Dha Yurt Bülteni - 17
Veysi Kaynak: Aynı tarihte ezanı yasaklayıp Dersim'i bombaladılar (2)'CERABLUS'TA 550 KÜRTAJ VAKASI GERÇEKLEŞTİRİLDİ'Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Pazarcık Cemevi'ni ziyaret ettikten sonra Kahramanmaraş'ta, Ak Parti Onikişubat İlçe Teşkilatı'nın 'Evet Ofisi'nin açılışına katıldı.
Veysi Kaynak : Aynı tarihte ezanı yasaklayıp Dersim'i bombaladılar (2)
'CERABLUS'TA 550 KÜRTAJ VAKASI GERÇEKLEŞTİRİLDİ'
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Pazarcık Cemevi'ni ziyaret ettikten sonra Kahramanmaraş'ta, Ak Parti Onikişubat İlçe Teşkilatı'nın 'Evet Ofisi'nin açılışına katıldı. Kaynak daha sonra Kahramanmaraş Kafkas Kültür Derneği'ni ziyaret etti. Burada konuşan Kaynak, 15 Temmuz darbe girişimine değinerek milletin istiklaline sahip çıktığını söyledi. Veysi Kaynak, Fırat Kalkanı Harekatı'yla terör örgütü DEAŞ'tan temizlenen Gaziantep'in Karkamış İlçesi'ne komşu Suriye'nin Cerablus kentinde 550 kürtaj vakasının gerçekleştiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Hanım kardeşlerimden özür diliyorum. Ben dün akşam Gaziantep'te o tarafta yapacağımız çalışmalarla ilgili, Fırat Kalkanı bölgesiyle DEAŞ ve PYD teröründen arındırdığımız bölgeyle ilgili yapacağımız çalışmaları koordine etmek üzere Gaziantep ve Kilis valilerimizle beraberdim. Ayrılırken Gaziantep Sağlık Müdürümüz bir şey söyledi; 'Cerablus'ta 550 tane kürtaj vakası gerçekleştirildi.' Niye, namusları kirletilmiş kızlarımızın. Onlar insan; Arap da olsa, Türkmen de olsa, Kürt de olsa insan. Yani bunun, oradaki hadisenin Bosna'da zorla tecavüz edilen Müslüman kadınlardan ne farkı var?"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
Kafkas Kültür Derneği
Veysi Kaynak'ın karşılanması
Kaynak'ın konuşması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
==================================
Meral Akşener: Ha bire kandırılıyorlar
ESKİ MHP Milletvekili Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kandırmayın kalmadığını belirterek, "O gün kanka olanlar kavga ettiler ve sayın cumhurbaşkanı 'Rabbim beni affet, bizi bunlar kandırdı' dedi. Böyle saf, temiz kalpli insanlar biliyorsunuz ha bire kandırılıyorlar. Merkel kandırdı, Obama kandırdı, Putin şimdi görüyoruz kandırdı, Esed zaten kandırdı, kandırmayan adam yok. FETÖ terör örgütü kandırdı, PKK kandırdı, HDP kandırdı" dedi.
Erenler İlçesi'nde bulunan bir düğün salonunda düzenlenmesi planlanan program salon sahibinin isteği üzerine iptal edilirken, program Adapazarı'nda bulunan bir düğün salonuna alındı. Polis salonun önünde geniş güvenlik önlemleri alırken, üstleri aranan kişiler salona alındı. Salonu Türk bayrakları ile dolduran vatandaşlar Meral Akşener'i coşkuyla karşıladı. Meral Akşener kürsüye boynundaki Sakaryaspor atkısı ile çıktı. Millet olarak milli irade tecellisi için oy kullanacaklarını belirten Akşener, "Sayın başbakan çıktı dedi ki 'hayır verenler teröristtir', burayı şereflendiren sizlerin arasında teröristlerle masaya oturup müzakere edenler var mı? peki Habur'da davul zurna ile terörist karşılanırken çadır mahkemeleri kurulup Atatürk resmi ile Türk bayrağı rahatsız olmasın diye oradan çıkarılırken, orada bulunan herhangi bir kişi burada var mı? Peki, Oslo'da Türkiye'yi rezil kepaze eden konuşmayı organize eden biri var mı aranızda. Sayın başbakan bebek katiline bilge lider muamelesi yapan biri var mı aranızda, sayın Öcalan diyen var mı aranızda, Diyarbakır meydanında Şivan Perver ile birlikte ağlaya ağlaya şarkı söyleyen var mı? Peki Barzani'nin bayrağını yani dünyada hiç kimsenin göndere astırmadığı bayrağı hem Ankara'ya, hem İstanbul'a astıran bir kişi var mı aranızda? Peki Barzani'ye evet propagandası karşılığında Kerkük'ü veren bir kişi var mı aranızda? Ey sayın başbakan demek ki bizim aramızda terörist yok. Eğer terörist ararsanız önce sağınıza solunuza, sonra da aynaya bakacaksınız. Bize hain diyor, Enver Paşa'nıın güzel bir sözü var 'hainler korkak olur' diyor, burada cesur insanlar var. Bu arada şimdi yolda gelirken bir bilgi aldık Isparta'da miting yapacaktık, mitingimiz reddedilmiş, ya mili irade tecellisi" dedi
Organizasyonlarına yapılan saldırılara değinen Akşener, "Salon kiralıyoruz, kira ödeniyor salon sahibini çağırıyorlar diyorlar ya defterlerini getir, ya da bunu iptal et. Sonra adam bize gelip ağlaya ağlaya geliyor diyor 'abla ne olur yapmayın'. Diyarbakır'da Nevruz kutlamalarına alanlar açıldı, PKK paçavraları orada sallandı. Niğde de bana toplantı yapma izni verilmedi. Vali bey tarafından verilmedi. Demek ki Hollanda tarafından atanmış bir valiydi ki bana izin vermedi. Her gittiğimiz yerde bir grup genç kardeşimizi gönderiyorlar, bağırıp çağırıyorlar, kürsüyü yıkıyorlar. O genç kardeşlerimizi gönderenlere sesleniyorum kendi kardeşlerinizi gönderin ya da kendiniz gelin, gariban anaların, gariban kardeşlerini göndermeyin. Sonra onları ortada bırakıyorsunuz karakoldan almak bize kalıyor. Şu ana kadar baskın yapan çocuklarla ilgili herhangi bir şikayette bulunmadık. Sizin çoluğunuz çocuğunuz AKP belediyelerinde ballı maaşlar alırken, AKP ihalelerinde büyük paralarla oynarken taşeronların yanında çalışan gariban evlatlarımızı gönderiyorsunuz. Onlara kıymayın, kaldırın kendinizi eskittiniz sandalyelerinizi, gelin burada karşımıza çıkın" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştiren Akşener, şöyle konuştu:
