Dha Yurt Bülteni-18
Ordu'da 19 FETÖ şüphelisi gözaltına alındı ORDU Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda, Ordu katipler yapılanmasında olduğu tespit edilen 19 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Ordu'da 19 FETÖ şüphelisi gözaltına alındı
ORDU Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda, Ordu katipler yapılanmasında olduğu tespit edilen 19 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Ordu Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, FETÖ/PDY Ordu katipler yapılanmasında olduğu tespit edilen 21 adliye çalışanına yönelik bugün operasyon düzenlendi. Yapılan operasyon kapsamında halen katip olarak görevli 13, kamu görevinden ihraç edilmiş 6 şüpheli olmak üzere toplam 19 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerin soruşturma işleminin ise halen devam ettiği belirtildi. 2 kişinin ise yakalanma çalışmasının devam etitği belirtildi.
Haber: Nedim KOVAN/ORDU,
=============================================
Çeşme'de makilik alanda çıkan yangın kontrol altına alındı /EK
OTOYOL KENARINDA ÇIKAN YANGIN KORKUTTU
İZMİR'in Güzelbahçe İlçesi'nde, otoyol kenarında ormanlık alanda yangın çıktı. Otoyoldaki sürücüler yoğun duman nedeniyle zor anlar yaşarken, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede yayılan alevler, ekiplerinin zamanında müdahalesiyle kontrol altına alındı.
İzmir-Çeşme Otoyolu Güzelbahçe Mevkii'nde bulunan Maltepe Askeri Lisesi'nin üst tarafındaki ormanlık alanda, henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Alevler kısa sürede geniş bir alana yayıldı. Ege Orman Vakfı Mete Uğuz Otoban Ağaçlandırma alanında bulunan çam fidanları da alevlere teslim oldu. Otoyolda duman nedeniyle görüş mesafesi azaldı. Trafik her iki yönde de durduruldu. Alevlere, itfaiye ve orman ekipleri karadan müdahaleye başladı. Havadan ise çok sayıda helikopter ve bir söndürme uçağıyla müdahale edildi. Yangının yolun karşısına sıçraması engellenirken, askeri alanda bulunan kulübe de yanma tehlikesi geçirdi. Yangın söndürme helikopterleri her ihtimale karşı kulübeye iki kez suyla ıslattı. Yangın zamanında müdahale ile kısa sürede kontrol altına alındı. Yangın soğutma çalışmaları devam ediyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Yangına havadan ve karadan müdahale görüntüleri
Ulaşıma kapatılan yolun görüntüleri
Genel ve detay görüntüler
Haber: Timur TARLIĞ - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR,
=============================================
Sanık Tuğamiral Kızılelma kendini benzinciye benzetti (2)
PİLOT YARBAY EKİZOĞLU: EMİRİ SORGULAMADIM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari, 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 şüphelinin yargılanmasına devam edildi. Duruşmada helikopter pilotlarından Yarbay Yücel Ekizoğlu, ifade verdi. 15 Temmuz darbe gecesine yönelik bilgiler veren Yücel Ekizoğlu, "Saat 22.00 sıralarında motor çalıştırdık. Gaziemir'de Alay Komutanı Albay Murat Dağlı, kule ile temas kurmadan ne maksatla motor çalıştırıldığını, niçin havalandığını sormadan havalandı. Kule de bunu sormadı. Ben Murat Dağlı'nın oraya da talimat verdiğini sandım. Uçuşumuzun VIP uçuş olduğunu ya da tatbikat için bunun yapıldığını düşündüm. Gaziemir'den kalkıp Çiğli'ye gittik. Murat Dağlı, usullere uygun olarak Çiğli'de, bu kez kuleyle bağlantı kurdu. Saat 22.17'de Çiğli'de kuleyle temas kurdu. Kule inişe izin verdi. Saat 22.27'de üç helikopter apronda motor susturdu. Saat 22.51'de ise bu kez İstanbul'dan helikopter geldi" dedi. Alay Komutanı Albay Pilot Murat Dağlı'nın, kendilerine Ankara Kara Havacılık Genel Komutanlığı'nın verdiği emirle Sikorksy helikopterle gelen ekibe tabi olacaklarını söylediğini de anlatan Yücel Ekizoğlu, "Silahlı askerler, saat 01.25'de gruplar halinde aprona geldi. Saat 01.31'de helikopterler çalıştı. Sonra da havalandık. Ben bu sırada hiç internete girmedim. Kimseyle mesajlaşmadım. Bu anda ne Gökhan Şahin Sönmezateş ne de amirim olan Murat Dağlı bizlere bilgi vermedi. Burada emri birinci sicil amirim olan Murat Dağlı'dan aldım. Kendisi aynı zamanda helikopterimin birinci pilotudur. Emirde kanunsuzluk olmadığı için sorgulamadım. Verilen emir, operasyon timini verilen koordinata götürmektir. Ben başka kimseden emir almadım. Zimmetsiz silah ve teçhizat almadım. Emri de birinci sicil amirimden aldım. Faaliyeti de görev bilinciyle yaptım" dedi.
