Dha Yurt Bülteni - 16
Cumhurbaşkanı'na suikast timi davasında ara karar bekleniyor (3)"KİMSE HELİKOPTERE YAKIT VERİLMES İÇİN BİZE BİR ŞEY SÖYLEMEDİ"Cumhurbaşkanlığı suikast timi davasının verilen aranın ardından sanık ek beyanlarının dinlenmesiyle devam edildi.
Cumhurbaşkanı'na suikast timi davasında ara karar bekleniyor (3)
"KİMSE HELİKOPTERE YAKIT VERİLMES İÇİN BİZE BİR ŞEY SÖYLEMEDİ"
Cumhurbaşkanlığı suikast timi davasının verilen aranın ardından sanık ek beyanlarının dinlenmesiyle devam edildi.
Dalaman Deniz Hava Üs Komutanı Albay Cenk Bahadır Avcı ek beyanında iddianamede önemli bir yanlışlık olduğunu belirtip, "Helikopterin Marmaris'ten Dalaman'a yönlendirildiği belirtiliyor ve bize yakıt verme talimatı verildiği söyleniyor. Ancak, böyle bir şey yok. Helikopterin birinci gelişi ve kalkışında kimse bize yakıt verilmemesi konusunda bir şey söylemedi. Darbecilere ait helikoptere yakıt vermekle suçlanıyorum. Bunların hiçbirinden haberim yok çünkü ben birinci amirimden aldığım talimatları yerine getirdim. Alay Komutanı Albay Yavuz Özfidan'a helikopterin gelişini bizzat bildirdim. Çünkü üzerimdeki amirlerimden bu helikopterin darbecilerle ilgili olduğu yönünde hiçbir bilgi gelmedi. Duyduklarım sadece Marmaris üzerinde helikopterler olduğu ve halka ateş açtığı yönündeydi. Cumhurbaşkanının hangi saatte İstanbul'da olduğunu biliyordum. Cumhurbaşkanı İstanbul'dayken, tam bir saat sonra bana gelen helikoptere yakıt vermekle suçlanıyorum. Cumhurbaşkanı zaten İstanbul'da ben o helikoptere yakıt vererek nasıl darbeye yardımcı olduğumu anlayabilmiş, kavrayabilmiş değilim. FETÖ ile kendimi bağdaştıramıyorum. Yüksek mesai yaptığım arkadaşlarımın tamamına sorun birisi beni FETÖ ile bağdaştırırsa suçlamayı kabul edeceğim. FETÖ ile benim adımın yan yana gelmesi mümkün değil. Suç işleseydim, dibimde deniz var tekneye biner istediğim yere giderdim. Kaçmak isteseydim, kaçabilirdim. Ancak, aklımdan kaçmak gibi bir şey geçmedi, geçemez. Aleyhimdeki delilleri kabul etmiyorum. Bu adaletsizliğe de yüce mahkemenizin son vereceğini düşünüyorum" dedi.
BAŞYAVER, ANKARA'YA NAKLİNİ İSTEDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerini darbeci askerlere bildirdiği iddiasıyla yargılanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski Başyaveri Albay Ali Yazıcı ise ek beyanında açık havada toplantı yaptığı iddialarını reddettiğini belirtip, "22 Mayıs'ta Ankara'da başlayacak duruşmalar için naklimi talep ediyorum" dedi.
