Haberler

Dha Yurt Bülteni-12

Abone Ol

1)ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA: KUZU KUZU GELDİ (EK)Görüntü Dökümü----------------------------Güvenlik aramasından görüntüBaygınlık geçirenlere müdahaleden görüntüGörevlilerin su dağıtmasından görüntüAçılışa katılan vatandaşlardan görüntüÇatı katta önlem alan polislerin görüntüsüGörevlilerin...

1)ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA: KUZU KUZU GELDİ (EK)

Görüntü Dökümü

----------------------------

Güvenlik aramasından görüntü

Baygınlık geçirenlere müdahaleden görüntü

Görevlilerin su dağıtmasından görüntü

Açılışa katılan vatandaşlardan görüntü

Çatı katta önlem alan polislerin görüntüsü

Görevlilerin oyuncak dağıtımından görüntü

Protokolün görüntüsü

Emine Erdoğan'ın kadın bakanla konuşurken görüntüsü

Detaylar

150 /// 4.42

HABER: Mehmet ÇINAR-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA-DHA)

=======================================================

2)BAŞBAKAN YILDIRIM: FETÖ SAİD-İ NURSİYE, PKK KÜRTLERE İHANET ETTİ

BAŞBAKAN Binali Yıldırım FETÖ'nün Said-i Nursi'ye, PKK'nın ise Kürtler'e ihanet ettiğini söyledi. Yıldırım, "Bu hainin teröristleri Almanya'da, Hollanda'da diğer ülkelerde Türkiye aleyhine propaganda yapıyor. 'Hayır' çıksın diye canhıraş çalışıyorlar. Bunlar PKK ile ikizdir. Biri Said-i Nursi'ye diğeri Kürtlere ihanet etti. 15 Temmuz'da bunlar beraber çalıştılar" dedi. Referandum çalışmalarına katılmak üzere Bitlis'e gelen Başbakan Binali Yıldırım, Muş Havalimanı'ndan 2'si Atak olmak üzere 4 helikopterle Bitlis'e geldikten sonra saat 14.00'te Atatürk Mahallesi Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu. Yaklaşık 5 bin kişi, miting alanına oluşturulan 2 ayrı arama kontrol noktalarında tek tek aranarak alındı. Partililer kontrol noktalarında gelenlere Türk Bayrağı, şapka, atkı ve ballı fıstık ezmesi dağıttı.

Başbakan Yıldırım'a Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Bitlis eski Milletvekilleri Vahit Kiler, Zeki Ergezen, Abdurrrahim Aksoy, Cemal Taşar, Diyarbakır eski Milletvekili Ali İhsan Merdanoğlu, Muş Milletvekili Muzaffer Çakar, eski Bakan E. Safder Gaydalı da eşlik etti.

NEVRUZU KUTLADI

Başbakan Yıldırım, konuşmasına nevruzu kutlayarak başladı. Yıldırım, konuşmasını Bitlis'in Hizan İlçesi'nde doğan ve 1915'te Ruslarla savaşırken esir düşen Said-i Nursi ile başladı. Said-i Nursi'nin sadece alim olmadığını, aynı zamanda bir kahraman ve vatansever olduğunu söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:

"Said-i Nursi'yi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Said-i Nursi'yi yad ediyorum. Bu zat arkasında onlarca eser bıraktı. O sadece bir alim değil, aynı zamanda bir vatansever ve kahramandır. 1915'te Erzurum Hasankale'de savaştı, esir düştü. Sibirya'ya esir kampına gönderdiler. Avrupa'yı dolaşarak İstanbul'a döndü. Bitlisliler, şimdi birileri çıkıp hocayım diyor. Said-i Nursi'nin izindeyim diyor. Said-i Nursi'yi istismar etti. Esir kampından ülkesine geri geldi ama izindeyim diyen FETO ülkesinden kaçıp Pensilvanya'ya sığındı. Hayatı CHP'nin tek parti döneminin zulmü altında ve hapislerde geçti. FETÖ hesap vermek yerine uzaklara kaçtı. Ülkesini terk etti. Bitlisli alim Said-i Nursi ülkesi ve vatanı için savaştı ama bu sahtekar bayrağına ve ülkesine savaş açtı. 15 Temmuz'da bu hain asker kılığı içindeki ajanlarını kullanarak bu milletin silahlarını millete doğrulatarak 250 vatandaşı şehit etti. 2 bin 194 gazi var."

