Haberler

Dha Yurt Bülteni-2

Abone Ol

Fırat Kalkanı'nda 187 DEAŞ hedefi vuruldu, 41 terörist ölü4 barınma yeri, 4 karargah binası ve 2 silahlı aracın imha edilme anıSURİYE'de yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda terör örgütü DEAŞ'a ait 187 hedef, karadan ve havadan ateş altına alınarak imha edilirken, 41 terörist etkisiz hale getirildi.

Fırat Kalkanı'nda 187 DEAŞ hedefi vuruldu, 41 terörist ölü

4 barınma yeri, 4 karargah binası ve 2 silahlı aracın imha edilme anı

SURİYE'de yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda terör örgütü DEAŞ'a ait 187 hedef, karadan ve havadan ateş altına alınarak imha edilirken, 41 terörist etkisiz hale getirildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 143 gündür sürdürülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda, muhaliflerden oluşan Özel Görev Kuvvet Grupları tarafından, karadan ve havadan sağlanan ateş desteği ile Suflaniyah'ın ele geçirilmesine yönelik operasyon yapıldı. Genelkurmay Başkanlığı tarafından harekatın son durumuna ilişkin yapılan bilgilendirmede şöyle denildi: "Muhalif unsurlardan oluşan Özel Görev Kuvvet Grupları tarafından, karadan ve havadan sağlanan yoğun ateş desteği ile Suflaniyah'ın ele geçirilmesine yönelik planlı harekatın icrasına devam edilmiştir. Hedef tespit vasıtaları ile tespit edilen 177 DEAŞ hedefine ateş destek vasıtaları ile atış yapılarak DEAŞ mensuplarınca kullanılan barınma yerleri, savunma mevzileri, komuta kontrol tesisleri, silah ve araçları baskı altına alınmıştır. Hava Kuvvetlerimize ait uçaklar tarafından, Suflaniyah ve Bzagah'da bulunan 10 DEAŞ hedefine yönelik düzenlenen hava harekatı sonucunda 4 barınma yeri, 4 Karargah binası ve 2 silahlı araç imha edilmiştir. Gün içinde, karadan ve havadan icra edilen harekat kapsamında toplam 41 DEAŞ terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. DEAŞ'tan temizlenen bölgelerde muhaliflere destek sağlayan patlayıcı madde tespit ve imha timlerimiz tarafından 72 el yapımı patlayıcı imha edilmiş, harekatın başından bugüne kadar, çoğu tuzaklanmış 2 bin 917 el yapımı patlayıcı ve 43 mayın kontrollü olarak etkisiz hale getirilmiştir. Terör örgütleri tarafından kullanılan ve hudut bölgemizde güvenlik riski doğuran Suriye kuzeyinde, icra edilen koalisyon harekatına destek veren Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgede yaşayan sivil halkın zarar görmemesi için her türlü tedbiri almakta ve bu konuda azami hassasiyet göstermektedir."

Görüntü Dökümü

----------------------

4 barınma yeri, 4 Karargah binası ve 2 silahlı aracın imha edilme anı

Haber: KİLİS - ANKARA

======================================================

PYD denetimindeki Telabyad ile Akçakale arasına beton duvar

ŞANLIURFA'nın Akçakale İlçesi ile Suriye'nin terör örgütü PYD denetimindeki Telabyad kenti arasındaki sınır hattına, modüler beton duvar örülmeye başlandı.

Akçakale'nin karşısında bulunan ve Suriye'deki iç savaşının ardından önce Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), ardından DEAŞ ve son olarak da 2015 yılının Haziran ayında PYD denetimine giren Rakka'ya bağlı Telabyad ile Türkiye arasındaki sınır hattına 30 kilometre uzunluğunda modüler beton duvar örülmesi kararlaştırıldı. Güvenlik önlemlerinin en üst düzeyde tutulduğu Telabyad sınırında iş makineleriyle yapılan zemin düzleştirmesinin ardından, modüler beton duvar blokları yerleştirilmeye başlandı. 3 metre yüksekliğindeki beton bloklar, vinçler yardımıyla sınır hattına yerleştiriliyor. Jandarmalar da, sınır hattında çalışan işçi ve iş makinelerinin güvenliğini zırhlı araçlarla sağlıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------------

Suriye sınırındaki iş makineleri

Beton blokların örülmesi

Sınırda önlem alan askeri araçlar

Beton blok yüklü TIR'lar

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Hadi KURT-ŞANLIURFA-DHA)

