Dha Yurt Bülteni-3
(YENİDEN)1)MERSİN'DE POLİS EKİP ARACINA BOMBALI SALDIRI: 2 YARALIBAKAN ELVAN HASTANEDE YARALI POLİSLERİ ZİYARET ETTİMERSİN'de Söğütlüpınar Kavşağı'nda polis ekiplerine yönelik teröristlerce düzenlenen bombalı saldırıda 2 polis memuru yaralandı.
(YENİDEN)
1)MERSİN'DE POLİS EKİP ARACINA BOMBALI SALDIRI: 2 YARALI
BAKAN ELVAN HASTANEDE YARALI POLİSLERİ ZİYARET ETTİ
MERSİN'de Söğütlüpınar Kavşağı'nda polis ekiplerine yönelik teröristlerce düzenlenen bombalı saldırıda 2 polis memuru yaralandı. Parça tesirli bombanın, poşetle kavşaktaki otların arasına bırakıldığı ve uzaktan kumandayla patlatıldığı belirlendi.
Saldırı saat 07.30 sıralarında Merkez Mezitli İlçesi Süğütlüpınar Kavşağı'nda meydana geldi. Tece Polis Merkezi'nde görevli asayiş ekipleri, 33 A 6257 plakalı ekip aracı ile kavşakta beklemeye başladı. Güvenlik amacıyla her sabah aynı kavşakta önlem alan polis ekiplerinin aracı park etmesinden kısa süre sonra, büyük gürültüyle patlama oldu. Yaklaşık 50 metrelik alanda etkili olan patlamada araçta bulunan polis memurları Olcay Solak ile Hayrullah Poyraz yaralandı. Çevreden yetişenlerin ilk müdahalesini yaptığı polis memurları, ambulanslarla Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralı polisler Olcay Solak ile Hayrullah Poyraz'ın hayati tehlikelerinin bulunmadığı açıklandı.
UZAKTAN KUMANDA İLE PATLATILDI
Patlamanın ardından bölgeye çok sayıda ekip sevk edildi. Olay Yeri İnceleme ve Terörle Mücadele ekipleri tarafından yapılan incelemede, büyük hasar gören ekip aracının bulunduğu noktadaki otların arasına poşetle daha önce bırakılan parça tesirli bombanın, teröristlerce uzaktan kumanda ile patlatıldığı belirlendi.Her gün aynı kavşakta güvenlik önlemi alan polis ekiplerine yönelik düzenlenen bombalı saldırıyı gerçekleştirilen teröristlerin yakalanması için kentte geniş çaplı operasyon başlatıldı.
BAKAN ELVAN: KÖKLERİNİ KAZIYACAĞIZ
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Mersin Valisi Özdemir Çakacak ile Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi edilen polis memurları Olcay Solak ile Hayrullah Poyraz'ı ziyaret edip geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Polis memuru Hayrullah Poyraz, servis araçlarının geçiş güzergahlarında önlem aldıklarını, bu sırada patlamanın meydana geldiğini belirterek, "Hainler hiç bir zaman emellerine ulaşamayacak" dedi. Rektör Prof. Dr. Ahmet Çamsarı'dan polislerin sağlık durumu hakkında da bilgi alan Bakan Lütfi Elvan hastane çıkışında yaptığı açıklamada, patlayıcının uzaktan kumanda ile patlatılması sonucu meydana geldiğini söyledi. Bakan Elvan açıklamasında şunları söyledi: "Bu hain bir saldırıdır. Bu hain örgüt hiç bir zaman emellerine ulaşamayacaktır. Örgütünün kökünü kazıyacağız. Millet üzerinde korku yaratmak istiyorlar. Ancak emniyet güçlerimizi de bizi de korkutamayacaklar. Saldırıyı gerçekleştiren teröristlerin yakalanması için güvenlik güçlerimiz çalışmasını yapıyor. En kısa zamanda yakalanacaklardır."
