Haberler

Dha Yurt Bülteni-8

Abone Ol

Şırnak Cudi dağında operasyon başlatıldıŞIRNAK merkez Cudi dağı bölgesinde bir grup PKK'lının tespit edilmesinden sonra hava destekli operasyon başlatıldı.

Şırnak Cudi dağında operasyon başlatıldı

ŞIRNAK merkez Cudi dağı bölgesinde bir grup Pkk'lının tespit edilmesinden sonra hava destekli operasyon başlatıldı. Bölgeye komandolar havadan indirilmeden önce belirlenen noktalar top atışları ve taaruz tipi Helikopterler ile bölge yoğun ateş altına alındı.

Cudi dağında bugün öğlen saatlerinde tespit edilen bir grup Pkk'lının etkisiz hale getirilmesi için Şırnak 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığından önce belirlenen bölgele top ve obüs atışları yapıldı. Ardından taaruz tipi Kobra Helikopterleri bölgeyi havadan yoğun ateş altına alırken, Skorski Helikopterleri ile de bölgeye havadan indirmek için komandolar taşındı. Asker taşınması sırasında Kobralar Pkk'lıların bulunduğu alanı ateş altına alırken, silah sesleri kent merkezinden de duyuldu. Pkk'lıların bulunduğu bölgeden yoğun dumanlar yükselirken, bölgede daha önce çıkan yangınlardan dolayı görüş mesafesinin düştüğü gözlendi. Bölgede operasyon tüm hızı ile devam ediyor.

Görüntü Dökümü:

-Bölgeden yükselen dumanlar

-Hava hareketliliğinden görüntüler

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Sekvan KÜDEN/ŞIRNAK,-

============================================

Tunceli Aliboğazı'nda çatışma: 2 asker yaralı (3)

ŞEHİT SAYISI 2 OLDU

Aliboğazı Vadisi'nin iç kesimlerine ilerlemeye çalışan askerlere Pkk'lıların açtığı ateş sonucu ağır yaralanan ve Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirilerek tedavi altına alınan 2'nci asker de şehit oldu.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-ELAZIĞ

-Yaralı askerlerin getirilmesi

-detaylar

(25 KASIM 2016)

Hava hareketliliği

Aliboğazı ve vadisi görüntüsü

Kobra helikopterinin uçuşu

KOBRA HELİKOPTERİNİN BOMBARDIMAN ANI

Haber-Kamera: TUNCELİ - ELAZIĞ -

=====================================

Kapıkule'de 13 kilometre TIR kuyruğu

EDİRNE'yee yurtdışına çıkış yapmak üzere gelen TIR'lar Kapıkule Sınır Kapısı'nde 13, Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda ise 6 kilometre kuyruk oluşturdu.

Türkiye'nin çelişti bölgelerinden yükledikleri ihracat yükleriyle yurtdışına çıkış yapmak için Kapıkule Sınır Kapısı'na gelen TIR'lar 13 kilometre kuyruk oluşturdu. Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'ne bağlı Bulgaristan'a açılan diğer Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda ise TIR araç kuyruğu 6 kilometreyi buldu. Türk gümrük yetkilileri, kuyruğun Bulgaristan tarafının yavaş çalışmasından kaynaklandığını söyledi. Kapıkule'nin karşısındaki Bulgaristan'ın Kapitan Andreova gümrüğünde işlemlerin yavaş yapılması nedeniyle kuyrukta beklemek zorunda kalan TIR sürücüleri bir an önce soruna çözüm bulunmasını istedi.

İstanbul'dan yüklediği ihraç yükünü Almanya'ya götürmek için Kapıkule Sınır Kapısı'na gelen TIR sürücüsü Hüsamettin Taşçı, yaklaşık 24 saattir sırada beklediğini söyledi. TIR kuyruğunu oluşmasını Avrupa ile yaşanan krize bağlayan ve Bulgaristan'ın Almanya'dan talimat alıp Türk ekonomisinin zarar görmesi için elinden geldiğini yaptığını ileri süren Taşçı, "Bize kimse neden beklediğimizi söylemiyor. Biz burada sıraya giriyor ve günlerce bekliyoruz. Dün 18 kilometrede kuyruğa girdik. Burada çaresiz bekliyorum. Artık bu hızla yarın çıkış yaparım. Bu sıkıntıya Almanya neden olduğunu düşünüyorum. Avrupa ile yaşadığımız sorun bize yansıyor. Almanya'da bize iyi gözle bakmamaya başladılar. Bulgaristan'da Almanya'dan direktif alarak zamanında ihraç yükünü teslim etmemiz için elinden geleni yapıyor. Ben bu malı Cuma günü Almanya'ya boşaltmam gerekir bu hızla gidersem çok zor görünüyor" dedi.