==========================================================

Kayseri'deki bombalı saldırıyla ilgili 20 kişi tutuklandı (2) (Yeniden)

KAYSERİ'de çarşı iznine çıkan askerlerin bindiği halk otobüsüne PKK'nın bombalı araçla düzenlediği ve 14 Mehmetçiğin şehit olduğu hain saldırıyla ilgili dün adliyeye sevk edilen 22 kişiden 20'si tutuklandı

17 Aralık'ta Talas Caddesi Erciyes Üniversitesi kampusu önündeki otobüs durağında meydana gelen patlamadan sonra Terörle Mücadele şubesi (TEM) ekiplerince İstanbul, Kayseri, Şanlıurfa, Van, Adana ve Diyarbakır'da gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltına alınan 26 kişi, önce Cumhuriyet Savcılığına çıkarıldı. Burada 4 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesine sevk edilen 22 şüpheliden 20'si tutuklanırken, 2 kişi adli kontrol koşuluyla serbest kaldı. Yurt dışında oldukları saptanan 3 şüpheli için de yakalama kararı çıkarıldı.

TUTUKLANANLAR

Kayseri Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan şüpheliler şunlar:

Kenan Çicek, Ekrem Uğur, Ümit Kepir, Hüseyin Polat, Mehmet Yolcu, Mehmet Ayaz, Barış Kaya, Murat Talan, Serkan Ay, H. İbrahim Karatay, Hasan Ekici, Fahri Demirbaş, İ.H. Yıldırımçakar, Hamit Eroğlu (patlatılan otobüs sürücüsü), Abdurrahman Çoban (Asker) Semih Aşkan (Asker) Bilal Uluay (Asker), Bedri Öner 'Asker) Ahmet Akyüz (Asker) Ahmet Kamanlı.

İkisi adli kontrol koşuluyla serbest kalan 6 kişi de şunlar:

Saldırıyı gerçekleştiren teröristin annesi Hürriyet Yıldırımçakar, otobüsün sahibi Ali Büküm ile Elzem Şırnak, Mehmet Ekici, Sedat Demir ve Mehmet Eroğlu.

Görüntü Dökümü

-------------------

- Kayseri Emniyet Müdürlüğü

-Şüphelilerin götürülmesi

-Adliye önünden görüntü

-Saldırı sonrası çekilen görüntüler (ARŞİV)

Haber-Kamera: KAYSERİ

============================================

Van'da PKK operasyonu: 16 gözaltı

VAN'ın Muradiye İlçesi'nde polis tarafından PKK/KCK terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonda 16 şüpheli gözaltına alındı.

Yapılan istihbarat çalışmaları sonucu polis bu sabah Muradiye İlçesi'nde çeşitli adreslere terör operasyonu yaptı. Operasyonda PKK terör örgütüne yardım ve yataklık yaptıkları iddiasıyla 16 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda ise çok sayıda örgütsel döküman ve dijital materyal ele geçirildi.

Şüphelilerin emniyetteki sorguları sürüyor.

Haber: Orhan AŞAN / VAN, -

================================================

Uludağ'da dün kaybolan Büşra'ya ekipler bu sabah ulaştı

BURSA'da 24 yaşındaki Büşra Boz dün fotoğraf çekmek için çıktığı Uludağ'da kayboldu ve tam 16 saat sonra bulundu. Gece boyunca arama kurtarma çalışmasını sürdüren ekipler, geçtiği yerlere adını yazan Büşra'ya sabahın ilk ışıklarıyla ulaştı. Bitkin haldeki Büşra, karşısında ekipleri görünce ilk sözü, "Çok yorgunum uyumak istiyorum" oldu.

Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden geçen yıl mezun olan Mersinli Büşra Boz, gezmek için Bursa'daki amcası Nazmi Boz'un yanına geldi. Fotoğraf tutkunu olan Büşra dün öğleden sonra fotoğraf çekmek için Uludağ'ın eteklerinde bulunan Sarıalan'a gitti. Kar kalınlığının 3 metreye yaklaştığı bu bölgede hem yürüyüş yapan hem fotoğraf çeken Büşra Boz, akşam saatlerinde bastıran tipide yönünü kaybetti. Saatlerce geldiği bölgeye ulaşmaya çalışan Büşra Boz, başarılı olamayınca cep telefonuyla ağabeyi Geylani Boz'u arayıp durumu bildirdi.

Uludağ'da kaybolan Büşra Boz'u bulmak için saat 22.00 sıralarında Uludağ'da bulunan Jandarma Arama Kurtarma (JAK) timleri harekete geçti. Ardından AFAD ve UMKE ekipleriyle Nilüfer Arama Kurtarma (NAK) ekipleri de arama kurtarma çalışması başlattı.