MENFEZ PAŞASI, "TAHLİYEMİ İSTİYORUM"
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından "Menfez Paşası" olarak anılan astsubay Zekeriya Kuzu'nun ek beyanına nereden, nasıl başlayacağını bilemediğini belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı Melihşah Başol, "İstediğin yerden başla" diye karşılık verdi. Bunu üzerine Kuzu, şöyle devam etti:
"Bu işin çok basit bir şey olmadığını biliyoruz. Bu devletin bekası içindir ki canımda ailem de devlet için feda olsun. Mahkeme heyetinin doğru karar vereceğine inanıyorum. Şu ana kadar açıklanan çok fazla çelişki var. Bu işin bir FETÖ bir de suikast ayağı var. Bu bir senaryodur. Bu senaryo gereği benim aleyhimde her şey yazıldı, çizildi. İçim çok rahat. Bu davada hakikatlerin ortaya çıkarılmasını ben de istiyorum. FETÖ'cü olduğuma dair 4-5 kişinin verdiği ifade var bunların hepsi yalan. İfadelerinde sadece Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Timleri'nde gruplaşma olduğu doğru. Ayrıca bu ifadeleri verdikleri söylenenler bu kabiliyetten yoksundur.Yönlendirme ile bu ifadeleri verdiklerine inanıyorum. İçerde olanlar FETÖ'cü, dışarıdakiler değilse, dışarıda olan arkadaşlarıma aynı soruların sorulmasını istiyorum. 3-4 kişi, 'Çamur at izi kalsın' yoluyla gidiyor. 52 yaşındayım, ben istesem de terörist olmayı beceremem, Buradan daha çok malzeme çıkacak ama bu çok uzar. Cezaevinde şiir yazmaya başladım.Cem Yılmaz gibiler nasıl zengin oluyor şimdi daha iyi anlıyorum. Böyle senaryolarla zengin oluyorlar. İçki içtiğim söyleniyor. Evet, zamanında çok içki kullandım. Cumhurbaşkanı'na Allah uzun ömürler versin. Cumhurbaşkanımıza küfür etmedim, araştırılsın. Kendi halimde bir insanım. Dini sohbetlere katılmış olabilirim. Ama dini sohbetler kötü değildir" dedi.
"Benim için Hava Kuvvetleri'nde etkili öyleyse FETÖ'cüdür' diyorlar" diyen Kuzu, şöyle devam etti:
"Ne demek etkili olmak? Görevimi yaptım, ne etkim olabilir ki? İşin şakası bir yana, 1 doların dışında koleksiyonum olan paralarda vardı. Onların bana iade verilmesini istiyorum. Suçlu olduğuma inanmadığım için tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum"
Duruşma Binbaşı Taner Berber'in ek beyanın alınmasıyla sürüyor.
Haber: Yaşar ANTER - Cavit AKGÜN / MUĞLA,
==================================
Tunceli'de PKK'nın silah ve mühimmatı bulundu (Görüntü dökümüyle yeniden)
TUNCELİ'nin Ovacık İlçesi kırsalında düzenlenen operasyonlarda ortaya çıkarılan terör örgütü PKK'nın iki deposunda, çok sayıda silah, mühimmat, patlayıcı yapımında kullanılan malzeme ele geçirildi.
Ovacık İlçesi Aslıca Köyü kırsalında düzenlenen operasyonla ilgili Tunceli Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, "Tunceli ili Ovacık İlçesi mülki sınırları içerisinde bölücü terör örgütü mensuplarını tespit etmek ve terörist unsurları etkisiz hale getirmek amacıyla İl Jandarma Komutanlığınca başlatılan 'Şehit Jandarma Uzman Çavuş Caner Erden-210' operasyonu kapsamında devam eden arama/tarama faaliyetlerinde tespit edilen 2 depo içerisinde; 5 kilogram TNT 6 kalaşnikof piyade tüfeği, 1 roketatar silah, 1 M-16 piyade tüfeği, 45 roketatar mühimmatı, 26 roketatar sevk fişeği, 65 el bombası, 18 el bombası fünyesi, 155 doçka mühimmatı, 3 bin 302 BKC (Bixi) mühimmatı, 4 bin 787 kalaşnikof mühimmatı, bin 974 M-16 mühimmatı, 36 kalaşnikof sarjörü, 1 tüfek bombası, 50 şarjör kütüklüğü, 1 silah üstü termal dürbün, 2 el dürbünü, 20 el yapımı patlayıcı devre kartı, 9 elektrikli fünye, 1 akü, 8 telsiz ele geçirilmiştir. Ele geçirilen malzemelerden delil niteliği olanlar muhafaza altına alınmış, diğer malzemeler Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı ile bulunduğu yerde imha edilmiştir" denildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
-Ele geçirilen mühimmatlar
Haber: TUNCELİ, -
=============================
Bakan Çelik'ten Çiğ Süt Tebliği eleştirilerine yanıt (2)
