Dha Yurt Bülteni - 18
CHP'li Özel: "Devlet Bahçeli dış hatlarda elinde bavulu çok uzun bir bekleyiş yaşar"CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'nın toplantıları iptal etmesi üzerine söylediği sözler ve Erdoğan'a destek veren, kendisinin de gelebileceğini söyleyen...
CHP'li Özel: "Devlet Bahçeli dış hatlarda elinde bavulu çok uzun bir bekleyiş yaşar"
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'nın toplantıları iptal etmesi üzerine söylediği sözler ve Erdoğan'a destek veren, kendisinin de gelebileceğini söyleyen Devlet Bahçeli'yle ilgili " Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanıyla bir Almanya'ya gidecekse korkarım dış hatlar terminalinde elinde bavulu, gözü kapıda çok uzun bir bekleyiş yaşar" dedi.
CHP Manisa Milletvekili ve Grup Başkanvekili Özgür Özel, Manisa'da Girişimci İşadamları Derneği üyelerini 16 Nisan'daki Anayasa referandumuyla ilgili bilgilendirdi. Toplantıya MAGİDER Başkanı Ayberk Aloğlu, CHP İl Başkanı Halil Tokul, CHP'li il yöneticileri ve üye işadamları katıldı. Ayberk Aloğlu, işadamları olarak siyasilerin 16 Nisan'daki anayasa değişikliği referandumunun içeriğiyle ilgili bilgi vermek için davet ettiklerini ve değişiklikleri birebir dinleyip, karar vermek istediklerini söyledi. Toplantıda konuşan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, yapılanın sistem değişikliği değil rejim değişikliği olduğunu savundu. Gücün tek bir elde toplanmaya çalışıldığını savunan Özel, bu rejimin siyasi obeziyete neden olacağını söyledi. İşadamlarına seslenen Özel, yeni sistemle birlikte paranın da bir yerde toplanacağını ve adaletsiz bir dağılım yaşanacağını anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Almanya'ya gider konuşurum" çıkışı ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin "Sayın Cumhurbaşkanı eğer Avrupa'ya gitme kararındaysa yalnız değildir. MHP Genel Başkanı olarak ben de kendisiyle birlikte Avrupa'ya gelirim" sözleriyle ilgili konuşan Özel, şöyle dedi:
"Türkiye'de fikrini söylemek isteyenlere son dakikada salon iptalleri, polis engelleri bahanesiyle düşünce özgürlüğünü kısıtlayanlara ne kadar karşıysak Almanya'nın yaptığı bu işe de o kadar karşıyız dedik. Almanya'nın bu tutumunu insan hakları konusunda el aleme verir talkımı, kendine verir salkımı şeklinde yaptığı önermeleri çürütecek ve kendilerini açığa düşürecek bir yaklaşım olarak ifade ettik. Daha sonra Hollanda'dan gelen yaklaşımlarda da tutumumuz değişmedi. Burada yapılan iş eğer düşünce özgürlüğünü ve fikrini söylemeye aykırı ise, biz her daim mağdurun yanında olduğumuz gibi düşünce özgürlüğü konusunda da bizim fikrimizi savunanlara özgürlük, karşı taraftakinin kısıtlamayı mübah görmemiz mümkün değil. En şok edici fikirlerin dahi savunulabilmeyi savunuyoruz. Türkiye'de bunu savunmayan AKP'nin Avrupa'daki hakkını da biz savunuyoruz. Gerçek demokratlığın gereği de budur."