FETÖ, SAİD-İ NURSİ'NİN TIRNAĞI OLAMAZ

Başbakan Yıldırım, FETÖ'nün Said-i Nursi Kürt olduğu için yanına gitmediğini ancak eserlerini istismar ettiğini anlatırken, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu hain FETÖ, Bitlisli Said-i Nursi'nin tırnağı olamaz. Said-i Nursi yaşasaydı bunu yanına bile sokmazdı. Bu hain ne dedi? 'Said-i Nursi Kürt olduğu için yanına gitmedim.' Bu kadar alçak. Kürt olduğu için yanına gitmedi ama eserlerini istismar ediyorsun. Yazıklar olsun. Bu hainlerden yaptıklarının hesabı sorulacak. Şehitlerin, gazilerin hesabını mutlaka soracağız. Bu hainin teröristleri Almanya'da, Hollanda'da diğer ülkelerde Türkiye aleyhine propaganda yapıyor. 'Hayır' çıksın diye canhıraş çalışıyorlar. Bunlar PKK ile ikizdir. Biri Said-i Nursi'ye diğeri Kürtlere ihanet etti. 15 Temmuz'da bunlar beraber çalıştılar. O akşam PKK Kandil'den diyor ki; 'Askerlere aman saldırmayın, onlar darbe yapacak.' 16 Temmuz'da tek tek yakanınca askerlere 'ateş etmek serbest' denildi. Alçaklar PKK, FETÖ 16 Nisan'da 'Hayır' çıksın diye omuz omuza çalışıyor. 'Evet' çıkarsa PKK biter. Evet, Bitlis diyor ki; Evet çıkacak. PKK da FETÖ de bitecek. Said-i Nursi'ye ihanet eden FETÖ'ye Kürt, Türk demeden katleden PKK'ya cevap vermeye hazır mısınız?"

SAİD-İ NURSİ'Yİ HAPİSLERDE ÇÜRÜTEN CHP'DİR

Başbakan Yıldırım, Said-i Nursi'yi örnek vererek, CHP'yi de eleştirdi. Yıldırım, "Merhum Said-i Nursi'yi hapislerde çürüten tek parti CHP zihniyetidir. Bitlis PKK'ya, FETÖ'ye gerekli cevabı verecek mi? Bitlis 'Evet' diyerek, bir dönemin kapılarını kapatıp, yeni bir dönemin aydınlık kapılarını aralayacak. Bitlis tüm kalbi ile 'Evet' diyor mu? Barış, huzur ve kardeşlik için 'Evet' diyor mu?" dedi.

GÜÇLÜ HÜKÜMETLER DÖNEMİ BAŞLIYOR

Başbakan Yıldırım, referandum sonrası yeni anayasa ile birlikte güçlü hükümetler döneminin başlayacağını söyledi. Yıldırım, şöyle konuştu:

"16 Nisan yaklaşıyor. Anayasa değişikliği 16 Nisan'da önünüze geliyor. Türkiye'de artık bu değişiklik yapıldıktan sonra güçlü hükümetler dönemi başlıyor. Seçim oldu, hükümet kurulmadı, güvenoyu almadı, ortadan kaldırılıyor. Hükümeti kuran da, işine son veren de siz oluyorsunuz. Sandıkta karar veriyorsunuz. Geçmişte neler yaşadıklarımızı biliyorsunuz. Medya manşetleri ile yargı müdahaleleri ile hükümetlerin alanları daraltıldı. Yargı darbesi yapmaya çalıştılar. Sizin seçtikleriniz zorla iş başından uzaklaştırıldı. Bu mevcut anayasa 82 model. Her tarafı dökülen anayasa iş görmüyor, kriz üretiyor. Mevcut sistem kalıcı çözüm üretemiyor. Ekonomi büyümüyor. AK parti döneminde ekonomiyi 3 kat büyüttük. Bu engeller olmasaydı inanıyorum ki en az 5 kat büyüyecektik. 14 yılda hizmet edip, projeler üretiyoruz. Bir yandan şeytan taşlıyor, bir yandan hizmet ediyoruz. Okullar, yollar yapıyor. Milletimizin hayatını kolaylaştırıyoruz. Yol yapalım, köprü, tünel yapalım dedikçe 'Hayır' dediler. Şimdi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bu engelleri ortadan kaldırıyoruz. Doğrudan sandıkta cumhurbaşkanını da hükümetine de sizler karar vereceksiniz. Sizin seçtiklerinize artık kimse karışamayacak. 5 yıl boyunca güçlü hükümetler hizmet, iş üretecek. Bahane üretemeyecek. Beğenirseniz yeniden seçeceksiniz."

