Haberler

Dha Yurt Bülteni-2

Abone Ol

420 kilogram amonyum nitrat ile yapılmış patlayıcı imha edildiPatlayıcının imha edilme anı DİYARBAKIR'ın Kocaköy ilçesinde 6 bidon içine yerleştirilerek, eski bir su deposu çevresine tuzaklanmış ve 420 kilogram amonyum nitrok kullanırak yapılmış el yapımı patlayıcı imha edildi.

420 kilogram amonyum nitrat ile yapılmış patlayıcı imha edildi

Patlayıcının imha edilme anı

DİYARBAKIR'ın Kocaköy ilçesinde 6 bidon içine yerleştirilerek, eski bir su deposu çevresine tuzaklanmış ve 420 kilogram amonyum nitrok kullanırak yapılmış el yapımı patlayıcı imha edildi. Patlayıcının imha edilmesi insansız hava aracı kamerasınca saniye saniye kaydedildi.

Diyarbakır Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, İl Jandarma Komutanlığı'nca, vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması, mevcut huzur ve güven ortamının devam ettirilmesi, her türlü terör eylemlerinin engellenmesi amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasına devam edildiği belirtilerek, "Bu bağlamda 23 Temmuz 2017 Pazar günü saat 12.00 sıralarında elde edilen istihbari bir bilgiye istinaden, 24 Temmuz 2017 Pazartesi saat 05.40'tan itibaren icrasına başlanılan operasyonel faaliyet sonucunda, Kocaköy ilçesi Şaklat Köyü Ban Tepe mevkii bölgesindeki kullanılmayan su deposu duvarının bitişiğindeki taş yığını altına gizlenmiş vaziyette, 20 metre aralıklı, 2 ayrı mayın/el yapımı patlayıcı düzeneği tespit edilmiştir. Konuyla ilgili olay yeri incelemesi neticesinde; mayın/el yapımı patlayıcı düzeneklerinin 6 adet jelikan bidon içerisine konulduğu, yaklaşık 420 kilogram Amonyum Nitrat kullanıldığı, Alfa Fire ateşleme anahtarı ve 8'li pil bloğu tekniğiyle infilaklarının planlandığı tespit edilmiş olup, Cumhuriyet Savcılığı talimatı doğrultusunda delil olabilecek bulgular muhafaza altına alınmış, mayın/el yapımı patlayıcı kullanılan diğer malzemeler Patlayıcı Madde İmha Timi tarafından emniyetli bir şekilde tahrip edilmiştir."denildi.

Valilik açıklamasında, Hazro ilçesi Meşebağları Köyü sınırları içerisinde yasadışı kenevir ekimi yapıldığına ilişkin elde edilen istihbari bilgiye istinaden 24 Temmuz 2017 Pazartesi günü narko-terörizm operasyonu yapıldığı da ifade edilerek, "18 ayrı mevkide toplam 336 bin 970 kök kenevir bitkisi ele geçirilmiştir. Cumhuriyet Savcılığının talimatı gereğince ele geçirilen kenevir bitkileri numune alınmasına müteakip yerinde imha edilmiş, olayın şüpheli veya şüphelilerin tespitine yönelik adli işlemlere başlanılmıştır. Bölgemizde yaşayan vatandaşların huzur ve güvenliğinin sağlanması, uyuşturucu ve teröristle mücadele kapsamında yürütülen çalışmalara artan bir azim ve kararlılıkla devam edilmektedir." denildi.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

El yapımı patlayıcının tuzaklandığı kulübe

İnsansız hava aracından patlama anı görüntüsü

Ele geçirilen hint kenevirinin yakılması

Haber - Kamera: DİYARBAKIR, -

========================================

Didim açıklarında lastik bot içerisindeki 4'u çocuk 15 göçmen yakalandı

Sahil Güvenlik Komutanlığı,  23 Temmuz saat 08.43'te, Aydın Didim ilçesi Tekağaç Burnu güneyinde lastik bot içerisinde bir grup göçmenin olduğu ihbarı aldı.

Görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından hareket halinde tespit edilen lastik bot durdurularak içerisinde bulunan 13 Suriye, 1 Sierra Leone ve 1 Türk olmak üzere toplam 15 göçmen (7 erkek, 4 kadın, 4 çocuk) yakalandı.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Lastik bot içerisindeki göçmenlerin görüntüsü

Haber: AYDIN

==============================

Hastanede kadın güvenlik görevlisine saldırı

EGE Ünivesitesi Hastanesi'nde güvenlik görevlisi, 22 yaşındaki Merve Demir, henüz belirlenemeyen nedenle hasta, 50 yaşındaki Ayhan E.'nin saldırısına uğradı. Burnu kırılan Demir, çalıştığı hastanede tedaviye alınırken, saldırgan Ayhan E. gözaltına alındı.

Olay, saat 02.30 sıralarında Ege Üniversitesi Acil Servis'te meydana geldi. Hasta Ayhan E., güvenlik görevlisi Merve Demir ile belirlenemeyen bir nedenden tartışmaya başladı. Bir süre sonra elindeki şişeyi Demir'in suratına fırlatan Ayhan E., genç kıza saldırmaya başladı. Demir'i saldırganın elinden hastanedeki diğer güvenlik görevlileri ve çevredekiler kurtardı. Durumun bildirilmesiyle gelen polis ekipleri Ayhan E.'yi gözaltına alırken, burnu kırılan Demir, çalıştığı hastanede tedaviye alındı.

Görüntü Dökümü

----------------------

Haber: Davut CAN/ İZMİR, -

============================================

Karakolda yasak aşk işkencesinin yargılaması başladı

MARDİN'in Mazıdağı İlçesi'nde bir işadamına işkence ettikleri iddia edilen 4 polisin ve polise mukavemet ettiği iddia edilen işadamının yargılanmasına başlandı. Duruşmada dinlenen sanık polislerden G.D., işadamının kendilerine direnmediğini, diğer sanık A.S. ise direndiğini söyledi. Sanık polis G.D., işadamı H.B.'yi emniyete götürdükleri sırada durumunun ağır olmadığını söyledi.

Mersin'de yasak aşk yaşadığı polis memuru İ.D.'nin eşi T.D.'den cinsel içerikli görüntülerini ve ev alması için verdiği parayı almak üzere 5 Eylül 2016 günü Mardin'in Mazıdağı ilçesine gitiğini ve burada polislerden işkence gördüğü iddia eden, daha sonra kafa travması, 3 kaburga kemiği kırığı ve akciğer yaralanması nedeniyle yoğun bakıma kaldırılan İşadamı H.B.'nin davası Mardin 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Davanın ilk duruşmasına "İşkence" suçundan 12 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılanan polis memurları İ.D., A.S. ve G.D. ile "Görevi yaptırmamak için direnme" ve "Hakaret" suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan işadamı H.B. katıldı. Tutuksuz sanıklardan komiser E.T. ise duruşmaya katılmadı.

ELİME NE GEÇTİYSE, SİLAH, TAŞ HEPSİYLE VURMAYA BAŞLADIM.

Duruşmada ifadesi alınan sanık polis İ.D., ihbar üzerine olay yerine gidince araçtakilerin inmesi için anons yaptıklarını belirterek, "Aracın kapısını açacakken bir anda üzerime saldırdı. Bana vurup, elimdeki uzun namlulu silahı almaya çalışınca ben de vurdum. O sırada eşimin eski işvereni olduğunu anladım. "Seni öldüreceğim" diye bana saldırdı. Bunun üzerine hedef gözetmeksizin vurmaya başladım. Elime ne geçtiyse silah, taş hepsiyle vurmaya başladım. Sonra emniyete gittik. Emniyette yanına gidip, neden rahatsız ettiğini, eşimden ne istediğini sordum. Bunun dışında fiziki bir müdahaledem olmadı. Emniyette cinsel organını sıktığım ve ağzına tükürdüğüm doğru değildir. Zorla telefonunu alıp eşime tehdit mesajı atmadım. Olaydan sonra sanık sürekli beni taciz edecek şekilde mesajlar gönderdi. Olaydan sonra eşimle mesajlaştı. İşkence suçlamasını kabul etmiyorum."dedi.