"DEVLET BAHÇELİ ELİNDE BAVULUYLA UZUN BİR BEKLEYİŞ YAŞAR"
Almanya ile açıklamaların iç siyasete yönelik olduğunu savunan Özel, "Cumhurbaşkanının 'Almanya'ya gerekirse gelirim, dünyaya sizi rezil ederim' gibi açıklamaları vardı. Devlet Bahçeli'nin 'Ben de sizin yanınızda olurum' dediğini son dönem konumlanmasını pekiştirecek, iç siyasete yönelik bir hamle olarak görüyorum. Eğer Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanının 'Ben Almanya'ya gideceğim' yaklaşımını samimi bulup, peşine takılıyorsa ona bazı şeyleri hatırlatmak gerekir. Eğer Devlet Bahçeli heyecanlanıyor ve ona eşlik etmek istiyorsa Sayın Devlet Bahçeli'nin hafızasını tazelememiz lazım. Bu Cumhurbaşkanı Mavi Marmara gemisine binip, Mavi Marmara mağdurları ile Gazze'ye gidiyordu. Bir ay içinde yaparım dedi, üzerinden bunca zaman geçti. Mavi Marmara Davası ne oldu? İsrail'le yapılan anlaşmaya kurban gitti, Cumhurbaşkanı Gazze'ye hala gidecek. Suriye'de Emevi Camii'ne Cuma namazına gitme niyetinde olanların Süleyman Şah türbesini bir gece yarısı hem de devlet dışı unsurlarla taşıdığını unutmasın. O yüzden Bahçeli, Cumhurbaşkanıyla bir Almanya'ya gidecekse korkarım dış hatlar terminalinde elinde bavulu, gözü kapıda çok uzun bir bekleyiş yaşar. Cumhurbaşkanının tavrı bu konularda yurt dışına yönelik değil, yurt içindeki siyasete yöneliktir. Cumhurbaşkanı bunu söylerken Sayın Bahçeli, biz onu iyi tanırız. Sen onun bazı yaklaşımlarını unutmuş olmalısın. Keşke bu lafı Hans'a söylese, Hasan'a söylüyor. Helmut'a değil Mahmut'a söylüyor. Avrupa Birliği'ne değil buradaki seçmene söylüyor. Biz one minute içeriye söyleyenlerden, Gazze'ye gidecek gemiyi içerdeki havuzda yüzdürenlerden değiliz. Eğer Sayın Bahçeli iyi niyetle söylemişse bu söylediğim örnekleri hatırlamaya davet ediyorum. Yok, referandum konusunda o da Hans'a değil de Hasan'a konuşmaya başladıysa Hasan'ın, Helmut'a değil de Mahmut'a konuşuyorsa Mahmut'un bu konuda karnı artık tok" dedi.
TERÖRİST AÇIKLAMALARI AK PARTİ TABANINI RAHATSIZ ETTİ İDDİASI
AK Parti'nin '16 Nisan'da evet çıkarsa terör biter' açıklamalarına da tepki gösteren Özel, "15 yıl boyunca hangi yetkiniz eksikti, parti içi muhalefet neye hayır dedi de terörü, işsizliği bitiremediniz. Parlamenter sistemin hangi olanağı eksikti de terörü bitiremediniz? ya da bugünkü anayasa değişikliği ne getiriyor da terörle mücadelede bıçak keser gibi sonuç alacağınızı iddia ediyorsunuz? Bu AKP'nin cevabını veremediği bir sorudur. 7 Haziran 1 Kasım arası bize kaosu gösterdiler. Çok sayıda şehit haberi geldi. Tek başına iktidar olursak terörü bitireceğiz dediler. Vatandaş bir şans verdi. 1 Kasım'dan sonra terör artarak katlandı. Vatandaşa verdikleri sözü tutamadılar. Bugün evetle terörü ilişkilendirmek rejim değişikliğini anlatamadıkları için haksız bir algı yönetimine başvurmaktan başka bir şey değildir. Önüne gelene terörist diyenlerin kendi tabanlarını dahi rahatsız ettiklerini artık anketler söylüyor. Son yapılan anketlerde 'Kararımı verdim, kesin evet' diyenlerin sayısı yüzde 35'lerden yüzde 28'e gerilemesine konunun uzmanları kendi çekirdeğini çatlattı diyorlar. Kimse gelinine, dünürüne, çocuklarından birisine terörist diyen bir kampanyayı olumlu görmüyor. Şu anda hayır yüzde 46, evet yüzde 42. Kesin evet vereceğim diyenlerde bir gerileme var. Buna devam ederlerse sonları daha kötü olacak. Korku siyasetinin bu ülkenin insanlarına yapılan bir haksızlık olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in açıklaması
Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Nermin UÇTU/MANİSA,
