Dha Yurt Bülteni - 10
LİCE'DE ÇATIŞMA: 2 ŞEHİT, 6 PKK'LI ÖLDÜRÜLDÜDİYARBAKIR'ın Lice İlçesi'nde 5 Mart'ta başlatılan operasyonlar kapsamında bugün bir grup teröristle sıcak temas sağlandı.
LİCE'DE ÇATIŞMA: 2 ŞEHİT, 6 Pkk'LI ÖLDÜRÜLDÜ
DİYARBAKIR'ın Lice İlçesi'nde 5 Mart'ta başlatılan operasyonlar kapsamında bugün bir grup teröristle sıcak temas sağlandı. Teröristlerin açtığı ilk ateşte ağır yaralanan bir yüzbaşı ve bir uzman çavuş kaldırıldıkları hastanede şehit olurken, çatışmada 6 Pkk'lı öldürüldü.
Diyarbakır'ın Lice, Kulp ve Hani ilçelerinin kuzeyi ile Bingöl'ün Genç İlçesi arasında kalan bölgede 5 Mart'ta 7 bin asker, polis ve güvenlik kurucu ile gerçekleştirilen geniş çaplı operasyonlar devam ederken, bugün Lice ile Hani ilçeleri arasındaki bölgede bir grup bölücü terör örgütü mensubu ile sıcak temas sağlandı. Teröristlerin açtığı ilk ateşte yaralanan bir yüzbaşı ile bir uzman çavuş kaldırıldığı Diyarbakır'daki Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi'nde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak, şehit oldu.
Çatışmada ilk belirlemelere göre 6 Pkk'lı ölü ele geçirilirken, bölgede operasyonlar devam ediyor.
Haber: DİYARBAKIR, -
================================================
Başbakan Yıldırım: Vatana hizmet, makamla mevkiyle olmaz (2)
'BUNLAR PUSULAYI ŞAŞIRMIŞ'
Başbakan Binali Yıldırım Erzincan mitinginin ardından helikopter ile Sivas'a geldi. Havaalanından otobüsle kent merkezine geçen Başbakan Binali Yıldırım, hükümet meydanında düzenlenen mitin için bekleyen Sivaslıları eşi Semiha Yıldırım ile birlikte selamladı. Başbakan Binali Yıldırım'a AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Erol Kaya ve Öznur Çalık, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve Sivas milletvekilleri Hilmi Bilgin, eşlik etti.
Başbakan Yıldırım, konuşmasına 'Sivaslı Gardaşlarım, Yiğidolar' diyerek başladı. 15 Temmuz sürecinde Sivaslılar'ın gösterdiği duyarlılık için teşekkür etti.
'16 NİSAN AYDINLIK YARINLARIN AÇILACAĞI GÜNDÜR'
Yıldırım, 2002-2007 yılları arası Türkiye'nin siyasi tarihinde hiç olmaz denilen şeylerin olduğu bir dönem olduğunu, Cumhurbaşkanı, kurucu liderleri Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin bu döneme damgasını vurduğunu ifade etti. İktidar görevini aldıklarında ekonominin çökmüş, bankaların batmış, Türkiye'nin borç batağında olduğunu vurulayan Yıldırım, "15 yılda Türkiye'de istikrar var, kalkınma var, ekonomide büyüme var. Dünyanın 16'ıncı büyük ekonomisi olduk. Avrupa'nın 6'ıncı büyük ekonomisi olduk. 5 yıldır kardeşlik temelinde milletin birliği, beraberliği temelinde ilimizi, Türkiyemizi mamur hale getirdik. Sizin beklentileriniz her zaman bizim önceliğimiz odu. Sizlerle el ele milletle el ele atılım üstüne atılım yaptık bir çok eseri hayata geçirdik. Aşılamaz dağları aştık, imkansız görülen işleri başardık. Bunları yaparken bir yandan da ayağımızda prangalar, sırtımızda vesayet yükü vardı. Artık zaman geldi. Bu yüklerden, bu engellerden kurtulmanın tam vaktidir. Artık büyük Türkiye'nin kapılarını sonuna kadar açma vaktidir. 16 Nisan aydınlık yarınların açılacağı gündür. Geleceğe daha güvenle bakacağız. Demokrasimizi, hukuk devletimizi meclis itibarımız daha da yükselecek" dedi.