"Sayın cumhurbaşkanı gittiği her yerde dikili ağaçları yok diyor. Bizimle ilgili olarak diyor ki 'çukura düşerler'. Bunun iki özelliği var; çukur kötü bir şey, burada cesur insanların kötü bir şey yapması mümkün değil. Çünkü kişisel menfaat yok, ne sizin, ne de benim var. Davamız Türkiye davası. Ama sayın cumhurbaşkanı sizin meseleniz birazcık kendinize ait. Biz çukura bu manada düşmeyiz. Bir de çukura düşmenin mezar anlamında bir manası var. Biz eceli ne bir nefes evvel, ne bir nefes evvel sonra olduğuna iman etmiş insanlarız. Dolayısıyla eğer bizi siz mezarla, ölümle tehdit ediyorsanız size söyleyeceğimiz tek şey şudur; korku ve iman aynı yürekte olmaz, biz imanlı insanlarız. Doğrudur bizim şahsi anlamda dikili ağacımız yok, benim oğlumun Hollanda da şirketi yok, gemisi yok. Bizleri ana ve babalıktan reddedecekler bizim çocuklar. Bu kadar sene uğraş el yanında maaşla çalışsınlar. Tekmelemeseler iyidir bizi. Sayın cumhurbaşkanına 'Allah'ın bütün sıfatları kendisinde tecelli edilmiştir' diyen biri çıktı ve 'haşa' diyen olmadı. Dolayısıyla bir kişiye bu kadar yükü yüklemenin ölüm var, hastalık var, ben şimdi buradan çıkıp eve gidebileceğim belli mi? Bu kadar yükü bir insana yüklerseniz sonrası hem kendisi için, hem de bu ülke için faydalı olmaz"
Kendisini kavganın içine çekmek için iftiralar ve hakaretler atılacağını ifade eden Akşener, "Yeryüzünün en kibar, en zarif adamı diye bildiğimiz sayın Bahçeli dün Bursa'da 'kudursunlar', yani bize kuduz dedi. Şimdi kuduz olduk, müptezel olduk, hain olduk terörist olduk, olmadığımız bir şey kalmadı. Sabredeceğiz, yolumuzdan ayrılmayacağız. Bu bir seçim değil, parlamenter sistemin kaldırılıp partili cumhurbaşkanının getirilmesidir. Parlamentoya sahip çıkarsanız buna tavır koymuş olacaksınız" dedi.
KANDIRMAYAN ADAM YOK
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kandırmayan adam kalmadığını belirterek, şöyle konuştu:
"2010'da bir anayasa değişikliği yapıldı, milletvekili arkadaşlarım, bakan arkadaşlar burada nasıl çalıştıklarını o dönemde hatırlıyorsunuz. Orada da Pensilvanya'dan talimat gelmişti. Eğer o anayasa metninin içine 18 madde de ilave edilmiş olsaydı 2010'da geçmiş olan bu anayasa değişikliğinin 2011'de sayın cumhurbaşkanı da seçilmiş olsaydı, bu değişiklikle birlikte hayal edin maliye bakanı kim olurdu? maliye bakanı Rıza Zerrab olurdu, adalet bakanı kim olurdu? Zekeriya Öz olurdu, o günün şartlarını düşünün peki milli savunma bakanı kim olurdu? Adil Öksüz olurdu. Diyanetten sorumlu devlet bakanı kim olurdu? Egemen Bağış olurdu. Buna mani olacak bir durum var mıydı? Yoktu. Ama bakın o gün kanka olanlar, o gün birbirleriyle yapışık ikiz olanlar, ruh ikizi olanlar daha sonra kavga ettiler ve sayın cumhurbaşkanı 'Rabbim beni affet, bizi bunlar kandırdı' dedi. Şimdi Allah muhafaza tek kişiye bu kadar gücü verin, bir tek kişinin iki dudağı arasında bu kadar gücü verin ondan sonra da zaten böyle saf, temiz kalpli insanlar biliyorsunuz, ha bire kandırılıyorlar. Merkel kandırdı, Obama kandırdı, Putin şimdi görüyoruz kandırdı, Esed zaten kandırdı, kandırmayan adam yok. FETÖ terör örgütü kandırdı, PKK kandırdı, HDP kandırdı. Şuraya baktığınız zaman bir koca liste kandırdı. Şimdi bugün iyi olduklarıyla, yarın onlar onları kandırmayacakları belli değil. Onun için parlamenter sistemin bu kontrol ve denge mekanizmalarını kalması Türkiye'de yaşayan hepimiz için, Türkiye'nin geleceği için, evlatlarımızın geleceği için çok önemlidir"
GÖRÜNTÜLER CANLI VERİLDİ
Haber: Aziz GÜVENER-Azim ÇELİK/ADAPAZARI(Sakarya), -
==================================
Ümit Özdağ: Hollanda krizinde Başbakan istifasını verdi mi?
MHP'den ihraç edilen Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda ziyareti sırasında yaşanan olayla ilgili olarak, "Acaba Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Başbakan'ın aksi talimatına rağmen Hollanda'ya geçti mi? Bunun üzerine Sayın Binali Yıldırım istifasını verdi mi? İstifası kabul edilmedi mi?" dedi.
Ümit Özdağ, referandum çalışmaları kapsamında Zonguldak'ta esnaf ziyaretlerinde bulundu. Özdağ, ardından Genel Maden İşçileri Sendikası'nda referandum konulu konferansı öncesinde basın mensuplarına açıklama yaptı. Türkiye'yi dolaşarak vatandaşlara 'hayır'ın gerekçelerini anlatmaya çalıştığını söyleyen Özdağ, "Ne yazık ki Başbakan da devletin bütün imkanlarına sahip olmasına, devletin bütün kaynaklarını kullanmasına rağmen neden 'evet' denilmesi gerektiğini anlatmaktan çok, Türk milliyetçilerine iftira atmaya devam ediyor. Sayın Başbakan'ın artık bu iftiralarına, bu kara çalmalarına bir son vermesi gerekiyor. Başbakan ve başında bulunduğu hükümet, netice itibariyle 12 sene boyunca bir terör ve casusluk örgütünün terör ve casusluk örgütü olduğunu anlayamamıştır. Biz bu örgütün bir terör ve casusluk örgütü olduğunu söylerken Başbakan ve arkadaşları, bu terör ve casusluk örgütünün işbirlikçisi konumundaydılar. ve şimdi Sayın Başbakan bizi, Türk milliyetçilerini, 'Mevcut anayasa kalsın' diyen insanları, teröristlerle ve darbecilerle yan yana gösterme çabası içinde bulunuyor" dedi.
'BAŞBAKAN İSTİFASINI VERDİ Mİ?'
