Dha Yurt Bülteni-6
1)MÜEZZİNOĞLU: SEN NASIL ATATÜRKÇÜSÜN?ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun referanduma milletten korktuğu için 'hayır' dediğini belirterek, "Sen nasıl Atatürkçüsün? Atatürk bu millete inanarak bağımsızlık mücadelesi yaptı.
1)MÜEZZİNOĞLU: SEN NASIL ATATÜRKÇÜSÜN?
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun referanduma milletten korktuğu için 'hayır' dediğini belirterek, "Sen nasıl Atatürkçüsün? Atatürk bu millete inanarak bağımsızlık mücadelesi yaptı. Sen milletten korkuyorsun" dedi.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Sakarya'nın Serdivan İlçesi'nde düzenlenen toplantıda STK temsilcileri ile bir araya geldi. Müezzinoğlu yaptığı konuşmada, "Dikkat ederseniz, hayır diyenler milletin değerlerinden korkanlar. Dikkat ederseniz hayırcılık yapanlar bu milletin birlik ve beraberliğinden korkanlar. Bir savcı çıkıyor, Ak Parti laikliye karşı odaktır diyor kapatma davası açıyor. Kim oluyorsun sen? 21 buçuk milyon oy var. Hani milli iradeydi. Nerede Cumhuriyet Halk Partisi o gün nerede durdu? Ah bir kapansa da meydan bana kalsa. Sen nasıl Atatürkçüsün yahu? Atatürk bu millete inanarak güvenerek bağımsızlık mücadelesini yaptı. Sen milletten korkuyorsun ve cumhuriyet elden gidecek diye milleti kandırmaya çalışıyorsun. Son 10 gündür diyor ki artık hakem millettir. Günaydın bey efendi günaydın" dedi.
Müezzinoğlu önümüzdeki dönemde milletin kaderiyle kimsenin oynayamayacağı bir dönem olacağını belirterek, şöyle konuştu:
"Bunlar daha önce içerideki maşalarıyla Türkiye'nin yönetimlerini şekillendirdiler. Bunlar bazen Avrupa oldu, bazen Amerika oldu. Bu devleti sıradan bir devlet olarak muamele etmeye alışmılardı da, darbeleri planladılar, yaptılar. Önümüzdeki dönem, bu milletin kaderiyle hiç kimsenin oynayamacağı bir dönem olacak. Onun arifesindeydiz. Sayın Cumhurbaşkanımız 2001'de 'Türkiye'de artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak' derken bir farklı cümleyi daha söylemiş. O cümleyi sonradan fark etti. Meğersem sayın cumhurbaşkanımız uzun süredir dünyaya da, 'Ey dünya, artık dünyada da hiç bir şey eskisi gibi olmayacak' demeye başlamış. Oynanan oyunların arkasında neler yattığını görüyor muyuz? Almanya'nın, Hollanda'nın, Avrupa'nın neden bizim bir bakanımızla veya bakanlarımızdan rahatsız olduklarını anlıyor musunuz? Rahatsız olmaya devam edecekler, çünkü onların sahte insan hakları, sahte hukuk devleti, sahte demokrasi anlayışlarını, o makyajlarını dökerek mazlum ve mağdur milletlere ve vicdanı olan insanlara göstereceğiz. Dünyada da, Türkiye'de de artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak"
Görüntü Dökümü
----------------------
-Bakanın açıklamaları
Aziz GÜVENER/ADAPAZARI(Sakarya), -
=============================================
2)CHP'Lİ TEKİN'DEN HOLLANDA KRİZİ YORUMU: BİR TARAFTAN SÖZDE KAVGA, DİĞER TARAFTAN OY HESABI
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Hollanda ile yaşanan krizle iktidar üyelerinin, "Faşizm" cümlesini kullanmasının hoşuna gittiğini belirterek, "Demekki insanlar cehennemi görmeden,cennete inanmıyor. Rey uğruna demekki her şey yapılabiliniyormuş. Bir taraftan sözde kavga ediyormuşsunuz gibi tavır içerisinde olacaksınız, öbür taraftan da, 'bu polemikte acaba oylarımız ne kadar yüksel' hesabını yapacaksınız. Bu ne insani, ne de vicdani bir davranıştır" dedi.