Birlik ve beraberlik içinde olunması halinde Türkiye'nin sırtının yere getirilemeyeceğini anlatan Başbakan Yıldırım, "Birbirimize kenetlenirsek sırtımız yere gelmez. Yedi düvel gelse bu milleti yolundan döndüremez. Bu millete düşmanlık eden bir sefer değil 100 sefer düşünecek. Çünkü bedeli çok ağır olur. Tarihte de böyleydi bugün de böyle, yarın da böyle olacak" diye konuştu.
'ŞER GÜÇLERİ İŞBİRLİĞİ İÇİNDE'
15 Temmuz gecesi Türkiye'nin üzerine kabus gibi çöken karanlık ihanet şebekesine halkın meydanları dar ettiğini ifade eden Yıldırım şöyle devam etti:
"Hiçbir ihanet şebekesi, terör örgütü birliğimizi, kardeşliğimizi bozamadı, asla bozamayacak. Sizler bu meydanda gür sesinizle hainlerin yüreğine korku düşürdünüz. Ezana, bayrağa sahip çıktığınız. Bizler bu topraklarda daima uyanık olmalıyız. Bugün de görüyorsunuz, şer güçler tam bir işbirliği içinde Türkiye'nin kutlu yürüyüşü durdurmaya çalışıyorlar. Onların hayır dedikleri nedin biliyor musunuz. Onlar güçlü, kalkınmış, ekonomisi büyümüş bir Türkiye'ye hayır diyorlar. FETÖ, PKK YPG, PYD bütün bölücüler, bütün teröristler kol kola girmişler hayır kampanyayı yapıyorlar. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmemizi engellemeye çalışıyorlar. Biliyorlar ki bu sistem gelince artık rahatça cirit atamayacaklar. Bu koroya maalesef dost bildiğimiz Avrupa ülkeleri de katıldı. İtleriyle, atlarıyla, ırkçılarıyla hayırcılara destek verdiler. Almanya, Hollanda, Avusturya, İsviçre teröristlere her türlü izni, desteği verirken, bizim bakanlarımızın, milletvekillerimizin vatandaşlarımızla buluşmalarını engellediler. 16 Nisan'da öyle bir gür sesle evet diyeceksiniz ki sesiniz Rotterdam'dan, Berlin'de işiticek. Sesiniz Pensilvanya'ya kadar uzanacak. Sesiniz Kandil'e gidecek. Sesinizi hainlere duyurmaya var mısınız. Türkiye'yi her türlü zorbalıktan, vesayetten çekip çıkarmaya hazır mısınız."
'KADINLARIMIZA SİYASETİ ÇOK GÖRÜYORLAR'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 18 yaş milletvekili seçimi ve askerlik eleştirisini dile getiren Yıldırım şunları söyledi:
"Kılıçdaroğlu diyor ki, '18 yaşında da siyaset mi olur'. Bunlar hakikaten ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor. Bunların seçim beyannamesine bak, diyorlar ki 'Gençleri siyasete sokacağız. Onun için düzenleme yapacak seçilme yaşını indireceğiz'. 18 yaş değil mesele. Mesele zihniyet. Mesele statüko. Mesele geleceğe güvenmeme, gençlere güvenmeme. Şimdi diyor ki, '18 yaşında vekil yapacaksınız, askerlikten muaf edeceksiniz'. Bunu söylerken 18-25 yaş arasındaki vatandaşlarımızın 5 milyonunun genç kızlardan oluştuğunu hatırlamıyor. Sizi yok sayıyor. Bu CHP'nin insandan anladığı budur. Askerliği erkekler yapıyor, kadınlar ne olacak. Onlar da mı siyasete girmesin. Atatürk'ün partisi. Atatürk 1934'te bütün Avrupa'dan önce kadınlara seçilme hakkı verdi. Onun mirasını yiyenler kadınlarımıza siyaseti çok görüyorlar. Bunun cevabını kadınlarımız, kızlarımızı, hanımefendiler 16 Nisan'da vermeye hazır mısınız."