CHP'YE ELEŞTİRİ

Başbakan Binali Yıldırım,CHP'nin tek adam ifadelerini de eleştirerek, "Tek adam görmek istiyorsan aynaya bak. Seçim olan yerde tek adam olmaz. Milletin olduğu yerde tek adam olmaz. Kriz düşüncesi olmadan 5 yıl çalışacak, iş hizmet üretecek. 5 yıl sonunda gelip hesabı size verecek. Cumhurbaşkanı hükümet sistemi ile ülkenin birçok sorununa çözüm geliyor. Ekonomi şaha kalkacak. Alevilerin, Sünnilerin, Kürtlerin, Türklerin sorunları bir olacak. Hepsi başımızın tacı birinci sınıf vatandaş olacak" diye konuştu.

KÜRTLÜĞÜNÜZLE İFTİHAR EDİN

Kürtlükle, bayrakla iftihar edilmesi gerektiğini belirterek, "Kürtlüğünüzle iftihar edin. Bu sizin eksiğiniz değildir. Bir şeyle daha iftihar edin. Ayyıldızlı bayraklarla iftihar edelim. Bunu alçak PKK görsün. Hem Kürtlüğünüzle, devletimizle, Türkiye Cumhuriyeti ile iftihar edeceğiz. Savaşta, neşede, tasada beraber olduk. Bundan sonrada devamlı beraber olacağız. Bu alçak terör örgütünü aramızdan söküp atacağız" dedi.

CHP'NİN SÖYLEDİKLERİ YALAN

Başbakan Yıldırım, CHP ve HDP'yi eleştirerek, konuşmasını sürdürdü. CHP ve HDP'nin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili mecliste herhangi bir şey konuşmadıklarını, kürsü işgali ve yumruklarla meşgul olduklarını belirterek, şöyle konuştu:

KILIÇDAROĞLU'NUN TARTIŞMA TALEBİNE CEVAP VERDİ

"Her türlü çirkinliği yaptılar. Kendilerini kürsüyü kelepçelerdiler. Şimdi çıkmışlar Anayasa değişikliği meclisi zayıflatacak diyorlar. Meclisi zayıflatan sizlersiniz. Kürsü işgal eden, kimseyi konuşturmayan sizsiniz. Bununla meclisin iş gücü daha da artıyor. Hükümeti denetliyor. Sadece milletvekilleri kanun yapacak. Meclisi Cumhurbaşkanı feshedecek diyorlar. Tamamen yalan. Seçime götürebilir. Seçim kararı alırsa, kendisi de gidecek. Çünkü seçim aynı gün olacak. Bu sistem uzlaşma getiriyor. Anlaşma getiriyor. Değerli kardeşlerim Kılıçdaroğlu, bu anayasa değişikliğinde ne yoksa ondan bahsediyor. Yalan diyorsun. Çıkıp televizyonlarda tartışalım diyor. Anayasayı okumamışsın, ne getirdiğini bilmiyorsun, tartışalım diyorsun. Millet iş bekliyor. Millet ülkenin koşar adımlarla gitmesini bekliyor. Bizim tartışmaya zamanımız yok."

HDP'Yİ ANLATMAYA GEREK YOK

HDP'yi de eleştiren Başbakan Yıldırım, HDP'nin durumunu anlatmaya bile gerek duymadığını, önceleri "Türkiye partisi olduk" demelerine rağmen 7 Haziran'da hemen gittiler Kandil'e teslim olduklarını ifade ederken şöyle konuştu:

"Size ihanet ettiler. Sırtlarını terör örgütlerine, Avrupa'ya dayadılar. Anayasayı yok saydılar. Çukurlar kazdılar, şehirleri yıkıp harabeye çevirdiler. Belediyenin işi çukur kazmak mı? Lojistik destek vermek mi? Milletten aldığın yetki ile sosyal projeler yapacaksın, park yapacaksın diye sana oy veriliyor. Bitlis'te milleten topladığın paraları dağa, teröre aktarıyorsun. İşte bunu hesabını bugün veriyorlar. Bitlis'te ve bazı ilçelerde gereğini yaptık. Hizmet üretip, iş üretiyoruz. Alt yapıyı düzeltiyoruz. Daha iyisini yapmak için gayret ediyoruz. Kürt ve Türk kardeşlerimizi bu beladan kurtaracağız. Bu muhteşem tablo bunun müjdecisidir. Türkiye'nin her köşesine barış, huzur kardeşlik gelecek. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Taşeronluk yapanlar bizim başımızın belası olmayacak."