Kuyrukta bekleyen sürücülerden Sefer Kiraz ise Bulgaristan'ın yavaş çalışması nedeniyle 2 gündür kuyrukta çıkış yapmak için beklediğini söyledi. Trakya Gümrük Ticaret Bölge Müdürlüğü yetkilileri, Türk gümrük kapılarında her hangi bir sorun olmadığı sorunun, Bulgaristan tarafının işlemleri yavaş yapmasından kaynaklandığını söyledi.

Görüntü Dökümü:

TIR kuyruğu araç içinden

Kuyruk detay

TIR sürüleri ile röp.

Ali Can Zeray anons

Kapıkule tabelası

Türkiye tabelası

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,

=============================================

Manisa'da pazarcı esnafını yağmur vurdu

MANİSA'nın Yunusemre İlçesi'nde haftanın ilk günü kurulan Karaköy halk pazarındaki 750 esnaftan bir bölümü, bir anda kendini gösteren yağmurla birlikte eşyalarını toplayıp ayrıldı. Zor koşıllada pazarcılık yaptıklarını belirten esnaf, kapalı pazaryeri yapılmasını istedi.

Manisa'da bu sabah aniden başlayan sağanak yağmur, olumsuzluk yarattı. Yunusemre ilçesinde pazartesi günü kurulan Karaköy halk pazarındaki esnafın bir bölümü ile alışveriş için pazara çıkan bazı vatandaşlar da yağmura hazırlıksız yakalandı. 750 pazarcı esnafının bulunduğu pazaryerinde özellikle tuhafiyeciler tezgah açmadı. Tezgah açanlar ise yağmura karşı mallarının ıslanmaması için büyük mücadele verdi. Pazarcıların bir kısmı ise açtığı çadıra rağmen eşyalarını büyük naylonlarla örttü. Pazarcı esnafının verdiği uğraş halk pazarında ilginç görüntüler ortaya koydu. Bu duruma hem pazarcı esnafı hem de pazara alışveriş için çıkan vatandaşlar tepki gösterdi. Her kış perişan olduklarını dile getiren pazarcı esnafı, kapalı pazaryeri taleplerini yineledi.

"ÇÖZÜM İSTİYORUZ"

10 yıldır pazarda esnaflık yapan Ahmet Kurt, "Yağmur yağdığı zaman mağdur oluyoruz. Halimizi görüyorsunuz. Kanalizasyon olmadığı için de tezgahımızın altı, suyla doluyor. Biz buna çözüm bulunmasını istiyoruz. Kaçıncı yüzyıla geldik. Halen daha kapalı bir pazaryerimiz yok. Tezgahlarımızla milletin kapısının önü kapanıyor. Mecburen tezgah açmak zorundayız. Bunların hepsi büyük bir sorun. Halen daha kimsenin attığı bir adım yok. Kapalı pazaryeri sözleri lafta kaldı" diye konuştu.

"MAĞDUR DURUMDAYIZ"

Bir diğer pazarcı İbrahim Kaplan ise, "Kapalı pazar yeri olsa daha farklı olurdu. Yağmur yağdığı zaman ve rüzgar estiği zaman tezgahlarımızı açamadığımız günler oluyor. Bugün görüldüğü gibi pazarın yarısı boş. Şuanda pazarcı esnafı olarak mağdur durumdayız. Herkesin kendine göre ödemesi var" dedi.