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'da Türk Konsolosluğu'na girişine izin verilmemesiyle ilgili de iddialarda bulunan Özdağ şöyle konuştu:
"Önce Sayın Başbakan şunun cevabını Türk kamuoyuna versin; Acaba Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Hollanda'ya geçmek istediği gece, Başbakan Hollanda'ya geçmesini yasakladı mı? Bakan Hanım, kendisine 'gitme' demesine rağmen Başbakan'a, 'Sizin talimatınızı dinlemiyorum' dedi mi?' ve Başbakan'ın aksi talimatına rağmen Hollanda'ya geçti mi? Bunun üzerine Sayın Binali Yıldırım istifasını verdi mi? İstifası kabul edilmedi mi? ve istifası kabul edilmediği günden bu yana Sayın Binali Yıldırım, istifa etmeyi bile beceremeyen bir Başbakan olarak protestosunu, toplantı saatlerini, Cumhurbaşkanının saatleriyle çakıştırarak mı yapıyor? Yoksa bunların hiçbirisi doğru değil mi? Ben Sayın Binali Yıldırım'a bize iftira atmayı bırakmasını ve önce bu soruların cevabını kamuoyuyla paylaşmasını rica ediyorum."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
-Prof.Dr. Ümit Özdağ'ın esnaflarla çay ocağında sohbet etmesi
-Caddede dolaşması
-GMİS binasına girmesi
-Ümit Özdağ'ın açıklamaları
-Haber-Kamera: Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK,
=========================================================
Metin Feyzioğlu: Sandıktan çıkacak sonuç, Türkiye'nin zaferi olacak
TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan'daki referardumla ilgili olarak, "16'sı akşamı sandıktan hayır çıktığında Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın ilk söyleyeceği şey, ben eminim ki 'Milletin zaferidir.' Bunu söyleyeceklerdir. 16'sında sandıktan çıkacak sonuç Türkiye'nin zaferi olacaktır" dedi.
Eskişehir Barosu tarafından düzenlenen 'Anayasa Değişikliğini Tartışıyoruz' konulu toplantı, Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi'nde yapıldı. Toplantıya konuşmacı olarak TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, MHP'den ihraç edilen Yusuf Halaçoğlu, CHP eski milletvekili Süheyl Batum ile Avukat Hüseyin Özbek katıldı.
HALAÇOĞLU: HEPİMİZİN SIRTINDA AĞIR YÜK VAR
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Yılmaz Büyükerşen ile birlikte çok sayıda kişinin izlediği toplantıda konuşan Yusuf Halaçoğlu şunları söyledi:
"16 Nisan'da bir otomobil düşünün ki; gittiği doğru yoldan hangi yola sapacaktır, onun kararını vereceğiz. Gittiği yol çıkmaz bir yol mudur, belli değil. Bunu anlayabilmek için her şeyden önce otomobilin direksiyonunun sağlam olup olmadığına, frenin olup olmadığına, yakıtını olup olmadığına bakarız. Şimdi biz oylayacağımız anayasa aynı şekilde düşünecek olursak, anayasanın Türkiye'ye neler getireceği meselesini çok iyi tahmin etmek mecburiyetindeyiz. Çünkü bir karar veriyoruz, bu karar Türkiye'nin geleceğini doğrudan doğruya, yüzde yüz etkileyecek bir karar. Aslında hepimizin sırtında, omuzlarında çok ağır bir yük var."
FEYZİOĞLU: İHTİYAÇ OLAN BU ANAYASA DEĞİL
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ise konuşmasındaTürk milletini çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine taşıyacak bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyleyerek, "Ama bu anayasa, bu değil. Eğer göklere çıkmak istiyorsak, yerin dibine inmeye hayır diyoruz. Türkiye Barolar Birliği ve barolar olarak biz milletimizi bilgilendirme görevine kanunen sahip Türkiye'deki yegane kamu kurumu niteliğinde meslek örgütüyüz" diye konuştu.
Hiçbir karşılık beklemeden anayasa değişikliğini anlatmaya çalıştıklarını söyleyen Feyzioğlu, "Kimse bize madalya filan takmadığı halde bir mücadelenin içerisindeyiz. Bu mücadelenin hiçbir siyasi particilikle, hiçbir şahsi beklenti ile alakası yok. Ama buna rağmen her türlü tehdit ile karşı karşıyayız" dedi.
'MİLETİN ZAFERİDİR' DİYECEKLER
Metin Feyzioğlu 16 Nisan'da 'Hayır'ın kazanacağını da öne sürerek, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın da bu durum karşısında 'milletin zaferidir' diyeceklerini söyledi. Feyzioğlu şöyle konuştu:
"16 Nisan'da hayır çıkacağını görüyoruz. Yani biz, öyle avizeli salonlardan avizeli salonlara koşmuyoruz. Köy köy, kasaba kasaba gidiyoruz, esnafla oturuyoruz, kahvelerde oturuyoruz. Asıl zafer, 16 Nisan akşamı alacağımız hayır oyu değil. Bunu böyle düşünürseniz eksik ve yanlış yapmış olursunuz. 16 Nisan'ın zaferi 17 Nisan'da birbirinizin yüzüne yine bakacak gibi kalabilmemiz. Bu hayırı böyle kazanacağımız için başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere her zaman sandıkla gelmiş olmanın onurunu ve vazgeçilmezliğini ifade eden siyasi iktidar 16'sında çıkacak olan 'Hayır'ı mutsuzlukla değil, öfkeyle değil, milletin bir zaferi olduğu için gururla karşılayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı her seferinde sandıkla gelmiştir, sandığın erdemini herkese anlatmayı vazife bilmiştir. 16'sı akşamı sandıktan 'Hayır' çıktığında, sandıktan hayırı çıkartan sizler kimsenin gönlünü kırmadan, herkesi kucaklayarak çıkarttığınız için Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın iktidar partisinin, tüm siyasi partilerin sandıkların sonuca ilan edilir edilmez ilk söyleyeceği şey ben eminim ki, 'Milletin zaferidir.' Bunu söyleyeceklerdir. 16'sında sandıktan çıkacak sonuç Türkiye'nin zaferi olacaktır. Bu olay, Türk devletinin, Türk devlet geleneğine devam edip etmeyeceğine karar verdiğimizdir olay. Kabile olup dağılıp gidecek miyiz, yoksa bin yıllardan süzülmüş Türkiye Cumhuriyeti olarak yarınlara daha bir umutla, daha özgür yelken mi açacağız. İşte olay bu."
Görüntü dökümü:
-------------------------
-Toplantıya katılanların
-Yusuf Halaçoğlu'nun konuşması
-Metin Feyzioğlu'nun konuşmasından çekilen görüntüler bulunuyor
Haber: Kemal ATLAN / ESKİŞEHİR, -
=========================================================
Uludağ Ekonomi Zirvesi ikinci gün (7)
GAYRİMENKUL: BÜYÜMENİN YENİ YÖNÜ
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci gününde 'Gayrimenkul: Büyümenin Yeni Yönü' oturumu Servotel CEO'su Ömer İsvan'ın moderatörlüğünde yapıldı. Oturumda Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Aziz Torun, TOKİ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ergun Turan, Tahincioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu, NEF İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, Artaş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya ile DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz birer konuşma yaptı.