"TARIMSAL ÜRETİMİ ARTTIRMALIYZ"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Çanakkale'deki programının öğleden sonraki bölümünde, Çanakkale İli Tarım Sektörü Ortak Akıl Toplantısı'nda üreticiler ve iş adamları ile bir araya geldi. Toplantının açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Milli Tarım Projesi'ni toplantıya katılan üreticilere anlattı. Türkiye'de mevcut durumda 80 milyon nüfus, 3 milyon mülteci ve 40 milyona yakında turist olduğunu belirten Bakan Çelik, "Bunlara baktığımız zaman bu tarımsal üretimin yeterli olmadığı çok ortada. Bu üretimi daha da arttırmamız gerekiyor. Onun için dikkat etmemiz gereken çok husus var. Hedeflerimizi ortaya koyuyoruz. Hedef nedir? Diyoruz ki, '2023 yılında Cumhuriyet'in kuruluşunun 100'üncü yılında tarımsal hasılamızı 150 milyar dolara, ihracatımızı da 17 milyar dolardan 40 milyar dolara çıkarmamız gerekir.' Bu hedefleri gerçekleştirmek adına her bölgeye gittik. İllere gittik. Sivil toplum örgütleri, çiftçiler, üreticiler başta olmak üzere herkesle görüştük, konuştuk. ve en sonunda fotoğrafı sağlıklı bir şekilde çektik. ve adına Milli Tarım dediğimiz projeyi ortaya çıkardık. Milli Tarım Projesi, geleceğin Türkiye'si açısından çok önemli. Milli Tarım Projesi'yle üretim planı yapacağız. Nerede ne üretilecek, Türkiye'nin ihtiyacı ne, bu en güzel nerede üretilebilir. Ona göre bir planlamadır. Milli Tarım'ın amaçlarından biri budur" dedi.
"TARIM ALANLARINA ÇİVİ ÇAKTIRMAYACAĞIZ"
Toprak konusunda sıkıntılar olduğuna dikkati çeken Bakan Çelik, şöyle devam etti:
"Çiftçi olarak toprağı vermişiz. Kimse, 'Toprağa bu kadar kimyasal ilaç kullanılmaz' dememiş. Ne kadar çok gübre atarsan verim daha yüksek olur zannediyor. Ne kadar çok su verirsen, o kadar verim elde edilir zannediliyor. Yok, öyle bir şey. Çok su verirsen toprağı çoraklaştırırsın. İstediğin ürünü de alamazsın. Çok ilaç atarsanız toprağı toprak olmaktan çıkarırsınız. Bizim toprağın kalitesinde ciddi sorunlar, sıkıntılar var. Bu sağlık konusunda yansıyor. Onun için toprağı koruyacağız. Nasıl koruyacağız. Çanakkale'de ovalarımızı ilan ettik. Çanakkale'de tarım alanlarına 'tarımsal SİT alanı' diyoruz. Oraya çivi çaktırmayacağız. Şu an bunların sayısı 200'ü buldu. Bunu, çocuklarımızın, torunlarımızın olacağı için yapmak zorundayız. Biz, bu ülkede yaşayacağız. Bu ülke bizim. Bozulan o toprakları yerine getirmek için milyonlarca yıla ihtiyaç var. O toprak bir daha geri gelmez. Topraktan geldik. Toprağa döneceğiz. Toprağa zulmediyoruz. Toprak bizi yaşatmaya çalışıyor. Biz toprağı öldürmeye çalışıyoruz. Toprağa zehir atıyoruz. Bu anlayış doğru bir anlayış değil."
"İSTİKRARLI YAPI TÜRKİYE'YE ÇOK ŞEY KAZANDIRACAK"
16 Nisan'daki referandumun ardından yeni bir dönemin başladığını belirten Bakan Çelik, "2019'dan sonra 5 yılda bir seçim olacağı için herkes işine bakacak. Devletin başkanı seçilecek. Hükümet kurulacak. Bir daha 2024'de seçim olacak. Yani 4 yada 4,5 sene herkes işine bakacak. Bu istikrarlı yapı Türkiye'ye çok şey kazandıracak" dedi. Toplantı basına kapalı olarak üreticilerin ve çiftçilerin sıkıntılarının dinlenmesiyle devam etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------------
-Toplantıdan görüntü
-Bakan Faruk Çelik'in konuşması
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Burak GEZEN-Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,
===================================
CHP'li Budak: Deniz beyin söyledikleriyle Fikri beyin söyledikleri aynı şey değil
CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Deniz Baykal ve Fikri Sağlar'ın sözleriyle ilgili, "Deniz beyin söyledikleriyle Fikri beyin söyledikleri aynı şey değil. Deniz bey kendi fikrini söyledi. Partiye söylediği tek kelime yok" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Demre ilçe başkanlığını ziyaret etti. 16 Nisan referandumunda 'hayır' oyu çıkması için çalışan partililere teşekkür eden Budak, "Antalya'da büyük bir başarı yakaladık. Demokrasi güçleri olarak, CHP'nin öncülüğünde geçen genel seçim sonuçlarını tersine çevirdik. Sandıklara sahip çıktık. Ancak yasa tanımaz YSK, yasanın kesin emredici hükümlerine rağmen yasayı çiğnedi. Yasalar kesin hükümlerdir yorumlanamaz. Ama YSK yasayı kendine ve iktidara göre yorumladı. Yasayı çiğnedi. YSK ve Danıştay'a başvurularımızda şunu gördük. Türkiye'de başta hukuk kurumları olmak üzere, birçok kurum çürümüş durumda" dedi.