Pazarcı esnafı kadar pazara alışverişe çıkan vatandaşlar da tepki gösterdi. Pazara alışverişe çıkan vatandaşlardan Fikri Akdağ, her yağmur yağdığında aynı manzaranın oluştuğuna dikkat çekerek, defalarca dilekçe vermelerine rağmen, sonuç alamamalarından yakındı. Manisa Pazarcılar Odası Başkan Yardımcısı Mahmut Günal ise, 750 pazarcının yarıya yakınının pazardan kaçtığını ve pazarcıların bu sorunu odaya yüklediğini söyledi. Mağdur olduklarını dile getiren Günal, biran önce kapalı pazaryeri projelerin hayata geçirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Pazardan görüntü

Pazarcılar bağırırken görüntü

10 yıldır pazarda esnaflık yapan Ahmet Kurt röp.

Pazarcı esnafı İbrahim Kaplan röp.

Vatandaşlardan Fikri Akdağ röp.

Pazarcı esnafı tezgahını örterken detay

Haber-Kamera: Ersan ERDOĞAN / MANİSA,

===========================================

Görmez: İnsanlığı katledenlerlerden Allah muhafaza etsin (3)

'15 TEMMUZ'U YAPANLAR DİNİ İSTİSMAR EDENLERDİR'

15 Temmuz darbe ve işgal girişimini yapanların toplumun dini duygularını uzun yıllar istismar edenler olduğuna vurgu yapan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, dinin istismar edilmesi konusunda şöyle dedi: "İnsanların Allah ile aldatıldığına hep birlikte şahit olduk. Bugün Müslümanlar için en önemli konu, din istismarı meselesidir. Dinin güvenliği açısından, din emniyetini toplumda sağlamak bakımından da karşı karşıya kaldığımız en önemli tehlike din istismarıdır. Dini istismar sadece duyguların istismarı değildir, bugün duyguların istismarının ötesine geçmiş güç, imkan ve kaynak devşirmenin aracı haline gelmiştir. Dün din adına cincilik, büyücülük ve falcılık nasıl bir problem idiyse, bugün de her alanda dinin istismar edilmesi aynı şekilde ciddi bir sorundur. Yaşadığımız ihanetin ardından devam etmekte olan süreçte toplum olarak bir yandan hassasiyetlerimiz, bir yandan özeleştirilerimiz artmıştır. Bu darbe girişimi ideallerimizi tırpanlayabilir mi? Hayır. Geleceğe yönelik umutlarımızı silebilir mi? Elbette hayır. Gayretlerimize yön veren hedeflerimizi küçültebilir mi? Bilakis hedeflerimizi büyük tutarak yolumuza hep birlikte devam edeceğiz."

FETÖ TAKİBİNDE ADALETSİZLİĞE DİKKAT ÇEKTİ

Hukuk önünde herkesin eşit olması gerektiğine de dikkat çeken Diyanet İşleri başkanı, " Adaletsiz uygulamalar toplumun vicdanını yaralar. Nnitekim 15 Temmuz'da yaşanan işgal ve darbe kalkışması hepimizi yaralamış ve büyük bir toplumsal travmaya neden olmuştur. Soruşturmalar ve açığa almalar sürerken müphem noktaların oluşmaması için azami gayret gösterilmelidir. Mahcubiyetimizin ve vebalimizin büyüklüğü tedirginlikle birleşince adaletsizliğe kapı aralamamalıdır, esas olan bu habis yapının çökertilmesi olmalıdır. Bu yapıyla bir şekilde yolu kesiştiğinde cahil ve masum adımlarla hareket ederek iyi işler yaptığı zannedenler, örgütün akıl hocalarından, proje mimarlarından, kasa ve cüzdanlarından, elebaşlarından ayrı değerlendirilmelidir. Bu kişilerin topluma yeniden kazandırılması, karşılarında devletin hakkaniyeti ve mutedil duruşunu bulması son derece önemlidir. Bir kimsenin işlediği suçtan dolayı başkaca bir yakınının mağdur edilmesi düşünülemez. Suçlu do olsa hiç kimse açlığa ve yokluğa mahkum edilemez. Bu ilkeler hakkın ve hukukun gereği olup, FETÖ'yle mücadelede bu ilkelere riayet edilmesi adaletin yanı sıra toplumsal huzurun tesisi için de elzemdir."

