Haberler

Dha Yurt Bülteni-2

Abone Ol

Adana Valiliği'ne bombalı araçla saldırı: 2 ölü, 21 yaralı (3)ARACI KADIN TERÖRİST GETİRDİAdana Valiliği otoparkında 2 kişinin hayatını kaybettiği 21 kişinin yaralandığı bombalı saldırıda kullanılan patlayıcı yüklü otomobilin Mersin plakalı olduğu belirlendi.

Adana Valiliği'ne bombalı araçla saldırı: 2 ölü, 21 yaralı (3)

ARACI KADIN TERÖRİST GETİRDİ

Adana Valiliği otoparkında 2 kişinin hayatını kaybettiği 21 kişinin yaralandığı bombalı saldırıda kullanılan patlayıcı yüklü otomobilin Mersin plakalı olduğu belirlendi. Bombalı aracı kimliğini gizlemek için başörtüsü takan kadın teröristin valilikte mesainin başladığı sırada getirip, binanın protokol girişindeki açık otoparkta valinin makam aracının park alanına yakın bir yere bıraktığı ve uzaklaşmasının ardından patlamanın olduğu belirtildi.

VALİLKTE GÖREVLİ BAHÇIVAN ÖLDÜ

Patlamada yaşamını yitirenlerden birinin Seyhan İlçe Gıda Tarım Hayvancılık Müdürlüğü'nde görev yapan Gökhan Aygül olduğu açıklandı. Evli 2 çocuk babası olan Aygül'ün, valilikte bahçıvan olarak 28 Kasım'a kadar geçici görevlendirildiği kaydedildi. Patlamada ölen ikinci kişinin erkek olduğu ancak üzerinden kimlik çıkmadığı kaydedildi.

Kentteki çeşitli hastanelerde tedavi altına alınan 21 yaralıdan bazılarının hayati tehlikesi devam ederken ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Olay yeri inceleme ekibinin valilik girişinde görüntüsü

Valilik içindeki ambulanstan görüntü

Bir vatandaşın konuyması

Sağlık ekibinin ve kalabalığın görüntüsü

Adana Valisi Mahmut Demirtaş'ın telefonla görüşmesi ve yanındaki kalabalık

Patlamanın gerçekleştiği yerden görüntü

(Cep telefonu)

Valilik bahçesinden görüntü

Çıkan dumanlar

////////

Adana Valiliği bahçesinden çıkan dumanlardan havadan görüntü

SÜRE: 40" BOYUT: 75,2 MB

Haber-Kamera: Fatih KARAÇALI-Murat KİBRİTOĞLU-Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,

=======================================

Bitlis Belediyesi'ne operasyon: Eş başkanlar gözaltına alındı (3)- (Yeniden)

BİTLİS'te sabah saatlerinde belediyeye yönelik operasyonda DBP'li belediye eş başkanları Hüseyin Olan ve Nevin Daşdemir Dağkıran gözaltına alındı.

Bitlis'teki operasyon saat 07.00 sıralarında başladı. Polis Bitlis Belediyesi, Bitlis Belediye Başkanı Hüseyin Olan ve 'Eş başkan' Nevin Daşdemir Dağkıran'ın evlerine sabah operasyon yaptı. Operasyon kapsamında belediye Belediye Başkanı Hüseyin Olan, Beşminare Mahallesi'ndeki evinde arama yapıldıktan sonra gözaltına aınldı. Aynı saatlerde belediye eş başkanı Nevin Daşdemir Dağkıran da Güroymak İlçesi'ndeki evinde yapılan aramanın ardından gözaltına alındı. Belediye binası ve Olan ile Dağkıran'ın makam odalarında arama yapan polis bazı belgelere el koydu. Aramalar sırasında belediyeye giriş çıkışlar kapatıldı. Polis aramaları tamamladıktan sonra belediyeden ayrılırken, personelin girişine izin verildi. Olan ve Dağkıran'ın Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri sürüyor.

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

Haber-Kamera: Özcan ÇİRİŞ/ BİTLİS, -

==============================================

ATSO'ya bombalı saldırının faili tutuklandı

ANTALYA'da PKK/KCK terör örgütüne yönelik operasyonda gözaltına alınan 13 kişiden 10'u tutuklandı. Tutuklananlardan bir kadının, 25 Ekim'de Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'na (ATSO) yönelik bombalı saldırının faillerinden olduğu belirtildi.

Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü PKK/KCK'nın Antalya'daki yapılanmasını deşifre etmek için bir süredir yürüttüğü teknik ve fiziki takibin ardından, kentteki bazı adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. Baskınlarda, 'terör örgütü üyesi olmak' ve 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlamasıyla 3'ü kadın 13 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin kaldıkları yerlerde yapılan aramada, çok sayıda yazılı ve dijital örgütsel doküman ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından dün adliyeye sevk edilen şüpheliler, terör savcılığındaki ifadelerinden sonra tutuklanma istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Geç saatlere kadar süren yargılama sonunda şüphelilerden 10'u 'terör örgütü üyesi olmak', 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'terör örgütü faaliyet yürütmek' suçlarından tutuklanırken, 3'ü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Tutuklanan bir kadının 24 Ekim'de ATSO'nun otoparkına bırakılan bombalı aracın infilak ettirilmesi sonucu gerçekleştirilen terör saldırısının faillerinden olduğu kaydedildi.