'OLAĞANÜSTÜ KURULTAY İSTEMEK DOĞRU DEĞİLDİR'
Çetin Osman Budak gazetecilerin Deniz Baykal'ın açıklamaları ve Fikri Sağlar'ın disipline sevkiyle ilgili sorusu üzerine şöyle dedi:
"CHP'nin başında bir genel başkan var. Liderliği de götüren odur. Kavgacı üslubu ortadan kaldırıp, halkın kutuplaşmasını ortadan kaldıracak net tavrı koyan da Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Bunun yanında partimizde bu güne kadar olmamış birlik ve beraberlik sağlandı. Önceki genel başkanımız Deniz Baykal, milletvekilimiz Muharrem İnce, Fikri Sağlar, bütün arkadaşlarımız, tüm örgütlerimiz inanılmaz bir ahenk içinde bu çalışmayı yürüttü. Büyük bir başarı elde edildi. Bu başarıda herkesin katkısı var. Muhalif olan birçok partinin de buna katkısı var. Bundan sonra yapılacak olan da aynı birlik ve beraberliği götürmek. Bizim partimiz tam demokratik bir partidir. Tam demokratların olduğu bir partidir. Biz her şeyi tartışırız. Hepimiz birbirimizi eleştirebiliriz. Genel başkan eleştirilemez bir kişi değildir. Her yerde eleştirilebilir. Ama toplum önünde partimizin eleştirilmesi söz konusu olmamalıdır. Biz milletvekili grubumuzla, parti meclisimizle, il başkanlarımızla toplantı yaptık. Ayın 8'inde de belediye başkanlarımızla toplantı yapacağız. Biz içimizde her şeyi konuştuk. Herkes her şeye aday olabilir. Siz de genel başkanlığa aday olabilirsiniz. Bunun yolu vardır. Burada olağanüstü kurultay istemek benim şahsi kanaatim, doğru değildir. Bizim tüzüğümüz emreder '2 yılda bir kurultay yapılır.' Bu bir emirdir. Bizim tüzüğümüze göre kurultay takvimi başlayacaktır. Biz 3 Mayıs'ta kurultay başlangıç takvimini koyduk. İlçe, il bittikten sonra da ocak ayında da büyük kurultayı yapacağız. Türkiye'nin gündeminde CHP'nin içindeki kavgalar hiç kimsenin ilgisini çekmiyor. Türkiye'de rejim değişmiştir. Bu rejim değişikliğini yine aynı ortak paydada buluşarak demokrasi güçleriyle bir arada yürüyebileceği bir düzen olmalı."
'DENİZ BEY KENDİ FİKRİNİ SÖYLEDİ'
Çetin Osman Budak, şöyle devam etti:
"Bir havuz medyasında, üstelik de Atatürk'e küfreden, CHP'ye küfreden, CHP milletvekillerine ve CHP Genel Başkanına küfreden bir gazetede çıkıp CHP'ye vurmak doğru değildir. Net olarak ifade etmek gerekiyorsa bunu yapan herkes disipline gider. Disiplin ne karar verir, uyarı mı verir, ihraç mı verir onu bilemem. Deniz beyin söyledikleriyle Fikri beyin söyledikleri aynı şey değil. Deniz bey kendi fikrini söyledi. Partiye söylediği tek kelime yok. Çok profesyoneldir. 50 yıllık geçmişi vardır. Siyasette iyi bir devlet adamıdır. O kendi görüşlerini kamuoyu ile paylaştı. Ama Fikri bey direkt partiye ve partinin genel başkanına 'kendisi tek adamdır' demesi, manşete çıkması bu ne kadar doğrudur onu da herkes değerlendiriyor."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
Çetin Osman Budak'ın açıklamaları
HABER- KAMERA: Ahmet ACAR/DEMRE (Antalya),
================================
c
===================================
Okay Temiz ile "Ritim Atölyesi Eğitimi"
YALOVA'da bulunan Aksa Akrilik, "Okay Temiz ile Ritim Atölyesiö eğitimleri ile müziğin gücünden de faydalanarak, Yalova'daki çocukların ve gençlerin sosyal hayatını zenginleştirip, faydalı hobiler edinmelerini sağlayarak gelişimlerine katkıda bulunuyor. Dünyaca ünlü vurmalı çalgılar ustası Okay Temiz ile eğitimlerini sürdüren 75 öğrenci, önümüzdeki ay konser verecek.
