Haberler

Dha Yurt Bülteni-2

Abone Ol

1)KONYA'DAN İZMİR'E GELEN KIRGIZ VE UYGUR 3 AİLE GÖZALTINDAİSTANBUL'da ünlü gece kulübü Reina'daki katliamı gerçekleştiren DEAŞ'lı teröristle ilgili operasyonlar çeşitli illerde devam ederken, İzmir'de polis Kırgız ve Uygur Türkü 3 aileye mensup 27 kişiyi gözaltına aldı.

1)KONYA'DAN İZMİR'E GELEN KIRGIZ VE UYGUR 3 AİLE GÖZALTINDA

İSTANBUL'da ünlü gece kulübü Reina'daki katliamı gerçekleştiren DEAŞ'lı teröristle ilgili operasyonlar çeşitli illerde devam ederken, İzmir'de polis Kırgız ve Uygur Türkü 3 aileye mensup 27 kişiyi gözaltına aldı. Bu ailelerin Konya'dan İzmir'e geldikleri saptanırken, Reina saldırısını yapan teröristin ilişki kurduğu aileler olup olmadıkları araştırılıyor.

Yılbaşı gecesi 39 kişinin yaşamını yitirdiği, 65 kişinin yaralandığı Reina katliamını gerçekleştiren Orta Asya kökenli DEAŞ'lı teröristin yakalanmasına yönelik İstanbul'da başlatılan operasyonlar, Konya başta olmak üzere çeşitli illerde sürdürüldü. Bu operasyonlarda elde edilen bilgilerde, Kasım ayında Konya'ya eşi ve 2 çocuğuyla gelen DEAŞ'lı teröristin, kentin Bosna Hersek Mahallesi'nde ev kiralayan yabancı uyruklu 3 aileyle ilişki kurduğu saptandı. Reina katliamından sonra Konya'da polisin yaptığı baskınlarda, 3 ailenin kaldığı evlerde kimse bulunamadı. Evleri boşalttıkları belirlenen 3 aile de sır oldu.

İZMİR'DE 3 AİLE GÖZALTINDA

İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube ekipleri yaptıkları çalışmada Konya'dan, Uygur Türkü ve Kırgız ailelerin İzmir'e geldiğini saptadı. Bu kişilerin kaldığı İzmir'in Buca İlçesi'ndeki adreslere dün gece yapılan operasyonda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 3 aileye mensup 27 kişi gözaltına alındı.

Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen Uygur Türkü ve Kırgız ailelerin Reiana katliamını yapan teröristle bağlantılarının olup olmadığı araştırılırken, pasaportlarına yönelik inceleme sürüyor.

Görüntü Dökümü

------------------------

Gözaltına alınan ailenin görüntüsü.

Mehmet CANDAN/İZMİR

==================================================

2)SURİYE'DE 104 DEAŞ HEDEFİ VURULDU, 6 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ

SURİYE'de yürütülen 'Fırat Kalkanı Harekatı'nda terör örgütü DEAŞ'a ait 104 hedef karadan vurularak imha edilirken, 6 terörist etkisiz hale getirildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 134 gündür sürdürülen 'Fırat Kalkanı Harekatı'nda, El Bab'ın ele geçirilmesine yönelik operasyonlara devam edildi. Karadan ateş altına alınan terör örgütü DEAŞ'ın 104 hedefi imha edildi. Çatışma ve topçu atışları sonucu 6 terörist etkisiz hale getirildi. Genelkurmay Başkanlığı tarafından harekatın son durumuna ilişkin yapılan bilgilendirmede şöyle denildi:  "Muhalif unsurlardan oluşan Özel Görev Kuvvet Grupları tarafından havadan ve karadan sağlanan yoğun ateş desteği ile El Bab'ın ele geçirilmesine yönelik planlı harekatın icrasına devam edilmiştir. Hedef tespit vasıtaları ile tespit edilen 104 DEAŞ terör örgütü hedefi, ateş destek vasıtaları ile yapılan atışlar sonucunda baskı altına alınmış, birçok hedef kullanılamaz hale getirilmiştir. Gün içerisinde, çatışmalar ve topçu atışları sonucu toplam 6 DEAŞ terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri, gerek icra edilen hava harekatları, gerek ateş destek vasıtalarımız ile açılan ateşlerde ve gerekse DEAŞ teröristleriyle girilen çatışmalar esnasında bölgede yaşayan sivil halkın zarar görmemesi için her türlü tedbiri almakta ve bu konuda azami hassasiyet göstermektedir."