DİN İSTİSMARI UYARISI

Darbe girişimi sonrası dini grup, cemaat ve tarikatların irdelenmeye, sorgulanmaya ve kimi siyasi tartışmaların odağına çekilmeye başlandığını kaydeden Mehmet Görmez, bu konuda da şöyle konuştu: "Sınırlarımız içinde FETÖ, PKK ve DAİŞ farklı biçim ve zamanlarda aziz dinimizi kendi habis ideolojilerine alet etmeye çalışırken, bize düşen onların ektiği zehirli tohumları toplamak, hastalıklı damarları kurutmaktır. Tarihten günümüze varlıklarını sürdüren ve gerek bireysel, gerekse toplumsal hayata katkıları yadsınamaz olan bu yapıları tarafgirlikten uzak, insaflı ve ilmi kriterler ışığında okumak elzemdir. Bu milletin dini hayatına ve manevi hayatına hizmet etmiş, hizmet etmek için kurulmuş ne kadar sivil, dini yapı varsa bu yapıların 3 şeye dikkat etmeleri gerekiyor. Birincisi, dinin ana yolundan sapmaması, dini istismar etmemesi. İkincisi, toplumla, milletle doğru ilişkiler kurması ona ne vaat ediyorsa ona sadık kalması. Eğer 'Ben senin dinine, maneviyatına hizmet edeceğim, bu amaçla kuruldum' diyorsa o zaman biz onu uluslararası siyasetin içinde görmemeliyiz, biz onu uluslararası ticaretin bir piyonu, bir parçası olarak görmemeliyiz. "

RTÜK'E ÇAĞRI

Uydu üzerinden yayın yapan bazı kanal ve radyoların din istismarının bulunduğunu söyleyen Mehmet Görmez, bu konuda şu uyarıda bulundu: "Sahte bal sattı diye kanallar kapatılabiliyor, peki sahte din satmaya kalkışırsa ne yapmak lazım? Elbette bunun önlemini almamız gerekiyor. Bu konuda gerek TÜRKSAT'ın, gerek RTÜK'ün ivedilikle bir düzenleme yapması kaçınılmaz hale gelmiştir.

EVLİLİK AÇIKLAMASI

Devletin vatandaşların haklarını ve dokunulmazlıklarını koruyan en güçlü mekanizma olduğuna dikkat çeken Görmez, görüşlerini geniş şekilde şöyle açıkladı: "Bilhassa suiistimale açık grupların, kırılgan kesimlerin kendisini korumakta zorlanan bireylerin muhafazası söz konusu olduğunda devletin konumu tartışılmazdır. Bu bağlamda kadınların taciz ve şiddete, çocukların ihmal ve istismara uğramaları affedilecek bir suç değildir. Kimse örften beslenen ve geleneksel tarım toplumunun genlerinde var olan bazı uygulamaları İslamın bir gereği olarak göremez, gösteremez. İslamda bireyin akıl ve ruh sağlığının korunması esastır. Travmatik sonuçlar doğuran hiçbir ilişki tecviz edilemez. İslam bireyin mükellefiyetini akıl ve buluğ şartına bağlar. Dolayısıyla, bir kişinin kendi sorumluluğunu üstlenme ve kendi ayakları üzerinde durması akıl ve buluğ ile mümkündür. İbadetlerde buluğ yaşı esas alınmakla birlikte, muamelatta buluğ yaşı yeterli değildir. Ergenlik gerek şarttır, ancak yeter şart değildir. Yeter şart akılla tamamlanır. İkisi var olmadan muamelat konularında mükellefiyet şartları yerine gelmemiş olur. Evlilik insan hayatının en önemli adımlarından, en ciddi kararlarından birisidir. İslama göre nikah sadece nikah değildir, hem ahittir, hem akittir, hem bir misaktır. Ahit olması itibariyle ahlaki yükümlülükleri getirir. Akit olması itibariyle hukuki yükümlülükleri doğurur. Misak olması itibariyle evlenen çifti Allah'a karşı mesul kılar. Nikah hafife alınamaz büyük bir sözleşmedir."