Aksa Akrilik, çocukların ve gençlerin kişisel gelişimlerini desteklemeye yönelik olarak gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerini "tek bir çatı altında birleştirdi ve projenin ilk çalışması olarak dünyaca ünlü vurmalı çalgılar ustası Okay Temiz'in "Ritim Atölyesiö eğitimlerini Yalovalı öğrencilerle buluşturdu.
Aksa Akrilik, ortaokul öğrencilerini müzik eğitimiyle buluşturduğu proje kapsamında bu yıl Türkiye'nin dünyaca tanınan perküsyon ustası Okay Temiz'i Yalovalı çocuklarla buluşturdu. Klasik jazz ritimlerini geleneksel Türk ritimleriyle buluşturan usta isim Okay Temiz, yıllar boyunca birçok farklı enstrümanı kendine özgü bir biçimde yorumlaması ve en basit ritimleri bile çarpıcı bir anlatıma dönüştürmesiyle tanınıyor. Uzun yıllar birçok farklı ülkede "Okay Temiz ile Ritim Atölyesiö eğitimlerini veren Okay Temiz, bugüne kadar Avrupa, Amerika ve Hindistan'da birçok konser verdi ve 350 festivale katıldı.
Proje kapsamında, Çiftlikköy'de bulunan Şehit Ömer Halisdemir Ortaokulu ve Kılıç Ortaokulu ile Altınova'da bulunan Hürriyet Ortaokulu öğrencilerine Okay Temiz tarafından perküsyon eğitimi veriliyor. 11-13 yaş arasındaki, her bir okuldan 25 öğrenci olmak üzere, toplamda 75 öğrenci "Okay Temiz ile Ritim Atölyesiö eğitimlerine katılarak ritim ve perküsyon öğreniyor. Öğrencilerin müzik ve rehber öğretmenlerin desteğiyle seçildiği projede kullanılan darbuka, marakas, def, ritim çubuğu, agogo bell ve erbane gibi müzik aletlerini de yakından tanıyor. Eğitimlerin ardından öğrenciler, Haziran ayı içerisinde bir de konser verecek. Projenin sürdürülebilirliğini kılabilmek için de kullanılan müzik aletleri okullara bıkılacak.
Aksa'nın sosyal sorumluluk bilinci ile ortaya koyduğu bu projede yer almaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Okay Temiz, hedefinin Yalovalı çocukları müzikle daha yakından tanıştırmak ve enerjilerini yaratıcı bir alanda kullanmalarına katkı sunmak olduğunu söyledi. Temiz, "Türkiye ritimlerin mühim olduğunu öğrenmeye başladı. Ben bunu okullara sokmak istiyorum. Ritim her şeyin başı. Bu konuda İsveç'te de Finlandiya'da da mücadele ettim. Ritim ve perküsyon, beyin jimnastiğimizi sağlıyor. Bu konuda destekte bulunan Aksa'ya teşekkür ediyorumö dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
-Genel detay görüntü
-Okay Temiz ile röp.