GAZİANTEP/DHA

=====================================================

3)SİNOP'TA ZEHİRLENEN 10 BALIKÇI, HASTANEYE KALDIRILDI

SİNOP açıklarında avlanan balıkçı teknesinde bulunan 10 kişi, aniden rahatsızlanarak limana sığındı. İhbar üzerine bölgeye gelen ambulanslarla hastaneye kaldırılan balııkçıların yedikleri bir yemekten zehirlendikleri ifade edildi.

Trabzon'dan avlanmak için denize açılan balıkçı teknesinde bulunan 10 kişi, Sİnop açıklarında aniden rahatsızlandı. Mide bulantısı şikayeti ile Sİnop Lİmanı'na sığınan balıkçıların ihbarı üzerine bölgeye 112 ekipleri sevk edildi. Teknede bulunan Abdullah Baba (55), Halil Ocak (38), Halis Çoban (53), Ahmet Ocak (35), Cemal Özdemir (52), Halit Çoban (49), Tahsin Çağlı (46), Selahattin Güneş (45), Muhammet Kulaç (46) ve Mustafa Özdemir (30) ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Sinop Atatürk Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan balıkçıların sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi.

Görüntü Dökümü :

----------------------

Sinop limanından detay

Hastanenin dışından detay

Detaylar

Haber-Kamera : İbrahim ASLAN/SİNOP(DHA

=======================================================

4)MARMARİS'TE BADEM ÇİÇEK AÇTI, BODRUM'DA ERİK MEYVE VERDİ

MUĞLA'nın Marmaris İlçesi'ne bağlı Söğüt Mahallesi'nde badem ağaçları çiçek açtı, Bodrum'da ise bir erik ağacı meyve verdi.Ülke genelinde hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte yurdun büyük bölümünde kar yağışı etkili oluyor. Birçok kentte yollar kapanıp, zaman zaman eğitime ara verilirken; Güney Ege'nin gözde turizm merkezlerinden Marmaris kent merkezine 45 kilometre mesafedeki Söğüt Mahallesi'nde çok sayıda badem ağacı ise güzel havaya aldanıp çiçek açtı. Hava sıcaklığının bölgede 10 derecenin altına düşmemesi, baharın habercisi olarak nitelendirilen badem ağaçlarının çiçek açmasına yol açtı.

Öte yandan; Bodrum'un Torba Mahallesi'ndeki bazı bahçelerde erik ağaçları yapraklanmadan meyve vermeye başladı. Vatandaşlar bu durum karşısında, şaşkınlıklarını gizleyemedi. İki çocuk ve 4 torun sahibi 78 yaşındaki Fehime Özkan, "Çok az rastlanan bir kış geçiriyoruz. Bahçemizdeki erik ağacı meyve verdi. Normalde erik ağaçlarımız mayıs ayında meyve verirdi. Ama doğanın dengesi de hızla değişiyor" dedi.

Muğla bölgesinde yaşayanlar, ülke genelinde olduğu gibi Güney Ege'de de hava sıcaklıklarının önümüzdeki günlerde mevsim normallerine gelerek düşeceğini düşündüklerini söyledi. Bu yüzden erken çiçek açan ağaçların donma olasılığı karşısında bu yıl badem rekoltesinde düşüş yaşanmasından endişe ediliyor.