'HER ŞEY İSLAMLA İLİŞKİLENDİRİLİYOR'

Konuşmasında bölgede ve ülkede son yıllarda yaşanan büyük acılarda bir numaralı gündemin din konusu olduğunu aktaran Mehmet Görmez, şöyle devam etti:

"Üzülerek belirtmek isterim ki, bütün bu gündemlerde İslam dini olumsuz olarak insanlığın önüne konulmaktadır. İki asırdır fakirlik, cehalet ve geri kalmışlık konuşulurken bir şekilde dinle ilişkilendirilir. Savaş, şiddet ve nefretten söz edilirken bir şekilde birileri konuyu İslam'la ilintilendirmeye çalışır. Kadına karşı şiddet konuşulur, konu gelir İslam'a dayanır. Çocuk istismarı tartışılır, bir şekilde konu yine gelir İslam dinine, İslam dininin yüce kitabına ve onun Yüce peygamberine dokunur. Kısıtlanan özgürlükler tartışılır, gündemde yine İslam vardır. İslamofobiya konuşulur, İslam nefreti konuşulur, İslam düşmanlığı konuşulur, ana gündem maddesi İslamdır. Mülteciler sorunu konuşulur yine İslamla ilintilendirilir. Muhacirler meselesi İslamla ilişkili olarak tartışılır. Mezhep ihtilafı, mezhep tartışmaları gündeme gelir, konu yine İslam'la ilişkilendirilir. Darbe olur başka ülkelerde, darbe yapılır kendi ülkemizde, konu yine din, konu yine İslam olur. Bütün bunlar algılarımızı, tasavvurlarımızı rehin almaktadır. Bugünümüzü etkilediği gibi geleceğimizi, çocuklarımızı, genç kuşaklarımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Tarihte önemli bir medeniyetin beşikliğini yapan bölgemiz, bugün tarihinde olmadığı kadar vahim bir tehlikeyle karşı karşıyadır."

'CİHAT ADAM ÖLDÜRMEK DEĞİLDİR'

Din konusundaki yanlışların siyasetin çatışma dilinden bağımsız görülemeyeceğini anlatan Mehmet Görmez, şunları söyledi: "Baskıcı, otoriter ve dine karşı mesafeli her iktidar nasıl ki, din konusundaki yanlışlıkları beslemiştir tarihte, katı bir anlayışla yapılan siyaset ortamı da toplumdaki dini yapıların daha da keskinleşmesine tarihte de yol açmıştır. Bugün de İslam coğrafyasını, Suriye'yi, Irak'ı, Yemen'i, Libya'yı göz önünde bulundurduğumuzda aynı şeylere şahit oluyoruz. Bugün İslam dünyasının en ciddi sorunu budur. İslam ülkelerinin liderleri bütün önyargılarından uzak bir şekilde bu coğrafyada kan akmaması için her türlü işbirliğine açık olmalıdır, aksi takdirde bu topraklarda mezhebe ve etnik yapılara dayalı çatışmaların giderek yaygınlaşması ve kalıcı bir hal alması kaçınılmazdır. Mezhebe hayalı siyasetin geleceği yoktur, mezhepçiliğe dayalı siyaset sadece kan getirir, gözyaşı getirir. Az önce ifade ettiğim küresel güçlerin bölgede başvuracağı son oyun, sonu gelmez mezhep savaşlarıdır. Kürsülerden 'Müminler ancak kardeştir' diye seslenen vaazlarımıza, idari erklerin sulh çabaları destek vermelidir. İslam coğrafyasının her köşesinde çınlayan ezanların salah ve felaha davetine İslam ülkelerinin liderleri icabet etmelidir. Siyasetteki her türlü işbirliğinin kitleleri birbirine nasıl yakınlaştıracağı ve çatışmaları nasıl kestiği görülecektir. Müslümanlar ve bilhassa Müslümanların idarecileri ilim, irfan, ahlak, hukuk ve adaletin bu topraklarda ikame olması için ceht ve gayret içinde olmalıdır. Cihat budur. Cihat adam öldürmek değildir, cihat kan akıtmak değildir, cihat İslamın yaşanması için insanları yaşatmanın ceht ve gayretidir. Buradan bütün İslam dünyasına bu çağrıyı yeniliyoruz . Geliniz çatışmalardan uzak, hakka ve adalete uygun bir işbirliğiyle İslam beldelerini yeniden İslamın selamın şehirleri yapalım."

RÜYALARINI DİN ADINA PAZARLAYANLAR...