Görüntü Dökümü

---------------

-(DÜN GEÇİLEN GÖRÜNTÜ)

-Gözaltına alınanların görüntüsü

Haber-Kamera; Bülent TATOĞULLARI/ ANTALYA, -

================================================

Önergenin geri çekilmesi Karslı aileyi üzdü

Erken yaşta evlendirilenlerin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin düzenlemeyi içeren 'cinsel istismar' önergesinin geri çekilmesi Karslı Güler ailesini üzdü. Kars'ın Arpaçay İlçesine bağlı Tomarlı Köyü'nde yaşayan 33 yaşındaki Elbistan Güler, 2007 yılında evlendiği 24 yaşındaki Canan Güler'in olay tarihinde yaşının 15'den küçük olması nedeniyle 9 yıl hapis cezaasına çarptırıldı. Kocasının 2009'dan beri cezaevinde olduğunu söyleyen 2 çocuk annesi Canan Güler, yasanın yeniden düzenlenmesi için devlet büyüklerinden yardım istedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------------

-Evin dışı

-Eve giriş

-Evden genel ve detaylar

-Anne Saime Güler'in konuşması

-Sobayı yakmaları

-Nehir'in aile resmi çizmesi

-Elbise dolabına çevrilen buzdolabı

-Buzdolabındaki elbiseler ve Saime Güler'in konuşması

-Cezaevindeki Elbistan'ın fotoğrafı

-Canan Güler'in konuşması

-Nehir Güler'in konuşması

-1.5 yaşındaki Yağmur Güler'in konuşma çabası

-Saime Güler'in konuşması

-Bahçel Güler'in konuşması

Haber-Kamera: KARS,

=========================

(ÖZEL) - Nesibe öğretmen, hasta çocukların umudu oldu

GAZİANTEP Onkoloji Hastanesi İlkokulu'nda 6 yıldır görev yapan öğretmen Nesibe Gerek lösemi, talesemi ve hemofili hastası öğrencilerin umudu oldu.

Gaziantep Üniversitesi Onkoloji Hastanesi'ndeki ilkokula gönüllü olarak gelen ve 6 yıldır görev yapan Nesibe Gerek, hasta öğrencilere hem eğitim veriyor hem de elinden geldiğince hemşirelik görevini üstleniyor. Losemi, talasemi ve hemofili hastası çocuklarla ilgilenen Nesibe öğretmen, çocukların moral bulmasını sağlıyor. Çocukları doktor kontrolünden geçmesinin ardından Nesibe öğretmen çocuklara anne şefkatiyle yaklaşıyor.

Hasta öğrencilerin sosyal yaşamından kopmaması, stresten uzak kalmaları ve yüzlerinin gülmesi için çalıştığını ve bundan mutlu olduğunu belirten Nesibe Gerek, okulun hayatının dönüm noktası olduğunu söyleyerek şunları dedi: "Gaziantep Onkoloji Hastanesi'nde yaklaşık 6 yıldır çalışıyorum. Gönüllü olarak çalışmaya karar verdim. Geldim günden itibaren de burada çok güzel anılar biriktirdim. Burasının hayatımın dönüm noktası olduğunu söyleyebilirim. Öğretmen olarak, anne olarak o kadar çok şey öğrendim ki buradaki hastalar bana yaşamanın ne kadar değerli olduğunu anlattılar. Diğer öğretmenler kara tahta başında ders anlatırken ben öğrencilerimin burada hem sağlık sorunlarıyla ilgileniyorum hem eğitimleriyle ilgileniyorum hem de onların sosyal hayata katılmalarını sağlıyorum. Sabah doktorların muayene saatiyle bizim çalışmamız başlıyor. Hangi çocukların sınıfa gelebileceğini doktorlar karar veriyor. Bazı çocuklarla yatak başı eğitim yapıyoruz. Buradaki öğrencilere daha çok onların kafasını dağıtabilecek etkinliler düzenlemeye çalışıyoruz. Etkinliklerimizin arasına da eğitimi sıkıştırmaya çalışıyoruz."

Öğretmenler Günü'nde tek dileğinin öğrencilerinin bir an önce sağlığına kavuşması olduğunu kaydeden Nesibe Gerek, "Öğretmenler gününde en çok istediğim şey öğrencilerimin bir an önce sağlıklarına kavuşması. Öğretmenler günü benim için çok anlamlı, öğretmenlik kutsal bir meslek fakat hastanede öğretmenlik yapmak daha da kutsal diye düşünüyorum. Öğrencilerim hasta odalarında kendilerinin biriktirdiği parayla aldıkları bir çiçek benim belki de ömrümce alabileceğin en büyük hediyeydi, onları çok seviyorum bir öğretmen olarak en büyük dileğim bir an önce sağlıklarına kavuşmasıö dedi.