Görüntü Dökümü
-------------------------
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi acil girişinden görüntü
Bakan Lütfi Elvan hastaneye gelirken
Vali ve diğer protokol üyelerinin Bakan Elvan'ı karşılaması
Bakan Lütfi Elvan, eşi Zeliha Elvan, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, Rektör Prof. Dr. Ahmet Çamsarı ile birlikte yaralı polis Olcay Solak'ı ziyaret ederken
Bakan Lütfi Elvan yaralı polise geçmiş olsun dileğinde bulunurken
Rektör Çamsarı yaralı polisin sağlık durumu ile ilgili bilgi verirken
Yaralı polis memuru Hayrullah Poyraz'ın hasta yatağında görüntüsü
Hayrullah Poyraz'ın olayı anlatması
Bakan ve diğer protokol üyelerinin Poyraz'ı ziyareti
Genel ve detay görüntüler
Bakan Elvan'ın vali ve emniyet müdürü ile birlikte hastane çıkışında açıklama yapması
Haber: Ali ŞEN-Kamera: İbrahim MAŞE/MERSİN,
============================================================
2)SAKARYA VALİLİĞİ'Nİ İŞGAL EDEN 196 ASKER, FETHULLAH GÜLEN İLE ADİL ÖKSÜZ'ÜN YARGILANMASINA BAŞLANDI
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Sakarya Valiliği'ni işgal eden 121'i tutuklu 196 asker ve 2 sivil ile FETÖ elebaşı Fethullah Gülen ve örgütün "Hava Kuvvetleri İmamı" Adil Öksüz'ün de bulunduğu 200 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşmasına Ferizli İlçesi'nde mahkeme salonuna dönüştürülen spor salonunda başladı.
Ferizli L Tipi Cezaevi yolu üzerinde bulunan mahkeme salonuna dönüştürülen spor salonunda başlanan ve Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen davada Fethullahçı Terör Örgütü elebaşı Fetullah Gülen 1 nolu sanık, örgütün "Hava Kuvvetleri İmamı" Adil Öksüz ise 2 numaralı sanık olarak iddianamede yer alıyor. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 'Anayasayı ihlal' suçundan hazırlanan bin 353 sayfalık iddianamede, sanık olarak yer alan eski 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun, Kurmay Albay Bahri Gürhan, Sakarya İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay İlhan Aysan, Albay Ahmet Üzer, Yüzbaşı Yavuz Soyer, Binbaşı Ali Şahin, Üsteğmen Kayhan Demir, Yarbay İsmail Öcal hakkında birer kez ağırlaştırılmış müebbet 190 yıl 6 aydan 319 yıla ve 149 şüpheli hakkında ise birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 185 yıl 6'şar aydan 314'ar yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Duruşmanın ilk günü tutuklu yargılamanın yapıldığı mahkeme salonunun önünde sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı dikkat çekti. Polis ve jandarmaların yanı sıra özel harekat polisleri de görev yaparken, duruşmayı takip edecek olan kişilerin kimlik sorgulamaları yapıldı. Davayı takip etmek isteyen gazetecilere de ise akredite zorunluluğu getirildi. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca görevli 5 cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianamede FETÖ elebaşı Gülen ve Adil Öksüz hakkında, 'anayasayı ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile 'silahlı örgüt kurma ve yönetme, adam öldürmeye teşebbüs, kamu malına zarar verme, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve konut dokunulmazlığının ihlali' suçlarından 190 yıl 6 aydan 319 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, Adil Öksüz'ün FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'den almış olduğu talimat doğrultusunda darbe girişimini yöneten kişilerden olduğu belirtilerek, "FETÖ/PDY bünyesi içerisinde yönetici pozisyonunda idare eden firari şüpheli Adil Öksüz'ün Sakarya ilinde gerçekleştirilmek istenen darbeye teşebbüs girişiminden de sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamına göre şüpheli Öksüz'ün anayasal düzeni cebir şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya veya başka bir düzen getirmeye teşebbüste bulunmuş olması nedeniyle anayasayı ihlal ve atılı diğer suçları işlediği anlaşılmıştır" ifadelerine yer veriliyor.
Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş'un da aralarında bulunduğu 23 kişi davada müşteki olarak yer alıyor. Müştekiler arasında darbe girişimi sırasında yaralanan 14 kişinin de bulunduğu öğrenildi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Mahkeme salonu önünde önlemler
Sanıkların getirilmesi
Detaylar
Zafer TOKUŞ-Aziz GÜVENER-Mustafa ÜSTÜBİ/ADAPAZARI(Sakarya), -
====================================================
3)MUĞLA'DA 8 FETÖ ŞÜPHELİSİ ADLİYEDE
MUĞLA Sıtkı Koçman Üniversitesi'nde (MSKÜ) öğrenim gören öğrencileri FETÖ/PDY'ye kazandırmak için çalışma yürüttükleri gerekçesiyle gözaltına alınan 8 kişi, adliyeye sevk edildi.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında, MSKÜ'de öğrenim gören gençleri örgüte kazandırmak amacıyla faaliyette bulundukları belirlenen kişilere yönelik 27 Mart Pazartesi günü operasyon yapıldı. Aralarında örgütün üniversite ev ağabeyleri ve bölge talebe sorumlusu olarak görev yaptığı tespit edilen kişilerin de bulunduğu U.S., U.Ç., Y.Y., E.B., H.Ş., V.T., E.C ve Y.S.A. gözaltına alındı. Evlerinde de arama yapılan şüpheliler, Muğla İl Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi. ByLock kullandığı da tespit edilen şüpheliler, emniyetteki sorgularının ardından bugün adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
------------------------
Şüphelilerin adliyeye sevk edilmelerinden görüntü
(Haber- Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA,
=================================================
4)GÜLEN'İN, PENSİLVANYA'DAN TUTUKLU REKTÖR SARAÇ'A BİR ÇANTA ZİYNET EŞYASI GÖNDERDİĞİ İDDİASI
DİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcılığı'nın FETÖ/PDY terör örgütünün akademik yapılanmasına ilişkin hazırladığı iddianamede, terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen'in, Fatih Üniversitesi eski Rektörü Şerif Ali Tekalan aracılığı ile Dicle Üniversitesi Rektörü Ayşegül Jale Saraç'a bir çanta dolusu ziynet eşyası gönderdiği yer aldı. Gülen'in doğrudan hediye göndermesinin, halen tutuklu bulunan Saraç'ın örgütteki konumunun sıradan bir üyelikten çok daha ötede olduğunu gösterdiğini belirten savcı, eski rektörün Fethullah Gülen ile direkt irtibatlı olduğu ileri sürüldü.
FETÖ/PDY terör örgütünün Dicle Üniversitesi'ndeki yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma sonunda ihraç edilen ve tutuklanan eski Rektör Ayşegül Jale Saraç ile yardımcıları Aytekin Sır, Aslan Bilici ve Sabri Eyigün hakkında 'Terör örgütü kurma ve yönetme' suçlarından 22.5'ar yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede çarpıcı ayrıntılar yer aldı. FETÖ/PDY terör örgütünün akademik yapılanmasını ayrıntılı olarak açıklayan savcı, eski Rektör Ayşegül Jale Saraç'ın üniversiteyi örgüt komutları ile yönettiğini ve terör örgütü lideri Fethullah Gülen ile direkt bağlantısının olduğunu kaydetti.