'BİLGİYİ BİZİMLE PAYLAŞMAMALARI BERİ DERİNDEN ÜZDÜ'
Bazı uçuş ekiplerinin yaşananları anladıklarını da ifade eden Yücel Ekizoğlu, "Bilgileri olup da bunları bizimle paylaşmamaları beni derinden üzdü. Çünkü hayatımın seyri 15 Temmuz'dan sonra değişti. Ülkem adına iyi gelişmeler olduğu bir dönemde, bu olay başımıza geldi. Hiç alakam olmadığı halde bu olayla ilgili buradayım. Gerçeğin bir gün ortaya çıkacağına inanıyorum. Devre arkadaşım bile bildiği halde, bana söylememiş. Baş başa kalmamıza rağmen bana bahsetmedi. Söyleseydi ben de uçmazdım. Imsık'ta farkına varır varmaz görevi terk ettim" dedi.
'HERO' TİŞÖRTÜ GİYEN GÖKHAN GÜÇLÜ'NÜN AVUKATI DA TUTUKLANMIŞ
Bu arada Yücel Ekizoğlu'nun avukatı Suat Özey, savunmasını yaptığı sırada meslektaşı avukat Deniz Akbulut'un, bu tür davalara baktığı için tutuklandığını ileri sürdü. Araya giren Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, o durumunun kendi davalarıyla ilgisinin olmadığını, özgürce savunmasını yapabileceğini bunun için bir sorun olmadığını söyledi. Öte yandan tutuklu darbeci askerlerden Davut Uçum ve 'Hero' yazılı tişörtle duruşmaya geldiği için tartışmaların merkezinde yer alan Gökhan Güçlü'nün avukatı olan Deniz Akbulut'un tutuklanmasının gerekçesinin farklı olduğu ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin yürütülen soruşturmada ifade veren bir gizli tanık, avukat Deniz Akbulut'un FETÖ/PDY'nin silahlı kuvvetler yapılanması içerisinde 'abilik' pozisyonunda olduğunu iddia etti. Avukat Deniz Akbulut'un Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı jandarma personelinin sivil imamlarından birisi olan 'Halil' kod isimli Hamza Ali Ece ile MİT TIR'ları soruşturmasından tutuklu jandarma personeli arasında irtibat kuran kişi olduğunu söyledi. Gizli tanık, avukat Deniz Akbulut'un MİT TIR'ları kumpasının önemli ismi Hamza Ali Ece ile yoğun olarak görüştüğünü, ikilinin Ece'nin evinde bir araya geldiklerini öne sürdü. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde subay iken ayrıldığı ve avukatlığa başladığı belirlenen Deniz Akbulut, gözaltına alındı. FETÖ'nün kriptolu haberleşme uygulaması 'ByLock' kullanıcısı da çıkan Deniz Akbulut, iddiaları reddetti ancak 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan tutuklandı.
