Dha Yurt Bülteni-2
Malatya'da şehit olan 4 pilotla ilgili tüm işaretler FETÖ'ye çıktıMALATYA'da, iki yıl önce iki RF-4E keşif uçağının dağa düştüğü olayda Kurmay Binbaşı Salih Sezer, Üsteğmenler; Salih Atalay ile Zeynel Özbahçeçi ve Onur Özkaya şehit oldu.
Malatya'da şehit olan 4 pilotla ilgili tüm işaretler FETÖ'ye çıktı
MALATYA'da, iki yıl önce iki RF-4E keşif uçağının dağa düştüğü olayda Kurmay Binbaşı Salih Sezer, Üsteğmenler; Salih Atalay ile Zeynel Özbahçeçi ve Onur Özkaya şehit oldu. Özkaya'nın yakınları kaza ardından araştırmalarında olumsuz hava koşullarından dolayı yerden yönlendirilen uçakların bilinçli olarak, pilotların uyarısına rağmen dağ hizasında alçaltıldığına, kule ekibinin bunu kayıtlardan görmesine rağmen müdahale etmediğine, pilot Onur Özkaya'nın da kurallara aykırı uçurulduğuna inanan ailesi, suç duyurusunda bulundu. Pilot Özkaya'nın zorla yerine uçurulduğu pilot üsteğmen ile havacı general olan kayınpederi ve kaza anında kulede görevli filo komutanın da FETÖ'cü oldukları gerekçesiyle ordudan ihraç edilip tutuklandığı ortaya çıktı.
Malatya'da konuşlu 7'inci Ana Jet Üssü'nden planlı gece uçuş eğitimi için kalkan iki RF-4E keşif uçağı, 24 Şubat 2015'te dağa düştü. Kazada, hepsi pilot olan Kurmay Binbaşı Salih Sezer, Üsteğmenler; Salih Atalay ile Zeynel Özbahçeçi ve Onur Özkaya şehit oldu. Kaza günü İzmirli anne emekli memur Aynur Özkaya, tuval başında resim yaparken, oğlunun şehit olduğu haberini aldı. Yürek yakan bu acı ardından bir süre ne tuval gördü gözü, ne eline fırça değdi. 32 yaşındaki evladın acısı hayatla birlikte tabloyu da dondurdu. Sonra dünyaya küsmek, içine kapanmak yerine oğluna verdiği sergi açma sözünü yerine getirmek, içinin karanlığından kurtulmak için tekrar renklere sığındı. Aynur Özkaya'nın açtığı sergisinin en dikkat çeken eseri yarım kalmış yağlı boya tablo oldu. O tablo, serginin başköşesine konuldu. Ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği eser de bu oldu.
AİLESİ KAZANIN PEŞİNİ BIRAKMADI
Acının tablosuyla unutulmaz olan kazanın oluş şekli ve eldeki bilgilerde bir çelişki olduğunu düşünen Onur Özkaya'nın ailesi, eşi ve eşinin ailesi, olaya yönelik araştırmalarını hiç bırakmadı. Son olarak kısa süre önce tamamlanan kaza raporunu da şehit Pilot Üsteğmen Onur Özkaya'nın kayınpederi, aynı zamanda Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan kurmay pilot albay olarak emekli olan Tayyip Özsever de uzman gözüyle inceledi. Bu incelemelerden sonra aile kazaya ilişkin birçok ihmal ve şüphelerin bulunduğuna kanaat getirdi. Emekli kurmay pilot albay Özsever bunları birleştirip savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ailenin suç duyurusunda direk olarak yazılmasa da FETÖ şüphesi ön plana çıktı.
Kazayla ilgili rapordan elde edilen bilgilere göre, gece ve kötü hava şartları bulunduğu sırada uçakların yerden komuta edilmesinin kural olduğu, kaza anında da uçakların kuleden gelen talimata göre alçaldığı saptandı. Eldeki teknik bilgilerden pilotların verdiği rota yerine uçağın bilinçli olarak dağ seviyesine kadar indirildiği sonucuna varıldı. Ayrıca buradaki olumsuzluklar telsizin sürekli meşgul edilmesinden dolayı pilotlar da var olan olumsuzluğu kuleye bildiremedi. Kuledeki radar izinden uçakların uçuş güzergahında dağ olduğu bilinmesine rağmen iddiaya göre bu uyarı pilotlara yapılmadı. Ayrıca yerde uçuş kontrol görevlisi olan Onur Özkaya'nın, filo komutanı Kurmay Binbaşı Ali Ertürk tarafından kurallara aykırı olarak uçakta görevlendirildiği öne sürüldü. Onur Özkaya'nın bu yüzden Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda tümgeneral olan Murat Temiz'in damadı olan Pilot Üsteğmen Emre Çömez'in yerine uçtuğu öne sürüldü.
KAZADA FETÖ ŞÜPHESİ ÇIKTI
Bu bilgilerden sonra kazada ihmali oldan askerlere yönelik yapılan araştırma da bir başka gerçek de ortaya çıkardı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra filo komutanı Kurmay Binbaşı Ali Ertürk, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda tümgeneral olan Murat Temiz, damadı pilot üsteğmen Emre Çömez ile yine üste görevli, kazayı araştıran kırım ekibinde görevli kişilerin de, FETÖ üyeliğinden ya meslekten ihraç edilip yargılandıkları yada tutuklandıkları anlaşıldı.
AİLE CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANDAN YARDIM İSTEDİ
Kazaya yönelik hukuk mücadelesi başlatan pilotlardan Onur Özkaya'nın ailesi diğer yandan topladıkları bilgileri de resmi raporla birlikte değerlendirip ortaya çıkan ihmalleri, sorumlular hakkında gereğinin yapılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'a da gönderdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
ARŞİV GÖRÜNTÜ
Haber: Taylan YILDIRIM/İZMİR, -
==============================================
Adıyaman'da çamur yağdı
ADIYAMAN'da, rüzgarın getirdiği toz bulutları yağmurla birleşince, kente çamur yağdı.
Kentte, Suriye'den gelen toz bulutlarının etkili olmasıyla günlük yaşam olumsuz yönde etkilendi. Toz bulutlarının yağmurla birleşmesiyle kent merkezinde çamur yağdı. Toz bulutu nedeniyle insanların güçlükle nefes aldığı kentte araçların üzerini çamur kapladı. Sabah saatlerinde işe gitmek için evlerinden çıkan sürücüler, araçlarını temizledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
Araçlar çamurlu hali
Yağmurun yağması
Vatandaşlala röp.