Moderatör Ömer İsvan, "İnşaat bir tedarik. Bazen araziden önce bazen de araziden sonra. Daha çok kullanıcının ona verdiği anlamla ilgili bir sektör. İnşaatı onun için bizim panelimizin dışında bırakmak istiyoruz. Biz sadece gayrimenkulu konuşacağız" dedi.
AZİZ TORUN: İNOVASYONU YETERİ KADAR KULLANDIĞIMIZ SÖYLENEMEZ
Aziz Torun'un "Oturumu sonuna kadar izleyenleri teşvik edelim. Yüzde 5'lik indirim yapalım" sözleri salonda alkış aldı. Gayrimenkul sektöründe inovasyonun yeterince kullanılmadığını söyleyen Torun, şunları söyledi:
"Mayıs ayında genel kurulumuz var. Dernek başkanlığını da meslek haline gelmemesi için sonlandırmış olacağız. Ömer bey 'inşaatla karıştırılıyor' dedi. Çok şükür biz dernek başkanlığı döneminde 'biz inşaatçı değiliz gayrimenkul sektörüyüz' dedik. İnovasyon aslında büyülü bir kelime. Bizim gayrimenkul sektöründe çok fazla öyle olduğumuzu söylemek biraz yanlış olur. Ama projelerinde inovatif çalışanlar da var Sektörün buna ihtiyacı var. Daha farklı ne yapabiliriz, yeni malzemeler neler bunu görmemiz lazım. Çok kaliteli malzemeler kullanıyoruz ve kaliteli binalar yapıyoruz ama inovasyonu yeteri kadar kullandığımız söylenemez. Gelecekle ilgili sektörün inovatif olması gerektiğini söyleyebilirim."
"İSTİKRARIN OLMASI GEREKİYORö
Sektör temsilcilerinin uzun süreli ortaklıklar yapabileceğini söyleyen Torun, "Proje geliştirirken o bölgenin yapısı, satın alma gücüne de bakılması gerekiyor. Gayrimenkul sektöründe balon yok. Sadece arz ve talebin kesişmediği durumlar olabilir. Geliştiriciler olarak bir yerde proje yaparken bunları çok iyi analiz etmemiz gerekiyor yaptığımız ürünü satabilmek için. Belki farklı gayrimenkuller de geliştirmemiz gerekiyor" dedi.
Gayrimenkul sektörü için yeni bir finansman modeli çıktığını, bunun dairelerden belki ticari gayrimenkullere kaydırılmasıyla başarılı bir potansiyel yaratabileceğini belirten Aziz Torun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AVM, ofis olabilir. Öğrenci yurdu olabilir. Biz geliştiriciler olarak bir öğrenci yurdu geliştirirken paydaş olursak, yani sadece proje bitince hemen nakde çevrilecek bir ortaklık değil, uzun süreli bir ortaklıklar yapılabilir. Bizdeki borsanın değeri 200 milyar dolar civarında. Borsada en değerli şirketimiz 10 milyar dolar. Yurt dışı ile müthiş fark var. Borsadaki şirketlerin sayısını artırmamız lazım. Beklenmedik kur artışları da şirketleri sürdürülemez hale getiriyor ve bir anlamda ülkeyi de fakirleştiriyor. Bu yüzden istikrarın olması gerekiyor."
ERDEN TİMUR: KABA KABA İNŞAAT YAPAN KABA İNSANLAR OLARAK GÖRÜLÜYORUZ
NEF İcra Kurulu Başkanı Erden Timur ise gayrimenkul sektöründekilere vatandaşların çoğunun 'kaba insanlar' gözüyle baktığını söyledi. Timur, "Kendi içimizdeki toplantılarda insanların yaşamına dair tasarımlar yaptığımızı biliyoruz. Bizlerin yaptığı evlerde çocukların büyüdüğünü görüyoruz. İnsanların kendilerini değerli hissedeceği çalışmalar yapıyoruz. Dışarıda kaba kaba inşaat yapan kaba insanlar olarak görülüyoruz ama bu böyle değil. Gayrimenkul dışında bir isim bulsak pek fena olmaz diye düşünüyorum" diye konuştu.
Hem inovasyon hem de teknolojinin insanlarda 'his kavramını' geliştireceğini söyleyen Timur, "İnovasyonda önemli olan hayal etmek olduğu için ileride iş biraz mekansızlaşmaya doğru gidecek diye düşünüyorum. Dünyada da bence mekanların, mülkiyet kavramı sorgulanacak. Teknoloji kullanarak 10 yıldır akıllı ev yaptık. Bunları yaptım, projeyi teslim ettim. Kimse aramadı. Demek ki kullanılmıyor dedim. Ama bu hayatımıza girecek. Bunun, geliştiricilere olan etkisi; insanın o binada yaşarkenki mutluluğunu yaşamasını düşüneceğiz. Dolayısıyla var olduğunuz yer önemli ama önemli olan hissettiğiniz olacak. Bu his kavramı da her şeyin başı olacak" dedi.
MEHMET ERGUN TURAN: YENİ BİR TRENDİN OLUŞMASI GEREKİR
TOKİ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ergun Turan ise verilerle sektörü değerlendirdi. 2016 yılında TOKİ'nin 65 bin sosyal konut ürettiğini söyleyen Turan, alt gelir grubunun da konut sahibi olması için yeni bir akımın başlaması gerektiğine dikkati çekti. Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gayrimenkul piyasası son 10-15 yıldır eleştiriliyor. Sanayinin az gelişmesinin sorumlusu gayrimenkul sektörü olarak algılanıyor. Buna katılmıyoruz. 2023 hedeflerine yaklaşacaksak gayrimenkul sektörü bugünden daha ileride olmalı. Sanayi niye istenilen yerde değil başlığı tartışılabilir. Türkiye'de 2008 yılında gayrimenkuldeki satış rakamı 428 binken, 2016 yılında yaşanan bir darbe girişimine rağmen, sıkıntılı duruma rağmen, bölgedeki bir çok sıkıntılı duruma rağmen 1 milyon 400 bandına yaklaştı. Bu umut verici bir rakam. Üretim rakamları ile alakalı 2006'larda 320 binlerde olan konut üretim rakamı 2016 yılı itibariyle yaklaşık 750 binlere çıktı. TOKİ 2003 yılına kadar 19 yılda 43 bin konut üretebilmiş. Ama 2003'te başlayan süreçten bugüne gelene kadar 775 bin rakamına ulaştık. 19 yılda 43 binde konut üretirken, şuanda 775 bine ulaştık. Sadece 2016 yılında 65 bin sosyal konut ürettik. Bu yılda hedefimiz asgari 65 bin konut inşa etmek. Bu rakama inşallah ulaşacağız. İlk 3 ayda yaklaşık 20 bin konutu ihale ettik. Bunlar önemli rakamlar. Bütün bu yapılanlara rağmen TOKİ son 13 yılda 775 bin sosyal konut rakamına rağmen Türkiye'de konut sahipliği oranı artmamıştır. Hala yüzde 61-62'ler seviyesindedir. O zaman sektörde alt ve orta gelir grubunun konut sahibi olması ile alakalı yeni bir trendin oluşması gerekir. Sektör temsilcilerindeki arkadaşlarımızın da kentsel dönüşümle oraya doğru kayması gerektiği kanaatindeyim."