EMNİYETE GÖTÜRDÜĞÜMÜZDE DURUMU AĞIR DEĞİLDİ

Sanık Polis G.D. ise İ.D.'nin aracın sol ön kapısına yaklaşması sırasında bağrışma sesleri duyduğunu belirterek, "İ.D. sanığın ismi ile bağırdı. Sonra ikili arasında kavga başladı. İ.D. elindeki silahın dipçiği ile şikayetçinin suratına vurdu. Sonra H.B. yere düştü. İkili arasında boğuşma yaşandı. Biz müdahale ettik. Ben ve diğer polisler müdahale etmedi. Emniyete götürürken şikayetçi bize direnmedi. Emniyete gittikten sonra şikayetçinin cep telefonlarını masaya koyduk. Sanık İ.D. bu olayın işlemlerini kendisinin yapacağını söyledi. Komiser de bunu kabul eti. Ben olay yerine gidip geldikten sonra, şikayetçinin nefes almakta zorlandığını gördüm. Emniyete ilk götürdüğümüzde durumu bu kadar ağır değildi. Lavaboya götürdüğümde kendini kaybetmişti, nefes almakta zorlanıyordu. Hastanede durumunun iyi olmadığı anlaşıldı ve sevk edildi. İşkence suçlamasını kabul etmiyorum. Olay sırasında şikayetçinin bana karşı bir mukavemeti ve direnişi olmadı. Kendisinden şikayetçi değilim."dedi.

155'TE GÖREVLİ POLİS OLAY YERİNE GİTMİŞ

Sanık polis A.S. ise 155 Polis İmdat hattında görev yaptığını belirterek, "Aracın alındığı haberi gelince takviye kuvvet olarak olay yerine gittik. Uzaktan sadece İ.D. ve şikayetçinin boğuştuğunu gördüm. Emniyette şikayetçi ile bir kez karşılaştım. Beni çağırıp birşey konuşmak istedi. Derdini savcıya anlatmasını söyledim ve kendisini dinlemedim. Ben gördüğümde durumu gayet iyiydi. Şikayetçiye karşı bir darp eylemi görmedim. İşkence suçlamasını kabul etmiyorum. Olay yerine gittiğimde şikayetçinin küfür ettiğini duydum. Tehdit içerikli bir söz duymadım. Arabaya bindirirken bize direndi. Ancak cebir veya tehditte bulunmadı. Şikayetçi değilim."dedi.

3 POLİS BİRLİKTE VURUYORDU

İşadamı H.B. ise polis memuru İ.D.'nin eşi T.D. ile gönül ilişkisi yaşadıklarını belirterek, "Sürekli kendisine para ödüyordum. Eşinden boşanacağını ve ayrı evde kalmak istediğini söyleyince ev tuttum ve ev alması için 150 bin lira verdim. Sonra beni oyaladığını anlayınca, kardeşine parayı iade etmesini söyledim. Aramızdaki ilişkiyi bitirip, verdiğim 150 bin lirayı almak için Silifke'ye gittim. Kardeşinin verdiği numarayı aradığımda T.D.'nin eşi ile birlikte beni Mazıdağı'nda beklediğini söylediler. Mazıdağı'na gittiğimde arabada uyurken yeğenim polislerin anons yaptığını söyledi. Araçtan inince T.D.'nin eşi beni görür görmez, tüfeğin dipçiğini suratıma vurdu ve beni yere yıktı. Yerdeyken İ.D. ile bir polis birlikte bana vuruyordu. Beni yerden kaldırıp, kelepçe takmadan emniyete götürdüler. Emniyette İ.D. telefonlarımı aldı. Beni duvara yaslayıp sopayla sırtıma vurdu ve cep telefonumun şifresini istedi. Sonra yumrukla vurmaya başladı. Bu sırada diğer iki sanık sopalarla vurmaya başladılar. 3 polis birlikte bana vuruyordu. Kan kusmaya başladım. İ.D. çömelerek benim bu halimi telefona kaydediyordu. Sonra bir kağıt imzalatmak istedi. Ben imzalamayınca yanaklarımı sıkarak, ağzımın içine tükürdü. O sırada bir sanık "Bu adam ölecek, başımıza iş gelecek, hastaneye götürelim."dedi. Beni hastaneye götürdüler. Hastanede İ.D. gelerek kafama yumruk attı."dedi