Görmez, konuşmasının bir bölümünde düşünce serbestliğinden de söz ederek şöyle dedi: "İslamın düşünce geleneğinde yeri olmayan bu tutum asla kabul edilemez. Müslümanları birbirine düşüren, fitneyi, buğzu, hasedi, fesadı, tefrikayı körükleyen bu adamlar son derece tehlike arz etmektedir. Alimlerimiz, ilahiyatçılarımız ve din görevlilerimiz gerek ülkemizde ve gerekse İslam coğrafyasında giderek yaygınlaşan bu dil karşısında uyanık olmak ve milletimizi uyarmak zorundadır. İslamda sabiteleri hedef almayan her türlü düşünce serbestiyeti vardır, ancak kendisi gibi düşünmeyenleri tekfir eden, kendisi gibi yaşamayanlarını tehdit eden bir anlayışın özgürlükle ilgisi olamaz. Hele şiddeti tecviz eden, nefreti dilini kullanan, bütün bunları yaparken dini istismardan çekinmeyen yapılara karşı cezai müeyyide içeren hukuki düzenlemelerin yapılması toplumsal barışımız için kaçınılmaz hale gelmiştir. Etrafına topladığı samimi Müslümanların bilgisizliğini fırsat bilerek indi mütalaalarını, rüyalarını, hezeyanlarını, planlarını din adına pazarlamakla 'Ehlisünnet' yolu temsil edilemez.

Adana Sheraton Oteli'nde düzenlenen Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) 33'üncü İl Müftüleri İstişare Toplantısı'na, Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Büyükşehir Belediye Başkanı MHP'li Hüseyin Sözlü, 81 il müftüsünün yanı sıra çok sayıda DİB çalışanı katıldı. Katılımcılara seslenen Vali Demirtaş ve Belediye Başkanı Sözlü, konuklarına ağırlamaktan memnun olduklarını belirterek DİB Başkanı Görmez'e teşekkür etti.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Görmez'in açıklamarı (CANLI VERİLDİ)

Haber-Kamera: ADANA

===============================================

Işıkta bekleyen otomobilde kapkaç yaptı, yakalandı

ŞANLIURFA'da kırmızı ışıkta bekleyen camı açık otomobildeki çantayı alıp kaçan Murat E., polis tarafından kovalamaca sonucu yakalandı.

Olay, öğle saatlerinde Şenevler Mahallesi'nde meydana geldi. Plakası öğrenilmeyen kadın sürücünün kullandığı otomobil kırmızı ışıkta beklerken, yanına yaklaşan Murat E., açık çamdan elini uzatıp çantayı alıp kaçtı. Kadının ihbarıyla gelen polis tarafından bölgede yapılan çalışmada koşarken takip edilen Murat E. yakalandı. Çanta sürücüye teslim edilirken, gözaltına alınan Murat E. ise Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontörlünden geçirildikten sonra Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Hastanenin acil servisi

Şüpheliyi sağlık raporu alınması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera-Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)

==================================================

Kadına yönelik şiddete boyalı protesto

ESKİŞEHİR'de Sağlık-Sen üyesi kadınlar, hastane giriş duvarına astıkları panoya renkli boyalarla el izlerini çıkararak kadına yönelik şiddeti protesto etti.

Eskişehir Devlet Hastanesi poliklinikler önünde toplanan Sağlık-Sen Eskişehir Şubesi Kadınlar Komisyonu üyesi kadınlar, basın açıklaması yaptı. Kadınlar Komisyonu Başkanı Burcu Gülcan burada yaptığı konuşmada, kadınlara yönelik her türlü şiddeti protesto etmek için toplandıklarını belirterek, "Bizler Sağlık-Sen olarak ülkemizde yaşanan kadın hakları ihlallerine karşı herkesi birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz. Mağdur olmuş kadınlarımız için de sendikamız bünyesinde her türlü yardımı yapmaya ve destek vermeye hazırız" dedi.

Basın açıklamasının ardından sendika üyesi kadınlar hastane giriş koridoru duvarına astıkları ve üzerinde 'Kadına şiddete hayır' yazısının olduğu panoya renkli boyalarla el izlerini çıkartıp kadına yönelik şiddete tepki gösterdi.