"EVET' PAZARLIĞI"

Başbakan Yıldırım konuşmasının sonunda 'Evet' pazarlığı da yaptı. Bitlislilere beklentilerini soran ve karşılığında yüzde 100 cevabı alan Başbakan Yıldırım, "Yüzde 100 olmaz. Bırak garibanlar 3-5 puan alsın. Yüzde 90'da anlaştık. Tamamı?" cevabını verdikten sonra alandan gelen 'Havaalanı isteriz' sesleri üzerine de "Uçağı görmeye başladım. Bitlisli ne verirseniz başım gözüm üstüne. Biz oy verdi, vermedi diye iş yapmıyoruz. Bu memleketin sevdalısıyız. Biz Ferhat'ız, milletimiz Şirin. Millete ulaşmak için dağları deleriz. Kuzgunkıranları deler geçeriz. Bu ülkeye sevdamız var. Bu ülkenin gençlerine sözümüz var. Gelecek sizin. Bitlis'in havaalanı sorununu biliyorum. Geçmişte milletvekilleriniz bunun peşinde oldu. Gelecekte mutlaka sizin de bir havaalanınız olacak. Bunun için araştırma ve etüt çalışmalarına başladık" dedi.

Başbakan Yıldırım konuşmasını kalabalıktan 'Evet oyu isteyerek tamamlarken, Kürtçe ifadelerle de, "Evet, evet, evet, bin defa evet" dedi. Başbakan Yıldırım konuşmasının ardından helikopterle Siirt'e geçti.

Görüntü Dökümü

------------------

-Başbakan Yıldırım ın konuşması

AKTÜEL GÖRÜNTÜLER

Osman BEKLEYEN- Murat ÇAĞLAR- Özcan ÇİRİŞ- Fettah YEŞİLYAPRAK/BİTLİS, -

==========================================================

3)BAKAN ARSLAN: TÜRKİYE ÇİFT BAŞLILIKTAN ÇOK ÇEKTİ

ULAŞTIRMA, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Ahmet Arslan, Bursa'da ziyaret ettiği bir fabrikada işçilerle yemek yedi, yaptığı konuşmada Türkiye'nin geçmiş yıllarda çift başlılıktan çok çektiğini söyledi.

Uludağ Ekonomi Zirvesi'ne katılan Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Ahmet Arslan, Bursa'da, Durmazlar Makine Fabrikası'nda işçilerle bir araya geldi. Referandumda oylanacak Anayasa değişikliğine değinen anlatan Arslan, şöyle dedi:

"Bir çift başlılık varsa oradan verim alma şansımız yok. 15 yıldır çok şey yaptık. Türkiye'yi 3.5 kat büyüttük. Ama inanın ki bu cumhurbaşkanlarıyla ile başbakanların anlı anlayışta olması, aynı hedefe yürümesi ve iki başlılık yapmamasından kaynaklanmıştır. 1982 ve 2002 yılları arasını düşünürseniz, çift başlılıktan kaynaklı bu ülke o kadar çok çekti ki bunu örneklerle çoğaltmak mümkündür. Bazen tamam işte aynı düşünceden iki kişi, bu ülkeyi çok güzel idare ederler dedik ama olmadı. Sebebi ise cumhurbaşkanının ayrı yetkileri var. Başbakanın ayrı yetkileri var. Tabiri caizsa tezgahın başında iki kişi var. Ama her birinin amacı farklı, biri eğeceğim diyor sacı, biri ise hayır düzelteceğim diyor. Biri şu ucundan delersek diğer malzemelerle uyumu iyi olur diyor. Diğeri ise diğer ucundan delelim diyor." Geçmiş yıllardan verdiği örneklerle sıkıntıların artık yaşanmaması gerektiğini belirten Arslan, "İyi anlaşacağını düşündüğümüz kişiler bile, bir anayasa kitabı fırlatma hadisesi ile Türkiye'yi bir gecede fakirleştirdi. Yani gecelik repo biranda bin katı oldu. Bu her gün gittikçe fakirleşmeniz demektir. Biz diyoruz, ki sizin desteğiniz ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir dönem daha devam edebilir. Ama yarın ne olacak Eskiden Türkiye'de planlama uzun planlı yapılmıyordu. Çünkü bir sonraki ayın maaşını verip veremeyeceğini bilmeyen bir ülkenin 5 yıllık planlama yapma şansı yoktu" dedi.