Seyir halindeki araçlar
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)
===============================================
Yangında kahvehane kullanılamaz hale geldi
ADANA'da çıkan yangında bir kahvehane kullanılamaz hale geldi.
Yangın, saat 06.15 sıralarında merkez Çukurova İlçesi Yüzücü Yıl Mahallesi'ndeki bir kahvehanede başladı. Kahveden alevlerin yükseldiğini gören mahalle sakinleri, itfaiyeyi arayarak yardım istedi. Sevk edilen itfaiye erleri, 2 araçla müdahale ettiği yangını yaklaşık 15 dakikada söndürdü. Kahvede hasara yol açan yangında, işyerinin kapalı olması sayesinde ölen ya da yaralanan olmadı. Uzman itfaiye erleri, yangının kesin çıkış nedenini belirlemek için çalışma başlatırken, polisin olayla ilgili soruşturması devam ediyor.
Görüntü Dökümü
-------------------------
İtfaiye ekiplerinin kahvehaneyi söndürme çalışmaları
İtfaiye ekiplerinin kahvehanenin içine girmesi ve söndürmeye devam etmesi
Kahvehaneden genel görüntüler
İtfaiye aracının görüntüsü
Haber-Kamera: Gökhan KESKİNCİ ADANA,
=======================================
Sevgilisini dövdüğü iddiasıyla gözaltına alındı
ADANA'da sevgilisi 29 yaşındaki S.L.'yi dövdüğü iddia edilen aynı yaştaki U.A., gözaltına alındı.
Olay, saat 22.15 sıralarında merkez Seyhan İlçesi Cemal Paşa Mahallesi Gazipaşa Bulvarı'ndaki Esen Apartmanı'nda meydana geldi. U.A., henüz bilinmeyen bir nedenle tartıştığı sevgilisi S.L.'yi evde dövdü. Bu sırada S.L., sevgilisinden kaçmak için evin penceresinden aşağı sarkarak yardım istedi. Genç kadının çığlıkları üzerine apartman sakinleri, polise haber verdi. Olay yerine gelen ekipler, U.A.'yı gözaltına aldı.
Yüzünde darp izleri olan genç kadın ise ambulans ile Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan S.L.'nin durumunun iyi olduğu belirtildi.
U.A., ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.
Görüntü Dökümü
--------------------
Ambulans ve apartmandan görüntü
Olayın yaşandığı evin dış görüntüsü
Çilingirin polis eşliğinde apartmana girişi
Apartmanın bulunduğu sokakta bekleyen itfaiye ve ambulans araçları
Apartmandan çıkan sağlık görevlileri
Darp edilen S.L.'nin polis ve sağlık görevlisi eşliğinde apartmandan çıkışı
Sağlık ekiplerinin S.L.'ye ambulansta müdahale etmesi
Sevgilisini darp ettiği iddia edilen U.A.'nın kelepçeli şekilde apartman çıkartılması ve polis aracına bindirilmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA,
==========================
Bakan Akdağ'ın telefonda diş hekimiyle diyaloğu gülümsetti
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, referandum çalışmaları kapsamanda memleketi Erzurum'un ilçelerinde başlattığı gezi ve mitingler sürüyor. İspir, Pazaryolu, Şenkaya, Olur ve Oltu'da vatandaşlarla bir araya gelen Bakan Akdağ dün de Narman, Uzundere ve Tortum'da halka hitap etti ve yeni anayasa hakkında bilgi verdi.
16 Nisan'da yapılacak referandumda Erzurum'dan yüzde 80'in üzerinde 'evet' beklediğini söyleyen Akdağ, vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılandı. Bakan Akdağ, Narman Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığını ziyareti sırasında bir vatandaşın diş hekimi talebiyle karşılaştı. Narman Devlet Hastanesinde görevli diş hekimi Handan Karakeçe ile telefonla görüşen Bakan Akdağ, telefonun mikrofonunu açarak sorunun çözümü konusunda görüşme yaptı. Diş hekiminin Bakan Akdağ ile sohbeti sırasında sık sık, 'Recep bey' şeklindeki ifadesi oda da bulananları gülümsetti. Bakan Akdağ ilk fırsatta ikinci diş hekiminin ilçeye tayin edilerek diş çekimi ve tedaviye, protez hizmetlerinin de yapılmasını sağlayacağı belirtti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Bakan Akdağ'ın mitingi
-Belediye Başkanlığını ziyaret
-Hastane müdürünün diş hekimini telefonla araması
-Diş Hekimi ile telefonda konuşması
Haber-Kamera: Murat AYDIN / NARMAN (ERZURUM),
====================================================
CHP Iğdır İl Başkana İlhan Zor: Delikanlı halkı yönetemez
Cumhuriyet Halk Partasi (CHP) Iğdır İl Başkanı İlhan Zor, Referandumda neden 'Hayır' diyeceklerini açıkladı. Türkiye Cumhuriyeti'nin eski Osmanlı Şeri Devletine götürülmek istendiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal'in kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisinin devre dışı bırakılmak istendiği gibi birçok nedenden dolayı 'Hayır' diyeceklerini belirten Zor, milletvekili seçilme yaşının 25'ten 18'e indirilmesini de eleştirdi. Zor, "Bir ülkeyi akıl yönetir. Adından belli delikanlı halkı yönetemez. Elbette onlar bizim gençlerimiz, çocuklarımız, fakat yönetimi ehline vermek gerek.18 yaşında hangi yasaya karşı çıkacak, hangi yasa teklifi verecek. Ancak el kaldır, el indir yapacak. Eğer ülke normal yönetilmiyorsa 200 miletvekilide aynıdır, bin Milletvekili de. Sadece Cumhurbaşkanı'nın yargılanması için şuan 350 Milletvekilinin imzası lazımken o zaman 400 Milletvekili gerekli olacak. Bu adamlar bugüne kadar Turkiye Cumhuriyeti vadandaşları için olumlu bir adım atmamışlar ki. Geldikleri günden beri hesapları 'Biz nasıl Turkiye Cumhuriyeti Devletinin yönetim biçimini değiştiriz', 'Biz nasıl zengin oluruz', 'Biz nasıl taraftarlarımızla birlikte oluruz'" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-İl Başkanı İlhan Zor'un konuşması
-Toplatıya katılan basın mensupları
Haber-Kamera: Suat DENİZ / IĞDIR,
==========================================
Mine, annesinin böbreği ile yaşama tutundu
ZONGULDAK'ta, doğuştan bir böbreği olmayan, yüzde 70'le çalışan diğer böbreği de 9 yaşında işlevini yitiren 16 yaşındaki Mine Kalafat, hastalıkla mücadele ederken okuma yazma öğrenemedi. Mine Kalafat, kendisine evde eğitim veren öğretmeni Birsen Demirbağ'ın yönlendirmesi sonucu önce annesinin verdiği böbrekle yaşama tutundu, sonra da evde aldığı eğitimle okuma yazma öğrendi.
Ev kadını Hatice ve inşaat işçisi İbrahim Kalafat'ın 3 çocuğundan Mine Kalafat, tek böbrekle dünyaya geldi. Mine Kalafat, 7 yıl önce 9 yaşındayken yüzde 70'le çalışan böbreği tamamen işlevini yitirince diyalize girmeye başladı. Hem hastalığı, hem de orta derece zeka geriliği bulunduğu için okula başlasa da devam edemeyen Mine Kalafat, okuma yazma öğrenemedi.
Bu sırada 28 yıl sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra emekli olan ve Milli Eğitim Müdürlüğü Özel Eğitim ve Rehberlik Şubesi'de ücretli öğretmenliğe başlayan Birsen Demirbağ, evde eğitim kapsamına alınan Mine Kalafat'ın öğretmeni olarak görevlendirildi. Demirbağ, küçük kıza haftanın 5 günü evinde eğitim vermeye başladı. Ancak, hastalığı nedeniyle sık sık bayılan ve sürekli diyalize giren Mine, verilen eğitimi almakta zorlandığı için yine okuma yazma öğrenemedi.
NAKİL YAPILDI, OKUMA YAZMA ÖĞRENDİ
Birsen Demirbağ, o ana kadar uygun böbrek bulunmadığı için böbrek nakli yapılmayan Mine için annesinin böbreğini verebileceğini gündeme getirdi. Birsen Demirbağ'ın hastaneye götürdüğü Hatice Kalafat'ın böbreklerinin kızı için uygun olduğu belirlendi. Temmuz 2013'te İstanbul'da özel hastanede yapılan ameliyatla nakil gerçekleşti ve Mine Kalafat, diyalize girmekten kurtuldu.
Enfeksiyon riski nedeniyle evde eğitime devam eden Mine Kalafat, öğretmeni Birsen Demirbağ'ın çabasıyla okuma yazma da öğrenmeyi başardı. Demirbağ, Atatürk köşesi ve yazı tahtası ile sınıfa dönüştürdüğü evin salonunda Mine'ye eğitim vermeye devam ediyor. 8'inci sınıf eğitim alan Mine, bu yıl ortaokuldan mezun olacak.
'MİNE İLE ARAMDA ÖZEL BAĞ OLUŞTU'
Birsen Demirbağ, evde eğitim hizmetinin sadece öğretmenlikten ibaret olmadığını, öğrencisiyle hayatı paylaştığını söyleyerek, "Mine hastalığı nedeniyle okuma yazma öğrenemedi. Önce sağlık sorununu çözmemiz gerekiyordu. Bunun için de nakil olması lazımdı. Zonguldak Diyaliz Organ Nakli Kronik Hastaları Dayanışma Derneği ile irtibata geçtim. Ardından annesini hastaneye götürdüm ve böbreğinin Mine'ye uyduğunu öğrendik. Nakilden sonra sağlığı bir hayli düzeldi. Artık verdiğim eğitimi alabiliyordu. Orta derece zeka geriliği ve sosyalleşme sorunu olmasına rağmen okuma yazma öğrendi. Mine ile aramda özel bir bağ oluştu. Benim çocuklarım ve torunlarım var. Mine de torunlarımdan biri. Bu yıl görevim bitecek. Ama ben onun eğitimi için mücadele etmeye devam edeceğim" dedi.
Görüntü Dökümü:
-Mine ile öğretmeninin ders çalışması
-Mine'nin yazıyı okuması
-Öğretmenin Atatürk köşesinde ders anlatması
-Mine'nin Atatürk şiiri okuması
-Anne ile detaylar
-Birsen Demirbağ ile röp.
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,
============================================
(ÖZEL) - Dünya savaşlarının hüznü, porselen bebeklerin yüzünde
ALMANYA'da kadınların 19'uncu yüzyılda yoksulluktan kesip sattıkları saçla porselenden yapılan 'bisküvi bebekler', Gaziantep'te sergilendiği Oyun ve Oyuncak Müzesi'nde dünya savaşları dönemindeki insanların yüz ifadelerindeki hüznü yansıtıyor.
Almanya'da, 1900 yılından itibaren 1200 ile 1250 santigrat derecede sertleştirilerek kırılganlığı belli bir oranda azaltılan porselenden üretilen ve kadınların yoksulluk nedeniyle kesip sattıkları saç takılan 'bisküvi bebekler', Gaziantep'te Oyun ve Oyuncak Müzesi'nde sergileniyor. Bir asrı aşkın süreden bu yana günümüze ulaşan 10 ile 100 santim boyutlarındaki bebekler, müzede cam fanuslarda korunuyor. Gerçek insan yüzüne çok yakın etkileri ile bilinen bebekler, Dünya savaşlarının yapıldığı dönemde üretilmesi nedeniyle ziyaretçilerin beğenisini topluyor. Dünya savaşlarının yaşandığı dönemdeki insanların yüz ifadelerini yansıtan bebekler görsellikleriyle dikkat çekerken, hikayeleriyle de hüzünlendiriyor.
"HEM ŞAŞIRIP, HEM DE HÜZÜNLENİYORLAR"
Porselen bebeklerin Türkiye'de nadir bulunduğunu söyleyen Oyun ve Oyuncak Müzesi sorumlusu Aslıhan Özarslan, şöyle dedi:
Müzemizde birbirinden farklı hikayelere sahip oyuncaklar var. Bunlardan bir tanesi de porselen bebekler. Porselen bebeklerin çoğunun saçları gerçek saç. Eskiden Almanya'da maddi durumu kötü olan kadınlar sırf para kazanmak için kendi saçlarını kesip bebek yapımında kullandırıyorlar. Bu şekilde de maddi bir gelir elde etmiş oluyorlar. Müzemiz ziyaret edenler porselen bebeklerin hikayelerini dinledikleri zaman hem şaşırıp, hem de hüzünleniyorlar. Bir başka açıdan da bakacak olursak oyuncaklarda gerçek saçların kullanılması onlara ne kadar önem verildiğini gösteriyor. Türkiye'de önceden oyuncaklara yünlerle, naylonlarla saçlar yapılıyormuş."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
Oyun ve Oyuncak Müzesi
Müzedeki porselen bebekler
Bebeklerdeki gerçek kadın saçı
Ziyaretçilerin bebekleri incelemesi
Müze Sorumlusu Aslıhan Özarslan ile röp.
Ziyaretçi ile röp.
Çocuklara hikaye anlatılması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mücahit YOLCU-GAZİANTEP-DHA)
==============================================
Kör eden beyin sıvısı, burundan girilerek temizlendi
AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) Hastanesi'nde, 72 yaşındaki Kemal Toraman'ın görmesini engelleyen beyin sıvısı, burnundan girilerek görme kanalları temizlenip yeniden görmesi sağlandı.
Muğla'nın Fethiye İlçesi'nde oturan Kemal Toraman, yaklaşık üç ay önce görme kaybı yaşadı. Toraman, sevk edildiği AÜ Hastanesi'nde, Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ethem Göksu tarafından muayene edildi. Beynindeki su basıncının yüksek olduğu belirlenen Kemal Toraman'ın ameliyat edilmesine karar verildi. Kemal Toraman'ın burnundan, neşter kullanmadan endoskopla girilerek görme kanalları temizlendi.
DÜNYA VE TÜRKİYE'DE NADİR YAPILIYOR
Başarılı operasyonu gerçekleştiren Doç. Dr. Ethem Göksu, hastanın beynindeki su basıncının yüksek olduğunu teşhis ettiklerini belirterek, "Görme kaybının bununla ilişkili olduğunu tespit ettik. Tetkikler neticesinde Kemal amcamızın görme sinirlerinin rahatlatılması gerektiğini düşündük. Bir operasyon planladık. Dünyada ve Türkiye'de oldukça nadir yapılan bir ameliyattı. Burundan endoskopla girerek görme kanallarını, görme sinirlerinin etrafındaki kemik kanalları açtık. Görme sinirini rahatlattık. Bizi mutlu eden Kemal amcanın kendine geldiği andan itibaren çok daha iyi gördüğünü söylemesiydi" dedi.
ANTALYA'DA İLK KEZ YAPILDI
Bu ameliyatı AÜ Hastanesi ve Antalya'da ilk kez gerçekleştirdiklerini söyleyen Doç. Dr. Göksu, "Özellikle beyin cerrahisinde endoskopik cerrahinin yeri giderek artıyor. Endoskopik olarak burundan pek çok beyin ameliyatını gerçekleştirir hale geldik. Bu alanda tecrübemiz giderek artıyor. Çok farklı ameliyatları da bu yolla yapabileceğimizi düşünüyoruz" diye konuştu.
"İKİ GÖZÜNÜ DE TAMAMEN KAYBEDEBİLİRDİ"
Hastanın kısa sürede hızlı görme kaybı yaşadığını anlatan Doç. Dr. Ethem Göksu, "Hastamızın özellikle sol gözü körlük sınırına gelmişti. Sağ gözde de oldukça riskli bir aşamadaydık. Dolayısıyla her iki gözünü de kaybetme riskiyle karşı karşıyaydık. Bu açıdan zamanında müdahale ettiğimizi düşünüyoruz. Ameliyat sonrası gidişat oldukça iyi. Sonuç yüz güldürücü. Daha da iyiye gideceğini umuyoruz. Ameliyat olmasaydı maalesef Kemal amcanın gözlerini kaybedeceğini düşünüyorduk" dedi.
"İLAÇLA TEDAVİ MÜMKÜN DEĞİL"
AÜ Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahi Anabilim Dalı Başasistanı Dr. Ahmet Özak, hasta ilk geldiğinde nöroloji doktorlarının ilaçla tedavisinin mümkün olamayacağını düşünerek kendilerine sevk ettiğini belirterek, "Kendisi 70'li yaşlarda, ona 40'lı yaşlarında olduğu gibi görebileceğini, görme sağlayacağımızı söyledik. İkna oldu, ameliyat sonrası kendisinin de bizim de yüzümüz gülüyor. Genel olarak bu tür ameliyatlar 4- 6 saat sürüyor" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------
RÖP 1: Kemal Toraman
RÖP 2: Doç. Dr. Ethem Göksu
RÖP 3: Dr. Ahmet Özak
Üniversite hastanesi dış plan görüntü
HABER-KAMERA: Erol AKKIR/ANTALYA-DHA)
===================================================
Navigasyonlu diz protezi ameliyatı
ANTALYA'da, robotik navigasyonlu diz protezi ameliyatı olan 70 yaşındaki Sebahat Karyağdı, ameliyattan iki gün sonra yürüdü.
Özel Uncalı Meydan Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Cengiz Yılmaz, diz ameliyatlarında kullanılan navigasyon sisteminin Antalya'da ilk kez kendisi tarafından uygulandığını belirtti. Opr. Dr. Yılmaz, diz ameliyatlarında kullanılan bu sistemin sadece İstanbul ve Ankara'daki büyük sağlık kuruluşları tarafından kullanıldığını söyledi.
KAMERALAR BİREBİR ÖLÇÜM SAĞLIYOR
Opr. Dr. Yılmaz, "Hastanın baldır kemiğine koyduğumuz iki algılayıcı sistemi, elimizle belli noktaları işaretleyerek haritalama işlemini yapıyoruz. Tespit edilen bu haritalama üzerinden diz ekleminin birebir anatomik yapısını, bilgisayarın hard diski sayesinde sistem algılıyor. Sistem, ameliyat sırasında bize hastanın anatomik yapısını gösterecek şekilde birebir ölçüm sağlıyor" diye konuştu.
PROTEZ YERLEŞİMİNDE YOL GÖSTERİCİ
Yerleştirilen protezlerle hastanın yürümesini kolaylaştırıp, hata payının yüzde 1'in altına indirildiğini söyleyen Opr. Dr. Yılmaz, "Cihazımız, koyacağımız protezlerin yerleşimi konusunda bize yol gösteriyor. Sistemin ismi olan navigasyon oradan geliyor. Yol gösterici hata payını, cerrahın yapacağı hata payını azaltmayı, hatta yüzde 1'in altına düşüren bir sistem. En iyi sonucu alıyoruz" diye konuştu.
DİZ KİREÇLENMESİ
Diz eklemindeki kıkırdak yapıların zamanla yıpranması durumunun diz kireçlenmesi olarak ifade edildiğini söyleyen Opr. Dr. Yılmaz, "Eğer kireçlenme hafif seviyelerdeyse birtakım ameliyatsız yöntemlere başvurulur. Ancak ileri seviyeye ulaşmışsa, kıkırdaklar tamamen yok olmuşsa, hastanın hayat konforu ciddi anlamda düşmüşse diz protezi ameliyatı gerekir" diye konuştu.
NAVİGASYON DİZ PROTEZİ AMELİYATININ FAYDALARI
Navigasyon diz protezi ameliyatının hastalara sunduğu daha konforlu iyileşme sürecinin yanı sıra, daha fazla güvenlik, daha az yumuşak doku zararı, hızlı iyileşme ve uzun protez ömrü sağladığını söyleyen Opr. Dr. Cengiz Yılmaz, "Robotik navigasyonlu diz protezi ameliyatının ertesi günü hastalar yürütülür. Normal aktivitelere dönmeleri birkaç hafta sürebilir. İyileşme döneminin daha hızlı olması için iyi bir fizik tedavi desteği gerekir. Eskiye nazaran protezlerin ömürlerinin arttığını söyleyebiliriz. Protez ömrü hastanın kilosu, yaşı, cinsiyeti, aktivite düzeyine göre farklılık gösterebilir. Yine ameliyattan sonra doktorun tavsiyelerine uymak da aynı şekilde protezin daha uzun ömürlü olması Açısından faydalı olacaktır" diye konuştu.
KORİDORDA YÜRÜYORUM
Serik İlçesi'nde oturan Sebahat Karyağdı ise üç ay önce sağ bacağından, şimdi ise sol bacağından ameliyat olduğunu söyledi. Karyağdı, "Üç ay önce ameliyat olduğum dizimle iki gün önce ameliyat olduğum dizim eşit oldu. Dizlerimin üzerinde dururken kıtırtı duyuyordum. Yürüyemiyor ancak diz çökebiliyordum. Bu ameliyatın çok faydasını gördüm. Artık yürüyebiliyorum. Daha önce ancak çocuklarımın desteği ile yürüyordum. Şu an ise koridor boyu kendi kendime yürüyorum" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------
RÖP 1: Sabahat Karyağdı
Hasta ve doktorun koridorda yürürken görüntüleri
RÖP 2: Opr. Dr. Cengiz Yılmaz
HABER-KAMERA: Erol AKKIR/ANTALYA-DHA)
================================================
Koyun ve kuzuların buluşması
TUNCELİ'nin Pertek İlçesi'nde hayvancılık süt emzirmek için günde iki kez kuzu ve koyunları buluşması, muhteşem görüntülerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Tüm kuzular ve anneleri birbirini bulmak için verdikleri mücadele ve çaba, izleyenleri hayran bırakıyor.
Pertek İlçesi'ne bağlı Korluca Köyü'nde hayvancılık yaparak geçimlerini sağlayan Bedri ve İsmail Uzun kardeşler ile Süleyman Yıldırım'ın 500 koyundan oluşan 3 ayrı sürüde bulunan kuzuların sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez anneleriyle buluşması anı, izleyenler arasında hayranlık yaratıyor. Koyun ve kuzuların buluşma anlarında yüzlerce koyun meleşerek kuzuları beklediği sırada, sürü sahipleri de kuzuları, ağıllardan dışarı çıkarak anneleri bulmak için yaptıkları koşuşturma izleyenler arasında hayranlık yaratırken, bir canlının annesine kavuşması sırasında ve kavuşma anı ise duygusal anların yaşanmasına vesile oluyor. Kuzuların doğumundan sonra 3 ay boyunca hergün sabah ve akşam olmak üzere 2 kez süt emen kuzuların anneleri ile buluşmaları, inanılmaz görüntülerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Yüzlerce kuzu koyununun arasında dolaşarak meleşip annelerini arıyor. Koyunlar kokularından ve seslerinden tanıdıkları yavrularına kavuştuğu anda süt emmelerine izin veriyor. Yaklaşık 30 dakika süren emzirmeden sora kuzular ve koyunlar sürü sahipleri tarafından birbirlerinden ayrılarak farklı bölgelere alınıyor.
Korluca Köyünde koyun sürüsü besleyerek geçimini sağlayan Bedri Uzun, kırsal alanda hayvancılık yapmanın çok zor olduğunu ancak koyun ve kuzuların buluşma anlarını izlemenin keyfini yaşadığını belirterek, "Koyunların kuzularını tanıması içgüdüsel bir meseledir. Onu kokusundan anlar. Kuzuları sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa annelerinden süt emiyor. Bölgemizde fazla yapılacak başka bir iş yok. Bu koyunculuk mesleği şartlar elverirse iyi bir geçim kaynağıdır. Ama günümüzde maliyetler yüksek, yem fiyatları yüksek, tabi bunun yanısıra yayla problemlerimiz oluyor. Yaylalardaki yol problemlerimiz yüksek safhada. Bunun dışında bölgemizde her hangi bir başka iş imkanı yok, bir nevi mecburiyetten yapıyoruz. Mesleğimizin tabiki büyük zorlukları da vardır. Çünkü sürekli aynı yerde bu işi yapmıyoruz yerleşik bir düzen yok. Yaylacılık safhası var, oradaki büyük problemler var, yayladan geri dönüş var. Bu kuzuların dünyaya gelişi, ilkbaharın gelişi, bizim hareketli dönemimizin başladığını gösteriyor. Büyük zorluklar altında bu işi yapmaktayız, rahat bir meslek değildir. Yetkililerin de bunu görüp insanlara daha fazla yardım yapması, daha fazla sahip çıkması gerekiyor. Bu iş için bölgemizin tek geçim kaynağı diyebiliriz. Bu geçim kaynağına sahip çıkılmazsa tabi ki büyük bir iş imkanının ortadan kalkması, insanların işsiz kalması sonucunu doğruyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Koyun sürüsünün meleşerek kuzuları beklemesi
Ağıldan çıkan kuzuların koyunlara doğru koşusu
Koyun ve kuzuların buluşması ve iç içe karışması
Kuzuların annelerini araması
Kuzuların süt emmesi
Koyun ve kuzu buluşmasından detay görüntü
Sürü sahiplerinfen Bedri Uzun ve İsmail Uzun'un konuşması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ferit DEMİR TUNCELİ, -
===================================================
Ayın yavrusunu biberonla besliyorlar
ERZİNCAN'ın Refahiye ilçesinde bulunan 1.5 aylık yavru boz ayı Kafkas Üniversitesi Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'nde bakım altına alındı. Görevliler tarafından biberonla beslenen ayı yavurusunun ilk geldiğinde 2 tane olan diş sayısının 6 yı bulduğu belirtildi. Veteriner Fakültesi son sınıf öğrencisi Sema Ergün, yavru ayının gelişimlerini yakından takip ettiklerini söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
-Ayının uyku ve dinlenme kafesinden çıkarılması
-Sema Ergün'ün ayı yavrusunu biberonla beslemesi ve ayının tepkileri
-Genel ve detaylar
-Sema Ergün'ün konuşması
-Erdoğan Uzlu'nun konuşması
Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS,
========================================
İki kardeşin kurduğu müzede adeta yok yok
BALIKESİR'in Edremit İlçesi'nde, iki kardeşin eski bir yağhaneyi restore ettirerek kurduğu Sarıkız Kazdağı Etnografya Müzesi çeşitliliğiyle dikkati çekiyor.
Güre Mahallesi'nde Murat ve Uğur Bostancıoğlu kardeşlerin kurduğu Sarıkız Kazdağı Etnografya Müzesi'nde olmayan yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Edremit'e geldiğinde kendisine tahsis edilen faytondan, Sabahattin Ali ve Tuncel Kurtiz'in balmumu heykellerine, Büyük İskender, Afrodit ve Nemesis'in silikondan yapılmış birebir kopya heykel ve büstlerinden antik çağlarda İda Dağı'nda yaşayanların giysilerine, Sarıkız efsanesi'nden Hasanboğuldu efsanesine, yöre halkının yüzyıllar öncesi giydiği elbiseler ve kullandığı malzemelerin yer aldığı müze dikkat çekiyor. Bostancıoğlu kardeşler, müzeyi ziyarete gelenlere mitolojik çağlardan, günümüze gelene dek Kazdağları'ndaki yaşamı satır satır anlatıyor. Atatürk'ün kendi sesinden 3D hologram görüntüsü de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
MÜZENİN GİRİŞİNDE MİTOLOJİ CANLANDI
Sarıkız Kazdağı Etnoğrafya Galerisi'nin girişinde, orijinallerinden kalıp alınarak, silikonla birebir yapılmış Büyük İskender ve Afrodit'in heykelleri yer alıyor. Girişin sağ bölümünü mitolojik çağa ayırdıklarını söyleyen Murat Bostancıoğlu, "Galerimizin bahçesinde Nemesis'in heykeli var içeride ise Büyük İskender ve Afrodit yer alıyor. İskender ve Afroditin heykelleri orjijnal boyutlarda. İzmir'deki bir firma, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan izin alarak birebir kalıp alıyor ve silikon heykellerini yapıyor. Biz bu heykelleri müzemize getirdik. Zeus, Nemesus, İskender ve Afrodit'in büstleri de bire bir orjinalinden kalıp alınarak yapılmış ve müzemizde yer almaktadır. Gelen ziyaretçilerden olumlu tepkiler alıyoruz. Kazdağları pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yer. Burası pek çok ilklere ev sahipliği yapmıştır. Burası eski çağlarda İda Dağı olarak geçiyor. İlk güzellik yarışması Kazdağları'nda oluyor. Afrodit ilk kez burada aşık oluyor. Aristo ilk felsefe okulunu Kazdağları'nda açıyor. Burada mitolojinin çıkışı Truva ile başlıyor. Homeros'un İlyada Destanı'nda, Truva Kralı Priamos'un oğlu oluyor. Kahinler bu çocuğun Truva'nın yıkılışına neden olacağını söylüyor. Bunun üzerine çocuğun İda Dağı'na bırakılarak ölmesi isteniyor. Kazdağları efsaneler açısından çok önemli. Troyalı'lardan sonra Lidyalılar, Persler, İskender'i barındırmıştır. Daha sonra Bergama Krallığı, Roma, Bizans imparatorlukları, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Karesi Beyliği, Osmanlı Devleti, hep buradadır. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul seferine hazırlanırken diyorlar ki, 'Kazdağları'nda endemik, çok büyük ve uzun ağaçlar yetişiyor' Fatih soruyor, 'Bunları kim işleyecek?' ve anlatıyorlar, Salur Boyu'ndan Tahtacı Türkmenleri'nin bu ağaçları işleyeceğini. Tahtacı Türkmenleri, Toros Dağları'ndan bölgeye getiriliyor ve Fatih'in karadan yürüttüğü ahşap kızaklar, Kazdağı Göknarı'ndan yapılıyor. Buna benzer pek çok efsaneyi barındırıyor İda. Biz galerimizde mitolojiyi de canlandırmaya çalıştık" dedi.
ATATÜRK'E TAHSİS EDİLEN FAYTON DA BURADA
Murat Bostancıoğlu, müzenin bahçesinde camekanlı bölmede koruma altına alınan, Atatürk'ün Edremit'e geldiğinde kendisine tahsis edilen fayton hakkında da bilgiler verip şunları söyledi:
"Atatürk'ün Edremit'e 13 Nisan 1934'te ikinci defa gelişinde, Edremit eşrafından Arkök Ailesi, Atatürk'e Fransız Malı Rothschild et Fils - Paris marka fayton tahsis ediyor. Atatürk bu fayton ile geziyor Edremit'te. Atatürk'ün kaldığı ev de Edremit Belediyesi'nce restore ettiriliyor. Müzemizin en değerli parçalarından biri de bu fayton."