'BUNLAR PUSULAYI ŞAŞIRMIŞ'
Referandumdan evet çıkması halinde sistemin yenilikleri hakkında da bilgiler aktaran Başbakan Binali Yıldırım, bu sistemle zayıf iktidarların, 28 Şubatlar, 12 Eylüller, 28 Mayıslar ve 15 Temmuzların yok olacağını, vesayet, darbeci, kumpasçıların kenara atılacağını ifade ederek şöyle dedi:
"Siyaset güçleniyor, hükümet istikrarlı ve güçlü hale geliyor. Bu sisteme göre seçim olunca mutlaka tek başına güçlü bir hükümet çıkıyor. Hükümete siz karar veriyorsunuz. Sandıkta karar veriyorsunuz. 2 Sandık var birinde Cumhurbaşkanı birinde vekillerini seçiyorsunuz. Sandıklar açıldığında kimin ülkeyi 5 yıllığına yöneteceğini siz anlamış oluyorsunuz, kararı siz veriyorsunuz. Eğer beğenirseniz 5 yıl sonra bir daha seçiyorsunuz, beğenmezseniz hadi güle güle. Bir de tek adam, diktatörlük diyorlar. 5 yılda sandıkla gelip sandıkla giden iktidar olduğunda diktatörlük olur mu. Kılıçdaroğlu'nun keyfi için 2 tane mi cumhurbaşkanı seçeceğiz. Olur mu öyle şey. Bunlar pusulayı şaşırmış. Bunlar her şeyi çift görmeye başladı. Bugünlerde HDP ile fazla düşüp kalkıyorlar. Onlar gibi eşbaşkanlığa kafayı takmış vaziyetteler. Türkiye'de böyle işlere yer yok. Tek cumhurbaşkanı olacak ama patron 80 milyon millet olacak. Diyorlar ki Tayyip Erdoğan bu sistemi kendi için getiriyor. Buradan bütün dünyaya ilan ediyorum. Bu sistem Erdoğan için değil her doğan içindir. Başlanan işler yarıda kalmayacak. Eserler başlayınca bitecek. Siyasi tarihimizde görülen hükümet kuramama sorunu olmayacak. 2023'te Cumhuriyet'in 100'üncü yılında evelallah bu sistemle dünyanın iki elin parmakları ile sayılacak ülkeleri arasına sokacak. Bürokrasiyi azaltıp büyümeyi hızlandıran hızlı karar, hızlı iş yapan, reformları geciktirmeyen, etkin bir hükümet sistemi devreye girecek."
'ZIRT-PIRT SEÇİM YOK'
Yeni sistemle kurumların daha hızlı çalışacağını, mahkemelerin güçlü hale geleceğini vurgulayan Başbakan Yıldırım, yönetimde çift başlılğını da ortadan kalkacağını belirterek şunları söyledi:
"Çatal kazık toprağa gider mi? İki kaptan nasıl gemiyi batırırsa, bir yerde de iki baş olursa o ülke felaket gider. Bu sistem babayı oğula düşman eder. Bu çarpık sistemi değiştirip bütün yetkiyi sandıkta siz vereceksiniz, 5 yıl kulağınız rahat. Zırt-pırt seçim yok. Seçeceksiniz işi bitireceksiniz. Seçtiğimiz hükümet iş yapacak, meclis kanun yapıp hükümeti denetleyecek. Meclis ve hükümet kendi alanlarına yoğunlaşacak. Güçlü meclis, güçlü temsil olacak. Meclis esas işine, yani kanun yapmaya yoğunlaşacak. Vatandaşlar adına da hükümetin çalışmalarını denetleyecek. Yasa, kanun teklifini sadece milletvekilleri yapacak. Bir istisna bütçe. Bütçe kanunu hükümet adına Cumhurbaşkanı yapacak. Aynı zamanda cumhurbaşkanın bütün faaliyetleri çalışmaları meclis tarafından denetime tabi tutulacak. Eğer icab ederse Cumhurbaşkanını, bakanları, yardımcılarını yargıya gönderip cezalandırılması için faaliyet gösterecek. Bu sistemle, terörle mücadele daha kararlı hale gelecek, evvel Allah terörü Türkiye'nin gündeminden çıkaracağız, tamamen kurtaracağız."
'TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL'
Yeni sistemde Cumhurbaşkanın yüzde 50 artı 1 oyla seçileceğini, yüzde 30-35'ler ile iktidar olma dönemlerinin geride kalacağını belirten Yıldırım, Cumhurbaşkanı ve meclisin karşılıklı olarak seçimi yenileme yetkisi olacağını belirtti. Cumhurbaşkanı ve meclisin mecbur kalmadıkça seçim kararı olamayacağını vurguladı. Siyasette daha sorumlu, daha akılcı ve uyumlu bir çalışma geleceğini belirten Yıldırım, şunları dile getirdi:
"Güçlü hükmet sistemi ülkeyi bölgede dünyada daha etkin konuma getirecek. Bölgesel ve küresel barışa daha çok katkımız olacak. Uluslararası sorunların çözümünde Türkiye daha etkin hale gelecek. Öncü ülke olma, lider ülkeler arasına girme hedefimizi daha kısa sürede gerçekleşecek. Darbeyle, vesayetle, zulümle, millet iradesini yok sayanlar artık bundan sonra böyle bir işin içinde olamayacaklar. Türkiye artık eski Türkiye değil."