Rektör Ayşegül Jale Saraç'a yönelik suçlamaları açıklayan savcı iddianamede, İlahiyat Fakültesi Hadis Ana Bilim Dalı Başkanı Ahmet Keleş'in ifadelerine yer verdi. İfadesinde 2008 yılında Dicle Üniversitesinde FETÖ/PDY üyesi 20 civarında öğretim elamanı olduğunu belirten Keleş şunları anlatttı:
"FETÖ/PDY üyesi ekip, Ayşegül Jale Saraç'ı kontrol altına aldı. Salih Hoşoğlu ve yanındakiler Pensilvanya'dan gelen temsilcilerin desteğiyle Saraç'ı ikna etti. Rektör ve üst yönetimi sahip oldukları imkanları tamamen FETÖ/PDY kadrolaşması için seferber ettiler. Rektör seçiminden 40- 45 gün sonra Şerif Ali Tekalan, Ayşegül Jale Saraç'ın yanına Pensilvanya'dan getirdiğini söylediği bir çanta dolusu ziynet eşyası ile geldi. Benim de bulunduğum ortamda bu ziynet eşyalarını Fethullah Gülen'in selamını, duasını da getirdiğini söyleyerek hediye etti. Bu görüşmeden sonra Ayşegül Jale Saraç'ın bana karşı tavırları değişti. Beni toplantılara almadı. Paralel yapılanma sonraki dönem boyunca üniversiteyi FETÖ karargahı haline getirmek için diğer üniversitelerden tecrübeli örgüt elemanlarını transfer etti. Örgüt, üniversite imkanlarını sağladığı hocalardan himmet adı altında para almıştır."
ESKİ GENEL SEKRETER DE SÖYLEDİ
Dicle Üniversitesi eski Genel Sekreteri Haci Yılmaz da iddianameye yansıyan ifadesinde çanta dolusu ziynet eşyası olayına değinerek şöyle dedi:
"Şerif Ali Tekalan, yanındaki birkaç kişi ile birlikte Rektör Ayşegül Jale Saraç'ın yanına geldi. Rektörün odasında ben, Ahmet Keleş ve rektör yardımcıları Aslan Bilici, Mustafa Arıca ve Aytekin Sır vardı. Tekalan görüşmede, Jale Saraç'a Amerika'dan hocaefendinin hediye gönderdiğini ve selam söylediğini söyleyerek, ziynet eşyası kutusu içinde kolye, saat ya da küpe gibi hediyeleri takdim etti. Şerif Ali Tekalan, Rektör Ayşegül Jale Saraç ile yalnız kalmak istediğini söyleyince ben ve Ahmet Keleş odadan çıktık."
SAVCI: D.Ü. REKTÖRÜ, DOĞRUDAN ÖRGÜT ELEBAŞI İLE BAĞLANTILI
İddianamede örgütün devletin hemen tüm kurumlarına sızdığını belirten savcı şunları kaydetti:
"Dicle Üniversitesi'nde 2008 sonrası oluşturulan yapılanma dış Üniversitelerden örgütle bağlantılı öğretim görevlilerini işe alarak kemik kadro kurmuştur. Bu kadro zincirleme şekilde örgüte yakın şahısların üniversiteye yerleşmesini sağlamıştır. Rektör Ayşegül Jale Saraç'ın doğrudan örgüt elebaşı Fethullah Gülen ile bağlantılı olduğu, Aytekin Sır'ın örgütün üniversite imamı ve para kasası olduğu görülmektedir. Terör örgütü yapılanmasının bin 500 civarında örgüt üyesini üniversitede istihdam ettiği, işe alımların yasal gözükmesi için sadece örgüt üyesinin başvurabileceği şekilde ilan hazırlandığı, örgütten ayrılmak isteyen kişilere mobbing uygulandığı tespit edilmiştir. FETÖ-PDY yapılanması faaliyetlerinin üniversitede kısıtlı kalmadığı, bu yapılanmanın ilimizde diğer kurumları da etkisi altına aldığı görülmektedir. Şüpheliye Amerika'dan, doğrudan örgüt liderinden hediyeler gelmesi, örgüt içinde konumunun sıradan bir üyelikten çok daha ötede olduğunu göstermektedir. Şüphelinin doğrudan örgüt lideri Fettullah Gülen ile irtibatlı olduğu görülmektedir. Şüphelinin üniversitenin tüm imkan ve kadrolarını silahlı terör örgütü üyelerine açarak, örgütün üniversitede kadrolaşmasını sağladığı, 8 yıllık süreçte örgüt üyelerinin sayısının yüzlerce ifade edilen sayılara ulaştığı tespit edilmiştir. Şüpheli 8 yıllık Rektörlüğü döneminde sürekli FETÖ/PDY terör örgütü mensubu kişileri yerleştirmek suretiyle üniversitenin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün üssü konumuna gelmesine neden olmuştur."