Hastanede tedavi gören öğrenciler, Öğretmenler Günü dolayısıyla kendi aralarında topladıkları parayla aldıkları çiçeği de Nesibe öğretmenlerine hediye etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Öğrencilerin sınıfa gelmesi

Öğrencilerin kitap boyaması

Nesibe öğretmenin öğrencilerle ilgilenmesi

Nesibe öğretmenin hastaların serumlarına bakması

Nesibe öğretmenin ders anlatması

Nesibe öğretmen ve öğrencilerin şarkı söylemesi

Nesibe öğretmene çiçek verilmesi

Hasta öğrencilerden İlayda'nın konuşması

Nesibe Gerek'in konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Metin Faruk TAMER-GAZİANTEP-DHA)

=====================================

İdilli öğrencilerden Öğretmenler Günü hediyesi

Şırnak'ın İdil İlçesi'ndeki Anadolu Lisesi Öğrencileri, geçen eğitim öğretim döneminde PKK'lı teröristlerin kazdığı hendek ve barikatların kaldırılması için başlatılan operasyonlarda, çatışmalara, yollara döşenen patlayıcılara ve okulun defalarca saldırıya uğramasına rağmen kendilerini yalnız bırakmayan 38 öğretmenleri için okul bahçesini 38 fidan dikerek Öğretmenler Gününü kutladı. Öğrencilerinin kendilerine yaptığı sürprizden çok duygulanan öğretmenler, öğrencilerine teşekkür etti. Öğrenciler adına konuşan Ali Ay, "Geçen sene çok zor dönemlerden geçtik. Olaylar oldu, İdil kapandı. Yeri geldi hendeklerin üzerinden atlayan öğretmenlerimiz bizi asla yalnız bırakmadı. Geçen eğitim döneminde okulumuz yıkılmıştı. Cam, pencere, sıralar, sandalyeler, tahtalar kullanılamaz hale gelmişti. Ama buna rağmen çatışmalardan dolayı giden öğretmenimiz olmadı. Biz de öğretmenlerimize sevgimizi göstermek için böyle bir organizasyon düzenledik" dedi.

İdil'in Turgut Özal Mahallesinde bulunan ve PKK'lılar tarafından 2 kez ateşe verilen İdil Anadolu Lisesinde eğitim öğretim gören 700 Öğrenci, 24 Kasım Öğretmenler günü nedeniyle okulda görev yapan toplam 38 Öğretmenlerine sürpriz bir Öğretmenler günü programı düzenledi. Geçen eğitim-öğretim döneminde hendek-barikat operasyonları, yaşanan çatışmalar, yollara döşenen patlayıcılar ve okulun defalarca saldırıya uğrayıp sokağa çıkma yasağı ile birlikte yaklaşık 4 ay kapalı kalmasına rağmen öğretmenlerin kendilerini terk etmediğini söyleyen öğrenciler, Öğretmenleri için okulun bahçesine 38 fidan dikti. Okulda düzenlenen etkinlikte, öğrenciler öğretmenler günü için yazdıkları şiirleri okudu, müzik gösterisi sunuldu ardından öğretmenleri için bahçeye diktikleri 38 fidan için hazırladıkları sertifikaları öğretmenlerine verdiler. Öğrencilerin kendileri için birer fidan dikmesinden duygulanan öğretmenler dikilen fidanları öğrencileri ile birlikte suladı.

Lise'nin 12'inci sınıf öğrencilerinden Ali Ay, geçen eğitim ve öğretim döneminde çok zor dönemlerden geçtiklerini belirterek, "Olaylar oldu, İdil kapandı. Yeri geldi hendeklerin üzerinden atlayan öğretmenlerimiz bize asla yalnız bırakmadı. Geçen eğitim döneminde okulumuz yıkılmıştı. Cam, pencere, sıralar, sandalyeler, tahtalar kullanılamaz hale gelmişti. Ama buna rağmen çatışmalardan dolayı giden öğretmenimiz olmadı. Bizde Öğretmenlerimize sevgimizi göstermek için böyle bir organizasyon düzenledik. Hocalarımızı çok seviyoruz, en sıkıntılı durumlarda bizim yanımızda oldular" dedi.

İdil Anadolu Lisesi 11'inci sınıf öğrencisi Deniz Balur ise, "Adeta biz savaştan geçtik diyebiliriz. Kötü olaylar oldu. Ama, öğretmenlerimiz bizi ve okulumuzu korumak için büyük şeyler yaptılar. Bize bir harf öğretmek için nice terler döktüler, iyi ki bizim öğretmenimiz oldular" diye öğretmenlerine olan sevgi ve saygısını dile getirdi.

Görüntü Dökümü:

-İdil Anadolu Lisesinde yapılan öğretmenler günü programından görüntüler

-Öğrencilerin şiirler okuması

-Öğretmenlere yapılan fidan sürprizi

-Öğrencilerin konuşması

-Fidan dikme görüntüleri

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Bayram KAPLAN/İDİL,-

===========================================

Görme engelli öğretmenin alkışlanacak azmi

MANİSA'da 22 yıllık görme engelli tarih öğretmeni 45 yaşındaki Arzu Okumuş'un öğrenme ve öğretme aşkı parmak ısırttı. Çocukluğundan bu yana öğretmen olmayı hayal ettiğini anlatan Arzu öğretmen, ömrü yettiğince gençlere engellere karşı ayakta kalmayı öğreteceğini söyledi.

Manisa'da yaşayan tarih öğretmeni Arzu Okumuş, azmiyle öğrencilere örnek oldu. İsmet İnönü Mesleki ve Teknik Lisesi'nde öğretmenlik yapan Okumuş, görme engeline rağmen azmiyle öğrencilerinin sevgisini kazandı. Hayat hikayesiyle dikkat çeken Okumuş, doğuştan görme engelli olduğunu ve hayatını öğretmen olmaya adadığını anlattı.

"HAYALİMDEN HİÇ VAZGEÇMEDİM"

4 çocuklu öğretmen bir ailede yetiştiğini dile getiren Okumuş, kendisinin de görme engeline aldırmadan çocukluğundan bu yana öğretmenliği hayat ettiğini söyledi. Engelinin hiçbir zaman mesleğini yapmasına engel olmadığını dile getiren Arzu Okumuş, "Ben doğuştan görme engelliyim. Sol gözüm hiç görmüyordu, iki ameliyatla birazcık ilerleme sağladım. Sadece yüzde 10 görebiliyorum. Ama hep normal okullarda okudum. Hiç engelli okullarına gitmedim. Babam öğretmendi, kardeşim de bana çok destek oldu. Öğretmenlik benim çocukluktan bu yana hayalimdi, hep istediğim bir şeydi. Bu hayalimden hiç vazgeçmedim. Liseyi bitirdim, öğretmen olmak istiyordum. Ama o dönemde görme engelliler öğretmen olamıyordu. Ama ben ne olursa olsun en azından üniversite okumuş olurum diye düşündüm. Üniversiteyi bitirdim, öğrendim ki yasa değişmiş. Ben de artık öğretmen olabilecektim. İyi ki pes etmemişim" dedi.

"BİR DAHA DÜNYAYA GELSEM YİNE ÖĞRETMEN OLURDUM"

Hayatının öğretmek üzerine kurulu olduğunu söyleyen Arzu Okumuş, öğrencilere ders anlatırken çok mutlu olduğunu söyledi. Okumuş, "Bir daha dünyaya gelsem yine öğretmen olurdum. Öğrencilerle olmayı seviyorum. Öğretmeyi ve öğrenmeyi seviyorum. Hayat boyu güçlüklerle karşılaştım. Ama hepsiyle mücadele ettim. Tarih bölümünde yüksek lisans yaptım. Aynı zamanda Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Öğrenmeyi hiç bırakmadım. Öğrenciler ilk başta görme engelli bir öğretmeni garipsiyor. Ama sonra işimi yaptığımı görünce önyargıları gidiyor. Benim öğretmenlik hayalime engelim, engel olamadı. Öğrenmenin mutlaka bir yolu vardır" dedi.

Engellinden dolayı çok fazla dertlenmediğini söyleyen Arzu Okumuş, engellilerin ailelerine seslendi. Çocuklarına güvenmelerini isteyen Arzu Okumuş, "Engelli kişiler engeli aşmaya çabalıyorlar. Ama engelli kişileri engelleyenler en başta aileleri. Evhamlarından, korkularından sıyrılsınlar. Çocuklar özgüvensiz yetişiyor. Engelli çocuğun işini aileleri yapmasın. Aileler çocuklarını dışarıdaki hayata hazırlamalı. Dışarı çıkmıyorlar, evin içinde oturuyorlar" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Engelli Arzu Okumuş öğrencilere ders anlatırken

Engelli öğretmen koridorda ve öğretmen odasında dolaşırken detay görüntü

Engelli Arzu Okumuş'un konuşması

Arzu Okumuş'un öğrencilerinin konuşması

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Nermin UÇTU / MANİSA,

====================================================

(ÖZEL) - Öğretmenlik özlemini Türk öğrencilerle dindiriyor

SURİYE'deki iç savaştan kaçarak Gaziantep'e gelen edebiyat öğretmeni Nahla Abaji, öğretmelik hasretini Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Arapça ders vererek gideriyor.

Edebiyat öğretmeni olan Nahla Abaji, Suriye'deki iç savaşın ardından 4 yıl önce kaçarak Gaziantep'e geldi. Burada çok sevdiği öğretmenlik mesleğini sürdürmek isteyen Nahla Abaji, 1 yılı aşkın süre Türkçe dersleri aldı. Abaji, daha sonra Gaziantep Üniversitesi'ne başvurarak mesleğini sürdürmek istediğini iletti. Bunun üzerine Abaji, İlahiyat Fakültesi'ne okutman olarak alındı ve Türk öğrencilere Arapça dersleri vermeye başladı.

Nahla Abaji, savaştan önce Suriye'de 10 yıl boyunca ilkokul ve ortaokulda öğretmenlik yaptığını söyledi. Savaşın şiddetini artırmasıyla Türkiye'ye geldiğini ve bir yıl Türkçe dil eğitimi aldığını anlatan Abaji, "Türkçe'yi öğrendim ve yeniden öğretmenlik yapmaya başladım. Öğretmenliği çok seviyorum ve öğrencilere bazı konuları öğretiyor olmak beni çok mutlu ediyor. Ama hala, Halep'teki öğretmenlik günlerimi çok özlüyorum. Savaşın bir an önce bitmesi için dua ediyorum. Bizi sahiplendiği için tüm Türkiye'ye teşekkür ediyorum ve meslektaşlarımın öğretmenler gününü kutluyorum.ö

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Öğretmenin sınıfta ders anlatması

Öğrenciler ile sohbeti

Öğretmen ile röp.

Genel ve detay görüntüler

Haber- Kamera: Ahmet SOYDOĞAN -GAZİANTEP-DHA)

==================================================

(ÖZEL) - Patlamada kafasına saplanan taş ameliyatla çıkartıldı

SURİYE'nin Halep kentine bağlı Azez ilçesinde, 30 yaşındaki Selim Elalluş'un patlama sırasında kafasına saplanan 5 santimetre büyüklüğündeki taş, Gaziantep'te ameliyatla çıkarıldı.

Suriye'nin Azez kentinde geçen hafta mayının patlaması sırasında Suriye uyruklu Selim Elalluş'un kafasına 5 santim büyüklüğünde taş saplandı. Patlamada ağır yaralanan Selim Elalluş, sınıra getirildi ve önce Kilis Devlet Hastanesi'ne ardından da Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.

Beyin ve Omurilik Cerrahisi Op. Dr. Sait Bilal, Op. Dr. Teoman Özdemir ve uzman doktor Aslı Yıldırım'dan oluşan ekip tarafından yapılan ve 1 saat süren ameliyatla Elalluş'un patlama sırasında kafasına saplanan taş çıkarıldı. Ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren Elalluş'un sağlık durumunun iyiye gittiği öğrenildi.

Ameliyatla ilgili bilgi veren doktorlardan Teoman Özdemir, ilk defa kafasına taş saplanan bir vakayla karşılaştığını belirterek, "Hastamızı geldiği anda acil şekilde ameliyata aldık. Ameliyattan sonra hastada hareketler başladı. Yaralının kafasından büyük bir taş çıkardık. Şu anda kalp atışları ve solunumu normal bir şekilde seyrediyor. Mayın patlayınca yaralının kafasına 5 santimetre büyüklüğünde taş girmiş. Ameliyat 2 saat sürdü ve böyle bir vakayla ilk defa karşılaştım. Şarapnel parçalarını görüyorduk, ama bu ilk oldu" dedi.

Olayın meslek hayatında bir ilk olduğunu kaydeden doktorlardan Sait Bilal da şunları dedi: "Bu kadar yıllık meslek hayatımda bu kadar büyük ve deri yerleşimli taşla yaralanma vakası görmedim. Benim için meslek hayatımda bir ilk ve enteresan bir vaka oldu. Bu tedavinin içerisinde bulunmaktan memnuniyet duyuyorum. Hasta geldiği güne göre daha da iyi. Bu bizi ayrıca sevindiriyor. Şu anda solunumu başladı ve sağ tarafında hareketlilik var. İnşallah bundan sonraki tedavisi de başarılı bin şekilde devam eder."

Yaralı Elalluş'un hastaneye geldiğinde beyin ölümünün gerçekleşmek üzere olduğunu belirten anestezi uzmanı Aslı Yıldırım ise Elalluş'un sağlık durumunun iyiye gittiğini ifade etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Yaralının kafasından çıkan taş

Ameliyata giren ekip

Yaralı Elalluş'un hasta yatağında uyuması

Teoman Özdemir'in konuşması

Sait Bilal'in konuşması

Aslı Yıldırım'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Metin Faruk TAMER-GAZİANTEP-DHA)

===============================================

Güz domatesinde tehlike çanları

MUĞLA'nın Datça İlçesi'ndeki çiftçiler, temmuz ve ağustos aylarında ekilen kasım ve aralık aylarında toplanmaya başlanan güz domatesinden 3 yıldır para kazanamadıklarını söyledi. Gelirle birlikte ekim alanları da düşen ürünün böyle giderse ekilmeyeceği belirtildi.

Datça'nın Kızlan, Karaköy ve Emecik bölgelerinde yetiştirilerek, başta İzmir olmak üzere büyük kentlere gönderilen güz domatesinin son 3 yıldır para kazandırmadığı belirtildi. Fiyatların geçen yıllara göre çok düşük kalması, üreticileri endişelendirdi. 4 yıl önce 30 TL'den satılan 20-22 kiloluk bir kasa güz domatesinin son üç yıldır ancak 12-15 TL'ye alıcı bulduğu belirtildi. Bu yıl ise bir kasa güz domatesinin en fazla 15 TL'den alıcı bulduğu belirtildi. Gelirin düşmesi ürünün ekim alanına da yansıdı. Geçen yıllarda 3 bin dönüme ekilen ürün, bu yıl yarı yarıya azalarak 1500 dönüme geriledi. Böyle giderse ürünün ekilmeyeceği belirtildi.