Gece boyu süren arama kurtarma çalışmalarında cep telefonu şarjı da biten Büşra'ya bir türlü ulaşılamadı. Sabahın ilk ışıklarıyla Büşra'nın ayak izlerine ulaşıldı. Ardından geçtiği yerlere kar üzerine adını da yazan Büşra, bu izleri takip eden ekip tarafından kaybolduktan 16 saat sonra, kaybolduğu yere 7 kilometre uzaklıktaki Süleymaniye Köyü yakınlarında bulundu.

Bitkin halde olan Büşra, ekipleri karşısında görünce "Çok yorgunum uyumak istiyorum" diyebildi. Hemen UMKE ekiplerinin müdahale ettiği Büşra Boz, arama ve kurtarma ekipleri tarafından Bursa'nın Mesken Mahallesi'ne getirildi ve buradan 112 Acil Servis ambulansı ile hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı.

Büşra Boz'un bulunmasıyla, olayı öğrenip Bursa'ya gelen ailesi büyük sevinç yaşadı.

Görüntü Dökümü

------------------

Arama çalışmalarından

Genç kız bulunup getirilirken (Görüntü Geçilecek)

Baba ile röp

Detaylar

Haber-Kamera: Mehmet İNAN/BURSA

=========================================

Limanda akıl almaz dolandırıcılık: 48 dana çalındı

TIR'ın limandan çıkışı

BULGARİSTAN'dan ithal edilerek İzmir Limanı'na gemiyle getirilen danalardan 48'ini sahte belgeyle alıp, yüklediği sahte plakalı TIR'la çaldığı ileri sürülen H.C., polisin sıkı takibi sonucu Kayseri'de yakalandı. TIR şoförü H.C. tutuklanırken, çalınan danalar bulunamadı. TIR'ın limandan çıkış görüntüleri de ortaya çıktı.

Türkiye'deki et ihtiyacını karşılamak amacıyla bir süre önce Bulgaristan'dan dana ithal edildi. Geçen 6 Ocak'ta İzmir Limanı'na yanaşan gemideki danalar, farklı kentlerden gelen TIR'lara yüklendi. Bir nakliye firmasında çalıştığını söyleyen H.C. de iddiaya göre 48 danayı alıp Karaman'a götüreceğini söyledi. Limandaki görevlilere sahte belge de veren H.C., TIR'a yüklenen 48 danayla yola çıktı.

KARAMAN'A ULAŞMAYINCA ORTAYA ÇIKTI

Gemiden yüklenen 48 dananın, Karaman'daki firmaya ulaşmaması üzerine, ithalatçı firma polise başvurdu. Hemen harekete geçen polis, liman ve kentteki mobese kameralarını incelemeye aldı. İncelemelerde, danaların 66 LB 135 plakalı TIR'a yüklendiği tespit edildi. Çalışmalar kapsamında TIR'ın Kayseri'ye gittiği saptandı. İzmir polisi, Kayseri polisiyle irtibat kurup plakayı ve H.C.'nin eşkal bilgilerini verdi. Kayseri kent girişinde önlem alan polis, H.C.'nin kullandığı TIR'ı durdurup arama yaptı. Aramada, 48 dananın hiçbirine rastlanmadı. Gözaltına alınan ve limandan çıkarken güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde rahat tavırlarıyla dikkat çeken H.C., sevk edildiği adliyede tutuklanırken, danalarla ilgili bilgi vermediği öğrenildi.

Bu arada ifadesine başvurulan sahte plaka takılan TIR'ın ruhsat sahibinin ise konuyla ve şoförün yaptığıyla ilgili bilgisinin bulunmadığını söylediği bildirildi. Polis kayıp danaların bulunması için çalışmalarını sürdürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-TIR'ın limandan çıkışı

-Çalınan danalar

Haber: Tufan HAMARAT, Mustafa OĞUZ / İZMİR, DHA)

==============================================

Kazada yaralanan gencin ailesi yardım bekliyor

AYDIN'ın Söke İlçesi'ndeki bir trafik kazasında ağır yaralanan 34 yaşındaki Ahmet Sarıçay'ın, yoğun bakım servisinde tedavisi sürüyor. Sarıçay'ın ailesi, oğlunun enfeksiyon kaptığı için günden güne eridiğini, çaresiz kaldıklarını, tedavide yardımcı olacak uzman doktorlardan destek istediklerini belirterek, Cumhurbaşkanına yardım çağrısı yaptı.

Söke'nin Bağarası Mahallesi'nde geçen yıl 1 Kasım'da meydana gelen tek taraflı trafik kazasında, 1 kişi öldü 4 kişi yaralandı. Park halindeki boş römorka çarpan otomobilde yaralananlardan Söke Ceza İnfaz Kurumu'nda İnfaz Koruma Memuru Ahmet Sarıçay'ın, Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Servisi'nde tedavisi sürüyor. Babası Nevzat Sarıçay (72), annesi Emine Sarıçay (68) ve kız kardeşi Beyran Sarıçay (20), bir an olsun başından ayrılmıyor.

Oğlunun ismini andığı anda gözyaşı gözlerinden dökülen Emine Sarıçay, "Oğlum kaza geçireli 73 gün oldu. Biz hiç bir şey yapamadık. Anne olarak sadece bakıyorum. Çocuğum her gün eriyip gidiyor. Doktorlar yaşama umudunun azaldığını söylüyor. Ne yapacağımızı bilemez olduk. Nereye gidip başvuracağımızı bilmiyoruz. Her gün bir çare arar duruma geldik. Hiçbir hastane oğlumu kabul etmedi. Aylardan beri buradayız. Yoğun bakımdan bir türlü çıkamadı. Enfeksiyon kapmış 73 kiloydu her gün eriyor. Oğlumu o halde gördükçe yıkılıyorum. Ne olur yardım edin. Yürüyecek halim kalmadı artık" dedi.

"OĞLUMUN İYİLEŞMESİ İÇİN ÇARE BULAMADIM"

Çaresiz kaldıklarını söyleyen baba Nevzat Sarıçay, "Hastane kendi imkanları dahilinde ellerinden geleni yapıyor. Bende elimdeki imkanları kullanarak her yere gittim. Ne Ankara'sı, ne İzmir'i ne de Aydın'ı kaldı. Oğlumun iyileşmesi için çare bulamadım. Ankara Hacattepe Üniversite Hastanesi'nde iyi doktorların olduğunu öğrendim, isimlerini aldım. Ama benim imkanlarım buraya götürüp tedavisini sürdürmeye yetmiyor. Oraya götürme imkanımız yok. Bizler aile olarak Cumhurbaşkanımızı çok seviyoruz. Oğlumun iyileşmesi için önce Allah'tan sonrada Cumhurbaşkanından yardım istiyoruz. Her gün ölüp ölüp diriliyoruz. Gözyaşlarımız sel oldu dayanacak gücümüz kalmadı" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Hastanede ailenin Ahmet Sarıçay'ı kameradan izlemesi

Baba Nevzat ve Anne Emine'nin ağlamaklı konuşması

Ahmet Sarıçay'ın Cumhurbaşkanı ile

Haber- Kamera: Burhan CEYHAN / SÖKE (Aydın),

==================================================

Kayseri beyaza büründü

KAYSERİ'de, dün akşam yağmaya başlayan kar yağışı hayatı olumsuz yönde etkiledi.

Tüm yurdu etkisi altına alan kar yağışı dün akşam saatlerinde Kayseri'de de yağmaya başladı. Gece boyunca aralıklarla yağan kar yağışı, şehri beyaza bürüdü. Vatandaşlar buz tutan yollarda yürümekte zorluk çekti. Büyükşehir Belediyesi karla mücadele ekipleri vatandaşların yolda rahat yürüyebilmesi için kar temizleme çalışmalarını sürdürdü. Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgilere göre, bugün havanın kar yağışlı olacağı belirtilirken, en düşük hava sıcaklığının eksi 8, en yüksek hava sıcaklığının ise 1 derece olacağı belirtildi.

Dün akşam saatlerinden itibaren etkili olan ancak sabah saatlerinde duran kar yağışı, kent merkezinde olumsuzluklar yaşanmasına neden olurken, ilçelerde kar yağışının daha az görüldüğünü belirten Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı yetkilileri, ulaşıma kapalı yol bulunmadığını bildirdiler.

ERCİYES YOLU AÇIK, PİSTLER MÜKEMMEL

Türkiye'nin önemli kayak merkezlerinden Erciyes'te önceki gün yaşanan tipi nedeniyle yolların kapanması ve sonrasında yaşanan sıkıntıların giderildiğini belirten Kayak Merkezi yetlilileri de, an itibarıyla Erciyes'te güneşli ve mevsime göre sıcak bir havanın hakim olduğunu bildirdiler. Yetkililer, pistlerdeki kar kalınlığının 1 metreyi aştığını ve kayak yapmaya çok elverişli olduğunu, mekanik tesislerin çalıştığını ifade ederek, kayakseverleri Erciyes'e davet ettiler.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------

-Cumhuriyet Meydanından genel görüntü

-Yolda yürüyen vatandaşlar

-Büyükşehir Belediyesi karla mücadele ekiplerinin çalışması

-Genel detay

Haber-Kamera: Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ, DHA)

====================================================

Yeşil başlı ördekler Kars'ta mola verdi

Sıcak ülkelere gitmek için göç eden yeşil başlı ördekler, Kars'ta mola verdi. Göl ve nehirlerin buzla kaplanması üzerine göç eden yeşil başlı ördekler ihtiyaç molası için indikleri Kars Çayında buz tutmayan kesimlerinde avlandılar. Orman ve Su İşleri Müdürlüğü de Kars Çayının kenarına ördekler için yem bıraktı. Yüzlerce yabani ördek, ihtiyaçını giderdikten sonra göç kervanına katıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------------

-Ördeklerin Kars çayı içerisinde beslenmesi

-Ördeklerin buzlu zeminde güneşlenmesi

-Yemleme çalışması

-Orman ve Su İşleri Şube Müdürü Murat Doğanay ile röp.

Haber-Kamera: KARS,

===============================

Karda düşmeleri kulak arkası yapmayın

MANİSA'daki Sekiz Eylül Hastanesi'nde Uzman Fizyoterapist/Osteopat Orhan Ersan Mescigil, soğuk havanın hakim olduğu Ege Bölgesi'nde buzlanmanın görüldüğünü, vatandaşların ayakta durmakta zorlanarak düştüğünü belirtti. Kuyruk sokumu kemiği üzerine düşmenin başta kırılma olmak üzere hem bacaklarda hem de omurgayı etkileyebilecek eklemlerde ağrılara neden olabileceğini söyleyen Mescigil, vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Manisa'da son bir hafta içinde 2 defa yağan yoğun kar, yerini yağmura, sonrasında ise soğuk havaya bıraktı. Böylelikle adeta buz pistine dönen kentte vatandaşlar ayakta durmakta zorlandı. Vatandaşlardan bazıları ise düşme şikayetiyle hastanelere başvurdu. Uzman Osteopat Orhan Ersan Mescigil, son bir haftadır düşme vakalarından dolayı hastanelere başvuruların arttığına dikkat çekti. Kuyruk sokumu kemiği üzerine düşmenin bel ağrıları, kırıklar ve bel fıtığına sebep olacağını belirten Mescigil, "Özellikle karda yürürken kayarak kalça üzerine düşmemiz sonucu, kalça ekleminde kırılmalar oluşuyor. ya da eklemin yanlış pozisyon vererek, problem yaratması söz konusu. Bu bölgedeki problemler hem bacakları hem de omurgayı etkileyecek ağrılar yapabilmektedir. Kuyruk sokumu kemiğimiz, 2 leğen kemiği arasında bulunur. Bir kilit taşı görevi gören kemiğimizdir. Bu kemiğin üzerine düşüldüğü zaman bel ağrıları, kırıklar, bel fıtığını oluşturabilecek sebeplere neden olur" dedi.

"AYAK UÇLARINIZ ÜZERİNDE YÜRÜYÜN"

Karda yürürken dikkat edilecek konulara da değinen Mescigil, "Karda özellikle vücudun denge merkezini öne alabilecek bir şekilde parmak uçlarımıza doğru, ağırlık merkezini aktarabilirsek daha dengeli bir yürüyüş elde edebiliriz. Geriye doğru dengeyi topuklara verdiğimiz an arka üzerine düşeceğimiz için bunu engellemek zor olabilir. Kalçamız üzerine şiddetli bir şekilde düşebiliriz. Lastik kauçuk tabanlı ve geniş lastikli ayakkabılar giymemiz gerekiyor. Mümkün olduğunca topuklu ayakkabılar seçmemiz gerekir. Özellikle kadınlarda kalın ya da dar etek gibi ayak refleksini engelleyebilecek giysilerin giyilmesini önermiyoruz. Eller cepte yürümememiz gerekiyor. Ellerimizle dengemizi bulup düşüşümüzü yumuşatacak koruyucu hareketler yapabiliriz. Bu nedenle eldiven takarak, ellerimizin dışarı da olması noktasında gayret etmemiz gerekiyor. Mümkün olduğunca yeni yağmış yumuşak karlı bölgelerden yürümemiz lazım" diye konuştu.

"BÜYÜK PROBLEMLERE ZEMİN HAZIRLAYABİLİR"

Düşüşlerin kulak arkası edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Mescigil, "Düşmelerden sonra genellikle hastalarımız çok büyük bir ağrı duymadıkları için hastanelere başvurma konusunda biraz temkinli davranıyorlar. Oluşabilecek küçük bir çatlak ya da kuyruk sokumu kemiğinin pelvis eklemiyle yaptığı bir dengesizlik oluşur ise belki o gün ağrılar oluşmaz fakat sonrasında daha büyük problemlerin alt yapısı oluşabilir. O yüzden bu problemlerin alt yapısını oluşturabilir. Düştükten sonra mutlaka bir uzmana gidip uzman muayenesinden geçmeleri ileride daha sağlıklı bir yaşamı garanti etmeleri için güzel bir seçenek olabilir" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Vatandaşların buz üzerinde yürürken görüntü

Vatandaşlar kar üzerinde yürürken zorlanması ve ayakların kayma görüntü

Orhan Ersan Mescigil röp.

Haber- Kamera: Ersan ERDOĞAN / MANİSA,

===============================================

Yörük eşyaları bu müzede toplandı

ANTALYA'nın Kaş İlçesi'nde Yörük Türkmen yaşantısını ölümsüzleştirmek ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla Yörük Müzesi kuruldu. İçerisinde Yörüklerin kullandığı 1200'e yakın alet- edevatın sergilendiği müze ilgi çekiyor.

Kaş'ta geçen yıl kurulan Kaş Yörük Türkmen Derneği'nin, Yörük kültürünün yaşatılması amacıyla başlattığı müze kurma çalışmalarını tamamladı. Kaş Ziraat Odası Başkanı Ramazan Süer, Hüseyin Çilenger ve Bayram Yarar ile Dere Mahallesi Muhtarlığının daha önce kullanılmış Yörük eşyaları ve aletlerini bağırlarken, Dernek Başkanı Hüseyin Kayır ve yönetim kurulu üyeleri de eski eşya ve aletleri topladı.

1200 EŞYA TOPLANDI

Yürütülen çalışma sonucunda Yörüklerin geçmişte kullandığı; aralarında karasaban, ekim aletleri, orak, ellik, yaba, dirgen, döven, dibek, taş değirmen, çoban giysisi, Yörük gelinliği, ekmek yapımında kullanılan aletler, mutfak eşyaları, Kaş'a özgü Barak kilimleri, kara kovan türleri, nalbant malzemeleri, gaz lambaları, halı dokuma tezgahı, çıra, kav, kuş yuvaları, eğer, semer, at ve eşek nalları gibi Yörüklerin kullandığı eski eşyalar ve aletlerden oluşan yaklaşık 1200 parça eşya ve alet toplandı. Toplanan eşya ve aletler Kaş Ziraat Odası binasında oluşturulan ve adına 'Yörük Müzesi' denilen 100 metrekarelik alanda sergilenmeye başladı. Müze ziyarete gelenlerin büyük ilgisini çekti.

'GEÇMİŞİMİ GÖRDÜM'

Kaş Yörük Müzesi'ni ziyaret eden Recep Yılmaz, "Burada geçmişimi gördüm. Annemin, babamın, dedemin, ninemin kullandığı aletleri, onların günlük hayatta yaşadıklarını, yaşarken neler bulduklarını gördüm. Bunu bir araya getiren arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Bunların nesilden nesle aktarılmasını istiyorum" dedi.

Ziyaretçilerden Mehmet Zorlu, "Ben de geçmişimi bu müzede gördüm. Bu müzeyle geçmişim yaşayacak. Nesilden nesle var olacak inşallah" diye konuştu.

'GÖRSEL ŞÖLEN HAZIRLADIK'

Kaş ve Büyükşehir belediyelerinin katkısıyla müzeye bağımsız bir alan kazandırmak istediklerini anlatan Kaş Yörük Türkmen Derneği Başkanı Hüseyin Kayır da şöyle dedi: "Dernek olarak Kaş bölgesinde unutulmakta olan Yörük Türkmen hayatını yeni nesillere aktarmak için bu müzenin içinde geçen 250 yıllık teknolojiyi barındıran görsel bir şölen ve ortam hazırladık. Umut ediyoruz yeni nesillerimiz, geçmişte atalarımızın neler yaşadığını, ne tür alet edevatlar kullandığını bu müzemizde görür."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Müze tabelası

Müzeyi gezenlerden

Eşyaları inceleyen ziyaretçiler

Eşyalardan detaylar

RÖP 1: Recep Yılmaz (ziyaretçi)

RÖP 2: Mehmet Zorlu (ziyaretçi)

RÖP 3: Hüseyin Kayır (Kaş Yörük Türkmen Derneği Başkanı)

HABER- KAMERA: Ahmet ACAR/KAŞ (Antalya),

===============================================

Çankırılı minik yüreklerden örnek hayvan sevgisi

ÇANKIRI Belediyesi Fatih Sultan Mehmet Çocuk Kulübü öğrencileri, soğuk kış aylarında yiyecek bulamayan kuşlar için yaptıkları ballı yemlikleri ağaçlara astı.

Çocuk Kulübünün küçük üyeleri, Belediyenin Veteriner Hekimi ve kulüp öğretmenleri gözetiminde ağaçlara konan kuşlar için ballı kuş yemlikleri hazırladı. Karton ruloların, üzerine bal sürerek 8 farklı tahıldan oluşan karışıma batıran çocuklar kendi çabaları ile yaptıkları yemlikleri ağaçlara astı. Etkinliğe Belediye Başkanı İrfan Dinç ve eşi Zeynep Perihan Dinç ile program sunucusu İkbal Gürpınar da katılarak destek verdi.

Sokak hayvanları için birçok çalışma gerçekleştirdiklerini belirten Belediye Başkanı İrfan Dinç, gerçekleştirilen etkinlik sayesinde hem çocuklardaki hayvan sevgisini geliştirmeyi hem de sokak hayvanlarına sahip çıkarak onların yaşatılmasını sağlamayı amaçladıklarını belirtti. Sokak hayvanlarına hizmet veren hayvan ambulansını Türkiye'de ilk kez Çankırı Belediyesi'nin hizmete sunduğunu belirten Belediye Başkanı İrfan Dinç "Bu ve buna benzer etkinliklerle hem çocuklardaki hayvan sevgisini geliştirmeyi hem de sokak hayvanlarına sahip çıkarak onların yaşatılmasını sağlamayı amaçlıyoruzö diye konuştu.

Görüntü dökümü

Çocuk Kulübü üyelerinin kuşlar için yem hazırlığından görüntüler

Hazırlanan yemleri ağaçlara asma görüntüleri

Belediye Başkanı İrfan Dinç'in konuyla ilgili açıklaması

Haber-KameraB Ethem YENİGÜRBÜZ/ÇANKIRI, -

=======================================

Buzluktaki spermleri sayesinde baba olacak

İZMİR'de 5 yıl önce testis kanseri tanısı konulan, ameliyat öncesi doktorunun önerisiyle spermlerini dondurtan 25 yaşındaki Okan Ünsel, kaybettiği baba olma şansını yeniden yakaladı. Ünsel'in dondurulan spermleriyle 25 yaşındaki eşi Evin Ünsel, tüp bebek yöntemiyle hamile kaldı. Okan Ünsel, "Ben bir yıl sonrası yaşayıp yaşamayacağımı düşünürken, şimdi baba olma hayalim gerçekleşiyor. Çok mutluyum" dedi.

Okan Ünsel'e, 2011 yılında acil tıp teknisyeni olarak çalıştığı İzmir Kent Hastanesi'nde Üroloji Uzmanı Opr. Dr. ışık Özgü tarafından testis kanseri tanısı konuldu ve acil ameliyat olması gerektiği söylendi. Dr. Özgü, bu ameliyat sonrasında sperm üretiminin eskisi gibi olamayabileceğini belirterek, Ünsel'e ileride baba olmak istiyorsa spermlerini dondurtmasını önerdi. Ünsel bu öneriyi yerine getirdi ve kanser ameliyatı olacağı gün sperm vererek, dondurttu.

Aliağa Tüpraş'ta çalışmaya başlayan Ünsel, kötü günleri geride bıraktı, sağlığına kavuştu. Ancak yapılan testlerde ameliyat öncesi normal çıkan sperm testleri, artık baba olamayacağını gösteriyordu. Yapılan testlerde, 'canlı tek bir sperm hücresine rastlanmadığı' belirlenen Ünsel, Mart 2016'da İzmir Kent Hastanesi Yoğun Bakım Kliniği'nde çalışan hemşire Evin Bor ile yaşamını birleştirdi. Evlenmeden önce eşi Okan Ünsel'in kendisine başından geçenleri, baba olamayacağını anlattığını belirten Evin Ünsel şöyle konuştu: "Daha arkadaşlık aşamasındaydık, dertleşirdik. Bana evlendiğinde kapıyı eşinin açacağı, bacaklarına iki çocuğun dolanacağı hayalini anlatırdı. Bundan çok etkilenmiştim. Eşim bana evlenmeden önce başından geçenleri anlatmıştı, baba olamayacağını, spermlerini dondurttuğunu, her şeyi söylemişti. Onun çok çocuk istediğini, olmayacağı için çok üzüldüğünü biliyordum. Operasyondan kalma spermlerinin canlı olması yeterli umuttu benim için. Denemeye karar verdim. Eşim, baba olamayacağını, beni anne yapamayacağını düşünüyordu. İkna ettim. Eşimin baba olmasını çok istedim, çok diledim. Kent Tüp Bebek Merkezi'nde Opr. Dr. Dilek Aslan'a başvurduk. Şu anda 2.5 aylık hamileyim. İnşallah ben anne, eşim de baba olacak. Çok mutlu ve heyecanlıyım."

HAYAT MÜCADELESİ VERİRKEN

Doktorunun kanser ameliyatı öncesinde spermlerini dondurtma önerisini dinlediğini, ancak o gün için sadece yaşayıp yaşamayacağını düşündüğünü belirten Okan Ünsel ise, "O zaman hayatım için mücadele ederken o gün çok iyi bir karar aldığımı şimdi görüyorum. Ameliyattan sonra sperm sonuçlarım negatifti. Hiçbir zaman çocuk sahibi olamayacaktım. Eşim de sağlıkçı olduğu için ona açık dille her şeyi anlattım. Gelecekte hiçbir şekilde çocuğumuz olmayabilir dedim. Normal yoldan mümkün değildi. Eşim dondurulmuş spermlerle denememizi istedi. Tüp bebek yöntemine başvurduk. Eşim hamile, çok mutluyum. Tüm doktorlarımıza teşekkür ediyoruz" dedi.

"2-3 YIL SONRA İSTERLERSE KARDEŞ DE GELİR"

Hastanenin Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Dilek Aslan, Okan Ünsel örneğinde olduğu gibi kanser tedavilerinin, ergenlik ve doğurganlık çağındaki kişilerde, üreme hücrelerinin yok olmasına, sperm ve yumurta üretilmesinin durmasına neden olabildiğini söyledi. Opr. Dr. Aslan şöyle konuştu: "Üreme tıbbının günümüzde en önemli konularından biri, üremenin korunmasıdır. Bu amaçla yumurta ve sperm hücreleri dondurulabilmektedir. Bu sayede kişiler üreme şanslarını daha uzun süre muhafaza edebilmektedirler. Özellikle önemli bir ameliyat veya bir hastalık tedavisi nedeni ile o an anne veya baba olamayacak kişiler üreme hücrelerini saklayarak geleceğe daha güvenle bakabilmektedirler. Günümüzde birçok kanser tedavi edilebilmektedir. Sağlıklarına kavuşan ve kanseri yenen ama kanser nedeniyle üreme yeteneğini kaybedebilen bireyler, bebek sahibi olmak istediklerinde sorunla karşılaşmaktadırlar. Uzun yıllardır kanser ve bağışıklık sistemi hastalıkları tedavisi öncesi sperm ve yumurta dondurulması yöntemleri başarı ile uygulanmaktadır. Ancak bu konuda farkındalığın hala eksik olduğuna dair birçok araştırma bulunmaktadır. Ciddi bir sağlık tehdidi ile karşı karşıya kalan ergenlik ve doğurganlık dönemindeki bireyler ve aileleri, o an için sağlıklarına kavuşmak dışında bir kaygı hissetmemektedirler. Oysa kemoterapi, radyoterapi veya ciddi bir ameliyat nedeniyle gelişebilecek kısırlığın önüne geçmede kullanılan 'sperm ve yumurta dondurma yöntemi', tedaviler bitip sağlıklarına kavuştuğunda kişilere biyolojik üreme yeteneklerini devam ettirme şansı sunmaktadır. Hastamız da spermlerini dondurarak baba olma şansını korudu. Sağlıklı bir bebeğimiz olacak. İki üç yıl sonra kardeş için bekleyeceğiz. 4-5 kardeş yapabileceğimiz kadar dondurulmuş sperm mevcut."

Haber: İZMİR, -

============================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Kayseri İzmir Kars Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title