Görüntü Dökümü

------------------------

Söğüt Mahallesi'nden çok sayıda çiçek açan badem ağaçlarından görüntü

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Mustafa SARIİPEK / MARMARİS ( Muğla ),

==========================================================

5)BULGAR MARGARİTA, DENİZLİ'DE DOĞAL TARIM YAPIYOR

BULGARİSTAN'da 20 yıl mesleğini yaptıktan sonra Denizli'nin Buldan İlçesi'ne yerleşen fizyoterapi ve rehabilitasyon uzmanı 59 yaşındaki Dr. Margarita Dimitrova, kurduğu çiftlikte yalnız başına hayvanlarıyla birlikte soğuk kış şartlarına rağmen tam bir köy hayatı yaşıyor. Satın aldığı araziyi Margarita Çiftliği'ne dönüştüren Dimitrova, doğal ve organik ürünler yetiştirerek çevresindeki çiftçilere de örnek oluyor. Ürünlerini ise ilçe pazarında kendisi satıyor.Bulgaristan'ın Yambol şehrinde doğan Margarita Dimitrova, Sofya'da önce spor eğitimi aldı ardından tıp fakültesini bitirdi. Fizyoterapi ve rehabilitasyon uzmanı Dr. Dimitrova, memleketinde 20 yıl doktorluk yaptıktan sonra Türkiye'ye geldi. Eşinden boşanan ve bir süre İstanbul'da yaşayan 1 çocuk annesi Dimitrova, üniversitelerde eğitim verdi. Daha sonra çevreci ve sürdürülebilir bir yaşam kurma hedefiyle, Muğla'nın Köyceğiz İlçesi'ne yerleşti. İstediği araziyi bulamayınca, bu kez Denizli'nin Buldan İlçesi'nin yolunu tuttu. Dokuma hakkında bilgi edinmek için geldiği Buldan'da çiftlik hayalini kent sakinlerine anlatınca, aradığı araziyi Tekke Mevkii'nde buldu.

ARAZİDE TAMAMEN DOĞAL TARIM YAPIYOR

Üç yıl önce yaklaşık 15 dönüm arazi satın alan Dimitrova, hayalini gerçekleştirmek için çalışmalarına başladı. Arazide 16 metrekarelik taş ve kerpiçten tek odalı bir ev yaptırdı. Araziyi işleyen ve doğal tarım ürünleri yetiştirmeye başlayan Dimitrova, su ihtiyacını ise dağlardan akan doğal kaynak sularıyla karşıladı. Arazisine damlama sulama sistemi de döşeten Dimitrova, tarım konusunda eğitimler aldı. Çiftlikte 4 mevsim doğal tarımla üretim yapmaya başlayan Dimitrova, kurduğu küçük serada ise kışlık ürünleri yetiştiriyor. Ürünlerinde hiçbir kimyasal gübre ve ilaç kullanmadığını belirten Dimitrova, toprağı ürün vermeye hazırlamak için 3 yıl emek verdiği söyledi. Çiftlikte 2 eşeği, bir köpeği, kedisi ve tavukları da bulunan, zor kış şartları altında yaşayan Dimitrova, kendi yiyeceği kadar ürettiği ürünlerin fazlasını ise ilçe pazarında sattığını ve doğal olduğu için hemen tükendiğini anlattı.

İHTİYAÇ PAZLASINI PAZARDA SATIYOR

Bulgaristan ve İstanbul'da toplam 30 yıl doktorluk yaptığını, judo antrenörü oğlunun Yunanistan'da yaşadığını belirten Dimitrova, "Türkiye Bulgaristan'a yakın olduğu için burayı seçtim. Doğa ile uyumlu yaşam kuruyorum. Temiz ve fabrika olmayan bir bölgede bir çiftlik kurdum. Ben sürdürülebilir yaşam, permo kültür tasarım uygulamak istiyordum. Temiz hava, temiz su, temiz gıdalar, benim amacım buydu. Çiftliğimde sebze yetiştiriyorum. Mevsim sebzeleri yani maydanoz, roka, ıspanak, semizotu, domates, biber, patlıcan yetiştirebiliyorum. İhtiyacımdan fazlasını pazarda satıyorum. Buldan Ziraat Odası'na kayıtlı bir çiftçiyim. Benim katkı maddesi olmadan doğal tarım ürünü olarak sattığım ilk ürün bakla" dedi.