Haber : MUĞLA,
============================================
AK Partili Özdağ'dan '60 mahallenin suyu içilemez' iddiası
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Manisa'da 11 ilçedeki 60'a yakın mahallenin suyunda yapılan laboratuar analizlerinde suyun içilemez olduğunun tespit edildiğini iddia etti.
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, AK Parti Manisa İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın açıklaması ile Temmuz ayında yapılan ölçümlerde kentteki bazı mahallelerin içme sularının sağlığa uygun olmadığının ortaya çıktığını öne sürdü. İl Başkanı Berk Mersinli ve partililerin katıldığı toplantıda konuşan Özdağ, sağlığa uygun olmayan içme sularının olduğu mahalleleri açıklamadı. Manisa Büyükşehir Belediyesi'ne bu suların kalitesini düzeltmeleri için 60 gün süre veren Özdağ, "Önemli bir konu Manisalıların sağlığını tehdit ediyor. İlçelerin isimlerini vermeyeceğim, ama 17 ilçenin 11'inde 50'nin üzerindeki mahallesinde içme sularında çok ciddi sorunlar tespit edildi. Gerek Manisa'da yapılan tahliller neticesinde, gerekse İzmir'deki laboratuar tahlillerinde bu sularda mikropların bulunduğu, aynı zamanda bu suların çok hızlı şekilde otomatik olarak klorlanması gerektiği, sağlığımız için yaşa bağlı olarak zarar teşkil ettiği tespit edilmiş durumdadır. Ben buradan Cengiz Ergün'e sesleniyorum. Manisa'daki bu 11 ilçedeki 60'a yakın mahalledeki insanların sağlığından sorumlusunuz. Bu sorunlar size bildirildi. Bu mahallelerdeki su depoları çok hızlı olarak klorlanması gerektiği söylendi, hala yapmadınız. Bunlar için biz AK Parti olarak size diyoruz ki 60 gününüz var. 60 gün içinde su depolarını klorlayın. Paslanan merdivenleri kaldırın. Orada çok ciddi ağır metaller tespit edildi. Bununla ilgili çalışmalar yapın. İnsanların sağlığı her şeyin önündedir. Bugünden tezi yok, 60'a yakın köyün sularını sağlıklı hale getirmek sizin boynunuzu borcudur. Aksi halde biz bu mahallelerin isimleri açıklayacağız. O zaman bu halk bu suları içmeyecek. 15 günde, 1 ayda tamamlayın, görevinizi yapın" diye konuştu.
"SADECE SALGIN DEĞİL, ÖLÜM SEBEBİ"
Suyun uygunsuzluğunun bazı ilçelerde yüzde 50'yi bulduğunu savunan Özdağ, bu sonuçların temmuz ayına ait sonuçlar olduğunu belirterek, "Bir ilçemizde suyun uygunsuzluğu yüzde 20, diğer bir ilçemizde suyun uygunsuzluğu yüzde 50. Bir yandan mikroplar, diğer yandan ağır metaller var. Laboratuarlarda her ay Manisa'nın suyunun ölçümleri yapılıyor. Gerekli yerlere bildiriyorlar. Bu basın açıklamasını savcılık suç duyurusu olarak kabul edebilir. Çünkü insanların sağlığı ile oynanıyor. Sadece salgın sebebi değil, ölüm sebebi bile var. Hastalıklara neden olacak kadar önemli. Yaşa, metabolizma ile alakalı ölümlere sebebiyet olabilecek kadar önemli bir konudur" dedi.
MASKİ'DEN YANIT
Selçuk Özdağ'ın iddiaları Manisa Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürü Yaşar Coşkun'a soruldu. Siyasilerin açıklamaları üzerine cevap vermenin doğru olmadığını kaydeden Coşkun, kendilerine böyle bir bilgi ulaşmadığını ifade etti. Coşkun, "İçme suları bizim tarafımızdan belirli periyotlarda numuneleri alınıp halk sağlığı laboratuarlarında inceleniyor. O bulguları nereden elde ettiyse bize verirse biz de gereğini yaparız. Kamu görevlisi olarak siyasi birine cevap vermem uygun olmaz. Bize böyle bilgiler ulaşmadı, o bilgiler bizde yok. Ama ulaştırırsa gerekeni yaparız" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Basın açıklamasından genel görüntü,
-AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın konuşmasından görüntü.