POLİSİN WHATSAPP MESAJLARINI MAHKEMEYE VERDİ

Olay gecesi İşadamı H.B.'nin aracını polise ihbar eden vatandaşlardan Y.Ö, tanık olarak alınan ifadesi sırasında sanık İ.D.'nin duruşmadan bir gün önce nasıl ifade vereceğine dair kendisine mesaj attığını belirterek, mesaj içeriklerini mahkemeye sundu. Mahkeme heyeti atılan mesaj içerikleri ile ilgili tutanak tutarak dosyaya ekledi. İşadamı H.B.'nin aracını polise ihbar eden İ.Ü. ise "Polis İ.D. mahkemeden önce arkadaşımın telefonuna whatsaptan bizim daha önceki ifadelerimizi gönderdi. "İfadeleriniz bunlar. Bu şekilde ifade vereceksiniz, unutmayın." dedi. Ayrıca İ.D. duruşmadan önce telefonla arayıp, kendi aracıyla mahkemeye götürmek istedi. Biz kabul etmedik."dedi.

SORUŞTURMA DAVANIN TARAFI POLİSE YAPTIRILDI

Duruşmada söz alan İşadamı H.B.'nin avukatı Serhat Ölmez işkence suçu ile ilgili etkin soruşturma yapılmadığını belirterek, "Soruşturma davanın tarafı polise yaptırılmış. Sanıklar 1 saat 43 dakika boyunca müvekkilime işkence etmiştir. Sanıklar, beyanı alınmayan tanıklara baskı yaparak delilleri karartmak istemektedir. Sanıkların tutuklu yargılanmasını istiyoruz."dedi.

Duruşmaya gelmeyen sanık Komiser E.T. hakkında yakalama kararı çıkarılan mahkeme, duruşmayı erteledi.

Görüntü Dökümü:

Güvenlik kamerasından işadamının emniyete girişi

Emniyetten çıkarılması

Haber: Felat BOZARSLAN-Mehmet Ali DİNLER/DİYARBAKIR, -

======================================

Dağhan bebek mucizesi

Antalya'da 24 haftalıkken 800 gram dünyaya gelen, bağırsaklarındaki çürüme-delinme nedeniyle ameliyata alınan, 3 ay yoğun bakımda kalan 7 aylık Dağhan Erturhan bebek, doktorlarının başarılı müdahalesi, anne ve babasının sevgisiyle hayata tutunmayı başardı. Mimar anne Ezgi Akgün Erturhan, 21 haftalıkken ultrasonografide bazı şeylerin ters gittiğinin saptandığını, çeşitli önlemler alınmasına rağmen bebeğin 24 haftalıkken dünyaya geldiğini belirtti. Doğumdan bir hafta sonra Dağhan'ın durumunun kötüleşerek acil ameliyata alındığını aktaran Erturhan, "Ameliyattan sonra 'Yaşayabilir de yaşamayabilir de' dendi. O ameliyat, hayatımızın en kötü ve en uzun saatleriydi. Bundan sonra 85 gün yoğun bakımda tedavi süreci başladı. Ama Dağhan başardı, 7 aylık. Çok mutluyuz" dedi. Baba Okan Erturhan ise, "Şimdi yemek yedi yemedi, yataktan düştü gibi başka sorunlarımız var. Onca zor zamandan sonra şimdi bunlar bize öyle rahat geliyor ki" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Dağhan'ın anne ve babasıyla röportaj

Dağhan'ın annesiyle görüntüleri

Doktorun bebeği sevmesi

RÖP 1: Meral Oruç (Doktor)

RÖP 2: Hakkı İrgil (tedaviyi yapan doktor)

HABER: Selma KUNAR- KAMERA: Süleyman EKİN/ANTALYA,

=======================================

İmece usülü tırpanla ekin biçme

Muş'ın Korkut ilçesine bağlı Dereiçi köyünde yaşayanlar, dağlık alandaki ekinlerini imece usulü ve tırpanla biçmeye başladı. Hava sıcaklığının 38 dereceyi bulduğu dağlık alanda gün boyu tırpan sallayan köylüler her yarım saatte bir mola veriyor. Arpa ve buğday ekili tarlayı 4 kişinin gün boyu çalışarak ortalama 3 günde biçtiğini söyleyen Abdulkerim Sönmez, "Dağlık kesimde olan ekinleri, imece usülü ile ve tırpanla biçmek zorundayız. Traktörün 3 saatte yaptığı işi 4 kişi 3 günde biçiyor. Tek şikayetimiz sıcaklar. Güneşin altında saatlerce tırpan sallamak bizleri perişan ediyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Köylülerin tırpanla tarlaya gelmesi