Çevresindeki çiftçilere örnek olduğunu ifade eden Dimitrova, "Burada bir eko mahalle oluşturmak için birkaç kişiyle niyetlendik. Belediyeye tekke mevkiinde bir eko mahalle oluşturmayı teklif edeceğim" dedi.

AJAN OLMAKLA BİLE SUÇLANDI

Araziyi alıp, doğal tarım yapmaya başladığında zorluklar çektiğini belirten Dimitrova, "İlk el dokuması öğrenmek için geldiğimde herkes bana hayran kaldı. Nasıl bir doktor gelmiş el dokuması öğrenmeye çalışıyor diye. İnsanlara çok ilginç geldi ve sevecen bir şekilde yaklaştılar. Sonra arazi alacak olduğum zaman biraz tepki aldım. Buraya yerleşeceğim diye bazı insanlar sorgulamaya başladı. Acaba bu kadın ne istiyor? Onca yer varken, Buldan'a mı buldu diye düşündüler. Herkes sorgulayabilir tabii ki ama ajan ve hazine aradığım iddialarını ben gülerek karşıladım" dedi.

HAYVANLARINA ŞARKI SÖYLÜYOR

Günlerini hayvanları ve bitkileriyle geçirdiği belirten Dimitrova, "Burada bir günü hiç sıkılmadan geçirebiliyorum. Erken kalkıp erken yatarım. Sabah kalkınca ilk iş olarak hayvanlara bakıyorum. Ahırı temizliyorum. Onlara yem veriyorum. Ahırda hayvanlarıma şarkı söylüyorum. Şarkı dinlemeyi çok seviyorlar. Şarkıdaki heyecanı hissedip kulaklarıyla tepki verip dinliyorlar. Onlarla birlikteyken çok eğleniyorum. Sonra bahçeye gidip köpeğimi ve tavuklarımı besliyorum. Onlarla sohbet ediyorum. Kar olmadığı zamanlarda bahçeyi dolaşıp ektiklerime tek tek bakıyorum. Güneşle selamlaşıyorum. Her gün arazimde bir ya da iki kez dolaşıyorum. Sonra kış olduğu için evime girip sobamı temizleyip oturuyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

---------------------

Dimitrova'nın çiftliğinden görüntü

-Dimitrova'nın eşeğiyle ve tavuklarıyla görüntüsü

Kütüphanesinden görüntü

Bahçesinde karların içinde ürün koparması

Serasından görüntü, el arabasıyla gübre taşıması

Dimitrova ile röp.

Muhabir anonsu

Haber: Ramazan ÇETİN -Kamera: Deniz TOKAT / DENİZLİ,

====================================================

6)ÖLÜM UYKUSU

ISINMAK İÇİN KAMYONETİNE KOYDUĞU SEMAVERDEN SIZAN KARBONMONOKSİT GAZINDAN ZEHİRLENDİ

VAN'dan, Adana'ya sebze almak için gelen 44 yaşındaki Fesih Gezer, ısınmak için kamyonetine koyduğu semaverden sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldü. Yaklaşık 5 gün boyunca kamyonetin içerisinde duran cesedi, yanına park eden kamyondaki sürücü fark etti.

Van'ın İpekyolu ilçesinde manavlık yapan Fesih Gezer, 27 Aralık'ta sebze-meyve almak için Adana'ya geldi. Vedat Dalokay Hal Kompleksi'ne 29 Aralık'ta giriş yaptığı belirlenen Gezer, kamyonetin kaloriferini açmak yerine ısınmak için semaverde çay demleyip içti. Fesih Gezer, semaverdeki odunlar yanarken de kamyonetin içine alıp bir süre sonra da uykuya daldı. Semaverden çıkan gaz nedeniyle kendinden geçen Fesih Gezer, aracın içerisinde hayatını kaybetti. Devrilen semaver, aracın koltuğunun bir kısmını ve Gezer'in yüzünü de yaktı.Cep telefonunun şarjı biten Fesih Gezer'e ulaşamayan Van'daki yakınları, kar yağışı nedeniyle yolların kapalı olabileceğini, bu yüzden de geciktiğini düşündü. Bu arada durumu bir kamyoncu fark etti. Gezer'in uzun süre hareket etmemesinden şüphelenen kimliği belirlenemeyen sürücü, yükünü alıp, yola çıktıktan sonra 155'i telefonla aradı. Gezer'in aracını park ettiği noktayı tarif eden kimliği belirsiz sürücü, "Ölmüş olabilir, uzun zamandan beri hareketsiz yatıyordu" diye bilgi verdi.

İhbar üzerine olay yerine gelen polis, Fesih Gezer'in cesedini buldu. Kamyonetin sahibi B.O., telefonla arayan polislere, "Ruhsat benim adıma, ancak sahibi ben değilim. Aracın gerçek sahibi Fesih Gezer, devri benim üzerime" diye cevap verdi. Polis, bu şekilde kamyonetin Fesih Gezer'e ait olduğunu tesbit etti.

Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerin çalışmasının ardından Fesih Gezer'in cesedi, kesin ölüm nedenin belirlenmesi amacıyla otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Kamyondan genel görüntüler

Kamyonun içindeki ceset

Kamyonun etrafındaki kalabalık

SÜRE: 01'25" BOYUT: 159 MB

Haber: Fatih KARAÇALI-Kamera: Akif ÖZDEMİR/ADANA,

======================================================

7)TERÖRLE MÜCADELEYE MORAL PAKETİ

İZMİR'de, Emekli Subaylar Derneği, Güneydoğu'da, Irak'ta ve Suriye'de terör örgütleri DAEŞ ile PKK'ya karşı mücadele eden askerlere moral vermek için 'Vatan size, aileniz bize emanet' kampanyası başlattı. Geçmişte kumpas mağduru olan emekli subaylar, terörle mücadele eden askerlere, öğrencisinden, yaşlısına kadar her kesimden insanın duygularını kaleme döktüğü mektuplar ile çorabından fanilasına, çikolatasından kurabiyesine kadar hazırlanan 'moral paketleri' gönderdi. Vatan savunması nedeniyle minnet duyulan askerlere gönderilen mektuplarda, kimisi 'abi', kimisi 'kahramanım', kimisi de 'oğlum' diye seslendi. İlkokul öğrencisi Sude de mektubunda, kahraman askerlere, "Siz bu vatanı korumak adına kim bilir nelerden vazgeçtiniz" diye yazdı.

Türk Silahlı Kuvvetleri, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminden sonra, teröre karşı gerek Güneydoğu'da gerekse de Irak ile Suriye'de önemli bir mücadele vermeye başladı. Terör örgütlerine karşı kahramanca mücadele eden askerler için İzmirliler de Emekli Subaylar Derneği Karşıyaka Şubesi öncülüğünde, harekete geçti. 'Vatan size, aileniz bize emanet' kampanyası başlatan ve hemen hepsi FETÖ'nün kumpas davası mağdurları olan emekli askerler, ilk olarak terörle mücadelede etkin görev alan Foça'daki Amfibi Deniz Piyade Tugayı'nda bulunan, ancak geçici görevle terör bölgesine sevk edilen askerlerin aileleriyle görüşüp, moral verdi.