Daha sonra fabrikayı gezen Bakan Arslan, Durmazlar Makinenin ürettiği ipekböceği ve tramvayları inceledi. Vatmanın koltuğuna geçen Arslan, kısa süre tramvayı kullandı. Bakan Arslan, daha sonra Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından gerçekleştirilen toplantıya katıldı.

Görüntü Dökümü:

----------------------

-Bakanın fabrikaya gelişi

-Fabrika gezerken

-Yemek alırken

-İşçilere konuşurken

-Tramvay kullanırken

-Detaylar

Süre: 4 dakika 49 saniye Boyut: 223 MB

===================================================

4)CHP'Lİ BÖKE: ÜLKE HUKUKSUZLUKLA, KEYFİYETLE, KARARNAMELERLE YÖNETİLDİĞİNDE TL DEĞER KAYBEDİYOR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, ilk OHAL döneminde Türk Lirası'nın sadece 8 kuruş değer kaybettiğini, 3 Ekim'den bugüne ise 60 kuruş değer kaybettiğini belirterek, "Hukuksuzlukla, keyfiyetle, kararnamelerle yönetildiğinde ülke Türk Lirası değer kaybediyor" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, İzmit'te bir restoranda partililerle bir araya geldi. 15 Temmuz'dan sonra daha çok demokrasi yerine OHAL'in getirildiğini belirten Selin Sayek Böke, "15 Temmuz'da Türkiye bir felaketin ucundan döndü. Demokrasiyle CHP'nin de aralarında olduğu muhalefet partileri hep beraber meclis çatısı altında bombalanırken iktidarla beraber darbeye karşı demokrasi istiyoruz diye bir ortak bildirge imzaladılar. O gece canı pahasına sokağa çıkıp demokratik hakkını kullanan milyonlar ve kendini özgür hisseden basın, demokratik güçlerle bir darbeye engel oldu. Biz Türkiye'nin ihtiyacının daha çok demokrasi olduğunu o gün de söyledik bugün de söylüyoruz. Ama maalesef daha çok demokrasi yerine bu olağanüstü koşulları kendi lehine çevirmek adına OHAL getirildi" dedi.

Böke, OHAL döneminde Türk Lirası'nın değer kaybettiğini ifade ederek, "İlk OHAL bizce yanlıştı ama ekonomi piyasalarında çok olumsuz karşılanmadı. İlk OHAL döneminde Türk Lirası sadece 8 kuruş değer kaybetti. Ama 3 Ekim günü Bakanlar Kurulu'ndan çıkan hükümet sözcüsü dedi ki 'OHAL'i uzatıyoruz'. Şimdi OHAL'i kalıcılaştırmayı teklif eden bir anayasayla karşı karşıyayız. 3 Ekim'den bu güne Türk Lirası 60 kuruş değer kaybetti. Yani hukuksuzlukla, keyfiyetle, kararnamelerle yönetildiğinde ülke Türk Lirası değer kaybediyor. Her 1 kuruşluk değer kaybı hepimize, bütün Türkiye'ye 3 buçuk milyar lira zarar demek. Yani OHAL döneminde Türkiye, 80 milyonun ortak olduğu bu ekonomi 214 milyar lira zarar etti. Soruyorum size, OHAL'i kalıcı kılacak ve cebimizdeki parayı da gururla taşıdığımız Türk Lirası'nı da eritecek olan bu düzenin devam etmesini istiyor muyuz?" diye konuştu.