Haber: Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, -
=======================================
Dudağa dolgu mağdurları artıyor
ADANA'da kalıcı dolgu yaptırdığı dudaklarının birden şişmesi sonucu tedaviye alınan hemşire 22 yaşındaki Merve Keleş'e botoks yaptığını iddia eden S.G.'nin başka kişileri de aynı şekilde kandırdığı ortaya çıktı.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde görevli hemşire Merve Keleş, kalça ve göğüs dolgusu yaptıran arkadaşı Z.L.'nin önerisiyle kalıcı dudak dolgusu yaptırmak için kendini 'doktor' olarak tanıtan kadın kuaförü S.G. ile tanıştı. 12 Nisan'da Merve Keleş'in evinde S.G. tarafından 26 iğne batırılarak dudaklarına kalıcı dolgu işlemi yapıldı. İşlem sonrası rahatsızlanan Merve Keleş, bir gün sonra özel bir hastaneye, ardından da şikayetleri artınca kendi çalıştığı hastaneye kaldırıldı. Dudakları şişen Merve Keleş, Balcalı Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi Anabilim Dalı Servisi'nde hemen tedaviye alındı.Genç kız, S.G. hakkında Cumhuriyet Polis Merkezi'ne şikayet dilekçesi verdi.
Bu durumun medyada yer alması üzerine, aynı kişinin başka kişilere de hizmet verdiğini belirterek evlerinde yüz ve yanaklarına iğne batırmak yöntemi ile botoks yaptığı şikayetleri duyuldu. Bu şekilde S.G. tarafından dolandırıldığını iddia edenler Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet dilekçesi vererek S.G.'nin cezalandırılmasını istedi. Bu arada S.G., soruşturma kapsamında Cumhuriyet Polis Merkezi'ne ifade verdi.
Haber: ADANA, -
=========================================
Muhtarlara uyuşturucu semineri
ANTALYA'nın 7 ilçesinde uyuşturucuyla mücadele konusunda farkındalık yaratmak amacıyla mahalle muhtarlarına yönelik seminer çalışması başlatıldı.
'Huzurlu Mahalle, Huzurlu Toplum Projesi' kapsamında ikincisi Konyaaltı ilçesinde gerçekleştirilen seminerin açılışına Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz da katıldı. Toplantıda uyuşturucu ile mücadele konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildi. Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in de izlediği toplantı, Başsavcı Ramazan Solmaz'ın açılış konuşmasıyla başladı. Denetimli Serbestlik İl Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü ve Antalya Halk Sağlığı Müdürlüğü işbirliğinde gerçekleştirilen projenin önemine değinen Başsavcı Solmaz, birçok suçun kaynağında bağımlılığın olduğuna dikkat çekti. Solmaz, mahallelerde bu sorunla daha etkin mücadele etmek için 'Huzurlu Mahalle, Huzurlu Toplum Projesi'nin hayata geçirildiğini söyledi. Bu proje kapsamında uyuşturucuyla mücadele konusunda muhtarlara yönelik eğitim seminerleri düzenlendiğini anlatan Solmaz, Antalya'nın 7 ilçesini kapsayan seminerler dizisinin ilkinin Muratpaşa Belediyesi'nde gerçekleştirdiklerini söyledi.
CUMHURBAŞKANI ÖRNEK ALINDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhtarlarla yaptığı toplantıları örnek aldıklarını belirten Solmaz, "Mahallelerimizde yaşayan insanlarımızın, halkımızın sözcüsü olan muhtarlarımızla toplantı yapmanın, oradaki halka ulaşmanın en kolay yolu olduğunu değerlendiriyoruz" dedi. Muratpaşa ve Konyaaltı'ndan sonra bu toplantıların, Kemer, Aksu, Korkuteli, Döşemealtı ve Kepez ilçelerinde devam edeceğini belirten Solmaz, "Toplumun geleceğini, gençlerimizin geleceğini karartabilecek kötü alışkanlıklarla mücadele için bilgilendirmelerin çok önemli olduğunu düşünüyoruz" dedi. Mahalle muhtarlarının çevrelerinde yaşanan olaylarla ilgili aktaracakları hususların da uyuşturucuyla mücadele konusunda yapılacak çalışmalara ışık tutacağını kaydeden Solmaz, katılımcılara teşekkür etti.
Başsavcı Solmaz'ın açılış konuşmasından sonra mahalle muhtarlarına narkotik şubeden ve halk sağlığından yetkililer tarafından uyuşturucu ile mücadele konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildi. Toplantıda bağımlıların madde temin edebilmek için gerekli parayı bulmak amacıyla hırsızlık, gasp, dolandırıcılık gibi suçlar işlediği de belirtilerek, madde kullanımının ayrıca yaralama, cinayet gibi diğer suçları da körüklediği belirtildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------------
-Konyaaltı belediyesinin dışarıdan genel görüntüsü
-Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz'ın muhtarlarla tokalaşırken görüntüleri
-Toplantıdan genel görüntüler
-Başsavcının Kürsüde konuşması
-Sosyal Hizmet Uzmanı Soner Utku Yükselin sunumu
Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA-
=============================================
Koçyiğit: Diriliş Ertuğrul dizisinde oynamak isterdim
GAZİANTEP'te, Hasan Kalyoncu Üniversitesi tarafından düzenlenen 'Altın Baklava Filim Festivali' kapsamında yapılan söyleşiye katılan Hülya Koçyiğit, 'Diriliş Ertuğrul' dizisindeki 'Haymana' karakterini kendisine yakıştırdığını söyledi.