Görüntü dökümü:

-Hastane önündeki basın açıklamasından,

-Kadınların hastane korioru duvarına astıkları panoya boyalarla el izlerini çıkarmaları,

-Erkek sağlık çalışanların da panoya el izlerini çıkartarak kadınlara destek vermelerinden çekilen görüntüler bulunuyor.)

Haber-Kamera: hakan TÜRKTAN-ESKİŞEHİR,

=========================================

Sporcular aşka geldi

MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde düzenlenen BodRUN Ultra Maratonu ödül töreni evlilik teklifi törenine dönüştü. Yarışmaya katılan iki erkek sporcu birlikte koştukları sevgililerine herkesin önünde evlenme teklifi etti.

Muğla'nın Bodrum ilçesinde düzenlenen BodRUN Ultra Maratonu'nda yabancı sporcuların yanı sıra Türkiye'nin 28 farklı ilinden gelen atletler 10, 23 ve 50 kilometre olmak üzere üç ayrı mesafede mücadele etti. 634 sporcunun katıldığı BodRUN Ultra Maratonu ödül töreni Bodrum Belediyesi Trafo Hakan Aykan Kültür Merkezi'nde dün akşam yapıldı. CHP'li Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ile yardımcısı CHP'li meclis üyesi Niyazi Atare'nin katıldığı ödül töreninde dereceye girenlere kupa, plaket ve Bodrum lokumu armağan edildi.

Ödül töreninde konuşan Başkan Kocadon "Yaklaşık on ülkeden yüzlerce sporcunun katıldığı yarışma 'Bodrum betona yenik düştü' diyenlerin aksine Bodrum ormanlarında, cennet koylarında, tepelerinde, patikalarında yapıldı ve yarışmacılar büyük zevk aldı. Seneye bu yarışmayı daha da genişleteceğiz. Bodrum'un güzelliklerini dünyaya tanıtan bu organizasyonda emeği geçenlere ve yurdun dört bir yanından gelip yarışmaya katılanlara teşekkür ediyorum" dedi.

EVLİLİK TEKLİFİ YAĞDI

Ödül töreni devam ederken kupasını almak için kürsüye gelen ve 50 kilometre yarışmasında ikinci olan fitnes antrenörü 29 yaşındaki Faiz Özkan, 6 yıldır birlikte olduğu 27 yaşındaki İzmirli Psikolog ve 10 kilometre yarışmasında ikinci olan Nurhan İsbir'e evlilik teklifi ederek 'evet' yanıtını aldı. Ardından Ankara'da yaşayan 31 yaşındaki Avukat Serkan Halıcı, "Bugün iki kez nefesim kesildi, bir yarışmada bir de şimdi. Çünkü biraz sonra birlikte koştuğum ve bir yıldır her an nefesini hissettiğim arkadaşıma nefesim kesilecek bir teklif yapacağım. Onu buraya çağırıyorum. Ben şahsen bugün aşkımın peşinden koştum" dedi. Serkan Halıcı, Ankara'da yaşayan ve avukat olan 23 yaşındaki Ezgi Çetinel'e yüzüğünü takıp yere diz çökerek evlenme teklifi etti. Tüm izleyenler çiftleri alkış yağmuruna tuttu. Çetinel ve Halıcı dereceye giremedi.

Kadınlar 10 kilometrede Benhur Öncel, 23 kilometrede İpek Öztosun, 50 kilometrede ise İtalyan uyruklu Alesia Matti birinci oldu. Erkeklerde 10 kilometrede Orçun Ocakoğlu, 23 kilometrede Fırat Dizman, 50 kilometrede Mehmet Aydıngör birinciliği elde etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Evlilik tekliflerinden genel detay görüntü,

-Başkan Mehmet Kocadon'un konuşması,

-Kupa töreninden genel detay görüntü.

Haber-Kamera: Yaşar ANTER / BODRUM Muğla, DHA)

================================================

HDP'li Yüksekdağ ve iki vekile dava

İZMİR'de katıldıkları panelde yaptıkları konuşma nedeniyle HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş hakkında 'Terör örgütü propagandası yapmak', HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat hakkında ise katıldığı bir gösteride, 'Suçu ve suçluyu övmek' suçlamasıyla iki ayrı dava açıldı.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş, geçen şubat ayında, İzmir'de partileri tarafından düzenlenen panelde konuşma yaptı. İddiaya göre Yüksekdağ bu paneldeki konuşmasının bir bölümünde, "Bugün 'Cizre'de, Silopi'de, Sur'da, Nusaybin'de, Dargeçit'te ve Lice'de bizler kendi kendimizi yönetecek kadar olgunuz' diyen halkın mücadelesi, işte yüzyıllar boyunca verilen bu insani mücadelenin bayrağının dalgalandırılmasıdır" dedi. Erdal Ataş'ın da aynı panelde yaptığı konuşmada, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinden 'Kürdistan' diye bahsettiği, mevcut yönetim sisteminin çöktüğünü, yeni bir yönetim anlayışına ihtiyaç duyulduğunu, öz yönetimlerin tartışılması gerektiği söylediği belirtildi. Bu söylemlerin, bölücü terör örgütü PKK'nın ülkeyi bölmeye yönelik eylemleriyle örtüştüğü iddia edildi.

1- 5 YIL HAPİS İSTEMİ

Soruşturmayı tamamlayan Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianamede, Yüksekdağ'ın sözleriyle, 'terör eylemlerini bir halk mücadelesi olarak göstermeye çalıştığı, PKK'nın propagandası yaptığı', Ataş'ın sözlerinin de aynı şekilde 'terör örgütünün propagandası' olduğu belirtildi. Savcı, soruşturma aşamasında şüpheliler Figen Yüksekdağ ve Erdal Ataş'ın ifadesine başvurulması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına talimat yazıldığını, ancak çıkartılan tebligata rağmen savunmasını yapmak üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı talimat bürosuna gitmediklerini belirtti. Savcı, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş'ın 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçundan 1 ila 5'er yıl arasına hapis cezasına çarptırılmalarını talep etti.

İddianame İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, yargılamaya önümüzdeki günlerde başlanacağı belirtildi.

IRGAT'A DA DAVA

HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat hakkında ise 'Suçu ve suçluyu övmek' suçlamasıyla hazırlanan iddianame 40'ıncı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, Irgat'ın 2015 yılının Şubat ayında, İzmir Valiliği'nin yasakladığı bir mitingi protesto etmek amacıyla Alsancak semtinde düzenlenen eylemde yaptığı konuşmasında, terör örgütünün elebaşı eri Abdullah Öcalan'ı 'siyasi tutsak' olarak ifade ettiği, terör eylemlerinden bir özgürlük mücadelesi olarak bahsettiği, Öcalan lehine atılan sloganlara destek verdiği belirtildi. Bu nedenle 'Suçu ve suçluyu övmek'ten yargılanması talep edildi. Irgat da İzmir 40'ıncı Asliye Ceza Mahkemesi'nde 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle hakim önüne çıkacak.

Haber: Bahri KARATAŞ/ İZMİR, -

=============================================

Artvin'de zararlı kelebekle mücadele çalışması başlatıldı

Artvin Orman Bölge Müdürlüğü, Şimşir ormanlarına zarar veren ve 'Şimşir güvesi' olarak bilinen, Cydalima Perspectalis kelebeğine karşı mücadele başlattı.

Bir süre önce Gürcistan'dan ülkemize Muratlı bölgesinden giriş yapan Cydalima Perspectalis kelebeğinin birkaç ay içinde Şimşir ormanlarının bir bölümüne yayıldığını ve önemli ölçüde zarar verdiğini belirten Borçka Orman İşletmesi yetkilileri, kelebeğin larvalarına karşı mücadele çalışması başlatıldığını ve olumlu sonuç alındığını bildirdi.

Kelebeğin larvalarına karşı ilaçlı müdahalenin yanı sıra yurt dışından temin edilen ve kelebeğin zarar verdiği sahalara asılan tuzaklardan da olumlu sonuç alındığını kaydeden yetkililer, 10 gün içinde her tuzağa 50'ye yakın ergin kelebeğin düştüğünün belirlendiğini açıkladılar. İşletme yetkilileri, bölgede ilaçlama yapılması mümkün olmayan sarp alanlarda tuzakların kullanılacağını kaydettiler.

Adem GÜNGÖR /ARTVİN -

============================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Şırnak Cudi PKK Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title