ESKİ REKTÖR SARAÇ: HAKKIMDA SÖYLENENLER İFTİRA
İddianameye yansıyan ifadesinde herhangi bir terör örgütü ile ilişkisinin olmadığını savunan eski Rektör Saraç ise şöyle dedi:
"FETÖ/PDY yapılanmasına şiddetle karşı çıkıyorum. Örgüte herhangi himmet adı altında para vermedim. Hakkımda söylenenler iftiradır. 2008 öncesi Dicle üniversitesinde farklı kesimleri takip eden muhafazakar öğretim görevlileri, o tarihteki Rektör tarafından baskılara maruz kalmaktaydı. Rektörlük seçimi ile ilgili herhangi bir örgütsel amacım kesinlikle yoktur. FETÖ/PDY terör örgütünün üniversitemizde herhangi bir faaliyeti olmamıştır. Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan'ın bana Fetullah Gülen'in selamı ile geldiği yalandır."
Felat BOZARSLAN / DİYARBAKIR, -
========================================================
5)YAPILAN İĞNEDEN SONRA FENALAŞAN KADIN ÖLDÜ İDDİASI
MUĞLA'da, boğaz ağrısı şikayetiyle gittiği sağlık ocağında yapılan iğnenin ardından fenalaşarak yoğun bakımda tedaviye alınan 49 yaşındaki Nurcan Pınar yaşamını yitirdi.
Evli ve iki çocuk annesi Nurcan Pınar, geçen 29 Mart'ta Menteşe ilçesi, Yerkesik Mahallesi'ndeki evlerinde rahatsızlanınca eşi Mehmet Pınar tarafından 12 Nolu Yerkesik Aile Sağlığı Merkezi'ne götürüldü. Boğazı ağrıyan Nurcan Pınar'ı muayene eden doktor F.Ş., iddiaya göre ağrı kesici (Andolor) ve antibiyotik (Multisef) iğne yazarak eczaneden alınmasını istedi. Eczaneden getirilen iğnenin hemşire N.O., tarafından yapılmasından kısa bir süre sonra ev kadını Nurcan Pınar, "Bana bir şey oluyor. Kurtarın beni diyerek' fenalaştı. Ağzından köpük geldiği ve kustuğu öğrenilen Pınar'ın kalbi durdu. Sağlık görevlilerinin müdahalesiyle kalbi çalıştırılan Pınar, ambulansla Muğla'daki özel bir hastaneye kaldırıldı. Pınar, dün (pazar) sabah saatlerinde yoğun bakım servisinde hayatını kaybetti. Pınar'ın ölümüyle ilgili savcılık soruşturma başlattı. Muğla Adli Tıp Kurumu'nda otopsi yapılan Pınar'ın kesin ölüm nedeninin, ileri tetkiklerin ardından daha sonra kesinlik kazanacağı belirtildi.
Yerkesik Orman İşletme Şefliği personellerinden Mehmet Pınar, adalete güvenlerinin tam olduğunu belirterek, "Doktor antibiyotik ve ağrı kesici olmak üzere iki iğne yazdı. Reçeteyle eczaneye giderek iğneleri aldım. Görevli hemşirenin iğneyi yapmasının ardından eşim Nurcan feryat etmeye başladı. Ağzından köpük geldiğini görünce, 'Eşim kesin öldü' dedim. O sırada zaten kendinde değildi. Kalbine masaj yapılıyordu. Eşimi o anda görünce elim ayağım boşaldı. Yaşama tutunur diye bekledik ama maalesef hayal kırıklığına uğradık. Savcılıktaki ifademde, 'Kim suçluysa cezasını çeksin' dedim. Adalete güvenimiz tam. Bu olayın kısa sürede aydınlatılacağına inanıyorum" dedi.