Datça'da altı yıldır güz domatesi alımı gerçekleştiren 30 yaşındaki Yaşar İnsaf, "Datça'nın güz domatesi lezzetli ve sağlıklı olması nedeniyle çok beğeniliyor. Özellikle sonbaharda tarla domatesini bulmak güç olduğundan, Datça'nın domatesi büyük ilgi görüyor. Burada don olmaz, kar yağmaz. Bu mevsimde domates üretimi için çok elverişli bir iklim var. Ancak son üç yıldır fiyatlar geriledi. Bir kasa domatesin fiyatı 12-14 TL arası değişiyor. Tarlada kilosu 70 kuruştan giden domates, pazarda 3 TL'ye satılıyor. Kazanan aracılar oluyor. Olan, üreticiye ve halka oluyor" dedi.

"MALİYETLER ARTTI"

Kızlan'da baba mesleği çiftçiliği 12 yaşından beri sürdüren 35 yaşındaki Ercan Karaçoban ise artan maliyetlerden yakındı. 10 yıl önce kazandıkları paraları artık kazanamaz hale geldiklerini ifade eden Karaçoban, "Özellikle maliyetlerimiz çok yükseldi. Yerli domatesimiz olmadığından, İsrail tohumlarına bağlı olduğumuz için maliyet artıyor. Datça'da 10 yıl önce 3 bin dönüm alanda güz domatesi ekimi yapılıyordu. Şuan yarı yarıya azaldı. 1500 dönüme kadar düştü. Önümüzdeki yıllarda daha da düşecek ve hatta bütünüyle güz domatesi ekilemeyecek gibi gözüküyor" dedi.

TEŞVİK ÇAĞRISI

Devletten destek beklediklerinin altını çizen Karaçoban, "Hayvancılığa verilen teşvik gibi bizler de destek bekliyoruz. Sadece domates üreticileri için değil, diğer çiftçiler için de durum aynı. Fidanımız, tohumumuz İsrail'den geldiği sürece Türk çiftçisi para kazanamaz" dedi. Bu ithal tohum ile ilaç kullanmadan üretim yapılamadığını, ona da ayrıca para ödemeleri gerektiğini söyledi. Karaçoban, "Yerli tohum kullanırken hastalık yoktu. Yerli tohuma dönmek gerekiyor. Daha fazla ürün alacağız diye dışa bağımlı olduk" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Güz domatesleri kamyonlara yüklenirken görüntü

Tarlalarda güz domatesi toplayan işçilerden görüntü

Yaşar İnsaf (30) ile röp.

Tarladan domates kasaları traktörlere yükleniyor.

Üretici Ercan Karaçoban (35)ile röp.

Haber- Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla),

=============================================

Rekolte yüksek, ancak üretici mutsuz

İZMİR'in Seferihisar İlçesi'nde geçen yıl iklim koşulları nedeniyle 50 bin ton mandalina üretildi, aynı bölgedeki üretim bu yıl 62 bin tona çıktı. Belediyesi öncülüğünde Seferihisarlı üreticilerle birlikte kurulan Mandalina Üretici Birliği'nin Başkanı Mehmet Cumhur Eriş, ilçenin en büyük kaynağı mandalinayı işlemeye ve pazarlamaya devam ettiklerini, ancak mandalinanın bahçede 80 kuruş olması nedeniyle üreticinin mutsuz olduğunu söyledi.

Seferihisar Belediyesi öncülüğünde Seferihisarlı üreticilerle birlikte kurulan Mandalina Üretici Birliği, belediyenin kendilerine devrettiği Mandalina İşleme ve Paketleme Tesisi'nde, ilçenin en büyük kaynağı mandalinayı işlemeye ve pazarlamaya devam ediyor. Daha önce Ukrayna, Rusya, Makedonya gibi ülkelere ihracat yapan Birlik, mandalinayı Avrupa Birliği'ne sokmayı da başardı. Geçen yıl iklim koşulları nedeniyle 50 bin ton mandalinanın üretildiği ilçede, üretim bu yıl 62 bin tona çıktı. Mandalina Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Cumhur Eriş, birlik bünyesinde, üyelerin mallarını değerlendirdiklerini belirtti. Kendi çabalarıyla ayakta kaldıklarını söyleyen Başkan Eriş, "Rusya'yla yaşanan kriz bizim sektörümüzü etkiledi. Biz yıllık 5 bin ton mal işliyoruz. Ancak Mersin ve Adana gibi bölgelerde herhangi bir işletmenin limiti 100 bin, 120 bin ton civarında. Bizimle kıyas kabul etmez. Gerçek sıkıntıyı o bölgedekiler yaşadı. O bölgedeki iş azaldığı zaman, biz sahaya çıkabiliyoruz. Dolayısıyla onların iyi olması bizi de yakından ilgilendiriyor. Türkiye'nin her yerinde rekolte bu yıl muhteşem, mal kalitesi çok güzel, üretim açısından çok güzel bir yıl. Ama buna rağmen fiyatların değiştiği söylenemez" dedi.