İKİ İSMİN BALMUMU HEYKELLERİ İLGİ ODAĞI
Murat Bostancıoğlu, Sarıkız maketinin, Antandros antik kenti bölümlerinin de yer aldığı galeride en çok ilgi çeken bir diğer bölümün ise ünlü sanatçı merhum Tuncel Kurtiz ile Türk Edebiyatı'nın unutulmazları arasında yer alan Sabahattin Ali olduğunu vurguladı. Yüzlerce kişinin Kurtiz ve Sabahattin Ali'nin balmumu heykeliyle özçekim yaptığını vurguladı. Bostancıoğlu, önümüzdeki günlerde, müzede mini bir sinemanın yer alacağını, burada zeytinin öyküsünün işleneceğini söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Murat Bostancıoğlu iskender ve Afrodit heykelleri hakkında bilgi veriyor
Tuncel Kurtiz ve Sabahattin Ali balmumu heykelleri
Müzeden detay görüntüler
Atatürk'e edremit'te tahsis edilen fayton
Haber- Kamera: Hilmi DUYAR / EDREMİT (Balıkesir),
================================================
Eğitim-Sen'den 'hayır' açıklaması
MUĞLA'nın Marmaris İlçesi'nde, Eğitim-Sen Şube Başkanı Yusuf Metin Altuntaş, yeni anayasanın zorla ve baskıyla dayatıldığını ileri sürerek 16 Nisan referandumunda 'hayır' diyeceklerini açıkladı.
Eğitim-Sen Marmaris Şubesi yeni yönetimi, dün (cuma) Kahveci Ali Bey Finedining Restoran'da tanıtım toplantısı düzenledi. Toplantıya Eğitim-Sen Marmaris Şube Başkanı Yusuf Metin Altuntaş, Marmaris CHP İlçe Başkanı Acar Ünlü, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kasım Çağlı, Veli-Der Başkanı Özgür Çağlı, Tüketiciler Derneği Temsilcisi Avukat Mehmet Hasiboğlu, TÜRSAB Marmaris Yürütme Kurulu Başkanı Ali Kırlı, Eğitim-Sen Muğla İl Yönetim Kurulu Üyesi Nurdan Aldan ve öğretmenler katıldı. İktidarın eğitim üzerine hesaplar yaparak geleceği yönlendirmeye çalıştığını öne süren Eğitim-Sen Marmaris Şube Başkanı Yusuf Metin Altuntaş, "Biz buna asla izin vermeyeceğiz. Dünden bugüne öğretmenlerimiz, ülkemizin her köşesinde haksızlığa ve eşitsizliğe karşı çıkmış, bilimsel, irfan dolu eğitimlere ışık olmuştur. Uzun yıllar, parasız ve eşit eğitimin savunucusu olmuşuzdur. Gittiğimiz her yerde demokratik, özgür ve eşit eğitimi yerine getirmişizdir. Bizler, tek başımıza bile olsak çok güçlü olduğumuzu bilen örgütün geleneğinden geliyoruz. Nerede olursak olalım haksızlığa, eşitsizliğe, karanlığa ve faşizme her yerde hayır demeye devam edeceğiz" dedi. 16 Nisan tarihinde yapılacak yeni anayasa referandumunda 'Hayır' oyu vereceklerini açıklayan Altuntaş, "Alman Filozof Georg Wilhelm Friedrich Hegel, 'Bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir' der. Karl Marx ise bu söze şöyle bir eklemede bulunur. 'İlkinde trajedi, ikincisinde komedi doğar.' 16 Nisan'da ve bundan önce ülkemizin yaşadığı zorla ve baskıyla yeni anayasayı kabul ettirme trajedisini bir komediye çevireceğiz. Hep birlikte sandıklarda haykırarak 'hayır' diyeceğiz" dedi. Konuşmanın ardından davetlilerden alkışlar eşliğinde 'hayır' sesleri yükseldi.
"BİREYSEL EMEKLİLİĞE DE HAYIR"
Türkiye'nin çok zor bir süreçten geçtiğini savunan Eğitim-Sen Muğla İl Yönetim Kurulu Üyesi Nuran Aldan da, "Zor süreçleri bir arada bulunarak atlatacağız. Tüm mücadelemiz arasında bir de bireysel emeklilik sistemi istiyorlar. Bunlar, malum fonlarını biz besleyelim istiyorlar. Ama, biz beslemeyeceğiz. Hayırda birleştiğimiz gibi bireysel emeklilik fonları ile ilgili son sözümü söyleyeceğiz ona da hayır diyeceğiz" dedi.
Konuşmalar sonrası 6 yıldır Eğitim-Sen Marmaris Şube Başkanı olarak görevini yürüten Altan Kumbasar'a teşekkür plaketi verildi. KESK'in bastırdığı 'Bireysel emeklilik fonuna hayır' adlı broşürler dağıtıldı. Davetliler, gece boyunca canlı müzik eşliğinde eğlendi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Eğitim-Sen Marmaris yeni şube başkanı Yusuf Metin Altuntaş'ın konuşması,
-Eğitim-Sen Muğla İl Yönetim Kurulu Üyesi Nuran Aldan'ın konuşması,
-Eski temsilci Altan Kumbasar'a plaket takdiminden görüntü.
Haber-Kamera: Ali GÜNDOĞAN/MARMARİS, (Muğla),
==========================================
Ayakkabı Fuarı yaraları sardı
İZMİR'de bu yıl 41. kez düzenlenen SHOEXPO-İzmir Ayakkabı ve Çanta Fuarı'nda ayakkabıcının yüzü güldü. İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Yalçın Ata, "Son 10 yılın en muhteşem fuarı. 2016 yılındaki sıkıntıları atlatmış durumdayız" dedi.
Ekonomi Bakanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), İzmir Ticaret Odası (İTO), İzmir Ayakkabıcılar Odası ve Ege Ayakkabı Sanayicileri Derneği (EGEAYSAD) destekleriyle 41. kez düzenlenen SHOEXPO-İzmir Ayakkabı ve Çanta Fuarı 4 gün boyunca katılımcıları ağırladı. 7-10 Mart tarihleri arasında düzenlenen fuarda, yurtdışından Pakistan, Hindistan, Hollanda; yurtiçinden İzmir, İstanbul, Manisa, Konya, Eskişehir ve Bursa başta olmak üzere sektörün öncü markalarının stantları yer aldı.
"SON 10 YILIN EN MUHTEŞEM FUARI"
İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Yalçın Ata, iyi bir yıl geçirmeyi hedeflediklerini belirterek, "Son 10 yılın en muhteşem fuarı. Bu yıl ayakkabı sektöründe seferberlik ilan ettik. Ülkemizdeki ekonomik sıkıntıları özellikle 2016 yılındaki sıkıntıları atlatmış durumdayız. Fuarımıza 54 ülkeden binin üzerinde yabancı, 7 binin üzerinde yerli alım heyetleri katıldı. 31 ülkeye, hatta Amerika'ya bile ürün satan arkadaşlarımız var. Bunları oda olarak not tutuyoruz. Önümüzdeki fuarlarda hedef olsun diye. 41 kere maşallah diyelim, fuarımız iyi geçti" dedi.
ÇANTA ÜRETİCİSİ KATILIMCI SAYISI ARTACAK
İzmir Ayakkabıcılar Odası'na üye çok sayıda çanta üreticisi olduğunu söyleyen Başkan Ata, "2-3 yıl önce fuar tartışmalara neden oldu, 'fuar kapanıyor' diye. Bu fuarla bu izlenimi silmiş olduk. 67 katılımcıdan 171 katılımcıya ulaştık. Gerçekten iyi gidiyor fuar. Çanta üreticisi olarak bir yıl öncesine kadar yönetimden bir arkadaşımız katılıyordu, şimdi 12 çanta üreticimiz katılım sağladı. Çanta üreticisi katılımcı sayımızı 50'ye çıkarmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
TASARIM YARIŞMASI GENÇLERİN ÖNÜNÜ AÇIYOR
Fuarın ilk gününde tasarım yarışması gerçekleştirdiklerini hatırlatan Ata, "Yarışma hem erkek hem kadın ayakkabı modellerinde düzenlendi. 70 tasarımcı 210 ürünle katıldı. 19 finalist arkadaşımızla yarışmamız sonuçlandı. Fuarı kış ve yaz olarak düzenlerken 1 sefer yarışma düzenliyoruz. Tasarım yarışması gençlerin önünü açıyor. 21 ilimizden katılım oldu. İlk defa bu kadar geniş bir katılımla karşılaştık ve bunun böyle devam etmesini istiyoruz" dedi. İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde açılan tasarım bölümündeki öğrencilerin fuarda stant açtığını belirten Ata, Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi'nde açılacak ayakkabı lisesi ile birlikte fuarda daha fazla eğitim kurumun stant açabileceğini söyledi.
"YABANCI ALIMCI AÇISINDAN İYİ GEÇTİ"
Fuarda stant açan firma sahiplerinden Ersan Altınkeser ise, geçmiş dönemlere göre beklentilerinin daha yüksek olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Yabancı alımcı açısından çok çok iyi geçti. Türk Lirası karşısında doların yükselmesiyle yabancı alımcının parası değerlendi, bizim bu fuarımıza da ticaret olarak olumlu yansıdı. Yaklaşık 14 ülkeye ihracat çalışmamız oldu. Ürünleri teslim edilecek. Tahmin ediyorum geri dönüşleri çok hızlı olacak. Yerli olarak Türkiye genelinde 200'e yakın bayimiz var. Bu fuarda da 30-35 kadar yeni bayilik anlaşmamız oldu."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Yalçın Ata ile röp.
Firma sahibi Ersan Altınkeser ile röp.
Genel ve detay görüntüler
Haber: Timur TARLIĞ - Kamera: Yasin TİNBEK / İZMİR,
=============================================
Evinde karnından bıçaklanmış halde ölü bulundu
İZMİR'in Torbalı İlçesi'nde, önceden bir kez intihar girişiminde bulunan 32 yaşındaki Can Atilla, evinde karnından bıçaklanmış halde ölü bulundu. Polis olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğunu araştırıyor.
Torbalı Barış Yapı Sitesi 30'uncu Blok 3'üncü katta oturan Can Atilla'dan 15 gündür haber alamayan bir arkadaşı, yakınlarına haber verdi. Meraklanan Atilla'nın yakınları eve gidince, kapıyı açık gördü. Eve girenler Atilla'nın karnından bıçaklanmış halde cesedini buldu. İhbar üzerine eve gelen polis, inceleme yaptı. İlk incelemeye göre, karnından tek bıçak darbesiyle yaralanmış olan Atilla'nın 5 gün önce öldüğü belirlendi. Yapılan kontrollerin ardından Can Atilla'nın cesedi İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis, olayın cinayet mi yoksa intihar mı olduğunu belirlemek için çalışma başlattı.
Psikolojik bunalımda olduğu belirtilen Can Atilla'nın bir süre önce balkona çıkıp intihara teşebbüs ettiği, babasının ikna etmesi üzerine eylemine son verdiği öğrenildi.
Haber: Gökhan YALKALK/ TORBALI (İzmir),-
==============================================
BBP Buldan'dan 'hayır' açıklaması
DENİZLİ'de, Büyük Birlik Partisi (BBP) Buldan İlçe Başkanı Mehmet Gonca, partisinin genel merkezinin referandum için 'evet' oyu kullanılması kararına uymadıklarını belirterek, 'hayır' oyu vereceklerini açıkladı.
BBP Genel Başkan Mustafa Destici'nin açıklamasında referandumda 'evet' oyu vereceklerini duyurması üzerine, BBP Buldan İlçe Başkanı Mehmet Gonca açıklama yaptı. Gonca, "Taban ne derse ben onu yaparım' diyen BBP Genel Başkanı, tabanın sesine kulaklarını tıkayarak referandum kararını 'Evet' olarak açıklamıştır. BBP genel başkanı ve genel merkezin aldıkları bu karar kendilerini bağlar. Bu karara uymayacağımız ve BBP Buldan İlçe Teşkilatı olarak referandum kararımızın hayır olduğu tüm kamuoyuna duyurulur" dedi.
Haber: Özcan DURUSOY/BULDAN(Denizli), -
================================================