CHP İstanbul milletvekilleri Gürsel Tekin, Enis Berberoğlu, Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş, Mahmut Tanal, Ankara Milletvekilleri Murat Emir ve Necati Yılmaz, referandum çalışmaları için geldileri Diyarbakır'da CHP İl Başkanlığı'nda sabah saatlerinde basın toplantısı düzenledi.
"HOLLANDA KRİZİNDE OY HESABI"
Buradaki toplantıda CHP'liler adına konuşan İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Türkiye'nin Hollanda ile yaşadığı krizi değerlendirdi. İktidar partisi üyelerinin "Demokrasi, Faşizm ve özgürlük" kelimelerini kullanmaya başlamalarının hoşuna gittiğini belirten Tekin, "Her şerden bir 'hayır' çıkar derler. Son günlerde özellikle iktidar mensuplarının faşizm cümlesini kullanması, doğrusu hoşuma gitti. Demekki insanlar cehennemi görmeden, cennete inanmıyor. Galiba yeni yeni onlar da faşizm ne olduğunu, demokrasi ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının ne kadar alçakça bir şey olduğunu fark etmiş oldular. Siyasetçilerin, siyasi partilerin yurttaşlarıyla buluşup, kendini ifade etmesi son derece makul bir şeydir. Ama bugün iktadar mensubu milletvekillerinin tıpki 1 Kasım seçimleri döneminde yapılan terör eylemlerindeki, 'oylarımız yükseldi' cümlesini yeniden milletvekillerinin ağzında duymamız, gerçekten dehşet verici bir olay. Rey uğruna demek ki herşey yapılabilinirmiş. Bu kabul edilebilecek bir şey değildir. Bir taraftan sözde kavga ediyormuşsunuz gibi etkinlikleriniz iptal edildi diye bir tavır içinde olacaksınız, öbür taraftan da, 'bu polemikte acaba oylarımız ne kadar yükseldi' hesabını yapacaksınız. Bu ne insani ne de vicdani bir davranıştır" dedi.
"ORDA PARA KAZANACAKSINIZ, BURDA CAKA ATACAKSINIZ"
İktidar üyelerinin, Hollanda'da yatırımları ve gayrimenkunlleri olduğunu savunan Tekin, yatırımlarını çekmeleri, gayrimunkulleri de satma önerisinde bulunarak, "Diyarbakır'dan iktadar mensuplarına bir önerim var. Hesap soracaklarmış. Kime ve nasıl bir hesap soracaklarını bilmiyoruz. Ama size çok basit ve uygulanabilir bir önerim var; öncelikle iktidar mensupları olan bakan ve bakan çocukları, çok sayıda milletvekilinin çocukları, başta Hollanda ve Almanya'da olan yatırımlarınızı hemen çekin. Şirketlerinizi çekin, gayrimenkullerinizi satın. Mademki protesto edeceksiniz, hesap soracaksınız. Ama orada onlarca şirketiniz olacak, orada para kazanacaksınız, burada da caka atacaksınız. Bunu kabul etmek mümkün değil" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı bir konuşmayla ilgili videoyu da basın mensuplarına dinlettiren Tekin, şöyle konuştu:
"18 maddeyi anlatamadıkları için, saldıracakları, kavga edecekleri bir yer kalmayınca tek dayanakları CHP'dir. CHP Genel Başkanımızın kullandığı bir cümleyi miting meydanında dinletiyorlar. Size bir şey hatırlatmak istiyorum, aman ha damarımıza basarsanız, 17-25 Aralık'taki o şeyleri sizlere dinletmeyi biliriz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın miting meydanında 100 bin imza ile Cumhuşkanlığı ve meclis seçimi de yapılır, sözlerini dinletti. Bizim zaman zaman paketle ilgili eksik bir şey söylemimiz kabul edilebilinir. Ama bu paketin tamamını kendiniz yazdınız. Kendi ellerinizde yazdığınız pakette 100 bin vatandaşın imzasıyla seçimlerin yenileceği maddesi var mı? Hadi bunu da pakete bırakalım. Bütün bunlara baktığımızda 18 madde uğruna Türkiye'yi zor bir duruma düşürmeyelim."
"DİYARBAKIR'DA TECRİT EDİLMİŞ BİR SİYASİ PARTİNİN SEÇMENLERİ VAR"
Diyarbakır ve bölgede gözaltına alınan yada tutuklanan belediye başkanları ile siyasetçilerin olduğunu belirten Tekin, "Bugün Diyarbakır'dayız üzülerek söylemek istiyorum. Diyarbakır'da tecrit edilmiş bir siyasi partinin seçmenleri var. Millet iradesiyle seçilmiş belediye başkanları, milletvekilleri, ordada bir anayasa değişikliği olmasına rağmen, hukuku yok sayan uygumaları kabul etmemiz mümkün değildir. Sayın Başbakan'ın geçen günkü iddiası özellikle bazı belediyelerin örgüte yardım sağladığını söyledi. O zaman ben şunu sayın Başbakan'a sormak zorundayım, her yıl belediyeler Sayıştay denetiminde geçiyor. 20 yıldır Diyarbakır'daki belediyeler DBP'nin elinde. Bu 20 yıllık sürenin içerisinde 15 yıldır siz görevdesiniz, o zaman bunu bilerek, eğer böyle bir şey varsa, siz bu işlerin suç ortaklarısınız" şeklinde konuştu.
CHP heyeti, basın toplantısından sonra merkez Sur İlçesi'ne geçerek esnaf ve vatandaşlarla bir araya geldi.
Görüntü Dökümü
----------------------
-CHP'li Milletvekilleri toplantı masasında
-Gürsel Tekin, Erdoğan'ın videosunu basın mensuplarına dinletirken
-Gürsel Tekin'in konuşması
-Genel ve detay görüntüler
-Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR, -
====================================================
3)ORGENERAL HUDUTİ'NİN DE YARGILANDIĞI MALATYA FETÖ DAVASI DEVAM EDİYOR
Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili tutuklanan aralarında dönemin 2'nci Ordu Komutanı Adem Huduti, 2'nci Ordu Kurmay Başkanı Avni Angun'un da bulunduğu 76 sanığın yargılandığı davanın 5'inci duruşması görüldü.
Malatya'daki Kalkışma Davası'nda dönemin 2'nci Ordu Komutanı Huduti, 2'nci Ordu Kurmay Başkanı Angun, 7'nci Ana Jet Üs Komutanı Emin Ayık, 2'nci Ordu Harekat Destek Yarbaşkanı Zeki Karataş, 2'nci Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Mustafa Serdar Sevgili, meslekten ihraç edilen 2'nci Ordu'da görevli Ersin Yıldırım ile subay, astsubayların da bulunduğu 28'i tutuklu 76 sanık için duruşmanın yapıldığı Yakınca Spor Salonu çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı.
Jandarmanın öncü araçları eşliğinde saat 9'da cezaevi araçlarıyla spor salonuna kelepçeli getirilen Huduti, Angun ve Ayık ile 10 sanık, jandarma eşliğinde salona alındı. Diğer tutuklular ise SEGBİS üzerinden duruşmaya bağlandı.
Malatya Darbe girişimi davasında tutuksuz olarak yargılanan ve halen görevini sürdürmekte olan 2. Ordu Karargah Destek Bölüğü Komutan Binbaşı Bülent Kuzucu,darbe girişimi günü 2. Ordu Komutanlığı komuta katında yaklaşık 8 saat kelepçeli kaldığını iddia etti.
Olay gününü anlatan Binbaşı Kuzucu; "Kışlada bomba tehdidi olduğu söylendi. Yarbay Suat Özocak ile telefonda görüştüm. O da bana kışladaki durumdan haber olduğunu ve kışlaya gideceğini beni de alabileceğini söyledi. Beni almasına gerek olmadığını söyledim. Kendi arabamla kışlaya gitmek için evimden ayrıldım. Suat Yarbay ile konuştum kışlaya kendisini almadıklarını ve gitmeme gerek olmadığını söyledi. Bomba tehdidi varsa gidip bakmamın faydası olacağını söyledim. 2 Nolu nizamiyeye uzaktan baktım Harun Yüzbaşıyı aradım ve bana 1975-1976'daki olayların olduğunu söyledi. Ne olduğunu sordum, 1 nolu nizamiyeye gelmemi, normal vatandaş gibi düz geçip gitmemi söyledi. Değişik şeyler olduğunu, darbe tarzı şeyler olduğunu söylediler bana inandırıcı gelmedi. Böyle bir girişimin olmayacağını düşündüğüm için arkadaşlarımla buluştum. Haberleri izledik 21.05'te bir kısmına yetişebildim Başbakan'ın küçük bir gurubun kalkışmasıdır diye haberdar oldum. Whatsapp grubuna 'karargah destek grubunun emrinden kimse çıkmayacak' diye mesaj attı. muhafız bölüğü ve karargah bölüğü silahlıklarını kontrol ederek, silah yoklaması yaptım. Bunu not ettim. Bazı silahların eksik olduğunu gördüm.ö İfadelerini ileri sürdü.
Binbaşı Bülent Kuzucu, "00.30 sularında komuta kadına çıktığımda Kurmay Başkanı Avni Angun, Albay Bahadır Erdemli'ye, 'Adamını oradan çekö diyerek, nizamiyedeki görevlendirilen Yüzbaşı Kemal Keskin'in çekilmesini istedi, Bahadır Erdemli ise bu esnada Kurmay Başkanına silah çekti. Ardından Bahadır Erdemli 'Tutuklayın bunları' diyerek bir komut verdi. Ben ellerim yukarı iken, ordu komutanı emir subayı Suat Kaya gelerek silahımı aldı. Daha sonra Bahadır Erdemli, beni ve Suat Yarbayı kelepçeledi. Emir subayı Sedat Kaya, silahı ordu komutanına vereceğini söyledi. Bahadır Erdemli telefonla konuşurken, 'Uçağın hazırlanması lazım, Komutanı Ankara'ya gitmesi lazım' şeklinde ifadeleri kullandı. 02.30 sularında karargah katında getirilen sandalyelere oturtulduk. Bahadır Erdemli beni önce 00.40 sularında Suat Özocak ile birlikte kelepçeledi. Koruma astsubay koruma astsuyından aldığı bıçakla yaklaşık 2, 3 dakika sonra yeniden söktü ve buradan ayrılmamızı söyledi. Zeki Karataş, saat 04.00'den sonra karagaha yedek şarjör ile geldi. Saat 04.00 sularında Bahadır Erdemli, silahlı olarak ordu komutanın odasına girmek isterken, elinden silah alındı. Bahadır Erdemli, ordu komutanını odasına silahsız olarak girdikten sonra çıkıp gelip benim ve Suat Yarbay'ın elini Bahadır Erdemli, ve ordu komutanı koruma astsubayı Hacı Eyüp Özcan benim elimi bağladı. İkinci defa saat 04.00 sularında kelepçelendim. Beni kelepçeleye Hacı Eyüp Özcan'dı. Saat 04.00'den saat 12.30'a kadar kelepçeliydim. Bu süre içinde Eyüp Kök'ün odasında kaldım. Saat 04.00'den itibaren 09.30-10.00'a kadar silah sesi duydum. Bir ara Suat Özoçak Yarbay ile helalleştik. Eğer darbe girişimde bulunmuş olsaydım, iki kez ellerim kelepçelenmezdi. Karargahta Suat Özocak ve kurmay başkanından aldığım emirleri yerine getirdim. Bana verilen emirleri uyguladım, uyguladığım emirlerin darbeyi önleyecek emirler olduğunu düşünüyorum. Kışlaya gidişi amacım askerlerimi ve silahları emniyet altına almaktı. Darbecilerle hareket etsem silahların kilitlenmesini, askerlerin koğuşa gitmesini emretmezdim. Darbecilerle hareket etmedim.ö
Darbe girişimi döneminde 2. Ordu Komutanlığı Karargah Destek Grubu Emniyet ve Muhafız Bölüğü Uçak Savar Takım Komutanı olarak ile Piyade Üsteğmen rütbesi ile görev yapan Hüseyin Çakıcı, darbe girişimi günü nizamiye önüne gelen Malatya Valisi Mustafa Toprak'a Yüzbaşı Kemal Keskin tarafından silah çekildiğini ve valinin ise geri çekildiğini söyledi.
Dönemin 2. Ordu Komutanlığı Karargah Destek Grubu Emniyet ve Muhafız Bölüğü Uçak Savar Takım Komutanı Piyade Üsteğmen Hüseyin Çakıcı, darbe girişimi günü kışlada nöbetçi olduğunu ifade etti.
Nizamiyede denetlemelerde bulunurken tutuklu sanıklardan yüzbaşı Kemal Keskin'i gördüğünü kendisine 'Sen kimsin gel buraya' dediğini aktaran Çakıcı, savunmasını şöyle sürdürdü: "Ben de 'Ben nöbetçi subayım' dedim. Tabancamı istedi. Kendisinin ordu komutanının emriyle nizamiyede görevli olduğunu söyledi. Kendisinin ordu komutanlığının emri ile nizamiyede görevli olduğunu söyledi. Kemal yüzbaşı tatbikat var diyince rahatladım. Haberleri görmedim. Bir ara 'TSK yönetime el koydu, kışlanın güvenliğini ben üstlendim' dediğini duydum Kemal Keskin'in. Vali bey içeri gireceğini ve ordu komutanını göreceğini söyledi. Yanında da 15 sivil vardı. Fakat Kemal Keskin, askerlere emir vererek, mevzi aldırdı. Vali bey geri çekildi. Kemal Keskin, 'Komutanımızı almaya gelmişler, komutanımızı vermeyeceğiz' dedi. Kobra araçlarından birisinden havaya ateş açıldı. Kemal Keskin ise kobranın lastiklerine ateş açtı. İkinci kobra içeri girmeye çalışırken, kemal keskin ise emir vererek ateş açılması emrini verdi ve tüm erler ateş açtı, ben ise havaya ateş açtım. Gece olduğu için tam göremedim, jandarma önce havaya ateş açtı, sonra Yüzbaşı Kemal Keskin jandarma aracına ateş açtı ve askerler ateş açtırdı. Daha sonra ise nizamiyenin aydınlatılmasını sağlayan lambalara ateş açtırdı." iddiasında bulundu. Çakıcı, savunmasını şöyle tamamladı;
"Kemal Keskin benim adımı kullanarak askerleri çağırmıştır. Erler ifadelerinde bunu belirtmiştir. Saat 04.00'e kadar gördüğüm bütün mehmetçileri AMM de toplamaya çalıştım. Mehmetçikleri teslim etmek için fırsat kolluyordum. Daha sonra İbrahim Dede iştima almamız için bağırıyordu. Benim ismimi kullanarak askerleri çağırmışlar. Bir grup Mehmetçik nizamiyeye gelirken durdurdum. 'Burada ne işiniz var' diyince benim çağırdığım cevabını verdiğini verdiler. Ben o gün ateş emri vermedim. Ateş etmedim."
Tutuklu yargılanan Dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin Koruma Astsubayı Hacı Eyyip Özcan da 15 Temmuz'da Huduti'nin Emir Subayı eski Binbaşı Sedat Kaya'nın emirleri doğrultusunda hareket ettiğini söyledi. Şüpheli darbecilerin teslim olana kadar komutanın güvenliğini sağladıklarını aktaran Özcan, savunmasına şöyle devam etti:
"Bütün gece boyunca silahlı bir çatışmanın olmasını engelleyip, ordu komutanımızı koruyarak, görevimi layıkıyla yapmış olmanın verdiği huzurla karşınızdayım. Hiçbir tarikat ve cemaate üye olmadım. Dershanelerine gitmedim, Bankasya'ya adım atmadım, bağışta bulunmadım. 16 Temmuz'da darbecileri ben teslim ettim. Gece boyunca ben sürekli kameraların önündeydim. Sabahleyin kameraların yönlerinin değiştirildiğini fark ettim. Şüpheli darbecileri aldık ve polise teslim ettik. Kameraların istikametlerini değiştirmedim, düzletmeye çalıştım. Kimin darbeci kimin FETÖ üyesi olduğunu ben nereden bileyim. Adem Huduti 'kesinlikle silah kullanmayacaksınız' diye emir verdi, ben de emirler doğrultusunda hareket ettim. Müdahale etmem emredilseydi, gözümü kırpmadan yapardım."
Mikail PELİT/MALATYA, -
=========================================================
4)CHP'Lİ ÖZTÜRK YILMAZ: MUSUL KONSOLOSLUĞU'NDAKİ ÇİÇEKLER, GÜVERCİNLER, ANILARIM YOK OLDU
IRAK'ın Musul kentinin DEAŞ'ten temizlenmesi sırasında geçen hafta terör örgütünden alınan Tayaran Mahallesi'ndeki Türkiye'nin Musul Başkonsolosluk binasının yıkılmış görüntüleri, DEAŞ tarafından kaçırılana kadar burada Başkonsolos olarak görev yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz'ı çok üzdü. Yaklaşık 2 yıl Musul'da kaldığını ve orasını ikinci vatanı olarak gördüğünü söyleyen Yılmaz, "Bahçeye ektiğimiz çiçekler, beslediğimiz güvercinler ve bütün anılarımız yok oldu" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, DHA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce görev yaptığı Musul Başkonsolosluğu yerleşkesinin yerle bir edilmiş son haline çok üzüldüğünü söyledi. Musul'da kaldığı 2 yıllık sürede yeni bir sistem kurduğunu, Konsolosluğun sadece duvarlar arkasında hizmet veren bir kurum değil, bütün Musullulara hizmet eden bir yer haline geldiğini söyleyen Yılmaz, "Binayı bütün halka açmıştık, insanlar sabah valiliğe gitmeden gelip önce bizimle görüşürlerdi. Orada bulunan Araplar, Kürtler ve Ezidiler ile çok iyi ilişkiler geliştirmiştik. Kentin nabzı adeta orada atıyordu. Orada bir çok anımız var. İki kez bombalandı, bir kez suikaste uğradım. Güzel günlerimiz oldu. Son halini görünce çok duygulandım ve hüzünlendim" dedi.
SAVAŞTAN ÖNCE ORASI GÜL BAHÇESİ GİBİYDİ
Musul'u ikinci vatanı olarak gördüğünü ve kendilerini ancak esaret ile oradan çıkarıldığını söyleyen eski Başkonsolos olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, "Orada tek başıma kaldığım için sıkıldığımda çiçekler ekerdim, onları sulardım. Irak'ta şehit olan güvenlik görevlilerinin sembolik mezarları vardı onları onarmıştık. Güvercinlerimiz vardı onları beslerdik. Bombalama ile hepsi bütün anılarımız ile birlikte yok oldu. Allah'tan bir gün oraya yeniden ölmeden farklı bir şekilde gitmek isterim. Savaş ve iç çatışmalara rağmen Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu bir gül bahçesi gibiydi şimdi hepsi yok oldu" diye konuştu.
BAKAN DAVUTOĞLU AÇILIŞINI YAPMIŞTI
DEAŞ'ın, 11 Haziran 2014 tarihinde saldırdığı ve Başkonsolos Öztürk Yılmaz'ın da aralarında olduğu 49 kişiyi rehin aldığı Teyaran Mahallesindeki Türk Başkonsolosluğu, dönemin Dışişşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından 31 Ekim 2009 tarihinde açılmıştı. Eski bakanlardan Zafer Çağlayan'ın da katıldığı törende, Bakanlar Davutoğlu ve Çağlayan'a Arap atları hediye edilmişti. Konsolosluk bahçesinde Irak topraklarında şehit olan Türk güvenlik görevlileri için sembolik mezarlar yaptırılmıştı. Musul Başkonsolosluğu yerleşkesi 4 Nisan 2016 tarihinde, DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu üyesi ülkelere ait savaş uçakları tarafından hedef alınmıştı.
Ferit ASLAN/DİYARBAKIR, -
=======================================================
5)BURDUR'DAN NİĞDE'YE YAYA OLARAK GELİP, ÖMER HALİSDEMİR'E DUA ETTİ
RÜYASINDA gördüğü şehit Ömer Halisdemir için Burdur'dan 1 Mart'ta yaya olarak yola çıkan 63 yaşındaki Osman Koç, Niğde'nin Bor İlçesi'ne geldi. 13 günde şehit Ömer Halisdemir'i kabrine ulaşan Koç dua etti.
Burdur'un Bucak İlçesi'nde 15 Temmuz kahramanı şehit Ömer Halisdemir'i sürekli rüyasında gören Osman Koç, şehidin mezarını ziyaret emek için eline Türk Bayrağı alıp yaya olarak yola çıktı. 13 gün süren yolculuğun ardından dün akşam Niğde'ye gelen Osman Koç, ayağında oluşan şişlikler nedeniyle Bor Devlet Hastanesi'nde tedavi edildi. Bugün Bor İlçesi'ne geçen Osman Koç, şehit Ömer Halisdemir'in mezarına ulaştı. Dua eden Koç, memleketinden aldığı toprağına mezara bıraktı, daha sonra şehidin babası Hasan Hüseyin Halisdemir'i ziyaret etti. Osman Koç, "13 gündür yoldayım. Hiçbir kötü olayla karşılaşmadım. Bendeki sevda fazlasıyla millette vatandaşta gördüm. Ömer'imize, Ömer Halisdemir kahramanımıza herkes selam gönderdi. Bu sevda bu milletin yüreğinde olduğu sürece bizim Cumhuriyetimiz ilelebet ayakta kalacağına hiç bir kimsenin şüphesi olmasın"dedi.
Koç, Niğde'den Ankara'ya gidip, 15 Temmuz'da 45 polisin şehit düştüğü Polisi Özel Harekat Daire Başkanlığını ziyaret edeceğini ardından da yolculuk boyunca taşıdığı Türk Bayrağını TBMM'ye emanet edeceğini söyledi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Osman Koç'un elinde Türk bayrağı ile yürürken görüntü
Osman Koç'un mezarlık içerisinde yürürken görüntü
Ömer Halisdemir'i kabri başında dua ederken görüntü
Detay görüntüler
Osman Koç'un açıklaması
Mezardan ayrılırken görüntü
SÜRE: 03'55" BOYUT: 263 MB
Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,
================================================
6)ALTGEÇİT SULAR ALTINDA KALDI, KARAYOLU ULAŞIMA KAPANDI
KONYA'da 2 gündür aralıklarla yağan yağmur ve kar yağışı sonrası kenti Aksaray'a bağlayan karayolundaki altgeçit sular altında kalınca, yol ulaşıma kapandı.
Konya kent merkezinde geçen 11 Mart Cumartesi akşam saatlerinde başlayan yağmur, dün yerini kar yağışını bıraktı. Yoğun yağmur ve kar yağışı sonucu kenti, Aksaray'a bağlayan karayolunda bulunan Büyükşehir Belediyesi tarafından geçen yıl yapılan Aksaray Yolu Organize Sanayi Köprülü Kavşağı'ndaki alt geçit sular altında kaldı. Bunun üzerine altgeçit ulaşıma kapatılırken, ulaşım Organize Sanayi Bölgesi'ndeki servis yollarından yapılıyor. Belediye ekipleri ise altgeçitteki suyun tahliyesi için çalışmalarını sürdürüyor.
Görüntü Dökümü
-------------------
Altgeçitten detay
Belediye ekiplerinin çalışması
Genel ve detay
(Haber- kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA)
==========================================================
7)ÇİFTE CİNAYETİ KISKANÇLIKTAN İŞLEMİŞ
GAZİANTEP'te 5 yıl önce boşandığı 23 yaşındaki Elif Yürek ile onun ikinci evliliğinden olan 3 yaşındaki kızı Mina Yürek'i öldürdüğü ileri sürülen İrfan Çetin, adliye sevk edildi. İrfan Çetin, telefonla arayıp tehdit ettiği Elif Yürek'i, kıskandığı için öldürdüğü söyledi.