Yaşamını yitiren Nurcan Pınar'ın cenazesinin, bugün öğlende Milas İlçesi Kayabaşı Mahallesi'nde toprağa verileceği belirtildi. Muğlaspor'un eski futbolcusu Okan Pınar'ın da görev yaptığı askeri birlikten izin alarak Muğla'ya geldiği öğrenildi.
Görüntü Dökümü
----------------------:
-Nurcan Pınar'ın fotoğrafı
-Nurcan Pınar'ın eşi ve oğlu ile fotoğrafı
-Yerkesik 12 Nolu Aile Sağlığı Merkezi'nin görüntüsü
-Muğla Adli Tıp Kurumu'ndan görüntü
(Haber-Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA,
=================================================
6)SİLOPİLİ ÖĞRENCİLERİ, İSTANBUL HAYALİ GERÇEK OLDU
ŞIRNAK'ın Silopi ilçesinde köy öğretmenliği yaptığı 2014 yılında İstanbul'a tayin olan Beden Eğitimi Öğretmeni Pınar Demiray, 3 yıl aradan sonra eski görev yerini ziyaret ederek öğrencileri ile hasret giderdi. Pınar öğretmen sayesinde İstanbul'daki öğrencilerle mektup kardeşliği kuran Silopili öğrencilerin İstanbul'a gitme hayali ise yine Pınar Öğretmen'in girişimleriyle gerçeğe dönüştü.
Silopi İlçesi Çukurca Köyü İlk ve Ortaokulu'nda Beden Eğitimi Öğreteni olarak görev yaptığı 2014 yılında İstanbul Bahçelievler Mustafa Kemal İlk ve Ortaokulu'na tayin olan Pınar Demiray, eski öğrencileri ile iletişimi kesmeyerek mektup kardeşliğini başlatmıştı. Çukurca Ortaokulu 7/A sınıfı öğrencileri ile Mustafa Kemal Ortaokulu 7/H sınıfı öğrencilerinin mektuplaşmalarına vesile olan Pınar öğretmen, Silopi'ye gelerek eski öğrencilerini ziyaret etti. ukurca Köyü İlk Ortaokulu'nu ziyaret eden Pınar öğretmeni gören eski öğrencileri, öğretmenlerine sarılarak hasret giderdi. Öğrencilerini sınıflarında ziyaret eden Pınar öğretmen, getirdiği hediyeleri sınıftaki öğrencilere dağıttı. Pınar öğretmen eski öğrencilerine, İstanbul'daki mektup kardeşleriyle 8-12 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek İstanbul gezisi ile buluşacaklarının da müjdesini verdi. Bu haber öğrenciler arasında sevinç ve coşkuyla karşılandı.
Pınar Demiray'ın eski öğrencilerinden Dilbin Öktem, eski öğretmenlerini görmenin sevincini yaşadıklarını belirterek, "Pınar hocamız buraya geldi. Bize sürprizler yaptı. Bizi çok duygulandırdı. Çok mutlu olduk. Bir hafta İstanbul'da kalacağız. Büyükşehirleri göreceğiz. Pınar hocaya çok teşekkür ediyoruz" dedi.
Öğrencilerden Emrullah Atilla da, Pınar öğretmenle birlikte ilk kez sinemaya gittiklerini belirterek, "Pınar hoca daha önce bizi sinemaya götürmüştü. İstanbul'dan bize hediyeler getirdi. Oraya gideceğiz. Çok mutluyuz, sevinçliyiz. İstanbul'u görmek istiyoruz" diye konuştu.
Mektup kardeşliği projesinin 3'üncü senesinde, eski öğrencilerinin gönderdiği mektuplarında, kendisini çok özlediklerini yazmaları üzerine köy okulunu ziyaret ettiğini belirten Pınar Demiray da şöyle konuştu:
"Mektuplarını okudum, çok duygulandım. Onlara müjdeyi kendim vermek istedim. İnşallah 8-12 Mayıs'ta onları misafir edeceğiz. Her iki ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü de projemize destek veriyor. Umarım onlara ömürleri boyunca unutamayacakları çok güzel anılar yaşatacağız. İstanbul'da ve mektup arkadaşları ile tanışmış olacaklar."