============================
FETÖ sanığı: Alay Komutanı, 'Yurtta Sulh Konseyi'nin başında Hulusi Akar olduğunu söyledi
GAZİANTEP'te, Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimi gecesi İslahiye İlçesi'nde konuşlu 106'ncı Topçu Alayı'nda görevli çoğu meslekten ihraç edilen 12'si tutuklu 35 askerin 5'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması görüldü. Darbe girişimi gecesi muhabere merkezinde nöbetçi olan astsubay Hakan Kayacan, görevli olduğu Suriye'de yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı'ndan izinli olarak gelip tutuksuz yargılandığı davada savunmasını yaptı. Duruşmada tutuklu sanıklardan Şamil Topal ise, "Alay Komutanı Albay Turgut Çelebi, 'Yurtta Sulh Konseyi'nin başında Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar'ın olduğunu söyledi" dedi.
Gaziantep 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz darbe girişimine yönelik aralarında dönemin 106'ncı Topçu Alay Komutanı Albay Turgut Çelebi'nin de yer aldığı alayda görevli 12'si tutuklu, toplam 35 asker hakkında, 'Silahlı terör örgütüne üye olma', 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyanda bulunma' ve 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarından 5'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması görüldü. 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde sabah saatlerinde başlayan davanın ilk duruşmasına aralarında dönemin 106'ncı Topçu Alay Komutanı Albay Turgut Çelebi'nin de bulunduğu alayda görevli 12'si tutuklu 34 asker ve avukatları ile sanık yakınları katıldı. Adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınan duruşmaya gelenler, üst aramasından geçirildikten sonra salona alındı. Duruşmada mahkeme başkanı Ercan Kumhak, önce tutuksuz sanıkları dinledi. Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi tayinleri çıkan askerler için gazinoda veda kokteyli düzenlendiği belirtilen iddianamede sanıklar, sözlü ve yazılı savunma yaptı.
FIRAT KALKANI HAREKATI'NDAN DURUŞMAYA KATILDI
Davada tutuksuz yargılanan astsubay Hakan Kayacan, görevli olduğu Suriye'de yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı'ndan izinli olarak gelip yargılandığı davada savunmasını yaptı. Mahkeme Başkanı Ercan Kumhak'ın iddianame ve neyle yargılandığı yönünde bilgilendirdiği astsubay Kayacan, bakım kısmında olduğunu ancak 15 Temmuz akşamı muhabere merkezinde nöbet tuttuğunu ve görevinin Mesaj Evrak Dağıtım Sistemi (MEDAS) ve Evrak Yönetim Sistemi'nden (EYS) gelen mesajları nöbetçi amire teslim etmek olduğunu söyledi. Kayacan, şunları söyledi:
"Saat 22.45 sıralarında nöbetçi amir Yarbay İnanç Asım Anıl beni telefonla aradı ve mesaj olup olmadığını sordu. Terör bölgesinde olduğumuz için istihbarat üzerinden gelen terör eylemlerini belirten 2 Türk Silahlı Kuvvetleri Bilgi Sistemi (TBS) mesajı olduğunu ancak bölgemizle ilgili olmadığını söyledim. Daha sonra Genelkurmay Başkanlığı'ndan 'Harekat yıldırım' adlı bir mesaj aldım. Nöbetçi amiri aradım. Bu mesajlar çok nadir gelir. Mesajı gördüm, açtım. Konu kısmında 'Sıkıyönetim ilanı' yazısını gördüm. Ben daha mesajı yazdırmaya başladım nöbetçi amir Yarbay İnanç yanımdaydı. 3 ekten oluşuyordu. 'Bu mesaj çok önemli' dedi ve alıp odasına çıktı. Sonra EYS'den Adana Tümen Komutanlığı'nın toplantı mesajı gördüm. Sabah da Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan bir önceki mesajın geçerliliğinin olmadığını içeren mesaj geldi. Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatımı ve tahliyemi istiyorum."