Bu yıl 3'üncüsü düzenlenen 'Altın Baklava Filim Festivali'nde juri başkanı olan Hüyla Koçyiğit, festivalin ödül töreni ve gala gecesine katılmak için Gaziantep'e geldi. Tören öncesinde üniversite konferans salonunda düzenlenen söyleşiye katılan Koçyiğit, öğrencilerle sohbet ederek, sorularını cevapladı.
Sinemanın kendisi için bir tutkuya dönüştüğünü söyleyen Koçyiğit, sinemaya adım attığı ve birçok ödüle layık görülen 'Susuz Yaz' filminin hayatının dönüm noktası olduğunu aktardı. Film sonrasında okulu bıraktığını anlatan Hülya Koçyiğit şunları söyledi:
"Ankara'ya Devlet Konservatuarı'na yatılı bir talebe olarak gittim ve tiyatro eğitimi almaya başladım. Eğitiminin ikinci yılından sonra 'Susuz Yaz' adlı filmle tanıştım. O gün bugündür sinemanın içindeyim. Sadece bir heves olarak değil, gerçekten iliklerine kadar yaşamış, o aşkı acısıyla tatlısıyla tatmış ve giderek adeta bir tutkuya dönüştü hayatıma. Susuz Yaz benim için yaz döneminde yaptığım bir filimdi. Yönetmeni çok kıymetliydi ve ailem yönetmeni yakından tanıyordu. Yaz bitince ben okuluma dönecektim, bütün planlarımız buydu. Fakat yaz sonu aniden babamı kaybettik. Babam 39 yaşındaydı ve sportmen bir delikanlıydı. Hiçbir hastalığı falan yoktu, ama çok ani bir ölüm oldu. Önümde açılmış bir yol vardı. Okuluma gitmek veya sinemaya devam etmek. Kız kardeşlerim vardı, onlar talebiydi. Annem çalışan bir kadın değildi. Bir işaretti bu benim için. 'Hayat yolu açıldı, ya buradan devam edeceksin, ya da başka bir seçim yapacaksın' denildi. O gün bugündür içimde hep ukdedir. Eğitimimi tamamlayamamamın bir ezikliği vardır içimde. Belki de bu yüzden eğitim gören gençlere müthiş hassasiyetle yaklaşıyorum."
'HAYMANA KARAKTERİNİ KENDİME YAKIN HİSSEDİYORUM'
Bir öğrencinin, 'bugün televizyonda hangi karakteri oynamak isterdiniz?' sorusuna Koçyiğit, damadı Engin Altan Düzyatan'ın başrolde oynadığı Diriliş Ertuğrul dizisindeki 'Haymana' karakterini canlandırmak istediğini söyledi. Diziye adını veren Ertuğrul karakterinin annesini canlandıran Haymana karakterini kendisine yakın bulduğunu vurgulayan Koçyiğit, "Son yıllarda kendimi mümkün olduğu kadar, bu fazla popüler işlerden uzak tutmaya çalışıyorum. Çok birbirine benzer hikayelerle karşılaşıyorum, o da yetmezmiş gibi tecrübeli kadın oyuncular için çok da önemli hikayeler yazılmıyor zaten. Ama son yıllarda Diriliş dizisi ve dizideki Haymana rolü gerçekten çok başarılı. Hülya Dağcan mükemmel canlandırıyor karakteri. Geçenlerde sizin gibi birisi sormuştu, 'son günlerdeki hangi karakteri isterdiniz' diye ona da demiştim Haymana diye. Gerçekten kendime çok yakın hissediyorum bu karakteri" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
Söyleşinin yapıldığı salon
Söyleşiye katılanlar
Hülya Koçyiğit'in salona gelmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Eyyüp BURUN -GAZİANTEP -DHA)