"ARAZİ GELİŞTİRME KONUSUNDA ÇARESİZ DEĞİLİZ"
TOKİ Başkanı Turan, yaptıkları konut projelerine de oldukça ilgi olduğunu söyledi. Arzın fazla olduğunu belirten Turan, şunları söyledi:
"Türkiye 81 ilde 780 bin kilometrekare bir alan. Türkiye nüfusunun 5'te biri İstanbul'da yaşıyor. Biz arazi geliştirme konusunda sadece İstanbul başlığıyla konuşuyoruz. İstanbul'da arazi geliştirme konusu iki tarafı denizle çevrili, büyük bir kısmı su havzaları, bir kısmı tarım alanı, büyük bir kısmı kuzey ormanlarıyla çevrili istisnai bir yer. Bu alanda arazi geliştirme konusu uzun saatler tartışılabilir. İstanbul'un olası bir deprem konuşuluyor. İstanbul'da asıl olan şey 15 milyonluk kent var. Planlama anlamında nüfusun nereye oturacağını konuşulması gerekir. Sonrasında İstanbul'da asıl olan şey sosyal konutları yapıp, oraları doldurmak değil şehrin içinde sıkışmış alanları bir şekilde desantrale edilmesidir. Şehrin içerisinde kilometrekarede 45-50 bin kişinin yaşadığı alanlar var. Arazi geliştirme konusunda çaresiz değiliz, uğraşıyoruz. Bunun için sosyal konut üretiminde uğraşıyoruz. Bu rakamlar şişmesin diye ihalelerimizde gayret gösteren ekibiz. Açık ihale yapıyoruz ama fiyatlarında şişerse kime satılacak? Sektör belli. Bunun dışında kalan 81 vilayet her alanda TOKİ, devlet anlamında gayrimenkul arazisi olan devletiz. Geliştirilebilir, ancak bir şehirde arazi geliştirsek burada nüfus talebi olması lazım. Örnek verecek olursak, Karaman'da son 2.5 yılda 2 bine yakın konut yaptık. Şuanda talep toplamadayız. Son koyduğumuz 500 konuta 6-7 katı kurayla müracaat var. Erzurum'da nüfus artışı yok. Ama arz ettiğimiz konutlara 4-5 katı talep geliyor. Son 2.5 yılda orada bin 500- 2 bine yakın konut satıyoruz. Bir insanın bir şehirde konut sahibi olması o insan orada yaşamasıyla alakalı en önemli aidiyettir. Bizim için de İstanbul çok önemli. Biz, kamu kaynaklarından direkt gelir alan ve harcayan bir kuruluş değiliz. Geliri kendimiz geliştirmeye çalışıyoruz. İstanbul yada Ankara'da veya Nevşehir'de ürettiğimiz arsalardan hasılat paylaşım metodunu ihale ediyoruz, bu dostlarımız proje geliştiriyor. O gelen gelirle Anadolu'da sosyal konut inşa ediyoruz."
ÖZCAN TAHİNCİOĞLU: ÜST KURUL OLUŞTURMAMIZ LAZIM
Gayrimenkul sektöründe bir üst kurulun ya da platformun oluşturulması önerisinde bulunan Tahincioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu, "Türkiye müteahhitlik anlamında çok ileride. Hepimiz geliştirici firmayız ama enerjimizin ve zamanımızın yüzde 80'i bürokrasiye gidiyor. Bu ciddi kayıp demek. Bürokrasi demişken burada da değerli bürokratlar varken, koordinasyonu artırmamız lazım" dedi.
Aslında Türkiye'nin ihtiyacı olan konutların daha alt gelir seviyelerine hitap eden ucuz konutlar olması gerektiğini belirten Tahincioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizler de geliştiriciler olarak talebin olduğu yönde çalışma yapmak istiyoruz ancak arsa fiyatlarının pahalılığı nedeniyle üst gelire hitap etmek zorunda kalıyoruz. Ben de kesinlikle bu sektörde balon olduğuna inanmıyorum. Makro ekonomiye baktığımızda bunu görüyoruz. Alt kısımlarda sıkıntılar yok değil. Hep şikayet ediyoruz ama aslında bizim bir takım şeyleri göz önünde bulundurarak çalışma yapmamız gerekiyor. Bu arz talep dengesini daha iyi götürebilmek için platform oluşturmakta fayda var. Büyümenin lokomotifi haline gelmiş sektör haline geldiysek, bağımsız bir üst kurul, farklı bir platformla bu diyalogu oluşturmamız lazım. Ticari gayrimenkullerdeki sıkıntıları giderici mahiyette önlemleri almamız gerekiyor. Özellikle son dönemde doların oynaması haklı olarak perakendecilerin şikayetlerine neden oluyor. O konuda farklı görüşmeler yapıyor. Ama üst kurul önemli."
OTOMATİKMAN GAYRİİHTİYARİ OLARAK YÜZÜMÜZÜ DOĞU'YA DÖNDÜK
Son dönemde Avrupa'da yaşanan karalama kampanyalarının sektörü etkilediğini söyleyen Özcan Tahincioğlu, "Gayrimenkule gelen yabancı sermaye konusunda son 10 yıla bakarsak yüzümüzü batıdan doğuya döndüğümüzü görüyoruz. Otomatikman gayriihtiyari olarak yüzümüzü doğuya döndük. Daha düşük getirilere razı olabilen, Türkiye'nin geleceğine inanan sermaye oldu bunlar. Bunu direkt ürün satışında yabancı alımlarda da gördük. Avrupa'da yaşanan ciddi karalama kampanyasının hepimizi ilgilendirdiğini düşünüyorum. Finans sektörünü de, bizi de etkiliyor. Yabancı gayrimenkul konusunda direkt yatırım çok az seviyede ama onların olmadığı yerde bizim oyun alanımız genişliyor. Bu yüzden çok da şikayetçi olduğum söylenemez" dedi.
SÜLEYMAN ÇETİNSAYA: GEÇMİŞTE YAPILAN HATALAR NEDENİYLE 7 MİLYON SAĞLIKSIZ KONUT STOKUMUZ VAR
Artaş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, gayrimenkul sektörünün sağlıksız konutlarda yaşamını sürdüren insanlara yönelmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'de 7 milyon sağlıksız konut stokunun olduğunu söyleyen Çetinsaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ekonomik imkanları dar olan bir aileden geliyorum. 1963 senesinde İstanbul'a geldiğimizde babamız bize bir bodrum daire tuttu. Bu kiralıktı. Akşamları yattığımızda hafif bir rutubet ve ıslaklık vardı. Ben 1977 yılından beri bu sektördeyim ve 40'ıncı senem. O günden bugüne bodrum yapmadım. Hukuki sorun da yaşamadım. Bizim amacımız, sizlere nitelikli bir konut yapmak. Bu konutta sağlıklı ve nitelikli oturmanızı sağlamak. O çocukların, ailelerin daha eğitimli ve daha iyi yetişmesine aracılık etmek. Tabi ki bir şeyler kazanmak için gayret ediyoruz ama hiç kimse parayı öbür tarafa götürmüyor. Türkiye ekonomisinin biz sadece yüzde 20'ine hitap ediyoruz. Yüzde 80'in konuta ihtiyacı var. Hepimizin kiracı olmaması için gayret ediyoruz. Geçmişte yapılan hatalar nedeniyle 7 milyon sağlıksız konut stokumuz var. Sağlıksız bölgede yaşayan insanlarımız bizleri ilgilendiriyor. Onların da kalitelerini yukarıya doğru taşırsak hepimiz rahat edeceğiz."