"ALAY KOMUTANI KOKTOD EMRİ VERDİ"
Sanık Akın Ergül ise, toplantı yapan Alay Komutanı Albay Turgut Çelebi'nin kendilerine Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi (KOKTOD) düzeni talimatını verdiğini anlatarak, şöyle dedi:
"Komutanın elinde 50- 60 sayfalık bir emir vardı. Biz bu emrin içeriğini görmedik ve tebliğ etmedik. Saat 03.00'te sıkı yönetim, 6'da sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini söyledi. Daha sonra ikinci bir toplantı yapacağını, mühimmatın güvenliğe alınmasını kışla güvenliği ve KOKTOD için araçların çekilmesini söyledi. Benim katıldığım ilk toplantıydı, 5 dakika sürdü. KOKTOD toplumsal olaylara karşı alınan bir düzendir. Her birliğin farklı bir KOKTOD düzeni vardır. Hazırlık emrini bağlı bulunduğumuz birliğin komutanı verir, dışarı çıkılması valiliğin emriyle olur. Bir şüpheli emir vardı. Ülkede bir sıkıntı olduğu belliydi fakat kışla komutanı niyetini belli etmedi. Biz hain değiliz, ben beratımı istiyorum."
Tutuklu sanıklardan üsteğmen Kürşat Aktaş ise, darbe girişimi akşamı dönemin Alay Komutanı tutuklu Albay Turgut Çelebi'nin, komutanlarla toplantı yaptığını anlattı. Turgut Çelebi'nin kendisine ve diğer askerlere "Adana Tümen Komutanı olan Tümgeneral Osman Erbaş'ın görevden alındığını ve o dönem Gaziantep'te konuşlu 5'inci Zırhlı Tugay Komutanı Murat Soysal'ın da Gaziantep ve Kilis'in sıkıyönetim komutanı olduğu söyledi. Ben ve diğer arkadaşlara araçların hazırlanmasını söyledi. Mühimmat alınmaması emrini verdi" dedi. Aktaş, darbeye karşı olduğunu ve beraatını isterken de "Şerefsizler ülkeyi en az 10 yıl geriye attılar" ifadesini kullandı.
"HULUSİ AKAR KONSEYİN BAŞKANI' DEDİ"
15 Temmuz'da Karargah Bölük Komutanı olan tutuklu sanıklardan yüzbaşı Şamil Topal da, Erzurum'dan atandığı İslahiye'ye 11 Temmuz günü geldiğini ve ilk 3 gün ev ve çocuklarının okul işlemleri ile birliğe katılma işlerini yaptığını anlattı. Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz'da nöbetçi amirin kendisini telefonla arayıp mesai olduğunu söylemesiyle alaya gittiğini söyleyen Topal, rütbeli askerlerle toplantı yapan Alay Komutanı Albay Turgut Çelebi'nin 'Yurtta Sulh Konseyi'nin başında Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar'ın olduğunu söylediğini ifade etti. Topal, şunları söyledi:
"Toplantıda Alay Komutanı elinde MEDAS'tan geldiğini sonradan öğrendiğim evrakla masanın bayına geçti ve özetle; sözde Yurtta Sulh Konseyi olduğunu ve Hulusi Akar'ın da başkanı olduğunu, saat 03.00'te sıkıyönetim ilan edileceği, saat 06.00'da da sokağa çıkma yasağı olacağını söyledi ve elimizdeki araçları sordu. akabinde mühimmat depolarının emniyetini alın ve emniyete yönelik 'Araçları çıkarın' emrini verdi. Ben kanun ve yasa dışı hiç bir eylem yapmadım. Silah aldırmadım. araç çıkarmadım. 8 aydır büyük bir hatayla tutukluyum. Bu hatayı 8 aydır kimseye anlatamadım. Beraatımı ve tahliyemi istiyorum."