GÖRÜNTÜ SÜRESİ: 3 dk. 36 sn.
Görüntü Dökümü
----------------------:
Pınar Öğretmene öğrencilerin sarılması
Pınar öğretmenin eski sınıfına girmesi
Öğrencileri buluşması
Hediye dağıtması
İstanbul müjdesini vermesi
Öğrencilerin sevinçleri
Pınar öğretmenin konuşması
Öğrencilerin konuşması
Genel ve detaylar
Haber-Kamera: Mehmet Selim YALÇIN/SİLOPİ (Şırnak), -
GÖRÜNTÜ SÜRESİ: 3 dk. 36 sn.
====================================================
7)ZEHİRLİ DENİZANALARINA DİKKAT
MAVİ Yeşil Doğa ve Bilim Derneği üyeleri İskenderun sahilinde bir yandan Kızıldeniz'den gelen zehirli denizanalarını toplarken, diğer yandan herkesi, ölmüş dahi olsa bunlara dokunmaması konusunda uyarıda bulundu.
İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE), Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi öğretim üyesi ve Mavi Yeşil Doğa ve Bilim Derneği Başkanı Doç. Dr. Tahir Özcan, dernek üyeleri Dr Ayhan Altun, Yusuf Dur ve Ekrem Sayğılı ile kıyıya vuran denizanalarını toplayarak çöpe attılar.
Doç. Dr. Tahir Özcan, havaların ısınmasıyla hafta sonlarını deniz kenarında, sahillerde geçiren veya denize giren vatandaşların dikkatli olmasını isteyerek, "Akdeniz kıyılarında sıcaklığın artmasıyla birlikte şubat ayı sonunda Lübnan kıyılarında denizanası artışları bilim adamlarınca gözlemlenmeye başlamıştır. Yaklaşık 2 hafta sonra bu artış ülkemiz kıyılarında görülmeye başlanmıştır. Son günlerde güney sahillerimizde sıcaklıkların artmasıyla birlikte sahillerde, liman ve mendirek diplerinde insanların yoğun olarak bulundukları yerlerde birçok denizanasına rastlanmaktadır. Kıyılarımızda özellikle Kızıl Deniz göçmeni olan zehirli denizanası Rhopilema nomadica (Göçmen Denizanası) türünün görülme sıklıklarında artış gözlemlenmeye başlanmıştır" dedi.
GÜNEY SAHİLERİNDE YOĞUN GÖRÜLÜYOR
Muğla ve Mersin bölgelerinde de görülen Zehirli Göçmen Denizanasının hassas ve yumuşak ciltli olan insanlar üzerinde ciddi sorunlar yarattığına dikkat çeken Özcan, şunları söyledi:
"Kıyılarda ölmüş dahi olsa kesinlikle temas edilmemelidir. Temas edildiğinde dokunaçlarındaki kapsüller içinde bulunan yaklaşık 1-5 milyarın arasındaki burgulu iğne şeklindeki zehirli hücreler (Nematosist) aktif hale geçerler. Deriye temas ettiğinde bu kapsüller patlar ve zehirin etkisiyle yanma ve kaşınma hissi başlar. Ne olursa olsun zehirin vücuda daha fazla yayılmaması için kesinlikle ovuşturmamalı veya kaşınmamalıdır. Ovuşma ve kaşıma daha fazla nematosist'in aktif hale gelmesiyle vücuda vereceği zarar daha şiddetli olacaktır. Kesinlikle Tatlısu ile temizlenmeye çalışılmamalı. Tuzlu suyu veya amonyak ile temizlenmeli daha sonra sağlık kuruluşuna gidilmelidir."
Görüntü Dökümü
------------------------
-Öğretim üyesi ve dernek üyeleri sahilde inceleme yapmaları
-Buldukları denizanasını eldiven ile çöp poşetine koymaları
-Kıyıdaki denizanalarından görüntüler
-Doç. Dr Tahir Özcan ile röp.
SÜRE: 4'16" BOYUT: 194 MB
Haber-Kamera: Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(Hatay),