Kentsel dönüşümde vatandaşlarla müttehitlerin karşı karşıya kaldığını söyleyen Çetinsaya, bu konuda çalışma yürütülmesi gerektiğini söyledi. Çetinsaya, "Kentsel dönüşüm; geç kalınmış ama kanun çıkması da güzel bir şey. Üç yasa çıktı. 2012-13'te vatandaşlarımız bunu anlamaya çalıştı. Kentsel dönüşüme konuttan dönüşümde arada sıkıntılar yaşanıyor. Tabi bakanlık da araya bazen giriyor ama maalesef vatandaşlarımızı tatmin etme arzusu zor oluyor. 80 öncesi hisseli tapular vardı. Bu hisseli tapulardan elde edilen yerleşimler var. Bunlara altyapı getirilmiş. Kentsel dönüşüme başlandı" dedi.
Başlangıcın güzel olduğunu ancak kentsel dönüşümde vatandaşla müteahhit karşı karşıya geldiği zaman anlaşmasının mümkün olmadığını belirten Çetinsaya, "Vatandaş ve müteahhit arasında huzursuzluklar oluyor. Bazı müteahhitlerin iflasına neden olabiliyor. Fikirtepe örneği var. Çok büyük yüzdelerle olan hadiseler var. Bizim sağlıklı konut yapmamız için lütfen ilçe belediyeleri de devreye girerek, vatandaşlara müteahhitlerin orta yolu bulması gerekir. Üç beş bina ile değil ada bazında olması gerekiyor. İnşaat sektörümüzün en önemli sorunlarından birisi de budur. Vatandaşın varı yoğu tek bir ev. Onu sıkıntıya sokarken onun hayalleri de biter. Bunu ön planda tutmamız gerekiyor" diye konuştu.
ZİYA YILMAZ: BU FIRSATI İYİ DEĞERLENDİRMEMİZ LAZIM
Kentsel dönüşümle hem Türkiye'nin hem de sektörün bir fırsat yakaladığını söyleyen DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, "Biz insanların barınma ihtiyaçlarını gideriyoruz. Ülkemize değer katan bugün değil yarın da değer kazanan vizyoner projeler üretiyoruz. 20 yıl geriye dönüp baktığında kendiyle gurur duymasını istiyoruz" dedi.
Türkiye 1999 Marmara depreminden sonra çok güzel fırsat yakaladığını söyleyen Ziya Yılmaz, şunları söyledi:
"Dönüşümü yaparken kentsel dönüşümden başladık şimdi yenilemesine başladık. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım. Bunu değerlendiremezsek fırsatı kaçırmış oluruz. Rant aslında artı bir değerdir. Rant olması gerekiyor. Bu ülkelerin milletlerin devamı için olması gereken bir şeydir. Bir takım yönetmeliklerdeki eksiklikler ve bazı yerel belediyelerin durumdan uzak durması, çantacı tabir ettiğimiz bazı kişilerin, araziye girdiklerinde 'ben buradan para kazanırım' bakışı, olayı çıkmaza itti. Yarın 20-30 yıl geriye döndüğümüzde 'keşke değerlendirseydik bunu' demememiz lazım. Sektörle ilgili ülkemizde bazı bölgelerde arz fazlalığından sıkışmalar olabiliyor. Bugün Londra 58 milyarlık yurt dışına konut satıyor. Biz daha yeni yeni 4 küsura geldik. Bunu bakkal düzeninde değil de profesyonel elden geçirilmesi lazım. Son zamanlarda yaşanan olaylardan dolayı vitrini düzeltebiliriz ve pastadan ciddi pay alabiliriz."
GÖRÜNTÜLER CANLI VERİLDİ
Haber: Edip TEKİN - Can EROK / BURSA,
=========================================================
Uludağ Ekonomi Zirvesi ikinci gün (8)
JAAK AAVİKSOO: EĞİTİM BİR ULUSUN ÇOCUĞU GİBİ
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin 'Eğitim: Kalkınmanın Motoru' isimli oturumu Silver Spring Türkiye CEO ve TÜSİAD STEM Başkanı Burak Aydın modaratörlüğünde yapıldı. Oturumda Estonya Eğitim eski Bakanı Jaak Aaviksoo, Finlandiya Eğitim eski Bakanı Par Stenback ve Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şule Kut katıldı.
Estonya Eğitim eski Bakanı Jaak Aaviksoo, dünyanın neresinde olursa olsun eğitimden bahsedilirken güçlüklerden bahsetmeye devam edileceğini söyledi. Eğitim her şeyin özünde yer aldığını söyleyen Aaviksoo, "İkinci olarak eğitim sistemini eleştiriyoruz. Eğitim bir ulusun çocuğu gibi… Zayıf olsa da çok eleştirmeden onu sevmeliyiz. Yalnızca Milli Eğitim Bakanı'nı değil, tüm bakanların sevdiği çocuk olacak. Sürekli değişime kendimizi adamamız gerekiyorö diye konuştu.
"İlerde bizi neler bekliyor'ö sorusunu yanıtlayan Aaviksoo, "Şurası açık ki kişisel becerileri daha fazla geliştirmemiz gerekecek. Klasik eğitim, disiplin odaklı. Değişimi görüyorsak, temel ihtiyaçları yönelmemiz gerekecek. En önemlisi çocuklarınıza hayat boyu öğrenme becerilerini aşılamanız lazım. Bu son derece önemli. Daha önemlisi eğitim becerileri sonradan gelişir. 6 yaşlarında hatta daha öncesinde. Okul öncesi eğitim dolayısıyla temel kişisel becerilere odaklanılmalı. Anaokulları daha dikkatli mecralar olmalı. Kolay değil. Son derece yetkin ve iyi eğitimli öğretmenlere ihtiyaç olacak ki; ulaşabilelim. Erken yaşta kişisel beceriler gelişsin. Bunu başarabilirseniz lise, üniversitede değil, hayat boyu öğrenmeye devam edecekö dedi.