Tutuksuz sanıkların tamamını, tutuklu sanıkların ise 4'ünü dinleyen mahkeme başkanı Ercan Kumhak sabah saat 9'da başlayan duruşmayı, 12 saatin ardından saat 21.00'de kapatarak yarına erteledi ve tutuksuz sanıklara müebbet hapis cezasıyla yargılandıklarını hatırlatarak duruşmaya mutlaka katılmalarını aksi halde tutuklanabilecekleri uyarısında bulundu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------
Gaziantep Adliyesi
Güvenlik önlemleri
Polis araçları
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mücahit YOLCU-Ahmet SOYDOĞAN/GAZİANTEP,
================================
Otomobil kamyonla çarpıştı: 1 ölü, 2 yaralı
KONYA'da otomobil ile kamyonun çarpışması sonucu meydana gelen kazada 1 kişi öldü, 2 kişide yaralandı.
Kaza, saat 22.00 sıralarında Konya-Afyonkarahisar karayolunun 30'ncu kilometresinde meydana geldi. İddiaya göre 35 yaşındaki Tahir Top idaresindeki 42 EEP 17 plakalı otomobil, Dağdere Mahallesi'nden anayola çıkmakta olan Mehmet Kala idaresindeki 42 SC 477 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada Tahir Top, eşi 34 yaşındaki Rümeysa Top ve 2 yaşındaki çocukları Muradiye Eslem Top yaralandı. İhbar üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Tahir Top, sağlık ekiplerinin tüm müdahalesine rağmen olay yerinde hayatını kaybetti. Anne ve çocuğu ise ambulansla Selçuklu Tıp Fakültesi'ne kaldırıldı. Anne ve bebeğinin sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Kazayı yara almadan atlatan kamyon sürücüsü Mehmet Kala gözaltına alındı. Soruşturma sürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------
Kaza yapan otomobil detay
Hastanede genel ve detaylar
Haber-Kamera: Tolga YANIK/KONYA,
===========================
Buzlanan gölde mahsur kalan baba-oğul helikopterle kurtarıldı
KONYA'nın Beyşehir ilçesinde balık tutmak için girdikleri gölde buzlanma nedeniyle teknede mahsur kalan baba oğul, helikopterle kurtarıldı.
Olay, Hüyük ilçesi Budak Mahallesi'nd meydana geldi. İddiaya göre balıkçılıkla uğraşan 61 yaşındaki Rahim Atal ve oğlu 35 yaşındaki Ahmet Atal, gündüz saatlerinde balık tutmak için tekneyle Beyşehir Gölü'ne açıldı. Balık tutan baba oğul dönüşe geçtiklerinde tekne gölde oluşan buzların arasına sıkıştı. Kıyıdan yaklaşık 250 metre uzakta mahsur kalan Rahim Atal ve oğlu Ahmet Atalbaba, jandarmayı arayarak yardım istedi. Havanın kararması ve göldeki buzlanma nedeniyle itfaiye ve AFAD ekiplerinin kurtarma çalışmaları yeterli olmadı. Bunun üzerine Konya 3. Ana Jet Hava Üssü'nden helikopter havalandı. PAK timinin ve AFAD ekiplerinin ortak çalışmasıyla Rahim Atal ve oğlu Ahmet Atalbaba kurtarılarak kıyıya çıkartıldı. Rahim Atal ve oğlu Ahmet Atalbaba'nın sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi.
Konya Valisi Yakup Canbolat da twitter hesabından açıklama yaparak, "Konya Hava Ana Jet Üssünde görev yapan helikopterle olaya müdahale eden PAK timine teşekkür ederim. Geçmiş olsun." dedi.;
Haber: Tolga YANIK/KONYA,
======================