Haber - Kamera: Nermin UÇTU/MANİSA,
===========================================
Salman: Yalova'da çadır kent kuracak alan kalmadı
YALOVA Belediye Başkanı CHP'li Vefa Salman, " Yalova'da olası büyük afet ve depremde neredeyse çadır kent kuracak alan dahi kalmadı. Bu da bir gerçek. Burada bir özeleştiri yapmamız lazım" dedi.
Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, 17 Ağustos 1999'da yaşanan Marmara Depremi'nin Yalova'da büyük üzüntü yarattığını belirterek, bir kentin, geçmişini bilerek geleceğinin şekillendirilmesi gerektiğini söyledi. Salman, Yalova'da 4 katın üzerine çıkılmasına izin vermediğini kaydederek, şunları söyledi: "Burası birinci derece bir deprem bölgesi. Deprem yadsınamaz bir gerçek. Deprem değil binalar öldürüyor. Bunu öğrendik ama bu gene unutuldu. Gelinen nokta itibariyle durum ne diye sorarsanız, belediye meclisinde doğru kararlar alındı, ilk başta doğru gitti ancak yine şu gün için çok doğru şeyler yapılıyor mu yüzde 100 kestirmek zor. Denetleme anlamında ben imar müdürlüğüme kesin talimatımı verdim. 'Depremselliği asla göz ardı etmeyin' dedim. Ben belediye meclisi başkanı olduğum sürece Yalova'da 4 katın üzerine çıkmasına izin vermem, bunun meclis gündemine dahi gelmesine izin vermem dedim. Bazıları bunu eleştiriyor ama eleştirilecek durumu yok. Depremin zeminle de ilintili bir gerçeği var. Deprem bilimcileri Ahmet Ercan ve Oğuz Gündoğdu ile yaptığım görüşmelerde mühendislik bilimi ilerlese de, kentin zemini kötü olduğu için Yalova'da çok katlı binaların bir cinayet olabileceğini belirttiler. Ben bunu bilirken, depremi yaşamışken, depremin acısını iliklerime kadar yaşamışken çok katlı binaya göz yummam mümkün değil." Yalova'da deprem gerçeğinin unutulmaya başladığını söyleyen Başkan Salman, gelinen noktada Yalova'nın yoğun göç alması ve buna bağlı kentleşmenin hız kazanması nedeniyle olası afetlerde toplanma alanlarının kalmadığını belirtti. Salman, şöyle devam etti: "Binalarda esaslara yüzde 100 uyuluyor mu? Kafamda benim her zaman o soru işareti duruyor. Doğruyu şimdiden yaptırırsak insanların burunları kanamaz. Bu bizim için en büyük kazanç olur. Ülkeyi yönetenlerin de deprem gerçeğini unutmamaları ve unutturmamaları önemli. Yalova'da neredeyse çadır kent kuracak alan dahi kalmadı. Bu da bir gerçek. Burada bir özeleştiri yapmamız lazım. Allah muhafaza hafif bir deprem bile olsa, insanlar korkup kaçtıklarında, eve girmediklerinde depremde toplanma alanı neresi olacak? Çadır kent nereye kurulacak? 99'da bizim şansımız vardı. Birçok kurulacak alan vardı ama kentleştikçe, Yalova en hızlı büyüyen kent, buna bağlı konut ihtiyacı da artıyor, sektör paydaşları da saldırıyor. Gerek depremsellik açısından gerekse kentin kimliğini korumak için Yalova'nın beton yığını olmasına, çok kata izin vermememiz gerekiyor."
Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Başkandan deprem anıtında detay
-Başkanla röportaj
(boyut: 126 mb) (süre: 3.58 dk)
Haber: Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA,