çorabı Pertek ilçesine bağlı Pınarlar köyündeki Pınarlar Ortaokulu ile Gaziosmanpaşa İlkokulu'nda eğitim gören öğrencilere dağıttı.Pertek Belediye Başkanı Ruhan Alan, Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ali Ekber Küçük'ün yanı sıra çok sayıda davetlinin katıldığı törenle öğrencilere hediyelerini veren Özcan, İsviçre'de Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nda (UNICEF) çalıştığını ifade ederek, çocuklara yönelik projeleri hayata geçirmenin yıllar önce en büyük hayali olduğunu söyledi. Özcan, "Yıllar önce kendime söz vermiştim, hayatın içinde iş alanında başarılı olursam, çocuklar için projeler yapacağım. İsviçre'ye yerleştikten sonra ilk olarak UNICEF için çalıştım. Afrika'ya giderek burada yaşayan çocuklar için bir çalışma içine girdim. 1990 yılında Uluslararası Kültür Köprüsü'nü kurarak çalışmalar yürüttüm. 2015 yılında da zamanımın bir bölümünü geçirdiğim Muğla'nın Bodrum ilçesinde sokak hayvanları için barınak projesinin yanı sıra engelli çocuklar için çalışmalar yürüttüm. Şimdi de buradayım. Benim amacım bir ses olabilmek. Çocuklarımızın geleceğine az da olsa katkı sunabilmek. Bu yardımları yoksul oldukları için değil, ben içimden geldiği için çocuklarımızın eğitimine katkı sağlamak, bu yolda onlara yardım etmek için yapıyorum" dedi.Konuşmaların ardından Özcan ile kampanya gönüllüsü avukat ve kişisel gelişim uzmanı Ayşegül Aldemir ile bütün sınıfları gezerek, beraberinde getirdiği hediyeleri verdi. Özcan, öğrencilerle yaptığı sohbette, imkanı oldukça onlara destek olacağını söyledi. Etkinlik kapsamında kişisel gelişim uzmanı Ayşegül Aldemir, öğrenci veli ilişkisi konusunda seminer verildi.Öğrencilere yaptığı desteklerinden dolayı Özcan'a plaket verilmesiyle etkinlik son buldu.Görüntü Dökümü
--------------Okul bahçesinden görüntü-Özcan'ın konuşması-Öğrencilere verilen hediyeler-Plaket verilmesi-Genel ve detay görüntülerHaber-Kamera: Ferit DEMİR/ TUNCELİ,
================================
GÜVERCİNLERİNİ ÖLDÜREN ATMACAYI YAKALADI 'SENİ NASIL YAKALADIM' DEDİ
Kocaeli'nin Yusuf Özdemir, 1 ayda 20 güvencinini öldüren atmacayı kurduğu tuzakla yakaladı. Özdemir, cep telefonu kamerasıyla görüntülediği atmacaya "Ne haber? Seni nasıl yakaladım? İşte adamı böyle yakalarlar" dedi. Atmacanın o anlarda gözlerini büyüterek Özdemir'e baktığı görüntüler, sosyal medyada ilgi çekti. Özdemir daha sonra atmacayı saldı.
Körfez ilçesi Kirazlıyalı Mahallesi'nde, Yusuf Özdemir bir süre önce, çalıştığı yerin bahçesine güvercin kümesi kurdu. Yaklaşık 1 ay önce Özdemir'in güvercinleri, bir atmaca tarafından saldırıya uğramaya başladı. 20 güvercini, atmaca tarafından öldürülen Yusuf Özdemir, kuşlara saldıran atmacayı tuzak kurup, yakaladı. Bacağından ipe bağlanan atmacayı cep telefonuyla görüntüleyen Yusuf Özdemir, hayvana, "Ne haber? Seni nasıl yakaladım? Güvercinlerimi mi yedin sen? İşte adamı böyle yakalarlar, hadi uç da göreyim seni. Nasıl da iri iri bakıyor. Seni yaramaz seni, hadi uçabiliyorsan uç" dedi. Atmacanın Özdemir'in söylediklerinin üzerine suratına bakıp, gözlerini büyütmesi ilgi çekti Özdemir, atmacayı patronuna verip, İstanbul'a götürttü. Atmaca burada serbest bırakılırken, Özdemir'in çektiği görüntüleri de sosyal medyaya yükledi. Özdemir'in görüntüleri ve atmaca ile konuşması kullanıcıları eğlendirdi. 'HAYVANA ZARAR VERMEYECEK TUZAK KURDUM'Güvercinlerine dadanan atmacanın yaklaşık 20'sini öldürdüğünü söyleyen Yusuf Özdemir, "Bu atmaca, geçen seneden bu yana başımıza musallat olmuştu. Geçen sene de 6- 7 tane güvercinimizi kaptı. Bir sürü tuzak kurduk ama yakalama konusunda başarılı olamadık. Bu sene de musallat olmaya başladı 20 güvercinimi daha yedi. 28 güvercinimden 8 tane güvercinim tek kaldı. Yeniden tuzak kurduk sonunda yakalamayı başardık. Hayvana zarar vermeden misina ile tuzak kurmuştum. Yakaladıktan sonra patronuma verdim ve İstanbul civarında bir yere bırakmasını söyledim. O da aldı atmacayı İstanbul yakınlarında bir yerde doğaya bıraktı" dedi.Atmacayı yakaladıktan sonra kendisiyle sohbet ettiğini ifade eden Yusuf Özdemir şunları söyledi: "Atmacayı yakalamakta çok zorlandım, beni baya zorlamıştı. Ben atmacayı yakaladıktan sonra espri olsun diye sohbet ettim. Sonuçta bu doğanın bir parçası, ona bir şey yapamayız, kızamayız. Yakaladım hayvanı ve başka yere gönderdim. İnşallah bir daha bu tarafa gelmez."Görüntü Dökümü
--------------Yusuf Özdemir'in ölen güvercinleri göstermesi-Geriye kalan güvercinlerin çatıdaki görüntüsü-Yusuf Özdemir ile röportaj-DetaylarHaber-Kamera: Dinçer AKBİR-Nabi YAZICI/KÖRFEZ(Kocaeli),
================================
'DİYARBAKIR SURLARINA BAKIM YAPILIRSA 5 MİLYON TURİST GELİR'
Diyarbakır Kültür, Turizm ve Musiki Derneği (DİKTUM-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Aksu, 5 bin yıllık Diyarbakır surlarının bakımının yapılmasıyla her yıl 5 milyon turistin kente geleceğini belirterek, "Bir an evvel bu surların onarılması gerekiyor. Şehirdeki işsizliği önlemek istiyorsanız surlara sahip çıkın. Turizm şahlansın ki bu memlekette işsiz insan kalmasın. 500 fabrikaya eş değer turizm potansiyeli olan bir şehirdeyizö dedi.
DİKTUM-DER Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Aksu, Diyarbakır surlarının taşlarının çalınmasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, surların sahipsiz kaldığını söyledi. Yetkililerin surlarda onarım çalışması yapması çağrısında bulanan Aksu, kentteki kültür hazinelerinin sahiplenilmesi için turizm zabıtası veya turizm polisinin oluşturulması gerektiğini ifade etti.'CAN GÜVENLİĞİ İÇİN ONARILMASI GEREKİYOR'Surların yıllardır onarımı yapılmadığını anlatan Aksu, şunları söyledi: "Maalesef taşlar dökülüyor. Bunlar tehlike arz ediyor. Mesele buraya sahiplenmektir. Şu anda taşlar ortada ve sahiplenen yok. Can güvenliği açısından veya insanların daha rahat ortamda dolaşabilmesi için tedbir alınması gerekiyor."Diyarbakır surlarının Çin Seddi'nden sonra dünyanın en uzun surları olduğunu belirten Aksu, "Böyle bir hazine senede en az 5 milyon insanın gelmesine sebeptir. Çünkü bu surların dünyada eşi benzeri yok. 5,5 kilometre uzunluğunda ve bir kalkan balığı şeklindeki surun içi tamamıyla bir açık müze. Surlar 5 bin yıldır dimdik ayakta. Maalesef senelerdir hiçbir çalışma yapılmıyor. İnsanların gezebilmesi için fiziki ortam yok. Burası Cumhurbaşkanlığı koruması altında olarak biliniyor. Şehirdeki işsizliği önlemek istiyorsanız surlara sahip çıkın. Turizm şahlansın ki bu memlekette işsiz insan kalmasın" dedi.Aksu, 500 fabrikaya eş değer turizm potansiyeli olan bir şehirde yaşadıklarını belirterek, "Taşları insanlar almış olabilir. Onun için bunların bir an evvel koruma altına alınması, onarılması ve fiziki ortamın düzeltilmesi, zabıta veya turizm polisinin bir an evvel kurulması gerektiğine inanıyoruz" dedi.Görüntü Dökümü
--------------Diyarbakır surlarından drone ile detay-Kamera ile çekilmiş detaylar-Mücahit Yolcu anons-Kenan Aksu'nun konuşması-Genel ve detay
Haber-Kamera: Mücahit YOLCU, Emrah KIZIL/DİYARBAKIR,
================================