SEVGİ KOLİLERİ OLUŞTURULDU

Bunun yanı sıra bağlantı kurdukları yüzlerce kişiden askerlere mektup yazmaları istendi. Yüzlerce kilometre uzaklıkta, sınır ötesinde terörle mücadele veren askerlere, öğrencisinden, yaşlısına kadar her kesimden insan, duygularını kaleme döküp mektup yazdı. Bu mektupların yanı sıra kimi ev kadınları kendi elleriyle yaptıkları kurabiyeleri kimisi çikolata, kimisi de zorlu kış şartlarında giymeleri için giysi getirip, desteklerini sundu. Bu yardımları toplayan Emekli Subaylar Derneği üyeleri, bunları küçük kargo kolilerine koydu, mektuplarla birlikte her askere bir adet verilmek üzere 'moral paketleri' hazırladı. Bu kolilerin bir kısmı Foça Amfibi Deniz Piyade Tugayı aracılığıyla askerlere ulaştırıldı.

Daha önce de aynı şekilde askerlere bu kolileri ulaştıran Emekli Subaylar Derneği Karşıyaka Şube Başkanı Emekli Tuğamiral Turgay Erdağ, "Bizler cephede savaşan askerimize moral vermek içini bu kampanyayı başlattık. Kısa sürede çok büyük destek gördük. Belediyeden, sivil toplum kuruluşlarından herkesten çok büyük geri dönüşler oldu. İzmir dışından bile bu kampanyayı duyup kendince yiyecekler hazırlayıp getirenler oldu. 85 yaşında teyze de yardım etti, 6 yaşındaki evladımız da. Tam bir birlik içinde yapılan çalışma oldu. Şimdi de bunları kolileyip her bir askere bir tane dağıtılacak şekilde hazırlayıp gönderiyoruz. Tek istediğimiz askerlerimizin moralini yüksek tutmak. Cephede savaştıklarında yalnız olmadıklarını bilsinler. Aileleri de düşünmesinler, çünkü onlar bizlere ve milletimize emanet. Biz ekip kurduk. İhtiyaç duyan asker yakınına 24 saat hizmet veriyoruz" dedi.

MEKTUPLAR GÖZ YAŞARTTI

Kampanyaya destek veren kişilerin mektupları, okuyanların da gözlerini doldurdu. 7'den 70'e herkesin vatan savunmasında minnet duyduğu askerlere mektup yazanlardan kimisi 'abi', kimisi 'kahramanım', kimisi de 'oğlum' diye hitap etti. Okuma yazma bilmeyen 6 yaşındaki Asya, teröristle askerin mücadelesini resmetti. İlkokul öğrencisi Sude de mektubunda, kahramanca mücadele eden askerlere, "Hiçbirbirimizi, tanımadan görmeden, bilmeden bu vatan için hiç düşünmeden canlarını feda eden ağabeylerime sonsuz teşekkür etmek istedim. Siz bu vatanı korumak adına kim bilir nelerden vazgeçtiniz? Sonsuz bir minnettarlık içerisindeyim. Allah'tan tek dileğim sağsalim evlerinize dönmenizdir. Ne mutlu Türk'üm diyene" diye yazdı. İzmirli 33 yaşındaki Berna öğretmen de, "Şu anda yazmakta olduğum mektubu kim okuyor bilmiyorum. Tek bildiğim okuyan kişinin bir kahraman olduğu. Ne zor şartlarda olduğunuzu düşündükçe, inanın içim sızlıyor. Hele ki orada olma sebebinizin, aslında bir varoluş mücadelesi olduğunu düşündükçe. Bilmenizi istediğim şey orada olamasak da, dualarımızın sizinle olduğu. Bu ülke için yaptıklarınız o kadar kıymetli ki, sizin gibi kahramanlar sayesinde, Allah'ın da izniyle vatanımız bütünlüğünü koruyacak" satırlarını kaleme aldı.

Görüntü Dökümü

--------------------------

Kolilerin hazırlanmasından görüntü.

Gelen yardımların görüntüsü.

Mektuplardan görüntü.

Dernek başkanıyla röpörtaj.

Haber: Taylan YILDIRIM- Kamera: Yasin TİNBEK / İZMİR,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Muğla Uygur Konya İzmir Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title