STENBACK: EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNE İNANIYORUZ
Finlandiya Eğitim eski Bakanı Par Stenback ise öğrencilerin sadece okur-yazarlık değil, spor, sanat alanında da gelişmeleri gerektiği, bütünsel eğitim alsınlar istediklerini kaydetti. Pek çok ülkede testler yapıldığını hatırlatan Stenback, bunun öğretmenler için de yapıldığını söyledi. Maaşın artması için yüksek not almak gerektiğini ifade eden Stenback, "Biz buna inanmıyoruz. Öğretmenlere özgürlük verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 5–10 yıl sonra öğretmen olduğunuz için pişmanlık duyuyor musunuz?' diyoruz. 'Hayır' diyorlar. Öğretmen olabilmek kolay değil. Başvuruların yüzde 10'u kabul ediliyor. Saygı duyulan ve çok önemli bir meslek. Son olarak, okul tercihleri ile ilgili pek çok ülkede insanlar benim çocuğumun en iyi okula gitmesi bakış açısı var. Fakat Finlandiya'da özel okul diye bir şey yok. Pazar da yok. Özel okul kurabilirsiniz. Fransızca, Rusça eğitim veren okullar var. Böyle hak yok demiyorum. Dini okullar da var. Piyasada böyle talep yok. Fırsat eşitliğine inanıyoruzö diye konuştu.
Konuşmasında uyarıda da bulunan Stenback, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teknolojiyi okullara götürmeyelim. Çocuklar cebinde getiriyor zaten. Hali hazırda ona adapte olmuş durumdalar. Okullarımızın geleceğine ille de teknolojide yatıyor denmemeli. Öğretmen ve öğrenci bağı esas olmalı. Bir önerim olabilir. Okulların eğitime yaklaşımı noktasında Finlandiya'daki öğretmenlerimiz yüzde 75'ine kadarı yıllık ilave eğitim almaya hazırdır. Cumartesi, pazarlarını eğitime ayırabiliyor. Eğitim dünyasında neler oluyor inceleyebiliyorlar.ö
Finlandiya'da öğretmenlerin maaşlarının çok yüksek olduğunun düşünüldüğünü söyleyen Stenback, OECD ülkelerinin altında maaş aldıklarını kaydetti. Finlandiya'ya gelenlerin okul saatlerinin uzun olduğunu söylediklerini belirten Stenback, "Estonya ve Finlandiya, Avrupa'da okul saatlerinin en kısa olduğu yerler. Son olarak Estonyalı meslektaşımın yorumuna katılıyorum. Eğitimde başarı tamamen kalitesi ile olurö diye konuştu.
PROF. DR. ŞULE KUT: BU MALZEME İLE DAHA İYİ YEMEK YAPILAMAZ
Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şule Kut ise toplumda eşitlik sağlanması vurgusu yaptı. Türkiye'nin sorunları ile ilgili doğru teşhisler konulması gerektiğini söyleyen Kut, "Türkiye'nin Milli Eğitim sistemi krizde. Uzun zamandır kötü performans gösteriyor. Türkiye ekonomik büyümesi ile tarihi ile günü, gücü ile bugünü hak etmiyor. Böyle devam ederse, ne arzu ettiği kalkınma, ne büyümeyi yakalayamaz. Bu malzeme ile daha iyi yemek yapılamaz. 30 yıldır bu işin içindeyim. Üniversiteye gelenler donanımsız geliyor. Bir sürü bilgi yüklenmiş, ama tabiri caizse yeniden format atmak gerekiyor. Üniversite düşünme, sorgulamayı gerektiriyor. Birinci söylemek istediğim buö dedi.
Bilimsellikten uzaklaşmamak gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kut, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilim, teknoloji, mühendislik, matematik temel. Bu temele odaklanmak gerekiyor. Türkiye bu konuda yeterli adımları atmıyor. Doktriner bir eğitim Türkiye'ye yeni vizyon getiremez. Bütün değişiklikler o anda yapılıyor. Akla geldiği gibi yapılıyor. Her gelen yeni iş yapıyor. ABD'yi yeniden keşfetmeye gerek yok. Estonya, Finlandiya örnekleri önümüzde. Üniversitelere düşen görev eleştirdiğim Milli Eğitim sonunda biz ne yapıyoruz? Klasik üniversitelerde bilgi yükleniyor çıkılıyor. Yeni nesil üniversitenin farklı işler yapması lazım. Yenilikler, girişimcilik, yenilikçilik, Endüstri 4.0'ı yakalamamız lazım. Ekonominin ve kalkınmanın motoru eğitim. Umudumuzu kaybetmeyelim iyi örnekleri taklit edelim. İyi taklitse olumludur.ö
'EĞİTİM FAKÜLTELERİNE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR'
Önce öğrenciyi eğiten, öğretmen niteliklerini yükseltmek gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kut, burada eğitim fakültelerine çok iş düştüğünü vurguladı. Bu konuda yapılabilecekleri söyleyen Prof. Dr. Kut, "Birincisi her şeyi devletten beklememek gerekir. İkincisi özel sektör eğitimi ve ekonomiyi iki şekilde katkı bulunabilir. Doğrudan ve dolaylı yatırımlar. Eğitim ile iş dünyasını bir araya getirecek bir noktaya parmak basmak istiyorum. Özel sektör vakıf ya da okulla yatırım yapıyor. Bunu en iyi hale getirmek gerekiyor. Dolaylı var ki bunu ihmal etmemek gerekiyor. İyi öğrenci, düşünür yetiştirmeye, meslek adamı yetiştirmeye odaklanmış üniversitelere işbirliği yapmalarını istiyorum. Bizimle proje yapın Ar-Ge merkezini bizimle kurun. Çalışlarımıza destek verin. Üniversite, camiasını kast ediyorum. Protokolleriniz gerçek olsun. Bunların çok önemli olduğunu düşünüyorumö diye konuştu.
Silver Spring Türkiye CEO ve TÜSİAD STEM Başkanı Burak Aydın, mühendislik, bilim, teknoloji ve matematik konularında farkındalık hareketi başlattıklarını belirterek, "Bu sene Mayıs ayı içinde sahneye getiriyor olacağız. Türkiye'de bilime, teknolojiye, matematik, girişimciliğe ve sanata çok daha fazla eğilmeye ihtiyacı var. Bundan sonraki mesleklerin hepsi bu başlıkları barındırıyor veya kazandırdığı inter disipliner şekilde icra ediliyor olacak. Burada Milli Eğitim bu işin Türkiye'deki başındaki kamu kuruluşu. Birçok atılım yapıyor. Daha yapılacak işler var. Velilerin çok bilinçli olmaları lazım. Çocukların hayallerini beslemeleri gerekiyor. Hayal ve özgüven ile yetişmeleri lazımö dedi.
GÖRÜNTÜLER CANLI VERİLDİ
Haber: Edip TEKİN - Berktug ÖNCÜ / BURSA,
=========================================================
Kahramanmaraş'ta kaza: 4 ölü (1)
KAHRAMANMARAŞ'ta hafif ticari araç ile çarpışan otomobildeki 4 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi ise yaralandı.