-Tırpanla biçimden detaylar

-Röportaj

Haber-Kamera: Eser AYDIN / MUŞ,

===============================

Bahçesinden esinlendi, hat ustası oldu

BALIKESİR'in Sındırgı ilçesinde yaşayan, hat sanatına meraklı 66 yaşındaki Eyüp Tanrıkulu, evinin bahçesinde yetiştirdiği meyve ağaçlarının resmini yapıp ağaç figürlerinin içine ayetleri yazıyor.

Sındırgı'da 1999 yılında orman muhafaza memurluğu görevinden emekliye ayrılan evli ve 5 çocuk babası Eyüp Tanrıkulu, Çavdaroğlu Mahallesi Taştepe Mevkii'nde satın aldığı iki katlı evin bahçesiyle ilgilenmeye başladı. Bahçesine çeşitli meyve ağaçları ve güller diken Tanrıkulu, kendisine yeşil bir dünya kurduğunu ve bitkilerinin bakımı ile uğraştığını söyledi. Eşi Hatice Tanrıkulu'nun da kendisine destek verdiğini anlatan Eyüp Tanrıkulu, "Bahçem en büyük zevkim oldu. Günlük işimi bitirince burada çayımı içer, kitabımı okurum. Amatörce hat sanatıyla da uğraşıyorum. Keçeli kalem ile ağaç resimleri yapıyor, üzerine ayetler, dualar, hadisleri yazıyorum. Çalışmalarımı salonumda sergiliyor, gelen dostlara da hediye ediyorum. Burada bu çalışmaları yaparak stres atıyor, huzur buluyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Bahçeden detay görüntü,

-Eserlerinden görüntü,

-Eyüp Tanrıkulu ile röp,

-Eşi Hatice Tanrıkulu ile röp.

Haber - Kamera: Hüseyin EMCAN / SINDIRGI (Balıkesir),

===============================================

Japonya'dan ahşap teknesiyle gelen turist, Marmaris'e hayran kaldı

JAPONYA'nın Tokyo kentinden 2.5 yıl önce ahşap yelkenli teknesiyle yola çıkan 66 yaşındaki Masuda Kiyoshi, 15 Mayıs'ta Marmaris'e geldi. 2 ay çevreyi gezdikten sonra Yunanistan'ın Sömbeki (Simi) Adası'na hareket eden Japon turist, Marmaris'e ailesiyle birlikte tekrar geleceğini söyledi.

Japonya'nın Kanagawa kentinde doğan ve 3 yıl önce Fujitsu şirketinden emekli olan bilgisayar uzmanı Masuda Kiyoshi, çocukluk hayalini gerçekleştirmek için ikinci el 8.5 metrelik tekne satın aldı. Teknesine kurutulmuş erik anlamına gelen 'Umeboshi' adını veren Kiyoshi, Malezya, Tayland, Maldivler, Madagaskar, Güney Afrika burnunu dolaşarak Cebelitarık Boğazı'ndan Akdeniz'e girdi. 15 Mayıs'ta Marmaris'e giriş yapan Masuda Kiyoshi, "Pasifik Okyanusu'nda bu küçük teknemde tek başıma olduğumdan, dümenin başındayken dalgalar beni götürmesin diye belimden bir iple kendimi tekneye bağlıyordum. Okyanus boyunca çok fazla tekneyle karşılaştığımı söyleyemem. Uçsuz bucaksız okyanusun ortasında tek başımaydım. Büyük sıkıntılar çekeceğimi düşünürken çok sakin bir geçiş yaşadım. Gündüzleri sürekli molalar verip çok değişik insanlarla tanışma fırsatım oldu" dedi.

İnternet üzerinden tanıştığı Marmarisli bir arkadaşının, "Neden buraya da gelmiyorsun?" önerisi ile dümenini Türkiye'ye çevirdiğini anlatan Kiyoshi, geldiği turizm kentini çok beğendiğini, daha sonra eşi, 2 çocuğu ve 4 torunuyla Marmaris'e birlikte gelmeyi çok arzuladığını anlattı. Bunun küçücük tekneyle mümkün olamayacağını belirten Japon gezgin, çocuklarının çalıştığını, eşini de denizin tuttuğunu söyleyerek, "Uçak yolculuğu ile getirip burada birlikte gezeriz diye düşünüyorum. Marmaris çok güzel" dedi. Kiyoshi, Marmaris'ten Yunanistan'ın Sömbeki Adası'na gitmek üzere ayrıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Umeboshi isimli 8.5 metrelik ahşap yelkenlinin Bozburun limanından görüntüleri,

Masuda Kiyoshi ile röp,

-Tekne içinden görüntü,

-Yol boyunca geçtiği yerlerde çektiği hatıra fotoğraflarından görüntüler.

Haber-Kamera: Mustafa SARIİPEK / MARMARİS (Muğla),

=========================================

Serdar Ortaç'tan nostalji gecesi

ÜNLÜ pop şarkıcısı Serdar Ortaç, Muğla'nın Bodrum ilçesinde, geçmişten günümüze en sevilen parçalarını seslendirdi.

Bodrum'un Gümbet Mahallesi'ndeki Pasha Club'da konser veren Serdar Ortaç, sahneye seyirciler arasından 'Gıybet' isimli şarkısını söyleyerek çıktı. İki dansçı kızın eşlik ettiği Ortaç'ı hayranları cep telefonlarıyla görüntüledi. Yaklaşık 1000 kişinin izlediği konserde Ortaç sevenlerine oldukça keyifli anlar yaşattı. "Sevgili konuklar bu gece Serdar Ortaç'ın 1994'den 2017'ye kadar olan en iyi şarkılarını dinleyeceksiniz. Hepiniz Serdar Ortaç'a hoşgeldiniz. Arkadaşlar artık evlendiğime göre kimseye canım, cicim demeyeceğim" diyerek sahneye çıkan Ortaç, 'İki Deli' ve 'Mesafe' isimli şarkılarıyla konserine devam etti. Ortaç, şarkı aralarında hayranları ile sohbet etmeyi de ihmal etmedi. Yaklaşık bir saat sahnede kalan Ortaç, izleyenler tarafından alkış yağmuruna tutuldu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Serdar Ortaç'ın konser görüntüleri,

-Konseri izleyenlerin görüntüsü.

Haber: Hülya ELTEŞ - Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM (Muğla),

=================================================

Bodrum Uluslararası Bale Festivali 'Zorba' ile başladı

MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde, 15'incisi bu yıl düzenlenen Uluslararası Bodrum Bale Festivali, Nikos Kazancakis'in dünyaca ünlü başyapıtı 'Zorba'dan uyarlanan ve aynı ismi taşıyan temsil ile başladı.

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği'nde düzenlenen festivale sanatseverler büyük ilgi gösterdi. 15. Uluslararası Bodrum Bale Festivali, Nikos Kazancakis'in aynı adlı başyapıtından Mikis Theodorakis'in müzikleri ile Türkiye prömiyeri gerçekleştirilen 'Zorba' eseri ile başladı. Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği'nde sahnelenen gösteriyi, Devlet sanatçısı ünlü piyanist Gülsin Onay, oyucu Salih Kalyon, Devlet Tiyatrosu eski Genel Müdürü ve Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Vakfı (TOBAV) Kurucu Başkanı, oyuncu Tamer Levent, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski bakanlarından İmren Aykut'un da aralarında bulunduğu 1500 kişi izledi.