Böke, önerilen anayasa değişikliği teklifiyle gücün milletten alınıp tek bir kişiye verildiğini söyleyerek, şöyle konuştu:

"Bu teklifi getirmiş olanlar bunun ısrarla bir rejim değişikliği olmadığını, bunun bir sistem değişikliği olduğunu söylüyorlar. Bir anımsatma yapmak gerekiyor. Rejim dediğiniz şey nedir? Bir ülkede yönetme gücünü kimin elinde tuttuğunu ve o yönetme gücünü nasıl kullanacağını tadil etmektir. Bugün biz mücadeleyle kurduğumuz cumhuriyette gücün millette olduğunu, milletin kendi vekilini seçtiği, vekilinden hesap sorabildiği, vekilinde millet adına bakandan, yürütmeden hesap sorabildiği, denetimin millet adına millet tarafından yapılabildiği bir demokrasi kurduk biz. Şimdi önerilen bu anayasa değişikliği teklifi tüm bu gücü milletten alıp saraya, tek bir kişiye teslim eden ve o tek kişinin keyfiyle karar verdiği, milletin sözünün sandık ötesinde geçmediği bir rejim değişikliği öneriyorlar. Rejimi tarif eden, gücün nasıl kullanıldığıdır. Bugün, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nde milletin kendi adına seçtiği temsilcilere denetleme yetkisi verdiği gibi onu denetleme yetkisi de millettedir. Hem siyasal olarak hem de hukuki olarak devlet kurallarla işler, keyfiyetle işlemez. Oysa önerilen anayasa değişikliği teklifinde egemenlik milletten alınıp tek bir kişiye veriliyor ve o bir kişinin hiçbir denetimi olmuyor"

Görüntü Dökümü

------------------------------

Selin Sayek Böke'nin konuşması

Haber-Kamera: Çağla DAŞCI İZMİT (Kocaeli), -

===================================================

5)AK PARTİLİ ŞAHİN: KÜRDİSTAN'IN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN FIRAT KALKANI'NI BAŞLATTIK

AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, "100 yıl sonra şimdi yeniden İran'daki, Irak'taki, Suriye'deki ve Türkiye'deki kürtleri içine alacak, bizim sınırımızda Akdeniz'e açılacak bir Kürdistan kurma projeleri var. Fırat Kalkanı operasyonunu bunun önünü kesmek için başlattık" dedi.

Karabük'te referandum çalışmalarını yürüten Şahin, 100'üncü Yıl Mahallesi'nde site sakinleriyle bir araya geldi. Şahin, Suriye'de hemen hemen her ülkenin askerinin bulunduğunu söyledi. 100 yıl önce Osmanlı'nın son döneminde batılı emperyalistlerin sınırları adeta cetvelle çizdiğini ifade eden Şahin, şöyle dedi:

"Irak'ı, Suriye'yi, Ürdün'ü onlar kurdular. Kendi menfaatleri olacak diye. Ama 2 hedeflerini gerçekleştiremediler. Bunlardan biri büyük Kürdistan'dı biri de büyük Ermenistan'dı, gerçekleştiremediler. 100 yıl sonra şimdi yeniden İran'daki, Irak'taki, Suriye'deki ve Türkiye'deki kürtleri içine alacak, bizim sınırımızda Akdeniz'e açılacak bir Kürdistan kurma projeleri var. Bunların haritaları falan ortaya çıktı. Biz devlet ve hükümet olarak Fırat Kalkanı operasyonunu niye başlattık biliyor musunuz? Bunun önünü kesmek için başlattık. Bu Fırat'ın batısına geçemesin diye yaptık bütün bunları. Yoksa bizim Suriye topraklarında falan gözümüz yok. Bir tek karış toprağında gözümüz yok. Ama Türkiye'nin savunması El Bab'dan başlıyor. Onun için bizim askerimiz orada. O yüzden 70'e yakın şehit verdik. Tam bu noktada Türkiye'de mutlaka güçlü bir yönetimin, istikrarlı bir yönetimin bulunmasına ihtiyaç var. Türkiye'nin beka sorunuyla karşı karşıyayız. Bunu biz de söyledik, sayın Devlet Bahçeli Allah razı olsun söyledi. Şimdi parti menfaatlerini düşünme zamanı değildir. Türkiye ciddi bir tehlikeyle, riskle karşı karşıyadır. O halde Türkiye'de mutlaka güçlü bir yönetimi işbaşına getirmeliyiz, sistem değişikliği yapmalıyız."

Görüntü Dökümü

---------------------------

-Ak Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin'in konuşması

Süre: (02.02) Boyutu: (94 MB.)

Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,

======================================================

6)TÜRK BULGAR SINIRI NORMALE DÖNDÜ

BULGARİSTAN'da pazar günü yapılacak erken genel seçimler öncesinde, milliyetçi partilerin Türkiye'de yaşayan çifte vatandaşların oy kullanmalarını istemedikleri için yaptıkları protesto eylemleri sona erdi. Dün geceden Bulgaristan'ın Kapitan Andreevo Kapısı girişinde bekleyen gruplar dağılmaya başlarken, seçimlerde oy kullanmak isteyenlerin otobüslerle geçişlerinde herhangi bir sıkıntı yaşanmadı.

Bulgaristan'da pazar günü yapılacak genel seçimlere Türkler'in kurduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi (HÖH) ile Sorumluluk, Özgürlük ve Hoşgörü İçin Demokratlar Partisi de (DOST) katılacak. Seçimler öncesi bazı Bulgar milliyetçi partiler, çifte vatandaşların Bulgaristan'da oy kullanmalarını istemedikleri gerekçesiyle geçen Salı günü ve dün Kapıkule Sınır Kapısı'ndaki Bulgaristan'ın Kapitan Andreevo Sınır Kapısı'nda protesto eylemi yaparak sınırı araç trafiğine kapattı. Dünkü eylemlerde polisin yanı sıra jandarma ekipleri de gümrük sahası içerisinde ve dışında geniş güvenlik önlemleri aldı. Protestocuların yola çıkmasının ardından zaman zaman müdahale eden Bulgar polisi, eylemleri yolun dışına çıkardı. Eylemi sürdüren yaklaşık 30 kişilik milliyetçi grup geceyi sınır kapısı önünde geçirdi. Bu sırada Bulgaristan'a giden Türk seçmenlerin otobüsleri sırasında herhangi bir taşkınlık yaşanmadı. Balkan Türkleri derneklerinin organize ettiği seçmen taşıyan otobüslerden bazılarının da Bulgaristan'a açılan Hamzabeyli ile Dereköy Sınır Kapısı'na yönlendirildiği belirtildi.

EYLEMCİLER DAĞILIYOR

Bu sabah saatlerinden itibaren, çok sayıda protestocu dağılmaya başlarken, Bulgaristan'a açılan Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır Kapısı'ndan 10 Türk seçmen taşıyan otobüs geçiş yaptı. Kapıkule Sınır Kapısı'nda işlemlerini yaptıran ve oy kullanmanın yasal haklarını olduğunu söyleyen Asiye Ballı, "Ben oy kullanmak için İstanbul'dan yola çıktım. Protestolar olduğunu duyduk ancak onlardan korkmuyoruz. Seçimlerde oy kullanmak çifte vatandaş olduğumuz için bizim hakkımız, yarın mutlaka seçimlerde oy kullanacağız" dedi.

GAZETECİLERİN YASAĞI KALDIRILDI

Bulgaristan sınırındaki protesto eylemleri nedeniyle, dün Kapitan Andreevo Sınır Kapısı'nda Türk gazetecilere 'güvenlik' gerekçesiyle uygulanan yasak gece saatlerinde kaldırıldı. Eylemin bitmesinin ardından Türk gazeteciler Bulgaristan'a geçiş yaptı.

Görüntü Dökümü

-------------------

-Kapıkule'ye gelen otobüsler

-Seçmenlerin pasaport kontrolü

-Türk seçmenlerle röp.

-Otobüslerin Bulgaristan'a gidişleri

-Türk-Bulgar sınırı

-Bulgar sınırındaki eylemciler

-Kurdukları çadırlar

-Toplanmaları

-Bulgar bayraklı protestocular

-Sınırda bekleyen polisler

-Grupların dağılması

-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Ali Can ZERAY/EDİRNE,-

==================================================

7)GAZETECİ FADIL BİNZET, TOPRAĞA VERİLDİ

ADIYAMAN'da, uzun yıllar gazetecilik yapan ve dün hayatını kaybeden 83 yaşındaki Fadıl Binzet toprağa verildi.