ÜRETİCİ MUTSUZ

Fiyatların geçen yıla göre aynı olması nedeniyle üreticinin mutsuz olduğunu savunan Eriş, "Üreticinin mutsuzluğu o ağaçların kesilmesine sebep oluyor. Şu anda Seferihisar ve Gümüldür bölgesinde yetişen ürünler gerçekten dünyanın en leziz mandalinası. Bunları çok iyi değerlendirmek varken zamanla yok olup gidecek. Çünkü onu yetiştirmeye çalışan adam aç, perişan destek almıyor. Havza politikası kapsamında, mandalina Seferihisar havzasında yok, başka ürünlerden söz ediliyor. Farklı ürünler için havza desteğinden söz ediliyor, ancak bize havza desteği yok. Böyle olunca bakanlık 'Küs müyüz' diyor, evet küsüz, bu şekilde bir şey çıkartırsanız olmuyor, yürümüyor. Bu bölgenin baş tacı zeytinse ondan sonra da mandalinadır. Bu mandalinayı havzada yoksay, sonra ne olacak bu üretici" diye konuştu.

"MARKET SAHİBİ KAZANIYOR"

Mevcut sistemde aracıların marketçilerin para kazandığını belirten Eriş şunları söyledi:

"Üretici malını 80 kuruşa satabiliyor, işletmemizde malın işlenmesi 1 lira 20 kuruşa mal oluyor. Buradan çıkışı 2 lira, siz bunu halciye yansıttığınızda sadece komisyonu 16 kuruş, yani fiyat, giderler işin içine katıldığında halde, yaklaşık 2.5 liraya çıkıyor. Marketçi bunu 5 lira yapıyor. Fiyat 5 liraya çıkınca tüketici bu malı 5 lira olarak görüyor ve tüketmiyor. 5 liralık malın alıcı portföyü başka. O mal satılmalı ki biz de piyasaya daha çok mal sürebilelim. Ama fiyat yükseldiğinde mal akışı da düşüyor. Sistem tıkanıyor, hesapların buna göre yapılması gerekiyor."

"KURUTMA TESİSİNE İHTİYACIMIZ VAR"

Üretim fazlasının da değerlendirilmesi gerektiğini bunun için fazla malın sanayi ürününe dönüştürülmesini isteyen Eriş, "Makus talihimizi yenmemizin yolu mal fazlasını sanayi ürünü olarak değerlendirmekten geçiyor. Biz de kurutma yoluna gittik. İki tür kurutma var, birincisi kabuksuz dilimlenerek, ikincisi ise kabuklu halde keserek dilimler halinde. İkisi de çok talep görüyor, ancak istenen düzeyde satılabilmesi için kapasite gerekiyor. Kapasite için de kurutma ünitesinin kurulması gerekiyor. Biz şimdilik Ar-Ge çalışması olarak numune ürettik. 20 ton talep gelse bunu karşılayabilecek organizasyonun içinde değiliz. Kurutmayı dışarıda yaptırırsak çok pahalıya gelir, uzun sürebilir. 10 kilo mandalinadan 1 kilogram kuru mandalina elde ediliyor, kuru mandalinayı 60 liraya sattığınızı düşündüğünüzde ciddi bir rakam ortaya çıkıyor ve bu da üreticiyi fazlasıyla memnun eder" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Mandalina işleme tesisinden görüntü

-Birlik Başkanı Mehmet Cumhur Eriş ile röp.

-Genel ve detay görüntü

Haber: Tufan HAMARAT, Kamera: Yasin TİNBEK / İZMİR,

==========================================

Ses kısıklığı şikayetine suya üfleme tekniği ile çözüm

KULAK Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Murat Koç, ses felci geçiren, ses kısıklığı yaşayan ve ses tonundan memnun olmayan kişilere suya üfleme tekniği cihazı ile terapi vererek, istediklere sese kavuşturuyor.

Memorial Kayseri Hastanesi'nde görev yapan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Murat Koç, suya üfleme tekniği cihazı ile verdiği terapi sayesinde hastalarını istedikleri ses tonuna kavuşmasını sağlıyor. Suya üfleme tekniği çok uzun yıllardır özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde kullanılan bir yöntem olduğunu belirten Koç, "Bu cihazlar sayesinde suya üfleme tekniği daha pratikleşerek yaygınlaştı. Burada amacımız hastaya ses terapisi ile sesinin tonunu değiştirmek ve ses kalitesini arttırmaktır. Ayrıca kişiye yakışır, anlaşılabilir ve pürüzsüz bir sese ulaşmasını amaçlıyoruz. Hastalarımız genelde ses teli felçli olan hastalar ya da sesinde herhangi bir sorunu olmayıp sesini günlük hayatta kullanması gereken imam, müezzin, öğretmen, ses sanatçıları ve çağrı merkezi çalışanları ses kısıklığını en çok yaşayan gruplar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tedavinin başlangıcında haftada bir 4 hafta süreç boyunca görüşüyoruz ancak yeni bir sese ulaşma süreci ortalama 6 ay sürmektedirö ifadelerini kullandı.