Konuşmanın ardından kalabalığı selamlayan Başbakan Binali Yıldırım, Sivas Valiliğini ziyaret etti.
Görüntü Dökümü:
----------------------------
-Alandan görüntüler
-Kalabalıktan görüntüler
-Başbakanın gelişi ve selamlaması
Konuşmasından detaylar
Haber-Kamera: Eraydın AYTEKİN-Gökhan CEYLAN-Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS-DHA)
=============================================
Bakan Soylu'dan Baykal'a: Biz gereğini yerine getirdik zaten
İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın, "Gereğini yerine getir" sözlerine cevap vererek, "Sayın Baykal, ben size Kılıçdaroğlu'na muhafaza et demedim. Kılıçdaroğlu'nu koru demedim. Beraber gelin biz gereğini yerine getirdik zaten. Bana gereğini yerine getir diyorsun. Şimdi mahkemedeyiz, mahkemede. Tüm belgeleriyle, tüm bilgileriyle beraber şu anda mahkemede. Ben sizden tek bir şey istiyorum. Gelip ben size anlatırım. İçişleri Bakanlığı'na geldiğini zaman ben anlatacağım. Sizi çağıracağım da merak etmeyin" dedi.
İçişleri Süleyman Soylu, Tekirdağ'ın Çorlu İlçesi'nde partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde yağmur altında halka seslendi. Çorlulara yağmur altında bekledikleri için şükranlarını sunduğunu belirten Soylu, şöyle dedi:
"Sizlere iki selam var, bunları iletmek zorundayım. Birincisi tam 15 yıldır ülkenin kalkınması, ülkenin geleceğe adım atabilmesi için büyük mücadeleleri ortaya koyan, millet iradesinden başka hiçbir güce boyun eğmeyen ama sadece cenabı Allah'ın önünde eğilen ve milletin sevgilisi kıymetli cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey'in selamlarını ve muhabbetlerini getirdim. Yine nereye baksak kendisini gördüğümüz, Anadolu'nun güzel insanı, Avrasya Tüneli'nden, Boğaz Köprüsü'ne kadar, Marmaray'dan bölünmüş yollara ve hızlı trenlere kadar kendisini görmüş olduğumuz bir hizmet efsanesi haline gelmiş, kıymetli Başbakanımız Binali Yıldırım Bey'in de selamlarını getirdim. Kıymetli Çorlulular, kıymetli hemşehrilerimiz, hanım efendiler, bey efendiler tarihimizin en önemli kararını vermek üzereyiz. Ayın 16'sında ciddi bir karar vereceğiz. Bu ülkenin başına musallat olmuş, birçok musibetten kurtulup kurtulamayacağımızın kararını vereceğiz. Ülkemizin yarın zenginleşmeye, daha çok güçlenmeye, daha çok üretime adım atıp atmama kararını vereceğiz. Çorlulular, hemşehrilerim yorulduk, artık şuramıza kadar geldi ve dayanacak takatimiz kalmadı. Bu sistem bizi terbiye etmeye çalışıyor. Bu sistem bizi darbelerle terbiye etmeye çalışıyor. Bu sistem bizi terörizmle, anarşizmle, enflasyonla terbiye etmeye çalışıyor. Bu sistem bizi zayıf yakaladım mı faizle terbiye etmeye çalışıyor. Bu sistem bizi mezhep ayrımıyla terbiye etmeye çalışıyor. Bu sistem bizi değerlerimizle, bizi inançlarımızla, bizi kardeşliğimizle beraber terbiye etmeye çalışıyor. İşte 16 Nisan'da vereceğimiz karar nettir ve açıktır. Bizim değerlerimiz, bizim zenginliğimiz, bizim geleceğimiz üzerine oynayanlara karşı bu millet, bu memleket sizin değildir. Bu memleket bizimdir, bu vatan bizimdir."
"BİZİ TERBİYE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Bakan Soylu, sürekli üzerimizde oyun oynanmasından yorulduklarını belirterek, "Yorulduk artık, evet sürekli üzerimize oyun oynanmasından yorulduk. ve sürekli bu memleketin önünün engellenmesinden yorulduk. Bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Bir başbakanımızı asarak bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Bu ülkede siz oy kullanırsınız, iktidara gelirsiniz ama muhtekir olan biziz diye bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Gün geliyor minareden ezanımızı kısıyorlar, istersek sizin inançlarınıza kısıtlama getiririz diyorlar. Gün geliyor bizi Alevi, Sünni diyerek terbiye etmeye çalışıyorlar. Kahramanmaraş'ın bir mahallesiyle bir mahallesini birbirine sokuyorlar. Gün geliyor bu güzel ülkede bu güzel topraklarda, bu bereketli topraklarda, bu bizim medeniyetimizin asil insanlarını terbiye etmeye çalışıyorlar. Evet hiç memleket millette yüzde 5 enflasyon, yüzde 7 kalkınma hızı varken hayır, siz aşağıya ineceksiniz, biz başbakan olarak sizin seçtiğinizi değil bizim atadığımızı atayacağız diyerek bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Evet bir annenin iki evladını sağcı ve solcu birbirine pusu kurdurarak bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Bu ülkede 80 darbesiyle terbiye etmeye çalışıyorlar. 17 yaşındaki çocukların yaşlarını büyütüp bu ülkede onları idam ederek terbiye etmeye çalışıyorlar. Hakim biziz diyorlar, egemen biziz diyorlar, biz karar vereceğiz diyorlar. Kimi bu millet seçtiyse ona iftira atarak terbiye etmeye çalışıyorlar. Kah rahmetli Menderese, kah rahmetli Özal'a, kah rahmetli Erbakan'a, kah Demirel'e hanımının üzerinden iftira atarak bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Yüzde 7500'ü gecik faizlerle patron biziz diye bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Bizi terbiye etmeye çalışıyorlar kıymetli hemşehrilerim, Bu ülkede, bu topraklarda, emek verdiğimiz bu topraklarda, yarına umutla baktığımız bu topraklarda, dün 18 Mart'ta bütün dünyaya burayı geçemezsiniz, ay yıldızlı bayrağı teslim alamazsınız diye sahip olduğumuz bu topraklarda bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. 28 Şubat'ta insanlarımızın evlerine giderek kim alevi, kim Sünni, kim inanıyor, kim inanmıyor diye yarın öbür gün lazım olur diye insanımızın her ferdini fişleyerek bizi terbiye etmeye çalışıyorlar" dedi.
BAYKAL'A: BİZ GEREĞİNİ YERİNE GETİRDİK ZATEN
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın kendisine "Gereğini yerine getir" açıklamasına değinerek, şunları söyledi:
"Baykal'a dedim Kılıçdaroğlu ile bana gelin, demokratik hayatın nasıl bir operasyona maruz kaldığını ve senin nasıl açığa çıkarıldığını ve nasıl genel başkanlıktan gönderildiğini göstereceğim. Sayın Baykal, ben size Kılıçdaroğlu'na muhafaza et demedim. Kılıçdaroğlu'nu koru demedim. Beraber gelin biz gereğini yerine getirdik zaten. Bana gereğini yerine getir diyorsun. Şimdi mahkemedeyiz, mahkemede. Tüm belgeleriyle, tüm bilgileriyle beraber şu anda mahkemede. Ben sizden tek bir şey istiyorum. Gelip ben size anlatırım. İçişleri Bakanlığı'na geldiğini zaman ben anlatacağım. Sizi çağıracağım da merak etmeyin. Ama benim istediğim başka bir şey daha var. Sayın Baykal, Kılıçdaoğlu'nu muhafaza etme, Türk siyasi hayatının en büyük komplosuyla karşı karşıya kaldın, en büyük operasyonu ile karşı karşıya kaldın sen. Bunu herkesin FETÖ'nün yaptığını adını bildiği gibi bilmektedir. Şimdi yapman gereken o mahkemede de onun nasıl olduğunu anlatabilecek misin anlatamayacak mısın şimdi ona bakacağız. Başımızın üzerinde eğer Kılıçdaroğlu'na hala korumaya çalışıyor hala bu FETÖ'cülerle iş birliği yapıp, bugün Cumhuriyet Halk Partisi gibi bir bir partiyi yönetmeye çalışan bir adama hala koruma, hala bir şekilde muhafaza etmeye çalışıyorsa o senin meselendir. O bizim meselemiz değil. Ama bizim meselemiz siyasi hayatın, demokrasi hayatının kirlenmesini sağlayan kim varsa hesabını sormak bize aittir bize. Onun hesabını soracağız, size de o tuzağa nasıl düştüğünüzü, nasıl böyle bir olay ile karşı karşıya kaldığını size de göstereceğiz. Ama sayın Baykal senin birde Diyanete gitmen lazım senin sadece İçişleri Bakanlığı'na değil. Diyanete gitte Peygamber efendimiz ile ilgili olarak hangi sözler ağza alınıyor, hangi sözler ağza alınmadığını öğrenmen lazım. Sadece İçişleri Bakanlığı sizi kesmez."
SIKI ÖNLEMLER
Bakan Soylu'nun Çorlu'daki mitingi sırasında geniş güvenlik önlemleri alındı. Alana girenler tek tek aranırken, üzerlerindeki bozuk paralar, çakmaklar toplanırken, bazı kişilerin üzerlerinden çakı çıktığı görüldü.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Miting alanı ve yağmur yağışı
-Mitinge katılanların aranması
-Üzerlerinden çıkanlar
-Soylu'nun gelişi
-Soylu'nun konuşması
-Yağmur yağışı
-Soylu'nun vatandaşlarla bir araya gelmesi
-Detaylar
Haber-Kamera: Mehmet YİRUN-Ruhan YALÇIN-Özan TAŞOYAR/ ÇORLU(Tekirdağ),
==================================================
CHP'li Özkan: Biz başımıza kral istemiyoruz
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, referandumla tek adamın güçlü olacağı bir diktatörlük getirilmeye çalışıldığını belirterek, "Biz buna karşıyız. Biz seçilmiş kral istemiyoruz. Biz başımıza efendi istemiyoruz. Biz seçtiklerimizin hizmetkarlığını istiyoruz" dedi.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, CHP İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya ve CHP Parti Meclis Üyesi Ferihan Karasu, partisinin Karabük İl Başkanlığı'nı ziyaret ederek parti teşkilatıyla bir araya geldiler. Parti binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Özkan, demokratik bir cumhuriyette yaşamak istediklerini belirterek, "Diktatörlükte tek adam rejimi altında yaşamak istemiyoruz. Bizim aradığımız şey çağdaş dünyadaki insanlar gibi her bir yurttaşımızın beklentisi demokratik bir cumhuriyette yaşamaktır. Bu bize neden çok görülmektedir? Yoksulluk almış başını gidiyor. Gittiğimiz her yerde gördüğümüz en önemli şey yoksulluk. Yoksulluk adaletin olmaması demektir. Adaletin olduğu yerde yoksulluk yenilir. 2002 yılında her birimizin sırtındaki borç küfesinin ağırlığı 366 milyar liraydı. 2016'da bize tek adam rejimini dayayan, yoksulluğu dayatan bu arkadaşların getirdiği rakam 2 trilyon 953 milyar 1 milyon liradır. Bu Türkiye'ye revamıdır? Bu düzen böyle devam edebilir mi? Düzen yıkılmasın diye düzenden, cumhuriyetten, demokratik hayattan vazgeçip bir adamın veya bir zümrenin çıkarı için sistem değiştirilmeye çalışılıyor. Bir tek adamın güçlü olacağı, artık adaletinde iktidarında ondan sorulacağı bir diktatörlük getirilmeye çalışılıyor. Biz buna karşıyız. Biz seçilmiş kral istemiyoruz. Biz başımıza efendi istemiyoruz. Biz seçtiklerimizin hizmetkarlığını istiyoruz" diye konuştu.
CHP'li Akkaya ise referandumda eşit kampanya yürütülmediğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Karşınızda sadece bir hükümet olsa, bir AK Parti olsa inanın bu referandum daha demokratik bir şekilde yürür ve sonuçlar çok daha farklı olabilir. Ama bugün karşımızda sadece hükümet değil, devletin valisi, kaymakamı, emniyet müdürü, bir okulun müdürü, caminin imamı var. Her ne kadar kamu olanakları imkanları var ise o imkanlar karşısında bizde imkansızlıklarla bunu başarmaya çalışıyoruz. Hem cumhurbaşkanı hem de başbakan kampanya sürecinde devletin bütün olanaklarını uçaklarını, araçlarını kullanarak gidiyor. Bende dahil bütün milletvekili arkadaşlarım yakıt paramızı ve harcamalarımızı kendi cebimizden karşılıyoruz. Ben bu emeğin karşılığını göreceğimize inanıyorum"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan'ın açıklamaları
-CHP İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya'nın açıklaması
-CHP Parti Meclis Üyesi Ferihan Karasu'nun açıklaması
HABER-KAMERA: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,
==================================================
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal:
"AVRUPA BİR KRİZ YAŞIYOR"
ÇANAKKALE'de bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Mehmet Günal, parti binasında düzenlediği basın toplantısında, 16 Nisan'daki referandumda neden 'evet' dediklerini anlatırken, Avrupa'nın bir kriz yaşadığına dikkati çekti. Yeniden gündemde olan idam cezası için ise, "Savaş, yakın savaş ve terör suçları için kalkmasın idamın kalkmasına baştan karşıydık" diye konuştu.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal'ın, partisinin Çanakkale il başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısına, Mersin Milletvekili Baki Şimşek, MHP Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri Bülent Belen, Volkan Yılmaz, MHP Çanakkale İl Başkanı Hakan Pınar ve partililer katıldı. Toplantıda, anayasa değişikliği ile ilgili maddelerin içeriğinden bahsedip, neden 'evet' dediklerini anlatan Günal, basın mensuplarının da sorularını yanıtladı. Almanya'nın Frankurt şehrindeki mitingde terör örgütü PKK'nın sembollerinin yer almasıyla ilgili düşünceleri sorulan Milletvekili Mehmet Günal, Batı'nın geçmişten bugüne bazı terör örgütlerinin kimini dolaylı, kimini doğrudan, kimini silahla, kimini parayla desteklediğini anlattı. Bu ülkelerle yapılan ikili görüşmelerde, devlet yetkilileri tarafından önlerine delillerle bunların konduğunu ifade eden Günal, buna rağmen geçtiğimiz günlerde Türkiye'deki referandum kampanyası sürecine müdahil olan tarzda bir çok ülkeden müdahale gördüklerini söyledi. Bakanlara ve vatandaşlara izin verilmezken, enteresan bir şekilde 'hayır' kampanyasının yapılabildiğini, hatta 'Terör örgütü burada yasaklandı' denmesine rağmen, sözde flamalarla, posterlerle gösteri yapılabildiğini belirtti.
Almanya ile ilgili ciddi sorunlar yaşandığını ifade eden Milletvekili Günal, "Ama Hollanda'da ve diğer bir takım ülkelerde de dolaylı olarak bu çalışmalar yasaklanıyor veya doğrudan taraf durumuna düşüyor. Biz bunları topyekün bir tavır olarak görüyoruz. Avrupa'nın kendi krizi var. Genel Başkanımız önceki hafta grup toplantısında açık ve net bir şekilde belirtti. Dün de Elazığ mitinginde dolaylı olarak bazı konulara değindi. Avrupa bir kriz yaşıyor. Avrupa ancak bizim içimize müdahale ederken, kendisini görmüyor. Bizde demokrasi tanımına bakıyor. Bu sorunu en ağır yaşayan da Hollanda olmak üzere, İngiltere, İsveç, Belçika, Lüksemburg, Norveç ve İspanya'sına kadar krallıkla yönetilen ülkeler" dedi.
"BİR AN ÖNCE AKILLARINI BAŞLARINA ALMALARINI TAVSİYE EDİYORUZ"
"Bu ülkelerin daha hala krala baş kaldırabilmiş bir demokrasileri yok' diyen Günal, şöyle devam etti:
"'Efendim işte parlamento var.' Bunlarında arka planında, 'O ülkenin vatandaşları bundan sonra uyanacaklar herhalde' diye korkuyorlar. Buradan çıkacak bir 'evet' tetiklemeye de neden olabilir. Çünkü farklı bir yönetim sistemine geçeceğiz. Rejim değişikliği olmamak beraber bir hükümet sistemi değişikliğine gidiyoruz. 'Güçlü devlet olmak içinde bu sistem tartışmalarını arkada bırakmamız lazım' dedik. Ama bu mesele sadece bugünkü referandumdan dolayı tavır almak değil. Avrupa'ya daha kapsamlı baktığımızda Türk düşmanlığı eski. 'Şark meselesi' diye söyledikleri ve aslında İslamiyet'e düşmanlık ve İslamiyet'in bayraktarlığını yapan Türkler'e, Osmanlı'da da devam eden bir sorun. Bugünde su yüzüne çıkıyor. Bu kapsamda da Avrupa'yla ilişkilerimizi de gözden geçirmemiz gerektiğini, bu ikili ilişkilerde de daha farklı bir tutum ortaya koymamız gerektiğini biz Meclisteki konuşmalarımızda da, ikili görüşmelerde de yetkililere ilettik. İnşallah bu sadece seçim olarak, daha doğrusu Avrupa'daki ülkelerini kendi iç seçimlerine yönelik olarak bir mesaj vermesi kaygısı olarak görünüyor. Ama öyle olmadığını da görüyoruz. Bir süre sonra bunlar çözülecek. Ama bunların bırakmış olduğu izler kolay kolay silinmez. İkili ilişkilerde bunlar önemlidir. Biz biran önce akıllarını başlarına almalarını tavsiye ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, büyük devlettir. Bunlarında üstesinden gelecektir. Bu kapsamda da 17 Nisan'dan itibaren yeni bir sürecin başlayacağını ve önümüzdeki sorunların çözümüne doğru odaklanacağımızı, uyum yasalarıyla birlikte Türkiye'nin diğer konularında Meclis çatısı altında çözüleceğini söylemek isterim. Bunun ötesinde çok fazla yorum yapmak ikili ilişkilerle ilgili artık doğru değil. Bundan sonra ancak düzelmelerini, akıllarını başlarına almalarını tavsiye edebiliriz. Ama bir süre sonra Genel Başkanımız'ın da ifade ettiği gibi, Avrupa'daki ülkelerde bu tetiklemelerin olabileceğini hani Irak'a, Suriye'ye demokrasi getiriyorlar ya biraz da oralarda da demokrasinin canlanması ve halkın kendi isteklerine ve iradesine sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz."
"ÜÇ KONUDA İDAMIN KALKMASINA KARŞIYDIK"
Bir basın mensubunun idamın yeniden getirilmesi konusundaki düşüncelerini sorması üzerine ise Günal, "İdamla ilgili kafası ve duruşu en net olan MHP'dir. 57'nci hükümet dönemindeki hükümetin bozulmasının ana nedenlerinden birisi budur. İdam cezasını kaldırın ama 'Savaş, yakın savaş ve terör suçları için kalkmasın' dedik. O günde söylediğimiz buydu. Bugün de bunu söylüyoruz. Eğer getirirlerse,'Buyurun getirin' diyoruz. Biz bu üç konuda idamın kalkmasına baştan karşıydık. Şimdi yine tutumumuzda değişiklik yok. Savaş, yakın savaş ve terör suçlarıyla ilgili idamın uygulanmasından yanayız. Getirirlerse biz açık bir şekilde baştan beri söylüyoruz, bu konularla ilgili bir itirazımız yok. Ama Cumhurbaşkanı'nın söylemi kendi takdiridir. Şu an geriye yönelik uygulanıp, uygulanamayacağı uluslararası hukukla ilgili bir takım şeyler yaşanıyor. O ayrı bir konu" diye yanıt verdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Mehmet Günal, daha sonra düzenlenen bir toplantıya katılarak, partililere referandum sürecini ve anayasa değişikliğini anlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------
-MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Mehmet Günal'ın parti binasındaki açıklamalarından görüntü
-Günal'ıng azetecilerin sorularını yanıtlaması
-Genel ve detay görüntüler
Haber: Burak GEZEN - Kamera: Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,
==================================================
Kocaelispor taraftarlarının bıçaklı kavgası: 1 ölü, 2 yaralı(2)
ÖLDÜRÜLEN TARAFTAR TOPRAĞA VERİLDİ
Kocaelispor'un bugün İzmir'de oynayacağı karşılaşma öncesinde çıkan kavgada boğazından bıçaklanarak öldürülen Kocaelisporlu taraftar Serhat Boz son yolculuğuna uğurlandı.
İzmit Perşembe Pazarı Mevkiinde sabah saatlerinde İzmir'de oynanacak Altayspor deplasman karşılaşmasına gitmek üzere biraraya gelen taraftar gurubu arasında çıkan kavgada 27 yaşındaki Serhat Boz adlı genç boğazından bıçaklanarak ağır yaralanması sonucu yaşamını yitirirken kavgaya karışan Hakan Kaptan ve Orhan Ali Örçen adlı taraftarlarda vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandı. Ölen Serhat Boz'un cenazesi tamamlanan otopsi işlemlerinin ardından ailesine teslim edildi. Cenaze namazına ölen Serhat Boz'un babası İsmail Boz ve çok sayıda Kocaelispor taraftarı katıldı.
Serhat Boz'un cenazesi İzmit Kuruçeşme Merkez Camii'nde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Hatipköy Mezarlığı'nda toprağa verildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
-Cenaze namazına katılanlar
-Aileye başsağlığı dilekleri
HABER-KAMERA: ERGÜN AYAZ / KOCAELİ,