1957 yılında gazeteciliğe başlayan ve uzun yıllar Hürriyet Haber Ajansı ve Doğan Haber Ajansı'nın da Adıyaman temsilciliği görevini yürüten 3 çocuk babası Fadıl Binzet, bir süredir yaşlılığa bağlı rahatsızlıklar nedeniyle tedavi gördüğü Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde dün sabah vefat etti. Binzet için Yeni Cami'de cenaze töreni düzenlendi. Törene TBMM Başkan Vekili ve Ak Parti Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, Adıyaman Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu, İl Emniyet Müdürü Metin Alper yakınları ve çok sayıda gazeteci katıldı. Ölümü ile yakınlarını yasa boğan ve ömrünün 60 yılını gazeteciliğe adayan Fadıl Binzet'in cenazesi, öğle vakti kıldırılan cenaze namazının ardından toprağa verildi.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Yeni Mezarlık

Yakınlarının gözyaşı dökmesi

Cenaze namazı kılınması

Dua edilmesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mahir ALAN, Haci BOZKURT-ADIYAMAN-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 550 MB

====================================================

8)ERMENİLERİN '145'İNCİ İSİM GÜNÜ' AYİNİ

HATAY'ın İskenderun İlçesi'nde, her yıl mart ayında İstanbul'dan başlayıp Hatay'da son bulan inanç yolculuğuna çıkan Türkiye'de yaşayan Ermeniler, tarihi Karasunmanuk Kilisesi'nde isim günü ayini yaptı.İskenderun Karasunmanuk Ermeni Kilisesi'nde düzenlenen ayine İstanbul başta olmak üzere yurdun çeşitli kentlerinde yaşayan 200 Ermeni vatandaşı katıldı. Kilisenin 145'inci isim günü ve paskalya orucu ibadetini yerine getirmek için düzenlenen ayin, Türk Ermenileri Başrahibi Tatul Anuşyan yönetiminde gerçekleştirildi Yaklaşık 3 saat süren ayinde mum yakıldı, dualar okundu, ilahiler söylendi.

Ayinde bir konuşma yapan Tatul Anuşyan, "Bu dünya da hepimizin kuvvete yönelik bir bakış açısı var. Herkes kuvvetlenmek istiyor. Herkes daha güçlü olmak istiyor. Ancak bu güç gün gelecek, artık güç olmaktan çıkacak. Çünkü elimizden gidecek bu güç gözümüzü kapattığımız zaman. Güç ruhani anlamında kullanıldığında ve o anlamda ele alındığında değerlidir ve gerçektir. Bu dünyada bir yaşam kavgamız var. Biz o kavgayı gerçekleştirirken, gündelik ekmeğimizin peşinde koşarken maddi olarak da güçlenmeyi her zaman düşünmekteyiz. Maddiyatınız yeterli olmayınca, yaşayacağınız sorunlarında farkındayız. Ancak gücün ne olduğunu, nasıl güçlenmek gerektiğini düşündüğümüzde. Bizim imdadımıza yetişip diyor ki; Bizim kavgamız insanlar değil. Bizim kavgamız bu dünyadaki karşımıza kötülüklerle, sorunlarla, kötülüğün sebep olduğu sorunlarla, insanın özgürlüğünü elinden alan, iman ibadet özgürlüğünü elinden alan, insanın ruhani yaşantısını elinden çalan bir kötülük var dünyada" dedi.

HUZUR İÇİNDE İBADET EDİYORUZ

Kötülüğe karşı mücadele etmenin zor olduğunu anlatan Anuşyan şunları söyledi:

"Bugün kiliseye geldiğimizde emniyet güçleri, bizim emniyetimizi sağlamak için çaba sarf ediyor. İşlerini en iyi şekilde yerine getirdiler biz bundan şikayetçi olamayız. Çünkü huzursuzluk yaratan kötü güçlere karşı bir mücadele gerekiyor. ve o mücadeleyi vermek için birilerinin seferber olması gerekiyor. Bu bağlamda biz kendilerine son derece müteşekkiriz. Bizlerin burada emniyetini sağladıkları için. En güvenli dediğimiz yerde bir patlama oluveriyor. En sağlam dediğimiz mekanda insanlar hayatlarını kaybediyorlar. İşte bugün biz eğer huzur içinde ibadet edebiliyorsak emniyet güçlerimizin koruyucu ve gerekli önlemleri alan doğru yaklaşımları sayesindedir."

Görüntü Dökümü

------------------------

Ayinden görüntüler

İbadet edenler

Başrahip Tatul Anuşyan'ın konuşması

SÜRE: 05'52" BOYUT: 279 MB

Haber-Kamera Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(HATAY),

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Binali Yıldırım Ahmet Arslan Bulgaristan Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title