Gösteri öncesinde konuşan TOBAV Kurucu Başkanı Tamer Levent, "Bu tür festivaller evrensel kurallar çerçevesinde gelişmiş ülkelerin prestijidir. Avrupa'da gelişmiş başka ülkelerde de sık sık böyle ulusal ve uluslararası düzeyde festivaler yapılır. Bu festivallere o kente gelmiş olan yabancılar turistler ve birçok insanın da katılmasını sağlar. Bakın kapıda uzun bir kuyruk var ve o kuyruğun içinde Bodrum'da bulunan pek çok yabancı da bu festivale geliyor. Bu da gösteriyor ki bu festivaller o ülkenin gelişmişlik düzeyi ile ilgili bir görüntüsünü gösteriyor. O yüzden 15 yıl önce bu festivallerin düzenlenmesi konusunda ben de Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü bünyesinde önemle üzerinde duruyordum. Şimdi bu festivaller düzenlendi, oturdu. Umut ediyorum ki nice 15 yıllara Türkiye'nin gelişmesi ile birlikte devam edecek" dedi.

Nikos Kazancakis'in aynı ismi taşıyan başyapıtı 'Zorba'nın Mikis Theodorakis'in müzikleri ile Türkiye prömiyeri gerçekleştirilen gösteride, 30 dansçı sahne aldı. Sevgiyle, aşkla, umutla zorluklara karşı ayakta durmayı öğrenen ve öğreten Zorba'nın öyküsü, ünlü İtalyan koreograf Lorca Massine yorumuyla sahnelendi. Taşkın karakterli ve esrarengiz Aleksi Zorba'nın yardımı ile eski hayatından kaçıp kurtulma cüretini gösteren genç bir Yunanlı'nın hikayesi sanatseverler tarafından ilgiyle izlendi. İki perdeden oluşan ve yaklaşık 2 saat süren gösteri sanatseverler tarafından ayakta alkışlandı.

Zorba, bu akşam Bodrum'da sanatseverler ile ikinci kez buluşacak.

ZORBA

Gösteride küçük bir Yunan kasabasına 'John' adında bir Amerikalı gelir ve parçası olmak istediği geleneklerin cazibesine kapılarak güzel bir dul olan Marina'ya aşık olur. Köylüler birlik ve geleneklerini koruma gayretiyle Yorgo'nun aşkını yok sayarak yabancı birine aşık olan Marina ile John'a karşı çıkar. John'un dostu olan tek kişi, kimsesi olmayan ancak güçlü ve özgür bir adam olan Zorba'dır. Zorba sayesinde John ile Marina aşklarını yaşama fırsatları bulur. Marina'nın ölümünden önce John gururlu ve bağımsız bir şekilde ona kısa bir süreliğine de olsa büyük bir mutluluk yaşatır. Zorba zavallı John'u kızgın köylülerin elinden zor kurtarırken Marina intikam peşinde koşan kalabalığın kurbanı olur. Hayata küsen Zorba sirtaki oynayarak yaşama geri dönerken, John da diğer insanlar da dans eder. Herkes yeni bir hayat için teselli, af ve dayanma gücü arayışındadır.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Kale önündeki kuyruktan görüntü

-Gösteriyi izlemeye gelenlerden görüntü

-Baleden görüntü

-TOBAV Kurucu Başkanı Tamer Levent ile röp.

Haber: Nilüfer DEMİR - Kamera: Hülya ELTEŞ / BODRUM (Muğla),

===========================================

Burdur Doğa Tarihi Müzesi öğrencilere de hizmet veriyor

Burdur'da 19'uncu yüzyıldan kalma Rum Ortodoks Kilisesi restore edilerek Doğa Tarihi Müzesi'ne dönüştürüldü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl 11 Mart'taki Burdur programı kapsamında açılışı gerçekleştirilen müze, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Türkiye'de ilk Doğa Tarihi Müzesi özelliğini taşıyor. Burdur Müze Müdürü Hacı Ali Ekinci, Doğa Tarihi Müzesi'nin Burdur'da müzecilik alanında bir boşluğu kapattığını belirtti. Ekinci, "Müzemiz açıldığı günden bu yana yoğun ilgi görmekte. Özellikle ortaöğretim kurumlarındaki öğrenciler fen grubu derslerinde bilgileri birebir yerinde görüyor. Bu da buranın bir eğitim kurumu olduğunun göstergesi" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------

Müze dış görünüş

Sergilenen fosiller

Ziyaretçiler

Detay

RÖP: Hacı Ali Ekinci

Detay

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,

============================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Serdar Ortaç Marmaris Kocaköy Bodrum Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title