"KİŞİNİN KENDİNE YAKIŞAN SESE ULAŞMASI İÇİN BU TERAPİ ÇOK ÖNEMLİö

Koç ayrıca, "Ses eğitimlerinin en önemli konularından birisi de kişiye yakışan sesi bulabilmektir. Örneğin bir erkek telefonda kadın, bir kadın ise erkek zannedilebilmektedir. Bununla birlikte rencide olmaktadır. Dolayısıyla bu kişilerin kendilerine yakışan sese ulaşması için ses terapisi çok önemlidirö dedi.

"CİDDİ SES KISIKLIĞI YAŞAYAN KİTLE VARö

Verdiği terapiye değinen Koç şöyle konuştu:

"Burada genellikle ses eğitmeni bulmakta zorlanan ama ciddi bir ses kısıklığı yaşayan kitle var. Burada ses terapisi ile uğraşan Kulak Burun Boğaz hekimlerine ulaşmak biraz güç olabilmektedir. Çeşitli bilgilendirmeler ile daha fazla hasta kitlesine ulaştığımız söylenebilir. Şuan için her hafta 3-4 yeni hasta grubu ses terapisi almaktadır. Bu terapimiz yaklaşık yarım saat sürmektedir. Bu rakamın ilerleyen zamanlarda daha da artacağını düşünüyorum.ö

"SES TERAPİSİNİN ÇOK FAYDASINI GÖRDÜMö

Ses terapisi alan 53 yaşındaki Hayrisan Gökmen ise, "Tiroit kanseriydim. Çok şükür hayata döndüm. Şimdi ise ses tellerim felç olmuş. Murat hocama geldim ses terapisi alıyorum. Ses terapisinin çok faydasını gördüm. Su içemezdim şimdi suyumu içebiliyorum. Birde gıcığım vardı oda şimdi iyi oluyor. İnşallah her şey normale dönüyorö diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------

-Murat Koç'un Hayrisan Gökmen'e terapi vermesi

-Murat Koç ile röportaj

-Hayrisan Gökmen ile röportaj

-Genel detaylar

Haber-Kamera: Olcay DÜZGÜN /KAYSERİ DHA)

================================================

Lastik değiştirirken halk otobüsü çarptı

Kaza anı kamerada

ZONGULDAK'ın Ereğli İlçesi'nde, yol kenarında otomobilinin patlayan lastiğini değiştiren sürücü 28 yaşındaki Emrah Yılmaz, halk otobüsünün çarpması sonucu yaralandı.

Kaza, dün gece Gülüç Beldesi Sahil Bulvarı'nda meydana geldi. Ereğli-Gülüç hattında çalışan Gürkan Akyüz yönetimindeki 67 M 8511 plakalı özel halk otobüsü, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak park halindeki 67 UF 522 plakalı otomobil ile patlayan lastiği değiştirilen 67 ZF 107 plakalı otomobile çarptı. Aracının lastiğini değiştiren Emrah Yılmaz, kendi otomobili ile kaldırım arasında sıkıştı. Çevredekilerin müdahalesiyle kurtarılan Yılmaz, ambulansla özel hastaneye kaldırıldı. Kaza nedeniyle şoka girerek baygınlık geçiren Emrah Yılmaz'ın eşi 26 yaşındaki Elif Yılmaz da aynı hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Emrah Yılmaz'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Halk otobüsü sürücüsü Gürkan Akyüz, ifadesi alınmak üzere karakola götürülürken soruşturma sürdürülüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

-Kaza Yeri

-Yaralı Emrah Yılmaz'a ambulansta müdahale edilmesi

-Lastiği patlayan ve hurdaya dönen otomobil

-Görgü tanığı ile röp.

-Halk otobüsü sürücüsü kaza anı

-Kazaya karışan halk otobüsü

Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),

====================================

Koyunları ikiz doğuruyor

Muş'un merkeze bağlı Derecik köyünde hayvancılık yapan Nurettin Bozkurt'un 20 koyunu her yıl 2 kez ikiz kuzu dünyaya getiriyor. Hayvanlarının deniz seviyesinden 1600 metre yükseklikteki yaylada bol oksijenli ortamda beslendiğini anlatan Nurettin Bozkurt, "Köyümüzü dört tarafı ormanlık alan. Hayvanlar organik yemlerle besleniyor. 40 karakoyundan 20'si her seferinde ikiz doğuruyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

-Koyun ve kuzulardan detaylar

-İkiz kuzuların annelerinden süt emmesi

-İkiz kuzuların anneleri ile beraber merada

-Baba Nurettin, oğlu Necmettin Bozkurt ile röportajlar

-Diğer detaylar

Haber-Kamera: Eser AYDIN/ MUŞ,

==============================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Adana Valiliği Avrupa Birliği Mersin Datça Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title