Askerden kısa süre önce gelen İrfan Çetin, cumartesi akşam saatlerinde 5 yıl önce kendisinden boşanıp Tuncay Yürek ile evlenen Elif Yürek'in Özgürlük Mahallesi'ndeki evinin önüne gitti. Çetin, 82'nci Sokak'ta karşılaştığı Elif Yürek'e, kucağında ikinci evliliğinden olan kızı Mina varken, tabancayla peş peşe ateş etti. Çoğunluğu baş bölgesine isabet eden kurşunlarla ağır yaralanan Elif Yürek ve kızı Mina, sağlık görevlileri tarafından kaldırıldıkları Şehitkamil Devlet Hastanesi'nde kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Açtığı ateşle sokaktan geçen 5 yaşındaki Burak Demir'in de yaralanmasına yol açan Çetin, olaydan sonra kaçtı.
ÖZEL EKİP TELEFONLA İKNA ETTİ
İhbarla olay yerine gelen polisler, delilleri topladıktan sonra Çetin'i yakalamak için çalışma başlattı. Cinayet Büro Amirliği'nde kurulan özel ekibin telefonla aradığı Çetin, yapılan görüşmenin ardından ikna olup dün akşam emniyete giderek polise teslim oldu.
TELEFONLA ARAYIP TEHDİT ETMİŞ
Emniyette sorgulanan Çetin'in, çifte cinayeti işlemeden önce, Cuma gecesi, boşandığı Elif Yürek'i telefonla arayıp tehdit ettiği ortaya çıktı. Elif Yürek'in ise tehditler üzerine aynı gece polisi arayıp Çetin hakkında şikayetçi olduğu belirtildi. Emniyetteki ifadesinde Elif Yürek'i kıskançlıktan dolayı öldürdüğünü söylediği belirtilen Çetin, Şehitkamil Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildi. Hastane çıkışında gazetecilere 'Pişmanım' diyen Çetin, adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
------------------------------
Şehitkamil Devlet Hastanesi
Polis araçlarının gelişi
İrfan Çetin'in acile alınması
Çetin'in hastaneden çıkarılması
Genel ve detay görüntüler
Haber: Mücahit YOLCU-Kamera: Ahmet ÖZER-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 45 MB
=======================================================
8)GAZİANTEP'TE, İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ KUTLANDI
GAZİANTEP'te, İstiklal Marşı'nın kabulünün 96'ıncı yıl dönümü ve Mehmet Akif'i anma töreni düzenlendi.
Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen anma törenine, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Ak Parti Milletvekilleri Canan Candemir Çelik, Abdulkadir Yüksel, öğrenciler ile vatandaşlar katıldı. İstiklal Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy'un hayatını anlatan belgesel izlenen törende lise öğrencileri tarafından İstiklal Marşı'nın yazılışını anlatan tiyatro gösterimi yapıldı.
Tören, lise öğrencilerinin hazırladığı Mehmet Akif Ersoy fotoğraf sergisinin ziyaretçilere açılması ile sona erdi.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
İstiklal Marışı ve saygı duruşu
Belgesel Gösterimi
Tiyatro Oyunu
Serginin gezilmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Ahmet SOYDOĞAN -GAZİANTEP -DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 79 MB
==================================================
9)HİLVAN'DA İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ KUTLANDI
ŞANLIURFA'nın Hilvan İlçesi'nde İstiklal Marşı'nın kabul edilmesinin 96'ncı yıldönümü, düzenlenen etkinlikle kutlandı.
Hilvan Teknik ve Mesleki Kız Anadolu Lisesi'nde Konferans Salonu'nda düzenlenen etkinliğe; Hilvan Kaymakamı Eyüp Özdemir, Hilvan Belediye Başkan Vekili Nusreddin Esen, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehdi Turgut, İlçe Emniyet Müdürü Nuri Sarıyar, okul müdürleri ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda Milli Marş'ın şairi Mehmet Akif Ersoy'un hayatının anlatıldığı sinevizyon gösterisi izlendi. Öğretmen ve öğrencilerin okuduğu çeşitli şiir ve müzikal gösterileriyle devam eden programda, Kurtuluş Savaş'ı dönemine atfedilen Kürtçe ilahi de seslendirildi. Öğrencilerin seslendirdiği Kürtçe ilahi büyük beğeni aldı.
Görüntü Dökümü
-----------------------------------
Programa katılanlar
Slayt gösterisi
Öğrencilerin Kürtçe ilahisi
Şiir okunması
Öğretmen korosu müzikal
Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Mustafa UFAK -ŞANLIURFA-DHA
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 278 MB