Kaza, akşam saatlerinde Hacı Mustafa Mahallesi'nde meydana geldi. Sürücülerinin kimliği henüz belirlenemeyen 46 E 8148 plakalı otomobil ile karşı yönden gelen 46 KS 016 plakalı hafif ticari araç kafa kafaya çarpıştı. Kazada otomobilde bulunan ve kimlikleri henüz belirsiz 2 kişi olay yerinde yaşamını yitirirken, 4 kişi ise yaralandı.
Kaza yerine sevk edilen çok sayıda sağlık görevlisi, yaralıları ambulanslarla Necip Fazıl Şehir Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedaviye alınan yaralılardan 2'si de doktorların çabasına karşın kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Diğer 2 yaralının tedavisi sürüyor.
Kazada ölen 4 kişinin cesetleri, otopsi için morga konuldu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
Olay yeri
Kaza yapan araçlar
Yerdeki ceset
Genel ve detay görüntüler
Ekiplerin çalışması
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
=========================================================
Çorum'da silahlı kavga : 12 yaralı
ÇORUM'da üç kişi arasında çıkan silahlı kavgada 12 kişi yaralandı.
Olay Çorum'un Bahçelievler Mahallesi'nde saat 16.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre aralarında husumet bulunan Sezai Ç. (22), Velican T. (20) ve Uğurcan K. (21) isimli üç genç, sosyal medyada tartıştıktan sonra bir apartmanın önünde buluştu. Ellerinde pompalı tüfekler bulunan gençlerin tartışması büyüyerek, silahlı çatışmaya dönüştü. Çevreye kaçışan gençler rastgele ateş etti. Bu sırada gençlerden biri apartmandaki bir evin balkonuna çıkarak ateş etmeye devam etti.
Silahtan çıkan saçmalar çevredeki insanlara ve otomobillere isabet etti. Olayda gençlerden Sezai Ç. ile birlikte toplam 12 kişi yaralandı. Mahalle sakinlerinin ihbarı üzerine polis ve sağlık ekipleri olay yerine sevk edildi.
Sezai Ç. ile birlikte, vücutlarının çeşitli yerlerine isabet eden saçmalarla yaralanan Zülfiye G. (32), Seval G. (57), Şehri A. (56), Eyüp Vural G. (6), Şehriban S. (52), Nevin T. (51), Satı S. (53), Yusuf Berk Ü. (14), Rukiye T. (26), Gülüruf S. (47) ve Hasan Umut T., ambulanslarla Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
Olayı duyan yaralıların yakınları hastaneye akın ederken, polis ekipleri de acil servis önünde yoğun güvenlik önlemi aldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.
Öte yandan silahlı saldırganların yakalanması için çalışma başlatan polis ekipleri, zanlıları tüfekleriyle birlikte ele geçirdi. Ayağından yaralanan Sezai Ç. hastanede tedavi altına alınırken, Velican T. ve Uğurcan K. ise gözaltına alınarak Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.
Görüntü Dökümü:
------------------------
Olay yerinden ambulanslardaki yaralılar
Polisin koşuşturması
Panik halindeki mahalleli
Hastane acil görüntü
Detaylar
Haber-Kamera: Yusuf ÇINAR-ÇORUM-DHA
=========================================================
Yılın ilk 'kinoa' ekimini Ak Parti'li Şentop yaptı
TEKİRDAĞ'da yılın ilk 'kinoa' ekimi, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Şentop'a ait tarlada yapıldı. Mustafa Şentop, astronot gıdası olarak da bilinen 'kinoa'yı internetten gördüğünü söyleyerek, sürdüğü traktörle ilk ekimi gerçekleştirdi.
Tekirdağ-Malkara Karayolu üzerinde bulunan tarlada yapılan ilk ekime, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Şentop'un yanı sıra Tekirdağ Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Zekeriya Sarıkoca, Türkiye Kinoa Yetiştiricileri Derneği Başkanı Can Temizel, AK Parti Tekirdağ İl Başkanı Cüneyt Yüksel ve çiftçiler katıldı.
"KİNOA'YI İLK OLARAK İNTERNETTEN GÖRDÜM"
Mustafa Şentop, 'kinoa'yı internette görerek araştırma yaptıktan sonra ekmeye karar verdiğini belirterek, "Çocukluğumda ben buradayken iki ürün rahatlıkla alınıyordu. Bir standart oluşmuş bölgede, bir yıl buğday, bir yıl ayçiçeği ekiliyor genellikle. 'Biraz daha farklı ürünler olabilir mi?' diye uzun zamandır konuşuyorduk. Kinoa'yı ilk olarak internetten gördüm. Önce bir tadına baktık, yedik. Ufak çaplı bir araştırma yaptıktan sonra da il müdürümüzle uygun olup olmayacağını görüştük, ekmeye karar verdik" dedi.
"ALTERNATİF YİYECEK OLARAK YAYGINLAŞMASINDA FAYDA VAR"
Kinoa'nın tarımda alternatif olarak yaygınlaşmasının yararlı olacağını ifade ederek, şöyle konuştu: "Geçen yıl Tekirdağ'da 204 dekar ekilmişti. Biraz da Tekirdağ'a faydası olsun hem de deneme yapmak için böyle bir şeye karar verdik. Allah iyi yağış, iyi imkan verdiği takdirde de iyi bir mahsul almış oluruz. 'Kinoa' özellikle gluten noktasında tartışılan bir konu. Bir alternatif yiyecek olarak yaygınlaşmasında fayda var. Sadece Türkiye içinde değil yurtdışına da belki ihracat yapılıyor Türkiye'den. 2013 yılında Birleşmiş Millet tarafından yılın yiyeceği de seçilmişti"
TUKİYED Başkanı Can Temizel ise dünyada 204 ülkede 'Kinoa' ekimi yapıldığını belirterek, "Kinoa, uygun şartlarda yetiştirildiği zaman dekarda 300 kilogram ürün veren bir ürün. NASA astronotlara yediriyor bunu. Çünkü içerisinde demir ve magnezyum oranı yüksek. Yüksek lif barındıran, vitamin açısından zengin bir ürün. En önemli özelliği içerisinde glüten yok. Türkiye'de 2 milyonun üzerinde, glüten tüketemeyen çölyak hastası var, onların öncelikli tüketim ürünlerinden. Yine çocuk gelişiminde çok büyük katkıları olan bir ürün. Anne sütünde bulunan 4 tane amino asit içeriyor" dedi.
Konuşmaların ardından Mustafa Şentop, traktöre binerek ilk 'kinoa' ekimini yaptı. Etkinlikte, davetlilere 'kinoa' ile hazırlanmış yiyecekler ikram edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Alanda toplanan çiftçiler ve ekilecek alan
-Şentopun Kinoayı incelemesi
-Şentop'un kinoa ile hazırlanmış garnitürü yemesi
-Şentop, Dernek başkanı ve il başkanının konuşmaları
-Şentopun traktöre binip ekim yapması
-Traktörün ekim çalışması
Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,-